Siyasi muhaliflerini öldürtmeyen fakat onları çalışamaz duruma getiren, hukukun üstünlüğünü tanımayan, sahtecilikle dış destekle çoğunluk sağlayan ve medyayı, yargıyı, sivil toplum örgütlerini, güvenlik güçlerini, zenginliği (gayrimeşru olarak) ele geçirip kendi çoğunluğunu sürdürmek için çalışan tiplere 'Modern Otoriter Liderler' denir.
Bunlar 21. Asrın Modern Hitlerleri, Mussolinileridir. Bunlar bir kez işbaşına geldiler mi, bunlardan kurtulmak çok zordur.
Ancak, bunların musallat olduğu ülkedeki tüm toplum uyanır, bunların gerçek yüzlerini gerçek niyetlerini anlar o ülkedeki dinamik güçler, yüreğinde vatan sevgisi milletine saygısı olan bürokratik yapı, tüm sivil toplum örgütleri, siyasi yapılar ve özellikle yargı kurumları el ele verirlerse bu virüsü bünyeden atabilirler.
Yoksa o virüs bünyeyi yok edinceye kadar durmaz.
Gelin, kendi ülkelerini üç kuruşluk para ve güç uğruna satan bu zavallılara 'patron devlet' tarafından uygulanan ve ev ödevi olarak ellerine verilen çalışma programını beraberce irdeleyelim;
*Önce hedef ülkedeki mevcut rejimle kavgalı, 'emir alabilecek' yapıda, gelecek vaat eden, ağzı laf edebilen kişiler belirlenir. Bunların zaafları, eğilimleri, niyetleri incelenir. İçlerinden en işe yarayanı ülkeye davet edilir ve en üst düzeyde ağırlanır. Strateji uzmanlarıyla çalıştırılır ve eleman iyice eğitilir, parti kurdurulur ve seçim için gerekli para ve propaganda desteği verilir.
*Hedef ülkede, genel seçim öncesi 'Ekonomik Tetikçiler' tarafından kriz yaratılır. Hem krizden para kazanılır, hem de hedef ülkedeki insanlar mevcut siyasi yapıdan nefret eder hale getirilir.
*Seçim sonuçları ile oynayabilecek ileri teknolojiye sahip ekip görevlendirilir. Seçim kazandırılır ve eleman tüm dünyada, ama özellikle kendi ülkesinde parlatılır.
*Bu eleman, kendi gibi düşünen etnik ve dini gruplarla uzlaştırılır. Her grup zamanı geldiğinde kendisine biçilen rolü oynayacaktır.
*İlk çökertilecekler, hedef ülkedeki 'Ulusal Yapı' ve Ulusal Ordu' dur. Önce bu kurumların direnme gücünü kırmak için, yargı kuşatılır. Bunun için, şeytanla bile işbirliği yapılır. Görüntü 'Demokratikleşme' olarak tanıtılır.
Barış-kardeşlik- geçmişle hesaplaşma adı altında tuzaklar kurulur, maliye-polis yasadışı olarak kullanılır, ülkede korku havası estirilir. Muhalif siyasetçiler, yine yasadışı yollarla dinlenir, görüntülenir, bertaraf edilecekler kenara atılır.
İş dünyası korkutulur ve susturulur.
*Medya teslim alınır. Gerekiyorsa satın alınır, alınamıyorsa korkutulur en azından aleyhte yazması engellenir. Devlet olanakları bu iş için köküne kadar kullanılır.
*Hedef ülkedeki, finans piyasası 'özelleştirme' adı altında, yönetim bazında tamamen patron devletin kontrolündeki gruplara devredilir. Ülke ekonomisi ile oynamak artık çocuk oyuncağıdır!
*Patron devlet, bu elemanları sonsuza kadar kullanmaz. Elemanın dik başlığı, söz dinlememesi, kendi başına iş yapıp, ne oldum delisi olması onun kullanılma süresini öne çeker.
Zamanı geldiğinde, elemanın başına eski ortakları bela edilir. Elemanın en zayıf tarafı olan, hırsızlık ve yolsuzlukları teker- teker açıklanır.
Eleman ya kenara çekilip biriktirdiği serveti ile zıkkımlanacaktır, ya da direnecek ve patron devlet tarafından çıkartılacak bir iç çatışma sonunda, kendi halkı tarafından yok edilecektir.
Bu tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bu sarmaldan kurtulan eleman şimdiye kadar görülmemiştir. Yakın tarihten örnek vermek gerekirse, Zeynel Abidin Bin Ali-Kaddafi- Mübarek- Mursi- Saddam acı örnekler olarak gözler önünde durmaktadırlar. Bu geri zekalı elemanlar hem ülkelerini, hem kendilerini,
hem de kendi çocuklarını perişan etmişlerdir.
İşte bu elemanlara 'Modern Otoriter Liderler' denir.
Bizde, yani Türkiye'de böyle bir eleman olabilir mi?
Ne mümkün. Hamdolsun ki bizde hem Müslümanlığı, hem Türklüğü ile övünen, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ilkesine inanan, pozitif hukuku benimsemiş, çağdaş, aydın aynı zamanda nükleer santral ile piknik tüpü arasındaki ilişkiyi çok iyi bilecek teknolojik bilgiye sahip, Milli Ordusunu seven, ecdadı gibi at binebilen
bir dünya liderimiz var. Haydi, Ya Allah Bismillah, hücum aslanlarım…