*Başbakan Erdoğan(Türkiyeli), vatan topraklarına ayak basar basmaz;
'Milli İstihbarat Teşkilatımı(rahmetli babasından miras), PKK ile görüşmek üzere Oslo'ya ben gönderdim. Yarın yine gönderirim, öbürsü gün yine gönderirim' diye 'şerefli' bir açıklama yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın MİT' çileri toplantıda şunu söylediler;
'Silahla bir yere geldiniz, bakın sizinle mücadele eden ordu içeride(hapiste)…'
PKK ile T.C Devletini aynı seviyeye getiren bu iğrenç toplantılarda söylenen bu sözler, 'ben gönderdim' diyen kişiyi öncelikle bağlar. Ne demek istiyor Başbakan'ın MİT'çileri;
'Bana bakın, bizi buraya gönderen ve yetki veren kişi sizin önünüzü açmak istiyor. Bunun için önünüzdeki en büyük engel Türk Ordusunun komuta heyeti idi. Muvazzaf ve Emekli Generalleri bir şekilde içeri attırdık. Akıllı olun, bu hükümet giderse, yerine gelecek milli hassasiyetleri olan bir hükümet, sizin kökünüzü kurutur. Eylem filan yapmayın. Her şey adım, adım. Önce yerel yönetimlere yetki devri adı altında özerklik, sonra, sonrası malum…'
Başbakan'ın MİT'çilerinin, AKP Hükümeti adına verdikleri sözün açılımı böyledir. Bu gerçeği anlayamayan ya geri zekalıdır, ya da vatan hainidir…
Yasalarımıza göre 'suç' olan bu ve benzeri onlarca konuşmanın bantlarının sızdırılmasından sonra T.C Savcıları soruşturma açtılar ve Başbakan'ın MİT'çilerini ifadeye davet ettiler. Paniğe kapılan Başbakan son sürat bir yasa çıkararak MİT'çilerini şimdilik korumaya aldı. Bunun adı; suçun üzerinin örtülmesidir. Bu tutum terörün artmasına sebep olacaktır…
*Terörle mücadelede en önemli faktör, kişiler eli ile yapılan istihbarattır. İstihbarat elemanı bölgede her yere gider, örgüt üyelerini takip eder, topladığı bilgileri birliğine ulaştırır.
Bu hükümet zamanında, istihbarat elemanları olan uzman çavuşlar-astsubayların bazıları 30-40 yıl hapis istemiyle içeri atıldılar. Bu durum canı pahasına terörle mücadele eden kahramanlarda, kırgınlık ve bezginlik yarattı.
Üstüne üstlük, sadece gösteriş uğruna Arap ülkeleriyle vizeler kaldırıldı.
Ne kadar profesyonel terörist, sapık, suça meyilli, üç kuruşa insan öldürebilecek aç adam varsa, Türkiye'ye ellerini kollarını sallayarak silahlarıyla birlikte girdiler. Bunların takibi mümkün olmadı ve polisin 'kişiye dayalı, canlı istihbaratı' çöktü. Cuma günü Kayseri de olan olayın da, Uludere de olan katliamın da sebebi istihbarat zaafıdır. Bu yaz, terör örgütü çok canımızı yakacak. PKK, Barzani'nin korumasında gelir, sizin 10 vatandaşınızı koyun götürür gibi alır, siz ise bu anlayışla, 'futbol maçı seyreder' gibi bakakalırsınız…
Hükümetin bu tutumu da terörün artmasına sebep olacaktır…
AKP İktidara geldiğinden bu yana yani 10 yıldır, Türk Milletinin değerleri-ulusal bilinci-tarihi-Cumhuriyetin kurucuları sürekli olarak cemaat-tarikat yetiştirmesi- ABD beslemesi basın mensupları ve AKP tarafından kurdurulan sözüm ona düşünce kuruluşları temsilcileri tarafından, yıpratılmaya-yok edilmeye gayret edildi. Bunda da oldukça mesafe aldılar…
Siyasette meydanı boş bulan AKP ve Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneği olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini, hepsini çok iyi tanığımız, köklerini ve beslendikleri yerleri bildiğimiz bir avuç Kürtçü-Bölücü ve Şeriatçının elinde oyuncak etmeye çalışıyor.
Unutulmaması gereken husus şudur;
Yukarıda sayılanların tümü 'Vatana İhanet' suçuyla eşdeğerdir. Bu yapılanların Siyasi sorumlusu 10 senedir ülkeyi tek parti iktidarı ile yöneten kadrolardır…
Önümüzdeki dönemde, gerçekler su yüzüne çıktığında, ihanet edenler-kanunsuz emirleri uygulayanlar- milletin kendilerine verdiği makamları Türkiye'nin aleyhine kullananlar- görmezden gelenler yasalar ve Türk Milleti önünde yaptıklarının hesabını vereceklerdir.
Görelim bakalım, Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler…