Şubat'ın ilk günleriydi...

'Korona' kelimesini...

Dünya ile birlikte yeni yeni telaffuz ediyorduk...

Çin'den gelen görüntüler yüzünden...

Herkes 'maske'den bahseder olmuştu...

O sırada pek 'Koronavirüs'ü pek ciddiye almasak da...

Takıp, takıştırmayı seven bir millet olduğumuz için...

Sokakta, pazarda, markette...

Maskeyle dolaşmaya başladık...

Hayatımız boyunca sadece filmlerdeki doktorlarda gördüğümüz o ameliyat maskeleri bir anda 'altın' oldu... Fiyatı 1.5 TL.'ydi... Bir kaç gün içinde önce 4 TL, ardından anında 22 TL. oldu... Maske karaborsaya düştü; stokçular bayram yaptı...

**

Bilim insanları hemen dikkatimizi çekti...

Tarih, 4 Şubat'tı...

Bilim Kurulu daha yeni oluşturulmuştu... Dediler ki:

'Ülkemizde şu anda koronavirüs'le ilgili herhangi bir tehdit yok... Dolayısıyla maskeyle gezmeye gerek yok!'

**

Bize yeni bir heyecan lazımdı...

Maske'yi bi'kenara koyduk; kolonyayı yeniden keşfettik...

Memlekette kolonya satışları patladı...

Bir yılda satılmayan kolonya...

Bir saatte adeta kapışıldı...

Hatta...

Fransa Basını'nda, bizdeki 'kolonyaya hücum' heyecanı için...

'İşte Türkler'in gizli korona silahı' diye haber çıktı...

**

Sonra ne oldu?

Şaşkınlık yaratan bir gelişme oldu...

Taaa, Şubat'ın başında...

'Hasta olmayan maske takmasın' diyen Dünya Sağlık Örgütü...

Korona'nın, şu yaşlı dünyada nasıl hızla yayıldığını görünce...

Maske kararından çark etti...

Dolayısıyla...

Bizim bilim insanlarımız da şöyle konuşmaya başladı:

'Eskiden diyorduk ki, (Sadece hasta olan etrafa bulaştırmasın diye maske taksın) ama artık virüs yayıldı... Şu anda kişide hastalık belirtisi olmasa bile virüs taşyıcısı olabilir... Maskeyle birlikte gözlük kullanırsanız iyi olur...'

Millet yine eczanelere hücum etti...

Eve koli koli maske yığmaya başladı...

Sıkıntı büyüdü...

Çaresiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi:

'Kesinlikle parayla maske satışı yasak... Vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stoğu ve üretim planımız var... Devlet olarak vatandaşlarımıza ücretsiz maske ulaştırmada kararlıyız... Valiliklerimiz, e-devlet ve PTT aracılığı ile ücretsiz maske ulaştırmada kararlıyız!'

O sırada takvimler 6 Nisan'ı gösteriyordu...

**

Devlet Baba'nın planı şuydu:

20-65 yaş arası vatandaşlara ücretsiz verilecek maskeleri PTT dağıtacaktı... Herkese her hafta düzenli 5 maske ulaşacaktı... Başvurular e-devlet üzerinden yapılacaktı...

Yürümedi...

Nasıl yürüsün?

82 milyonun evine onca maskeyi ulaştırmak kolay mı?

Ne'tekim...

Karar değişti...

Devlet'in bedava maskelerini eczaneler dağıtsın, dendi...

Daha ilk haftada...

Eczaneler 'maske manyağı' oldu...

**

Maske'de geldiğimiz son durum...

Hayli acıklı!

Çünkü...

Devlet Baba'nın, 'Sana maskeyi bedava vereceğim' dediği günün üstünden...

Neredeyse bir ay geçti...

Hala...

'Bana Devlet Baba'dan, (Git eczaneye maskeni al) mesajı gelmedi' diye yakınanlar var...

Belki onbinler, belki yüzbinler...

Maskeden umudunu kesen...

İnternetten kaçak-göçek satın almaya başladı...

Olmadı, evde maske dikiliyor!

**

Bu arada...

Başka ülkeler için elimizden gelenin fazlasını veriyoruz...

İngiltere'ye uçak dolusu maske-tulum gönderdik...

Taaa Gine'ye...

Karadağ'a, Sırbistan'a, Bosna Hersek'e, Kosova'ya, Makedonya'ya...

Maske, tulum, gözlük, teşhis kiti yolladık...

İtalya ve İspanya'ya diğerlerinden daha fazla destek verdik...

İran'ı, Bulgaristan'ı unutmadık...

Yavru Vatan'a depolarımızda ne varsa, 'Al senin olsun...' dedik...

Son olarak...

Süper ülke Amerika'ya...

Üç uçak dolusu yardım malzemesi yolladık...

Bunların sadece 1.5 milyonu maskeydi...

**

Bitiriyoruz...

Gönlü zengin milletiz ezelden beri...

Verdiklerimiz helali hoş olsun...

Ama...

Hala ülkemizde 'maske kaosu' yaşanıyor...

Bakın, İzmir'de 1.800 eczane var...

Bu eczanelerin her biri...

Devlet Baba'nın günlük gönderdiği 500 adet maskeyi...

İyi niyetle...

Her gün 100 kişiye 5'er adet olmak üzere dağıtıyor...

En az 200 kişiye de...

Gelen maskelerin tükendiğini ve ne zaman geleceğinin belli olmadığını anlatmak zorunda kalıyor...

Şimdi bu normal bir şey mi?

Yılan hikayesine dönen 'bedava maske' dağıtımı için yeni bir yol yaratıldı...

Eczanelerin yükünü hafifletmek için...

Kamu kurumu çalışanları ile bir iş yerinde SGK'lı çalışanlar...

Maskelerini çalıştıkları yerden alacak...

Tabii, özel işyerinin sahibi dağıtacak maske bulabilirse(!)

Askında...

Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmanın radikal bir çaresi var...

Devlet Baba maskeyi satsın...

Üstüne sembolik bir fiyat koysun; mesela '25 Kuruş'...

Herkes satın alsın...

Ama...

Sadece eczanelerden...

Ne sıra olur, ne de...

'Devlet beş maskeyi bile dağıtamıyor' gibi çirkin yakıştırmalar devam eder...

Aslında...

Ne kadar ilginç bir tablonun kahramanları olduk, şu 'maske' yüzünden:

20 yaş altına yok...

65 yaş üstüne yok...

SGK'lı çalışana yok...

Kamu çalışanına yok...

Peki...

Şu saatten sonra...

Bu maskeyi kim alacak?

Nokta...

SonSöz: 'Şu korona maskesi ile üç şudur bir türlü seviyeli birlikteliğimiz olamadı ya, ona yanıyoruz! / Anonim...'