Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

O kıymetli anıları…

'Nükte ve Fıkralarla Atatürk' kitabında bir araya getiren…

Niyazi Ahmet Banoğlu'nu…

Saygıyla analım…

***

İngiltere'nin uluslararası şöhrete sahip bir şirketi…

Atatürk'e bir plak doldurma makinesini…

Gramofonuyla birlikte hediye etmişti…

Atatürk'ün şarkı sesi gerçekten güzeldi…

Bazen yakın arkadaşlarıyla birlikte…

Kimi zaman da…

Yalnız kaldığında şarkı – türkü mırıldanırdı…

***

Atatürk o ses kayıt makinesi geldikten sonra…

Bol bol plak doldurdu ve…

Çalıp dinlemeye başladı…

Ancaaak…

Gazi Paşa o plakları kimselere vermez…

Derhal imha ettirirdi…

Zaten o günün teknolojisiyle…

O plaklar 2-3 kez çalındıktan sonra işe yaramaz hale gelirlerdi…

Söz konusu toplantıların çoğuna katılan…

Milli Mücadele kahramanı ve o günlerin Başbakanı Celal Bayar

O plaklardan birini…

Gazi'den hatıra olarak rica etti…

Sonra bu istek, nedense unutuldu…

Bir daha gündeme gelmedi…

***

Aradan günler geçti…

Her zamanki gibi…

Celal Bayar ve Muhittin Üstündağ'ın (İstanbul eski Valisi) katıldığı bir mecliste…

Her zamanki gibi…

Neşeli bir ortamda Atatürk bir şarkı mırıldanıyor…

Konukları da O'na iştirak ediyordu…

Ardından kayıt plaklar birlikte dinleniyordu…

Bir ara Gazi Paşa'yı dışarı çağırdılar…

Atatürk, yan salona geçerken…

Elindeki plağı masanın üstüne bırakmıştı…

Biraz sonra geri döndüğünde…

O neşeli plağı unutmuştu…

Çünkü…

Plağa yakın olan Muhittin Üstündağ…

Bayar'dan önce davranmış ve plağı almıştı…

Aradan zaman geçti…

Beklenmedik bir anda Atatürk'ün kızgın sesi duyuldu:

'Muhittin plağı ver!'

Ardından…

Plağı aldı ve kırdı…

Ardından şöyle dedi:

'Eğer, plak vermek istersem, bu önce Celal'in hakkıdır… Çünkü, sizden çok evvel bana rica etmişti…'

Ulu Önder ayağa kalktı ve Celal Bayar hakkında…

Çok özel bir konuşma yaparak…

Kayıt yapılan plağı Celal Bayar'a hatıra olarak verdi…

O plağı…

Hala Bayar Ailesi koruyor…

***

Peki, Atatürk o plağı doldururken…

Celal Bayar için neler demişti?

İşte, cevabı:

***

'Biz bu milleti bu şeklinden daha yüksek mertebelere (derecelere) çıkarmakla mükellef adamlarız… Bu yükseliş yalnız ve yalnız meydan muharebelerinde kazanacağımız şereflerle olmaz… Bu kafi (yeterli) değil… Asıl yükseliş, iktisat (ekonomi) sahasında olacaktır… Büyük memnuniyetle görüyorum ki, iktisadımızın başında bulunan arkadaşım Celal Bey, mühim (önemli) surette bu istikameti görüyor ve muvaffak (başarılı) da oluyor… Bu istikametteki muvaffakiyeti, Türk Milleti anladığı zamandır ki, en büyük zafer tecelli (görünme) edecektir… Ben o zaferin muhakkak olduğuna kani (inanan) bir adam olarak mesut ve mesrurum (sevinçli)…'

Nokta…

Sonsöz: 'Hayatta musiki lazım değildir; çünkü hayat musikidir… Musiki hayatın neş'esi, ruhu, süruru (sevinci) ve her şeyidir… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'