Ne olursan ol, ister 'Muhafazakar Demokrat' , ister 'Sağcı' , ister 'Solcu' , ister 'İslamcı' , ister 'Milliyetçi' , istersen 'Komünist' ol, önce doğru düzgün adam olacaksın…
Çalmayacaksın, çaldırmayacaksın, servetinin hesabını açıkça ve mertçe verebileceksin, malının mülkünün kaynağını çocuklarının 'düğün takılarına' ve 'çıkınlara' bağlamayacaksın,
Dün, senden harçlık alarak yaşayan çocuklarının, birkaç senede Türkiye'nin en zengin işadamlarının arasına girmesine fırsat vermeyeceksin,
Önce kendi ülkenin ve kendi insanının menfaatini düşünecek ve buna göre davranacaksın. 'Kul Hakkı' yemeyeceksin. İnsanlarına tuzak kurulup, sahte-düzmece dijital delillerle özgürlüklerinin ellerinden alınmasına içten-içe sevinmeyeceksin,
Ülkeni bölmek isteyenlerle kucak-kucağa olmayacaksın. On binlerce vatan evladını öldüren eşkıya ile 'sıra gecesi' düzenleyip şarkılar söylemeyeceksin,
79 yılda yapılan borcun üç katını 10 yılda yapıp, kendi insanının kanını uluslararası tefecilere emdirmeyeceksin,
Eğer tüm bunları yapıyorsan, utanman varsa ve kaldıysa tüm bunlardan utanacaksın, utanmalısın…
'Muhafazakar Demokrat'ım, Merkez Sağın temsilcisi benim diyeceksin, yetişme çağında sana verilen yalan-yanlış bilgileri 21.Yüzyılın Türkiye'sine dayatmaya çalışacaksın, hayat düsturunu Makyavelist bir raya oturtacaksın ve 'gaye vasıtayı meşru kılar' diyeceksin, liberalizmi de 'bırakınız yapalım, bırakınız çalalım' olarak yorumlayıp, milyonlarca insanın ekonomik olarak sürünmesine aldırmayacaksın, demokratlık adına da demokratik yaşamımıza hiçbir katkısı olmayan kulaktan dolma cemaat-tarikat söylemlerini saçmalayacaksın, sonra da Merkez Sağ'da ben varım diyeceksin…
Ülkemizde son 10 yıldır, cemaatlerden-tarikatlardan beslenenler ve işbirlikçileri yabancı propaganda uzmanları elbirliği ile kavramları birbirine kattılar, bilerek karıştırdılar. Besleme basın ve satılık kalemlerle Türk Milletinin kafasını bunaltıp kendi karanlık arzularını gizlediler. Türk Siyasi yaşamında sapla-saman, at izi ile- it izi birbirine karıştı. Yerli yerine oturtmak gerekirse;
Merkez Sağ'da olmak;
Milliyetçi ve muhafazakar düşünceleri çağdaş normlar içinde algılayan, laik Cumhuriyeti ve sosyal hukuk devletini özümseyen, sosyal devlet ilkelerini göz ardı etmeden liberal ekonomiyi benimseyen ve hepsinden önemlisi, en ileri demokrasiyi hedefleyen politikaların temsilcisi olmalıdır.
Yoksa, kuru muhafazakarlık-milliyetçilik ve din-iman istismarıyla merkez sağda olamazsınız. Olsanız olsanız AKP'de olursunuz…
Sol'da olmak;
Solcu olmak öyle kolay bir iş değildir. Her şeyden evvel, doğduğunuzdan itibaren beyninize şırınga edilen değerleri yıkacak kadar güçlü ve özgür olacaksınız. Daha sonra 'sosyalistim' diye ortaya çıkmadan evvel, 'Sosyalist Ahlak' kavramını kabulleneceksiniz. Hayatınız boyunca özeleştiriyi kendinize ilke edineceksiniz ve de ondan sonra belli bir ekonomik sistemi benimseyeceksiniz, ona göre yaşayacak, ona göre çalışacaksınız. İnanıyorsanız, inancınızın gereği gibi yaşayacaksınız. Bu, her babayiğidin harcı değildir…
Peki, solcu olmayıp da, sosyalist ahlak kavramını benimseyen, hayatının her döneminde özeleştiri içinde olan, halkını demokrasinin en ilerisine layık gören, ulusal bağımsızlıktan, laik Cumhuriyetten, sosyal hukuk devletinden ödün vermeyen, halkının inancına sonuna kadar saygılı ama illegal-feodal cemaat yapılanmalarının karşısında olanlar kim ?...
Bunlar 'DEMOKRAT'LARDIR. Bunlar bu ülkenin büyük çoğunluğudur, ülkenin çimentosudurlar. AKP'nin üç seçimdir istismar ettiği, kandırdığı kesim budur. Türkiye'yi AKP'den kurtaracaklar da bunlardır. Bu çoğunluğu organize edecek, sahip çıkacak siyasi organizasyonun acilen kurulması şarttır.
Şafak sökmek üzeredir…
Sonuç; Yukarıdakilerden hangisi olursan ol, ama önce adam olacaksın !...