Cüneyt Arkın…

Türk Sineması'nın gelmiş geçmiş 'her rol yakışıyor' unvanını…

Kimselere bırakmadan…

Senaryo icabı ortalığı darmadağın ettiği filmlerinin aksine…

85 yaşında…

Sessiz, sedasız aramızdan ayrıldı…

***

Güzel yaşadı…

Emekçiydi…

Çalışkandı…

Asabiydi…

Güzel adamdı…

Aklınıza gelebilecek her rolü…

Usta bir terzinin elinden çıkmışçasına…

Yakışıklı kalıbına uydururdu…

***

Pavyondaki şarkıcıya aşık olan…

Yakışıklı piyanist…

Dünyayı Kurtaran Adam'da uzay pilotu…

Malkoçoğlu ve Kara Murat filmlerinde…

Kılıcı elinden düşmeyen tarihi roman kahramanı…

Fabrikatör babanın şımarık kızına aşık olan…

Çulsuz, romantik, yakışıklı sevgili…

Hatta ve dahi film icabı dolandırıcılar şahı…

Türk Sineması'na…

Karate figürleriyle kötü adamları dövme sahnelerini kazandıran…

En güçlü jön…

Ama…

Biraz sinirli ancak hep babacan…

***

Aslında hiç oyunculuk deneyimi yokken…

At binme ve karatede nasıl uzman olur bir aktör?

Kapı gibi bir mesleğe (doktorluk) sırtını dönüp…

Türkiye'nin…

Gelmiş geçmiş en yakışıklı 'üç aktör'den biri olarak anılmak…

Kolay mı?

***

Bir anım var; O'nunla…

Yıl, 1984…

(Filmi 1985'te vizyona girmiş…)

O yılların iki özel ismi var sahnede ve Yeşilçam'da…

Doktor iken artist olan Cüneyt Arkın

Diğeri…

Arabesk'in babası Orhan Gencebay

Filmin adı; 'Doruk'

Cüneyt Arkın'ın bir TIR şoförünü…

Orhan Gencebay ise bir müzisyeni canlandırıyor…

Senaryo gereği aynı kadına aşık olan iki kan kardeş…

Yönetmen Melih Gülgen…

Ekip, İzmir'in sıcağında mekan arıyor…

Hürriyet'in efsane magazin gazetesi Hafta Sonu…

Röportaj istedi…

Üstelik iki ünlü erkek yan yana olacak…

Kaprisleri yüzünden…

Bugün hayatta yapamazsın o röportajı…

Mekan, Alsancak Karaca Otel'in fuayesi…

Çok dakikler, birlikte geldiler…

Ben soruyorum…

Yanılmıyorsam Mustafa Oğuz (Kulakları çınlasın…)

Tam karşımdalar ve…

Adeta 40 yıllık dost gibi görüntü veriyorlar…

Şeytan dürttü; soruverdim:

'Filmin afişlerinde hanginizin adı daha yukarıda olacak…'

Birbirlerine baktılar…

Zarif bi'şekilde benden kurtulmak için…

'Evet en tepede ama yan yana…'

Şerbetliyim; HaftaSonu bayılır böyle tartışmalara…

Sinirlenmeye başladıkları…

Gözlerinden belli oluyor…

Bi'soru daha…

'Hanginizin adı sol başta…'

Rahmetli Cüneyt Arkın, kurtulmak için ayağa kalktı…

Aslında…

O kalkışın başka bi'anlamı var ya, neyse…

Orhan Gencebay araya girdi:

'Bitirdiysek, diğer randevulara yetişelim arkadaşlar…'

***

Eski toprak dostlar…

Bi'başka oluyor…

Cüneyt Arkın filmlerinin…

Müthiş bi'özelliği var…

O büyük sanatçıya 40 yıl boyunca sesiyle hayat veren…

Sinema ve dublaj sanatçısı merhum Toron Karacaoğlu'dur…

40 yılda 400'den fazla filmde oynayan Cüneyt Arkın'ı…

O büyük ses ustası konuşmuştu…

Cüneyt Arkın…

O sesle sevdirdi kendini hayranlarına…

Ne var ki…

Seyircinin aklında hep…

Cüneyt Arkın'ın neredeyse her filminde…

En az bi'düzine tekrarladığı…

'N'ayır… N'olamaz…'

(Hayır… Olamaz…'ın özel söyleniş biçimi…)

Desem de inanmayın…

Çünkü…

O 'N'ayır… N'olamaz…'ların…

Bi'sırrı var…

Büyük olasılıkla ilk kez okuyorsunuz:

'Eskiden dublaj yapılırken, montajda seslerin ağız hareketlerine uymasını kolaylaştırmak için seslendirme yapan kişilerin (N) sesi ile başlamaları ve sonunda montaj yapanın burada kazandığı birkaç milisaniye ile sesi dudak hareketlerine uydurması sonucunda ortaya çıkan bi'tuhaflıktır… O zaman kimse merak etmemiş; yürümüş (pardon) sesleri böyle almaya devam etmiş…'

Nasıl hikaye ama!

***

Cüneyt Arkın…

Ya da gerçek adıyla Fahrettin Cüreklibatır

Yıllarca bi'koltukta 'beş karpuz' taşıdı…

Doktorluk'la başladı…

Sinema oyuncusu olarak devam etti…

Senarist olarak dikkat çekti…

Yapımcılık gibi bir yük kaldırdı…

Yönetmen koltuğuna oturdu…

Sanatçı arkadaşlarına 'sanatçı taktiği' vermenin tadını çıkardı…

Hiç dublör kullanmadı…

Vücudunda kırılmadık kemik kalmadı…

Anılarını yazdı…

Sert aktördü ama aşk filmlerinin en yakışıklı yüzüydü…

Önceki gece fenalaştı…

Kurtaramadılar…

Türk Sineması'nın…

Çok özel bir yıldızı sonsuzluğa kaydı…

Cüneyt Arkın'ı özleyeceğiz…

Çünkü…

Yerini doldurmak öyle zor ki…

Belki de imkansız…

Işıklar yoldaşı olsun…

Nokta…

Hamiş: 'Savulun Battal Gazi Geliyor' filminde bir anlamda Türk toplumunun emperyalizme karşı duruşunu, 'Maden' filminde sömürüye karşı emekçinin duruşunu resmeden, Yeşilçam'ın aşk romantik komedilerindeki jönlüğü ile Hollywood'dakilere pabuç bırakmayan büyük bir isimdi… / Tuğçe Madayanti Dizici / Sinema Yazarı…'

Sonsöz: 'O, bir köşe taşıydı… Derin iz bıraktı; unutulmayacak…'