Müjdeler olsun, müjdeler olsun, uzun zamandır sesleri-solukları çıkmayan
'Akil İnsanlar' nihayet ortaya çıktılar. Türkiye'yi 'Türk Milletinin' parasıyla dolaşıp, beş yıldızlı otellerde eğlendikten sonra, gittikleri her yerde halk tarafından rezil edilmişlerdi. Epeydir ekranlarda görünmüyorlardı.
Ne kadar da özlemişiz fikirleri köhneleşmiş, yüzleri pörsümüş, ihanetle beslenen Ermenistan ve Soros beslemesi bu kazip şöhretleri!
Türkiye'de yeterince 'Hain' konuşmuyormuş gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her gün içimizden çıkan hainler tarafından bıçaklanmıyormuş gibi, bu sepetler de ortaya çıktılar.
Gerçi Başbakan'dan Beşir Atalay'a, 63 kişiden 12 kişiye düşmüşlerdi ama olsun, aldıkları paraları hak etmek için mutlaka konuşmalıydılar ve sonunda konuştular…
Can Paker'den Zübeyde Teker'e, Doğu Ergil'den Levent Korkut'a kadar tüm 'Taşnak Severler' Beşir Atalay ile görüştükten sonra şu açıklamayı yaptılar;
'Hükümet çözüm süreci ile ilgili iradede herhangi bir zayıflama olmadığını söylüyor. Bunu biz de gördük. İrade yerinde duruyor. Fakat bu iradenin içeriği ve şekli belki belirsizlikler taşıyor. İmralı ile görüşmelerin yoğun bir şekilde devam ettiğini anladık. Zaten Sayın Atalay, Öcalan'ı Kürtlerin doğal lideri olarak ilan etmişti. Bu beyan içimize su serpti' dediler.
Değerli Okurlar;
Bu adamları lütfen iyi tanıyın. Taşnak Sever bu sepetler, sadece görmek istediklerini görürler.
Şu an TC Devletinin, hedefleri 'Federe İslam Devleti' olan 'Uluslararası İllegal Dini Kuruluş' Cemaat ile asla demokrat olmayan AKP tarafından parçalanmak üzere olduklarını görmezler.
Yolsuzluk, Hırsızlık ve Rüşvetin Başbakan'ın oğluna kadar gittiğini görmezler.
Yargı kararlarının, Adalet Bakanının emriyle Polis tarafından uygulanmadığını görmezler. Hukuk Devleti İlkesinin saldırı altında olduğunu görmezler.
Laiklik İlkesinin paspas edilmesini görmezler.
Ekonominin çökme noktasına geldiğini, ülkenin borca battığını görmezler.
Bu sepetlerin görmediği en önemli şey ise, kendi sonlarıdır. Tarihimiz, önünü dahi göremeyen satılmış hainlerin ibretlik sonlarıyla doludur…
KOKUN KOKMAZ SENİN
Recep kahvede arkadaşlarıyla kağıt oynuyormuş. Gaz sıkıştırınca, oturduğu iskemleyi gıcırdatıp, yellenmiş. Yanındaki Temel burnunu kapatıp sormuş; 'Hadi iskemleyi oynatıp sesini sakladın, ya kokuyu ne yapacaksın?' Recep yanıt vermiş; ' Binali koku dağıtıyormuş. O kokudan aldık mı, iş tamamdır.'
Temel; 'Onun esas kokusu yakında ortaya çıkacak, dikkatli ol!'
Buradan Binali Yıldırım'a bir çağrıda bulunalım.
Bak Binali; Gerek seçim merkezin, gerek otobüsler-araçlar-reklam harcamaları, gerek kalemler, gerek 'Siyah Orkide' ve 'Paçuli' adındaki organik yağla yapılan lüks parfümler, gerekse 'Bambu Çubuklu Oda Kokuları' için çok ama çok ayakkabı kutusu ister. Senin ömür boyu aldığın maaşları hiç harcamamış olsan bile, bunların kırkta birini almaya bu para yetmez.
Soru; Bu değirmenin suyu nereden ve kimlerden geliyor, kim bu paraları veriyor?
Soru; 'Yolsuzluk var diye bir yaygara gidiyor. İş yapıyor kardeşim, iş yapan adam hata yapar' dediniz. Hem düzgün iş yapıp, hem namuslu kalınmaz mı? İlla hata yapmak mı lazım?
Soru; O zaman 'Hem Hırsız, hem Müslüman' olunabilinir mi?
Bak Binali, senin oğlanın da gemi filosu varmış. Haydi, senin-ailenin-çocuklarının servetini ve nasıl kazandığınızı bir açıklayıver. Yakında öyle bir koku çıkacak ki, değil senin bedava dağıttığın parfümler, yolları gül suyuyla yıkasak, yine de o pis kokuları önleyemeyeceğiz.
Senin kokun da kokmaz olacak be Erzincanlı kardeş…