Elindeki işi yüzüne gözüne bulaştırdıktan sonra başka işe kalkışan 'beceriksizler' için şu söz söylenir; 'Her kuşu öptün, sıra geldi leyleğe…' (Öptün kelimesi yerine başka kelime kullanmak, kişinin tercihine bırakılmıştır)
Türkiyeli Başbakan Erdoğan da her işi bitirdi, şimdi sıra üstüne tüy dikip 'Başkan' olmaya geldi !...
*Avrupa Birliği Açılımı dedi;
Gülbettin Hikmetyar'dan sonra Papa'nın heykelinin önünde de çöktü, 'AB'ye girdik, müjdeler olsun' diye milyonlarca lira harcayıp güpegündüz havai fişek patlattılar. AB'den sorumlu Bakan var, fakat AB hayal oldu…
*Kıbrıs Açılımı dedi;
'Kazan Kazan' , 'Yes be annem' , 'Çözümsüzlük çözüm değildir' dedi. Rahmetli Denktaş'ı utanmadan vatan haini ilan ettiler. Annan Planını kabul ettirdiler, Kıbrıs'taki konumumuz eskisinden çok daha geri gitti…
*Roman Açılımı, dedi;
İstanbul'daki Roman vatandaşların evleri ellerinden üç-otuz paraya gitti, yandaş müteahhitler köşe oldu…
*Alevi Açılımı, dedi;
Alevi vatandaşlarımız hiçbir hak elde edemedikleri gibi, evleri de kırmızı boya ile işaretlenir hale geldi…
*Kürt Açılımı, dedi;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir 'Cihan Devleti'ni, 54 Bin insanımızın canını alan bir 'Narko-Terör' örgütü ile aynı masaya oturttular. Türk Adaletinin namusu olan, Hakim ve Savcılarımızı, teröristlerin ayağına götürtüp, katilleri zorla serbest bıraktırdılar. Türkiye'yi bölünme noktasına getiren terör örgütünü besleyip, koruyan Barzani ile 'sıra gecesi' düzenleyip karşılıklı şarkılar söylediler…
*Demokrasimizin standardını yükseltiyoruz, Askeri Vesayet'i kaldırıyoruz diye, terörle mücadele eden kahramanları sahte-düzmece dijital delillerle suçlayıp hapse attılar. Demokrasilerde asla yerleri olmayan illegal-kaçak kuruluşlardan Cemaat ve Tarikatları devlet yönetimine ortak ettiler…
*Geçmişle yüzleşiyoruz diye, Cumhuriyeti kuranlara utanmadan hakaret ettiler. Tarihten ders alıp, varsa yapılan yanlışlardan ders almak yerine, tarihten kin-nefret ve nifak tohumları çıkarmaya çalıştılar….
*İnançlı insanlarımızın tertemiz duygularından yararlanıp bu kişileri dolandıran 'sadaka hırsızlarını' yanlarından ayırmadılar, bunlardan bazılarını üst düzey göreve getirdiler, korudular…
*Türk Ekonomisini, 'üretmeyen- istihdam yaratmayan' bir ekonomi haline getirip, nüfusumuzun %57 sini borçlarını ödeyemez hale getirdiler.
Tüm Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan borcun üç katını 10 senelik iktidarlarında yaptılar…
*Dış Politikada, cehaletin en cesur örneğini vererek, ülkemizi neredeyse tüm komşularımızla kavgalı hale getirdiler. Şimdiye kadar ki hiçbir 'Türk Başbakanı', Türkiyeli Başbakan Erdoğan'ın muhatap olduğu şu hakaret sözlerine muhatap olmadı.
Suriye Enformasyon Bakanı Dr. Adnan Mahmud; 'Erdoğan'ın, ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik projesinin elemanı olduğunu biliyoruz. Bu proje Arap bölgesini etnik, mezhepsel ve ırkçı temelde parçalamaya yöneliktir. Suriye'nin düşmanı Erdoğan'ın içinde bulunduğu proje budur…'
Dün Şam'da halk Erdoğan için, 'Çocuk katili' , Türkiye'nin Deccal'ı' diye slogan attı…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan'ın 'Başkanlık Sistemi' hakkında nasıl bir birikime sahip olduğunu, hangi kitapları okuduğunu, hangi uzmanlara danıştığını kimse bilmiyor.
Bu konuda uzun yıllar çalışma yapmış, yüzlerce eseri incelemiş biri olarak Başbakan Erdoğan'a bir önerim olacak.
Başkanlık Sistemi; Yapılacak yeni anayasanın önce felsefesinin belirlenmesi ve bu yönde, Siyasi Partiler Kanunu-Milletvekili Seçim Kanunu- Seçim Sisteminde yapılacak değişikliklerin yeni anayasaya işlenmesi suretiyle, sistemin bütünlüğünün sağlanmasıyla gerçekleştirilmelidir..
Bunlardan birini yapmazsanız, örneğin Milletvekillerini 'bir milletvekilli- dar bölge' yoluyla halka seçtirmezseniz, ya da seçim sistemini değiştirmezseniz, Başkanlık sistemini bugünkü 'tek adam' yönetiminden daha ağır, faşist bir yönetime döndürürsünüz…
Geçmişi böylesine başarısızlıklarla dolu birinin, Türkiye'yi kazasız-belasız 'Başkanlık Sistemine' götürebileceğini düşünmek, tüm kuşları öpüp, leyleğin peşinden koşmaya ve olmayacak duaya amin demeye benzer…
Aksini düşünenler için sözüm şudur; Hayal görmek serbesttir, fakat sürekli hayal görüp gözünü gökteki yıldızlardan ayırmayanlar, önlerine çıkacak ilk çukura düşerler…