Bu öyküyü sıcak bir ortamda okumaya gayret edin…

Yoksa…

Sizin de yüreğiniz buz tutar!

***

Sarıkamış Harekatı…

Ya da…

Hanri Benazus'un kitabının adında olduğu gibi…

'Beyaz Ölüm'

Türk Savaş Tarihi'nin en acı sayfasını oluşturur…

Birinci Dünya Savaşı sırasında…

Osmanlı ile Rus orduları arasında…

Toplam 15 gün içinde!

(1914 yılının 22 Aralık ile 6 Ocak arası…)

90 bin vatan evladının…

Kurşun bile atmadan…

Nasıl kar/buz cehenneminde şehit olduğunun acıklı öyküsüdür!

***

Günümüzden 107 yıl önceydi…

İzmirli Atatürk araştırmacısı Hanri Benazus'ün imzasını taşıyan…

''Sarıkamış Gerçeği' kitabının…

Önsüzünü kaleme alan Prof. Dr. Bingür Sönmez

15 gün içinde başlayıp biten 'Beyaz Ölüm'ü…

Şöyle tasvir ediyor:

'Ölümün beyaz olanı var mıdır, bir insan nasıl donar hiç hayal ettiniz mi? Ayaklarınızdan yukarı doğru gelen ağır bir yorgunluğun yavaş yavaş bedeninize yayıldığını hiç hissettiniz mi? Birkaç dakika uyursam gücümü kazanırım, her şey düzelir duygusuna hiç kapıldınız mı? Tam o tatlı uykuya geçerken sevgilinizin, karınızın, çocuklarınızın siluetlerinin önümüzden süratle geçtiğini hayal ettiniz mi? Eğer bunları hayal edebilirseniz, Sarıkamış'ta on binlerce Mehmet'in yolun kenarında tüfeğine yaslanarak, (Şöyle bir çömeleyim hemen kalkarım…) derken, terli bedeninin üç dakika içinde donduğunu anlayabilirsin… O gencecik insanların karanlık ormanlara, uçurumlara çığlıklar atarak neden koştuklarını daha iyi anla… En acısı da bu kahramanların şehit kütüklerine kaydedilmeyip savaşın yitikleri (kayıpları) olarak adlandırılmalarının acısını içinizde hissedersiniz… Eğer 93. Alay 26 Aralık gecesi Allahuekber zirvesinde tipiye yakalanıp sabaha yarısı kaybolmuş ise, onları yitik olarak isimlendirmek yazıktır, onlar bizim için kutsal şehitlerdir…'

***

Biraz geriye gidelim…

***

Sarıkamış Harekatı öncesi…

Gazi Mustafa Kemal yarbaylığa yükselmişti…

Sonra Sırbistan Askeri Ataşeliğine atandı…

Öngörüsü yüksekti…

Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'na girdiğinde…

O şanlı ordu…

Müttefikimiz Alman Ordusu'nun rütbelilerine emanet edilmişti…

Sadece 15 günde…

90 bin şehit verdiğimiz büyük 'Sarıkamış Yıkımı'nı…

Ulu Önder…

1926'da yayınlanan anılarında bir asker gözüyle şöyle anlatıyor:

'Ben, Birinci Dünya Savaşı'nın bizim ortaklarımız için iyi sonuç vereceğine güvenmiyordum... Ama savaş olup-bittisinden sonra, bulunduğum cephelerde savaşı başarıya ulaştırmaya çalıştım... Öteki cephelerde ise sanki tersine bir yarış vardı... Başkomutan vekili Enver Paşa, her hareketinde bir orduyu mahvederdi: Sarıkamış´ta olduğu gibi...

O ve arkadaşları zaten daha önce Türk ulusunu uygunsuz duruma sokmuşlardı…

Bu uygunsuz durum, ordunun yabancı komutanların eline bırakılmasıdır...

Bu konuda Almanları ve Alman Askeri Kurulu'nu eleştirmek istemem…

Asıl eleştirilmesi gerekenler, kuşkusuz bizim devlet başkanımız ve özellikle devlet adamlarımızdır... Türk Ordusu'nun güçsüz ve yeteneksiz olduğu inancıyla, o Almanların oluşturduğu kurulu, ayaklarına dek giderek ve rica ederek ülkemize çağıran onlardı…

Bu kurula Türk Ulusu'nun yeteneksizliğinden, beceriksizliğinden açıkça söz edilmiş, kendilerine sanki gelip bizi adam etmeleri önerilmiştir... Ben, ordunun, kısıtsız ve koşulsuz bir biçimde, bütün sırlarıyla Alman Askeri Kurulu'na verilip teslim edilmesinden çok üzüntü duyuyordum... Daha karar verilmezden önce, bir rastlantı sonucu durumu öğrendiğimde, sesimin erişebileceği makamlara dek buna karşı çıkmayı kendime görev saymıştım... Başvurularıma kimse yanıt vermedi, yanıtlamaya gerek bile görmedi…

Ne söylesem karşılıksız kalacağına inanarak susmayı ve düşünmeyi yeğledim… Ama şunları eklemekten de kendimi alamadım: (Evet, çok şeyler yapacaksınız; ama yapacağınız şeyler, korkarım ki, ülkeyi içinden çıkılmaz bir burgaca sokmaktan başka bir şeye yaramayacaktır… Dilerim ki, bizi çıkılmaz güçlükler içinde bırakmayasınız!'

***

Ve, Atatürk'ün dediği oldu…

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıktık…

Sarıkamış'taki karlı dağlara…

Kefensiz 90 bin şehit bıraktık…

Savaştan sonra İstanbul'a dönen Enver Paşa'nın…

Uzun bir süre…

Sarıkamış hakkında…

Herhangi bir haber, bildiri veya yayın yapılmasını engellediği iddia edilir…

Neden acaba?

***

Bitiriyoruz…

Bayrakla dertleşen…

Toprakla birleşen…

Can verip devleşen birileri var…

Sarıkamış yaradır, borandır…

Sarıkamış ayazdır, destandır…

Sarıkamış tam doksan bin anadır!

Nokta…

Sonsöz: 'Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…'