Fırat Soylu/Egedesonsöz - 2002 yılında Teşkilattan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı olarak başlayan siyasi yaşamını 12 Haziran seçimlerinden sonra İzmir Milletvekili olarak devam ettiren Aydın Şengül ile milletvekilliği çalışmaları ve partisinin yaklaşan kongre süreci hakkında konuştuk. Kendisi gibi teşkilatta uzun yıllar görev yapan eski İl Başkanı Ali Aşlık, eski İl Kadın Kolları Başkanı Nesrin Ulema ve eski İl Gençlik Kolları Başkanı Hamza Dağ ile İzmir’i Ankara’da temsil edecek olan Şengül ile meclisteki yemin törenin ardından bir araya geldik. Haftanın dört gününü Ankara’da üç gününü ise İzmir’de geçirmeyi planlayan Şengül, İzmir’deki zamanının büyük çoğunluğunu seçim sürecinde söz verdiği gibi halkla buluşmalara vereceğini söylüyor. Teşkilattan gelen bir isim olması nedeniyle parti tabanının da sesi olacağını kaydeden Şengül, kendisi gibi teşkilattan gelen milletvekilleri ile birlikte kongre sürecine etki edecekleri yönündeki iddialara yanıt verdi. Eski İl Başkanı olması nedeniyle ilçe kongreleri öncesi birçok ismin kendisi ile görüşerek destek istediğini doğrulayan Şengül, kongre sürecinin doğal akışında gitmesi gerektiğini belirterek sürece müdahil olmayacağını dile getirdi.
Yemin ederek milletvekilli rozetini taktınız, seçim sürecini kısaca değerlendirir misiniz?
Evet, genel seçimleri geride bıraktık. Seçim sürecine baktığımda ben AK Parti olarak İzmir’de beklentilerin üzerinde bir sıçrama yaptığımızı düşünüyorum. Artık İzmir’de AK Parti’nin de olduğu kabul edilmeye başlandı. İzmir’in CHP’nin kalesi olduğu tezi bu sonuçlarla ortadan kalktığını düşünüyorum. CHP’lilerin “Kimi koyarsak koyalım kazanırız”, “Ceketimi koyarsam seçilir” anlayışına son verdik. Bana kalırsa bu seçimlerin en dikkat çeken noktası yerel seçimler öncesi İzmirlilerin mevcut CHP’li yerel yönetimlere olan kızgınlığının gözler önüne serilmesidir. Seçim süreci boyunca vatandaşlardan CHP’li yerel yöneticilere yönelik çok fazla şikayetler aldı. Seçmen ciddi anlamında yerel yönetimlerden rahatsız. Kendilerinin aldatıldığını düşünüyor. Bunun hesabını da 12 Haziran seçimlerinde gördü. Önümüzdeki yerel seçimlerde çok sayıda CHP’li ve MHP’li seçmenin AK Parti’ye oy vereceği görüldü. Bu nedenle yerel seçimlerde çok daha başarılı olacağız.
Seçim sürecinde 35 İzmir 35 proje adında vaatlerde bulundunuz, bu projelerle ilgili süreç nasıl işleyecek?
AK Parti olarak hükümetimiz İzmir ile ilgili seçimden öncede ve seçim sürecinde projeler açıklamıştı. Bu projelerin belli kısmı başladı, temelleri bile atıldı. Bazılarının ise projelendirme evreleri hala devam ediyor. Bazılarının temelleri önümüzdeki günlerde atılacak. Bir plan, program dahilinde hızlı bir şekilde hayata geçirilecek. Önümüzdeki günlerde Sayın Bakan’larımızın öncülüğünde Sivil Toplum Kuruluşları ile kanaat önderleriyle bir araya geleceğiz. Bu projeler hakkında bir öncelik belirlemesi yapacağız. Önem sırasına göre projelerin hangilerinin ilk olarak hayata geçirilecek bunların programlanması yapılacak. Hızlı bir şekilde oluşturulacak bir program ile görüşmelere başlayacağız. Önceliklerin belirlenmesinden sonra projelerin fizibilite çalışmaları yapılacak ve temelleri atılacaktır.
Yemin krizinin aşılması ve hükümetin güvenoyu olmasının ardından meclis tatile girecek, bu boşlukta neler yapacaksınız?
“Ben seçim bitti, her şey bitti” diyen biri değilim. Çalışmalar daha yeni başlıyor. Hemen önümüzde yerel seçimler var. Bunun için hazırlıklara başlamalıyız. Ben milletvekili olduktan sonra ilçeleri gezerek vatandaşımıza, seçmenimize teşekkür ziyaretleri yaptım. Çünkü seçim çalışmaları sırasında sahada yüz yüze geldiğim vatandaşlarımızdan en çok, ‘seçimden sonra bir kez daha gelecek misiniz?” sorusunu aldım. Ne yazık ki, seçmen geçmişte çok ihmal edilmiş. Milletvekili seçilenler Ankara’ya gitmiş il’inden, ilçesinden, vatandaşından kopmuş. Seçimden sonra ben ilk iş olarak bölgeleri gezmeye karar verdim. Gittiğim her yerde sevgiyle karşılandım. İnsanlar çok mutlu oldu. Seçim sürecinde bir araya geldiğim, hatıra fotoğrafı çektirdiğim vatandaşlar beni bu kez seçim sonunda görünce yüzleri güldü. İnanın vatandaşlarımızın bizlerden çok şey beklemiyor. İstedikleri sadece ilgi ve alaka gösterilmesi. Kendilerini dinleyecek, onlarla konuşacak, onlara dokunacak birini arıyor. Onlar bizi oylarıyla seçti, Ankara’ya milletvekili olarak gönderdi bizim de onları dinlemek, yanlarında olmak görevimizdir.
İZMİR’İN MİLLETVEKİLİYİM
Sadece bize oy vermiş seçmenimizin değil, biz artık İzmir’in milletvekiliyiz. Tüm İzmirlilerin haklarını korumak, savunmak, onların mecliste sesi olmak bizim görevimiz. İzmir ile ilgili yapılması gereken her şey de biz elimizi taşın altına koyacağız. İzmir’deki yerel yönetimlere de ayrımcılık yapamayız. Yani o CHP’li şu MHP’liydi diye bakamayız. Biz kim bölgesine katkı için çalışıyorsa ona destek elimizi uzatmalıyız. Kimin il’ine, ilçe’sine katkısı olacaksa bizimde onunla birlikte el birliği ile çalışmamız gerekiyor. Çünkü söz konusu olan İzmir ve İzmirlilerdir. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret etmeyi düşünüyoruz. Artık bizim kavga edecek, didişecek zamanımız yok. Biran önce birlik ve beraberliği sağlayıp İzmir’in hak ettiği konuma gelmek için yapmamız gerekenleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Biz artık İzmir milletvekiliyiz. Önceliğimiz İzmirlilerin sorunlarını çözüme kavuşturmaktır.
Seçimlerin ardından partinizde kongre süreci başladı. Eski bir il başkanı olarak süreçle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Evet. Partimizde kongre süreci başladı. Şimdilerde bazı beldelerde kongreler başladı. Ağustos ve Eylül aylarında ilçe kongreleri yapılacak. Her seçim süreci bir yenilenme sürecidir. Kendi içimizde bir kısım yenilenme olacaktır. Bizim diğer partilerden en büyük farkımız biz her kongrede ciddi bir yenilenme yaşarız. Seçim sürecinde teşkilatlarımızın durumu daha iyi görüldü. Başarılı arkadaşlarımızla bu süreçte yeniden devam edeceğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra birlik ve beraberliği sağlayamamış ve başarılı olamamış bazı ilçe teşkilatlarımız da var. Buralarda bir kan değişimi olabilir.
İlçe kongrelerinin hareketli geçeceğini düşünüyor musunuz?
Biz parti içi demokrasinin hakim olduğu bir partiyiz. Bu nedenle aday olmak herkesin hakkıdır. Birisi ilçe başkanı olduğunda, bizim ona ‘niye aday oldun’ demeye hakkınız yok. Kendisinde o gücü gören her arkadaşlarımız kongrelerde aday olabiliriz. Tabi ki bu seçimler demokratik koşullar içerisinde olacaktır. Bizim geçmişte de çok adaylı kongrelerimiz oldu. Gayet nezaket içerisinde yarışa çıkarken de, yarış bitterken de herkes birlik beraberlik içerisinde oldu. Ben bu kongrelerde aday sayısının fazla olmasından çok mümkün olduğunca mutabakat sağlanarak, belli isimler üzerinde anlaşma sağlanarak yapılması taraftarıyım. Ama bu demek değildir ki biz insanlara birebir müdahale edip, ‘sen aday ol sen olma’ diyeceğiz. Bu doğru olmaz.
Teşkilattan gelme eski bir İl Başkanı olmanız kongre sürecine dahil olabileceğiniz dedikodularını çıkarıyor. Bunun için neler söyleyeceksiniz?
Bazı duyumlar bizim de kulağımıza geliyor ilçe kongrelerinde şu ismi düşünüyor, şu ismi destekleyecek, şu ismi istemiyor gibi söylentiler ortalarda dolaşıyor. Bu iddialara burada cevap vermek istiyorum. Bunlar asla doğru değil. Hiçbir şekilde bu sürece müdahil olmayız. Bu süreç doğal akışı içerisinde olacak. Biz daha önce teşkilatta görev almış milletvekilleri olarak herkese aynı mesafedeyiz. Bizim bu akışa müdahil olacağımız söz konusu olamaz. Ancak bu süreçte gözlemlerimizi hem Genel Merkeze hem de il başkanlığına aktarabiliriz.
Sizle görüşüp adaylık için destek isteyen veya fikir alanlar var mı? (ALTAKİYLE BENZERLİKLER VAR)
Uzun yıllar teşkilattan gelen birisi olarak birlikte siyaset yaptığım birçok arkadaşım var. Bu süreçte bizle görüşen teşkilat mensupları da olacaktır. Bu da son derece doğaldır. Çünkü yıllardır onlarla birlikte siyaset yaptık, beraber koşturduk, beraber sevindik, beraber üzüldük. Sıkıntısı olan doğal olarak bize gelir ve sıkıntılarını, üzüntülerini aktarabilir. Onları dinleriz, fikrimizce doğru olanları onlara aktarırız. Sonuçta karar onlarındır. Onun dışında bizim sahaya inip birebir delege çalışması veya yönlendirme çalışması yapmamız doğru olmaz, yapmayacağız da.
Bu sürece sadece fikirlerinizle mi dahil olacaksınız?
Kesinlikle öyle olacak. Bizler fikirlerimizi söyleriz, onun dışında asla birebir müdahil olmayacağız. Uzun yıllar teşkilatta görev yaptık, teşkilatlarda birçok emeğimiz katkılarımız oldu ama artık görevimiz değişti. Biz artık teşkilatlardan sorumlu değiliz. Teşkilatlardan sorumlu Genel merkezimiz ve il başkanlığımız var. Birinci derecede sorumlu olan kurumlar bunlardır. Onun dışında Genel Merkezimiz ve İl başkanlığımız bizlerin fikirlerini alırsa bizde elimizden gelen katkıyı koyacağız. Bizim ‘bu değişir, bu kalır’ deme gibi bir yetkimiz yok. Biz kim çıkıp ilçe başkanlığına aday olur ve seçimi kazanırsa onu bağrımıza basar çalışmaya devam ederiz. Kimseyi açık deklare etme gibi bir durumumuz söz konusu olamaz. Ne kimsenin karşısında, ne arkasında oluruz. Söylediğimiz gibi ilçe başkanını seçecek olan teşkilatlardır.
Teşkilattan gelen milletvekilleri (Ali Aşlık, Nesrin Ulema, Hamza Dağ) ile birlikte sizin ortak hareket edeceğiniz ve kongrelerde ekip halinde çalışacağınız iddia ediliyor.
Bu iddiaları ortaya atanlar kendi düşüncelerini yansıtıyorlar. Bizim düşüncelerimizi yansıtan bir durum değil. Bu ismi geçen arkadaşlarımız uzun yıllar birlikte çalıştığımız, teşkilatlara emek verdiğimiz, birlik beraberlik sağladığımız isimler. Kaldı ki, bakanlarımızla da iyi bir ilişkimiz var. Sanki onlarla yıllardır birlikte hareket etmiş gibi bir birliktelik oluştu. Artık İzmir’de konuşulması gereken daha başarılı nasıl oluruz konusu olmalıdır. Nasıl daha başarılı oluruz onun hesabını yapmalıyız. Küçük olsun benim olsun anlayışından uzaklaşmalıyız. Çok sevdiğimiz, çok değer verdiğimiz bir arkadaşımız bile görevini layıkıyla yapamıyorsa, bunların arkasında durmamız söz konusu bile olmaz. Açık net bir şekilde fikirlerimizi beyan ederiz. Biz il başkanlığımızla da, ilçelerimizle de seçim sürecinde çok güzel bir seçim çalışması yürüttük. Aile ortamı içerisinde, sevgiyle saygıyla, zevkle bir seçim süreci yürüttük. Ankara’ya gittiysek burada onların sayesinde olmuştur. Teşkilatlarımızın desteğiyle yapmışızdır. Onların karşılıksız beklentisiz, içten gelen, samimi çalışmalarıyla olmuştur. Onlara bu nedenle manevi olarak borcumuz var. Onlar bizim isimsiz kahramanlarımız. Bu çalışmalarda onlar yüreklerini ortaya koydular. Onları alkışlamak lazım… Onların hakkını yiyemeyiz. Onlar bize sanki kendileri milletvekilli olmuş gibi bize bakıyorlar. Çünkü yıllardır onlarla iç içe olmuşuz. Sahaya indiğimizde o sevgiyi, samimiyeti onlarda görüyoruz. Bu sevgiyi samimiyeti birlik ve beraberliği önümüzdeki günlerde nasıl büyütürüz, nasıl sürdürürüz onun çalışmasını yapıyoruz.
Kongre süreci nasıl geçecek?
Bu dönem şanslıyız, çünkü ağabey diyebileceğimiz iki önemli Bakanımız var. Tecrübeli, başarılı iki bakanımız var. Onların önderliğinde, onlarla beraber, ilk defa İzmir milletvekilleri bir birlik beraberlik yakalamış durumda. Tek ses, tek vücut olmuş durumdayız. Ben inanıyorum ki bu tek ses, bu tek vücut, bu enerji teşkilatlarımıza da yansıyacak ve binlerce teşkilat üyemiz tek vücut halinde önümüzdeki süreçte yer alacak.
İl Başkanı Ömer Cihat Akay’ın seçim sürecindeki performansını nasıl buluyorsunuz?
İl Başkanımızın yeni olmasına rağmen yinede çok başarılı bir seçim çalışması yürüttü. Kısa bir süre içerisinde partiyi iyi bir koordinasyon sağladı. Herkesi kucakladı, çok büyük bir sorun olmadan iyi bir seçim süreci yürüttü. Tabi burada Bakanlarımızın da büyük katkıları oldu. Teşkilatımızın birlik ve beraberliği sağlamasında bir ağabey görevi olarak çok büyük katkıları oldu. İnşallah önümüzdeki süreç daha güzel olacak.
Akay’ın kongrede aday olmasını destekler misiniz?
İl Başkanımız önümüzdeki süreçte il başkanlığına aday olabilir, ama bu bizim söylememizle olacak bir şey değil. Buna karar verecek olan İzmir ve genel merkez teşkilatıdır. Devam ederse daha da tecrübe kazanmış, seçilmiş bir il başkanı olarak daha da başarılı işler ortaya koyacağını düşünüyorum. Teşkilattan gelen isimler olarak, bizim il başkanımızla çok iyi bir ilişkimiz var. Bunun devam etmesini isteriz.