Üç koca yıl…
Nasıl da geçti rüzgar gibi…
Oysa…
Daha dün gibi sıcaklığını yaşıyoruz…
O'ndan geride kalan anıların…
***
23 yaşında mimar oldu…
Ertesi yıl Buca Belediyesi'nin İmar Müdürü koltuğuna oturdu…
Veeee…
Gencecik, dal gibi o kız…
25 yaşında Buca Belediye Başkanı oluverdi…
İzmir'in tarihi ilçesinin 'güvenine' bakar mısınız?
İkinci dönemi de kazandı…
Tamamlamak nasip olmadı…
12 Eylül Askeri Darbesi nedeniyle…
Koltuğuna ve hizmet aşkına 'kısacık' da olsa ara verdi…
O günlerden özel bir anı…
Taaa…
42 yıl öncesine gidiyoruz…
Gözleriniz yaşaracak, hazır olun…
***
Perdeleri kapalı, loş ve kasvetli odada…
Sadece komutan ve birkaç da yüksek rütbeli vardı…
Kelimeleri tartarak…
Ağır ağır konuşuyordu Org. Süreyya Yüksel…
Ege Ordu ve İzmir Sıkıyönetim Komutanı olmanın…
Emredici ağırlığı ile…
Her sözü karagözlü kızın ciğerine işliyordu:
'Bak kızım, şu önündeki kağıda (Adalet Partisi'nden istifa ediyorum…) diye yazman yeterli… Bu senin dilekçen olacak ve bağımsız belediye başkanı olarak görevini sürdüreceksin…'
Kısa bi'sessizlik oldu…
Komutan, tekrarladı:
'Tamam mı, başkan hanım?'
Genç kızın gözleri nemlenmişti ama…
Ağlamamak için kendini tutuyordu…
Ayağa kalktı…
'Hayır, tamam değil Paşam…' dedi ve…
O kasvetli odayı çınlatan sesiyle…
Kalbinden geçenleri bi'solukta seslendirdi:
'Bakın Paşam… Ben, Süleyman Demirel'in kızıyım… O'nun tasvip etmediği (onaylamadığı) bir şeyi yapmam; yapamam!'
Sonra ayağa kalktı…
Komutanın gözlerine baktı, rahatlamış vaziyette kapıya yöneldi ve…
'Zahmet etmeyin! Yolu biliyorum…' diyerek…
İnsanın içini karartan odadan ayrıldı…
Daha merdivenleri tamamlamadan…
Gözlerinden yağmur gibi yaşlar boşaldı…
Artık…
Buca'nın Belediye Başkanı değildi ama…
Kalbi bir güvercininki kadar hür ve bağımsızdı…
O gencecik 'cesur yürek' kız…
Buca'nın kalbinde taht kuran Işılay Saygın'dan başkası değildi…
***
80 İhtilali'nden altı yıl kadar geriye gidelim…
Bu yaşanmış olayı az kişi bilir…
***
Yıl; 1974…
Işılay Saygın, Buca Belediye Başkanı…
Sabahın köründe gazeteci Tayfur Göçmenoğlu'nu arıyor:
'Öğlen saat 12.00 gibi belediyeye gelebilir misin?'
Meslek büyüğümüz Tayfur ağabey…
Işılay Başkan'ın makamına gidiyor…
Odasında yakışıklı sarışın bir genç var…
Işılay Başkan, o genci tanıtıyor:
'Nişanlım…'
Tayfur ağabey şok'ta!
Neden?
Çünkü, o bile başkan hanımın bir nişanlısı olduğunu bilmiyor…
Işılay Başkan, 'Seninle bir şey konuşmak istiyoruz' diyor ve…
Sözü nişanlısına bırakıyor…
Yakışıklı genç, bir yılda yıldızı parlayan…
Türkiye'nin en karizmatik kadınları arasına giren nişanlısının…
Bu hızlı temposu karşısında…
Ortak yaşamları adına belli ki, kuşkular taşıyor…
Bu sesindeki heyecandan belli:
'Ben Işılay'ın bu temposuna ayak uyduramam… Ya belediye başkanlığını bırakacak ya da bu evlilik suya düşecek…'
***
Işılay Başkan çok huzursuz…
Nişanlısı ondan cevap bekliyor ve o cevap o gün verilecek…
Yakışıklı genç, daha sonra geleceğini söyleyerek ayrılıyor…
Gazeteci büyüğümüz Göçmenoğlu…
Akşamüstü Işılay Başkan'ı telefonla arıyor…
'N'oldu, neye karar verdin?' diye soramadan…
İzmir'in tek bayan belediye başkanı…
Ağlamaklı bir sesle…
Sadece 'Bitti…' diyebiliyor…
Ardından…
'Bir daha asla evlenmem…' diye ekliyor…
Gerçekten öyle oldu…
Bir daha hiçbir erkekle hayatını birleştirmedi…
Ama önündeki parlak geleceği doyasıya yaşadı…
Milletvekili oldu, bakanlık görevleri üstlendi…
Türk insanının…
Daha mutlu, daha güvenli ve huzurlu yaşaması adına…
Çok sayıda kanunun çıkarılmasını sağladı…
Hizmete adanmış bir ömür sürdü...
O gün nişanlısına 'Evet' deseydi, belki bunlar olmayacaktı…
***
Uzunca eteği, topuksuz ayakkabıları…
Azıcık sert bir yüz ifadesi…
Ama hep 'gülmeye iştahlı' gözler…
Belediye Başkanı iken de aynı…
Milletvekili, Bakan olduğunda da aynı…
Siyaset arenasında O'nun kadar…
İşsizi 'iş sahibi' yapan bir politikacı görmedim…
Hiç abartmıyorum…
40 yılda ekmek sahibi yaptıklarının…
Yeri geldi; çocuklarına bile iş buldu!
***
Hani, arada sırada derim ya…
Kader ağlarını bazen çok garip biçimde örüyor diye…
Gerçekten öyle…
Adalet Partisi'nin lideri Demirel…
25 yaşındaki o genç kızın…
Buca'ya belediye başkanı olmasını sağlıyor…
Türkiye, o Bucalı kızı yıllarca…
'Demirel'in kızı' olarak tanıyor, seviyor, bağrına basıyor…
Ancak…
O yüksek mimar Bucalı kız…
16 yıl aralıksız milletvekilliği yapmasına karşın…
Ya Tansu Çiller'in…
Ya Necmettin Erbakan'ın…
Ya da Mesut Yılmaz'ın başbakanlıklarında…
Bakan oluyor; Türkiye'de parmakla gösteriliyor…
Siyaset'en Türkiye Cumhuriyeti'nde rekorlar kırıyor…
'Cumhuriyet Kadınları' için simge oluyor…
Örnek teşkil ediyor…
Hala, güzel ülkemin politika arenasına…
Özüyle… Sözüyle… Duruşuyla… Atatürkçü kimliği ile…
Bi'tanecik daha 'Işılay Abla' gelmedi…
***
Film gibi…
Yazarken aklıma geldi…
Özdemir Erdoğan'ın ünlendirdiği…
Bir şarkı vardır, hatırlar mısınız?
'Sevdim Seni Bir Kere Başkasını Sevemem…' diye başlar…
Ve şöyle final yapar:
Daha yolun başındasın değişirsin diyorlar…
Oysa sana çıkıyor bildiğim bütün yollar…
Sevgi anlaşmak değildir…
Nedensiz de sevilir…
Bazen bir an için ömür bile verilir…
Sizce…
Işılay Saygın o sarışın nişanlısıyla…
Nikah masasına oturmalı mıydı?
O nikah defterine imza atsaydı…
Onca hizmetin altına da aynı imzayı atabilir miydi?
Zor soru ama…
Galiba cevabı yok…
***
Bitiriyoruz…
Dün…
'Türkiye'nin Işılay Ablası'…
Cumhuriyet'in ilk 'Kadın Turizm Bakanı'…
İzmir'in, Buca'nın gururu…
Işılay Saygın'ı ebediyete uğurladığımızın üçüncü yılı…
O'nu hiç unutmayacağız…
Nokta!
Hamiş: 'Beş dönem İzmir'e Milletvekili olarak hizmet verdi… Türkiye'nin ilk kadın çevre bakanı ve turizm bakanı olarak tarihe geçti… 30 yıl içinde siyasi yelpazenin dört farklı partisinde (Adalet Partisi, Milliyetçi Demokrasi Partisi, Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi) görev yaptı… Buca Belediye Başkanı olarak başladığı siyasi kariyerinde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı, Çevre Bakanı ve Turizm Bakanı olarak alkışlandı… Solunum yetmezliğinden şikayetçiydi... Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'de 20 gün tedavi gördü.. Ne var ki, ecel kapıyı çalmıştı bi'kez… 27 Temmuz 2019 akşamı bu dünyaya veda etti…'
Sonsöz: 'Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar! / Hz. Mevlana…'