Türk kamuoyunun Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş hakkındaki kanaati genel olarak olumludur. Partisinin fikrine katılırsınız veya katılmazsınız fakat Profesör Kurtulmuş, dürüst, siyaseti zenginlik sebebi yapmayacak kadar karakter sahibi ve namuslu insan olarak bilinir.
Ama bir siyasetçinin sadece ’“namuslu’” olması yetmez. Esas olan, siyasetçinin ’“fikri namusa’” sahip olmasıdır. Yani, siyasetçinin sahip olduğu karakter yapısı, namus ve ahlak anlayışı işine, davranışlarına ve ilişkilerine de yansımalıdır. Özü ile sözü bir olmalıdır. Namuslu, ahlaklı olabilirsiniz fakat ’“hırsız’” dediğiniz kişileri desteklerseniz, yara alırsınız ve hırsız dediklerinizle aynı kefeye koyulursunuz.
Prof. Kurtulmuşun Ulusal basında yer almış kendi beyanlarından bazılarını size hatırlatalım, sonra AKP’’nin Anayasa değişikliğine ’“evet’” demesini beraberce değerlendirelim;
’“Dindarlık iddiasında olanlar iki şeye çok dikkat etmeli. Parayı nereden kazandılar?Paraları nereye harcadılar?Bu kadar insanın fakirlik çektiği ortamda şaşaalı,lüks bir şekilde yaşanması doğru değildir.’”
’“Ranta bulaşan siyaset, biter.’”
’“Devlet sadaka vermez, bunlar sadaka kültürü oluşturuyorlar, bu bir seçim yatırımıdır.’”
’“Doğuda beklentiyi yükselttiler, batıda endişeyi arttırdılar, kavga körüklendi, bütün bunlara ne yapacağını bilmemek de eklenince kriz kaçınılmazdı. Haburla birlikte topu ayaklarından kaçırdılar.’”
’“90 kilometrelik Muş Ovasında, güdülecek koyun kalmadı.’”
’“AKP yönetiminde, ülke ekonomik yoksulluk içine girmiştir.’”
’“Bunlar Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular, biz Harun gibi gelip, Karun gibi olmayacağız.’”Bu sözlerin her biri, haysiyet sahibi insanlar için ’“gülle’” ağırlığındadır.
Özellikle sonuncusu çok önemlidir.
Harun peygamber, Musa Peygamberin ağabeyidir ve namus, ahlak, iyilik sembolü olarak bilinir.
Karun ise, Allahın kendisine verdiği zenginliğin, servetin kıymetini bilmeyen, hakka isyan eden, fakir fukarayı ezen gaddar ve şımarık biridir ve sonunda Allah tarafından yok edilir.
Yani Harun gibi gelmek, Karun gibi gitmek bir insana veya bir partiye yapılabilecek en büyük hakarettir.
AKP İktidarının ekonomik, sosyal politikalarını yerden yere vuran, ahlak anlayışını en ağır bir şekilde tenkit eden Prof. Kurtulmuş niçin Anayasa oylamasında ’“Evet’” kampanyasına katılıp AKP ile beraber hareket etmektedir?
İşte bir siyasetçinin sadece namuslu olması ile, hem namuslu hem de fikri namusa sahip olması arasındaki fark budur.
Hem adamı insanlık tarihinin en kötü, en gaddar, en hırslı biriyle kıyaslayıp o kötü kişiye benzeteceksiniz, hem yönetim tarzını yerden yere vuracaksınız, hem de o ’“kötü kişinin’” kendini yargılanmaktan kurtaracak Anayasa değişikliklerine evet diyeceksiniz.
Prof. Kurtulmuşun bu tavrını kendi vicdanına bile anlatması mümkün değildir!..
Ne oldu acaba?Yoksa Prof. Kurtulmuşu da Karunlaştırıp, kurtardılar mı?...