Vali’’nin Görevleri;(Bazıları)
*Vali görevde bulunduğu şehirde, Cumhuriyet Bayramında yapılacak törenlerde başkanlık yapar ve tebrikleri kabul eder.(Yani, Vali T.C Devletini temsil eder, Hükümeti değil)
*Vali, bulunduğu ildeki askeri gücün komutanıdır, amiridir. Suç işlenmesini engellemek ve kamu düzenini korumak için tedbirler alır.
* İl’’de bulunan devlet memurlarını doğrudan atayabilir, görev değişikliği yapabilir.
*İl’’de bulunan yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkisini kullanabilir.
*Vali, bulunduğu ildeki askeri gücün komutanıdır, amiridir. Suç işlenmesini engellemek ve kamu düzenini korumak için tedbirler alır.
* İl’’de bulunan devlet memurlarını doğrudan atayabilir, görev değişikliği yapabilir.
*İl’’de bulunan yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkisini kullanabilir.
Bunlar Vali’’nin yasayla kendisine verilmiş görevlerinden bazılarıdır. Vali, o şehirde Cumhurbaşkanını temsil ettiği için Devlet Adamı niteliğinde, tarafsız, saygın bir kişiliği temsil etmek zorundadır. Böyle Valilerimiz az sayıda olsa da hala vardır. Bir Vali, göreve gelebilmek için, Siyasetçilere yalvarırsa, Siyasi Partilerin yan kollarında çalışırsa daha baştan kaybetmiş demektir. Siyasi hayatım boyunca böyle Vali adaylarından hiç hoşlanmadım ve görevdeyken bunların görüşme taleplerini hep reddettim. Bunlar, iktidarlara yaranmak için olmadık işler yaparlar, sonunda ya başları derde girer cezaevine düşerler, ya da görevden alındıktan sonra kimse yüzlerine bakmaz.
Geçen sene, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Gülen tarikatının düzenlediği Abant’’taki toplantıya katılmış, bir devlet görevlisine yakışmayan konuşmalar yapmış, sonra ödüllendirilerek Bilecik Valiliğine atanmıştı!
Bunu gören uyanık bir Vali daha, koşarak Cemaatin-Tarikatın Abant’’ta bu yıl ki toplantısına katılmış ve şu konuşmayı yapmış;
’“Demokrat Partinin 1950’’de iktidara geldiğinde CHP’’yi kapatıp, İnönü’’yü de tarihteki huzurlu yere göndermemiş olması en büyük talihsizliktir. Ayrıca Türkiye, 1920’’li yıllarda hafızasını kaybetti. (Harf Devrimini kast ediyor) Eyüp Sultan’’dan yayın yapan bir yorumcunun da mezar taşını okuyabilmesi gerekir.’”
2010 yılının Türkiye Cumhuriyeti Devletinde, çeşitli tarikat ve cemaatlerin kontenjanından Vali yapılmış çok sayıda, adına vali denen ’“gizli tarikat görevlisi’” devlet memurları vardır. Bunların sorumluları ise, kendileri de birer ’“Tarikat Demokratı !’” olan Abdullah Gül, Tayyip Recep Erdoğan, Bülent Arınç’’tır. Bu yapılanlara ses çıkarmayan Bakanlar ve Milletvekilleri de birer suç ortağıdırlar.
Gelelim bu ’“neyimin Vali’’sinin’” yaptıklarına;
Sen kimsin de, Demokrat Parti adına konuşma cesaretini kendinde buluyorsun?
Sen kimsin de, Türkiye’’nin kurucularından, 2.Cumhurbaşkanı İnönü’’ye ve CHP’’ye söz söyleme cesaretini kendinde buluyorsun?
Sen kimsin de, Atatürk’’ün yaptığı en önemli devrimlerden ’“Harf Devrimine’” karşı çıkıyor ve yerden yere vuruyorsun?
Sen kimsin de, Demokrat Parti adına konuşma cesaretini kendinde buluyorsun?
Sen kimsin de, Türkiye’’nin kurucularından, 2.Cumhurbaşkanı İnönü’’ye ve CHP’’ye söz söyleme cesaretini kendinde buluyorsun?
Sen kimsin de, Atatürk’’ün yaptığı en önemli devrimlerden ’“Harf Devrimine’” karşı çıkıyor ve yerden yere vuruyorsun?
Defalarca yazdım. Anayasamızın 174. Maddesi ’“Devrim Kanunlarının Korunmasını’” emreder. Bu maddenin 6. Fıkrası ise Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkındaki emirdir.Ayrıca halen yürürlükte olan 677 Sayılı Kanun tüm tarikat ve cemaatlerin yasaklanmasını emreder.
Türkiye’’de herhangi bir Cumhuriyet Savcısının bu olayın üstüne gidebileceğine inanmıyorum. Benzeri bir olayda, Cübbeli Ahmet Hoca ve diğer tarikatların üzerine giden Başsavcı Cihaner’’in başına gelenleri beraberce yaşadık. Fakat Cumhuriyetin Savcısının değil de, bir cemaatin savcısının başına benzeri bir olay gelseydi nasıl sahip çıkılırdı, dünya alem görürdü. (Örnek; Meslekten atılan Van Savcısı)
Bu yüzden Cumhuriyetin Savcıları koltuklarında oturup, maaşlarını almaya devam etsinler!
Benim sözüm hem Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’’a hem de CHP Milletvekillerinedir.
Sayın Cindoruk bu işin peşini bırakmamalı ve Demokrat Partiye leke sürmeye çalışan bu kişiye, sözlerinin hesabını yargı önünde sormalıdır.
Bu yüzden Cumhuriyetin Savcıları koltuklarında oturup, maaşlarını almaya devam etsinler!
Benim sözüm hem Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’’a hem de CHP Milletvekillerinedir.
Sayın Cindoruk bu işin peşini bırakmamalı ve Demokrat Partiye leke sürmeye çalışan bu kişiye, sözlerinin hesabını yargı önünde sormalıdır.
CHP Milletvekillerine gelince, reddedileceği belli olan Gensoru vermekten lütfen vazgeçin. Bu kişi Valilik görevinden alınıncaya kadar, ya Valinin makamını ya da İçişleri Bakanının makamını işgal edin. Siyasette iddianız kadar yaşama hakkınız vardır. Eğer bunun hesabını sormazsanız neyin hesabını soracaksınız?
Yazının başlığını merak etmişsinizdir. ’“Neyimin Valisi’”. Gerçekten çok düşündüm, böyle bir adam 2010 yılında Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye’’de neyimin Valisi olabilir diye!
Devletimin Valisi, olamaz!
Laik Cumhuriyetimin Valisi, kesinlikle olamaz !
Türk Milletinin Valisi, olamaz,
Tarikatımın Valisi, olamaz çünkü benim tarikatım yok!
Cemaatimin Valisi, gene olamaz çünkü benim cemaatim de yok!
Olsa olsa bu Vali, Abdullah’’ın Valisi olabilir, yok canım İmralı’’daki Abdullah’’ın değil, Çankaya’’daki Abdullah Beyin yani ’“Gülümün Valisi’” olabilir,
Devletimin Valisi, olamaz!
Laik Cumhuriyetimin Valisi, kesinlikle olamaz !
Türk Milletinin Valisi, olamaz,
Tarikatımın Valisi, olamaz çünkü benim tarikatım yok!
Cemaatimin Valisi, gene olamaz çünkü benim cemaatim de yok!
Olsa olsa bu Vali, Abdullah’’ın Valisi olabilir, yok canım İmralı’’daki Abdullah’’ın değil, Çankaya’’daki Abdullah Beyin yani ’“Gülümün Valisi’” olabilir,
Allah aklımızı korusun’…