19 Haziran’’ı 20 Haziran’’a bağlayan gece ateş, sadece şehit yavrularımızın evlerine düşmedi; vicdan sahibi herkesin içi yandı kavruldu.’¶
Ama bizler bu acıyla yanarken, kendimizi bu vatan için şehit olan her fidanın anası, babası gibi hissederken, TBMM Başkanının beyanatı ile ikinci bir travma geçirdik.
’“Genelkurmay tatmin edici bir açıklama yapmalı’” imiş, yani ’“TSK hesap vermeli imiş.
19 Haziran gecesi, Gediktepe karakolunda, birtakım görüntüler tespit ediliyor ve ateş açılıyor. Ancak karşı ateş gelmeyince, bunlar köylü veya sınır kaçakçısı olabilir düşüncesiyle etkisiz hale getirilmiyorlar. Daha sonra bu kişiler o acı saldırıyı gerçekleştirip, 11 yavrumuzu şehit ediyorlar.
Şimdi size soruyorum; dünyanın neresinde, bir uç sınır karakolunun yakınına kadar, siviller yaklaşabilir, hele terörle mücadele eden bir ülkede böyle bir hoşgörü olabilir mi?
Bizim koşullarımızda başka bir ülkede, böylesine stratejik bir askeri bölgeye, gece yarısı yaklaşanlar kim olurlarsa olsunlar, anında etkisiz hale getirilirler’…
Peki, bizim askerlerimiz, bu insanlara neden müdahale etmediler, hiç düşündünüz mü?
Düşünmediğiniz belli ki ’“TSK hesap vermeli’” diyebiliyorsunuz’…
Bu askerlerin elini kolunu bağlayan sizsiniz, sizin iktidarınızdır. Bu askerleri çaresizliğe iten, sizin yarattığınız, TSK’’yı pasif hale getirme politikalarınız!...
O gece görüntülenen kişiler etkisiz hale getirilse, ki normal olanı budur, ertesi sabah da, ölenlerin PKK’’lı değil de, kaçakçı veya civar köylerden siviller olduğu ortaya çıksa, sizce ne olacaktı?
Yandaş medyanız ortaya dökülüp, TSK’’nın yargısız infazlar yaptığını ilan edecek, sizin sözde aydınlarınız, ’“hepimiz kaçakçıyız’” mitingleri düzenleyecek ve hep birlikte, TSK’’ya saldırmanın ’“dayanılmaz hafifliğini’” tekrar tekrar, keyifle yaşamayacak mıydınız?...
O Bölgedeki tüm askeri görevlilerin, erinden, Uzman Çavuşundan, Orgeneraline kadar, organize suç örgütü üyesi olarak, ’“Ergenekon kapsamında’” tutuklanmalarını istemeyecek miydiniz?
Hiç sıkılmadan ’“TSK’’dan tatmin edici bir açıklama bekliyorum’” diyorsunuz. Üç yıldır dilimizde tüy bitti; Türkiye’’nin başka ordusu yok, TSK’’ya uyguladığınız sindirme politikaları, terörle mücadeleye zarar verir, dedik dinlemediniz. Şimdi geldiğimiz nokta sizin eseriniz..
20 Haziran tarihli ’“Taraf’” gazetesinin o vicdansız ilk sayfasını ve sizin beyanatınızı, özel arşivimin ’“yüz karaları’” bölümüne koyuyorum! Türk Milleti bu kara belgeleri asla unutmayacaktır.
Bilmem tatmin oldunuz mu? Daha tatmin olmadıysanız, Tayyip Bey’’e gidin; Sevsin sizi..
Not: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Türk Milletinin tescilli iki tane düşmanı var; Bunlardan birinin babasını benim yaşımda olan tüm İzmirliler iyi bilirler. Bornova’’da bir tarikat evine yapılan polis baskınında pencereden kaçarken, yüzü gözü cam kırıklarıyla kesilmişti. O adamın oğlu. Şerefli Türk Polis teşkilatının bir kısmını AKP’’nin izniyle ele geçirmiş cemaatin uşağı. Geçenlerde, PKK’’yı muhatap almalıyız, Güneydoğu’’da herkes artık Barzani’’nin mahkemelerine gidiyor. Barzani’’ni celpleri güneydoğuda dolaşıyor diyen zibidi. Şimdi de, TSK’’nin saldırıyı bildiği halde müdahale etmediğini söylüyor.
İkincisi, Devletin parasıyla Amerika’’ya gitmiş, fakat 6 yıl boyunca ’“okyanus ötesi uçuş yapamaz’” diye rapor alıp hem bu milletin parasını ’“maaş’” adı altında harcamış, hem de cemaatin emrinde çalışmış. Bu eski emniyetçi müsveddesi de TSK’’ya devamlı hakaret ediyor. Merak ettiğim konu şu; TSK kendisine hakaret edenleri takip edip dava açmıyor mu?Yoksa açıyor da, bunlar korunuyorlar mı?TSK, kamuoyunu bilgilendirsin de, bizde ne yapacağımıza karar verelim’…
Not: İlhan Selçuk, Atatürk İlke ve Devrimleri'nin büyük savunucusu ve Türk fikir hayatının büyük ustalarındandı. Ailesine, Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarına, Türk Milletine başsağlığı dilerim. Nur içinde yatsın’….