EGEDESONSÖZ - İzmir'de Gaziemir ve Karabağlar ilçeleri arasında bulunan Aslan Avcı Kurşun Fabrikası tarafından yurtdışından getirilen radyoaktif maddeler fabrika sahasına gömüldüğü tespit edilmiş, ancak bu atıkların bertaraf edilmesi ve bölgenin çevresel olarak temizlenmesi yönünde şimdiye dek ciddi bir adım atılmamıştı. 2022 yılında ise Nükleer Düzenleme Kurulu tarafından EKOVAR AŞ adlı şirketin bölgenin çevresel iyileştirme faaliyetine ilişkin yetkilendirildiği bilgisi ortaya çıkmıştı.
Öte yandan EKOVAR Şirketi’nin ve ortaklarının, kurşun fabrikasının sahibi olan Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ni satın aldığı ortaya çıktı. Şirketin son ortakları arasında EKOVAR Şirketi’nin yanı sıra Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Özer ve şirket yöneticisi Buğra Kaan Özer yer alıyor.
Devam eden temizlik çalışmaları ile ilgili son olarak fabrika sahasından çıkarılan toprağın Torbalı’da bir araziye döküldüğü ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın dökümü yapan şirketlere 11 milyonluk ceza kestiği ortaya çıktı.
Son Söz TV’de Gazeteci Oktay Güçtekin’in konuğu olan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Aykut Akdemir, nükleer atık alanı ilgili son gelişmeleri değerlendirdi ve alana dair talep ve önerilerini açıkladı.
‘HIRSIZ İŞ ÜSTÜNDE YAKALANDI’
Son gelişmeleri ‘hırsız iş üstünde yakalandı’ olarak tanımlayan Akdemir “Gaziemir’deki radyoaktif atıkların bir kısmının da Söke’ye götürüldüğü bilgisi gelmişti. Hırsız iş üstünde yakalandı. Bunun böyle olacağı belliydi. Orada temizlik yapacağım diye ortaya çıkan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan da yetki alan kurumun bu konuya dair hiçbir tecrübesi yok. Ekipmanları sağlamış ve ben bu işi yapabilirim diye yetki belgesini almış. Tecrübesi var mı? Yok! Zaten buna benzer bir örnek de dünya üzerinde yok” dedi.
‘RANTIN YÜKSEK OLDUĞU BİR YER’
Fabrika sahasının rantın yüksek olduğu bir bölgede olduğunu da kaydeden Akdemir “Temizliği yapan şirket, kurşun fabrikasının sahibi olduğu şirketi satın almış. Kendi fabrikasını temizliyor. Niye temizliyor? O bölge 3 ilçenin birleştiği yer. Tam da dönüşümün, rantın yoğun olduğu bir bölge” ifadelerini kullandı.
‘TİCARİ SIR’ YANITI
EKOVAR Şirketi ile yaptıkları toplantı hakkında bilgi veren Akdemir şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yaz ayının başında firma bizim de olduğumuz, büyükşehir belediyesinin ilgili bürokratların da olduğu bir toplantıda nasıl bir temizlik yapacağına dair sunum yaptı. Çok yetkin arkadaşlarımızla orada idik. Enver Yaser Küçükgil, Hayrettin Çakmak hocamız vardı. Teknik anlamda bir çok şey söylediler, biz de sıkıntılarımızı ilettik. Hangi araçlarla nereye taşınacağını sorduk. 18 ayın tümünü finanse edip edemeyeceklerine dair bir soru sordum. Aldığım yanıt ‘ticari sır’ oldu. Ticari sır Torbalı’ya dökülen malzeme işte. Türkiye koşullarında bu tür çalışmalar yürütülürken şeffaf ve adil olunmuyor ve liyakate önem verilmiyor. Vaat edilenle, taahhüt edilenle ortaya çıkan aradaki farkın oluşum nedeni ‘ticari sır’. Bana ticari sır yanıtını verdikten bir ay sonra bu şirketin konkordato ilan ettiğini öğrendik”.
NÜKLEER ATIKLAR FRANSA’DAN
Alandaki radyoaktif atıkların Fransa menşeili olduğunu belirten Akdemir “ Burayı gemi sökümden bağımsız konuşmak da doğru değil. Gemi Söküm alanında da ne olduğuna dair şeffaflığa ihtiyaç var. Orada şeffaf bir süreç işletilseydi şu an İzmir’in Çernobili diye bir şey konuşuyor olmayacaktık. İzmir’in Çernobili’ndeki atıklar oraya uzak noktalardan gelmedi. Orada ortaya çıkan Europium elementi. Kullanıldığı yerler Fransa’daki santraller. Hangi santralin hangi yakıtı attığı belli, adresi belli. Pazarda satılan bir üründen bahsetmiyoruz. Nerede nasıl üretildiğini bildiğimiz bir üründen bahsediyoruz. O da Fransa’dan gelmiş bir ürün. Siz bu süreci doğru denetlemezseniz İzmir’de bu kalır” dedi.
NÜKLEER ATIK KAÇAKÇILIĞI
Nükleer atık kaçakçılığının yapıldığını kaydeden Akdemir, “Halk sağlığı için o bölgenin her tarafının ‘nükleer atık’ var tabelalarıyla çevrilip oradaki bütün faaliyetin durdurulması gerekiyor. Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de sorumluluk alması ve doğru bir kadro ile bu işin kamu eliyle yapılması gerekmektedir. Bu adli bir süreçtir. Davaların açıldığını da hatırlıyorum. O tehlikeli maddenin orada olmasının sebebi o ürünün sahibidir. Ticareti yasak olan bir maddeden bahsediyoruz. Nükleer atık kaçakçılığı yapılmıştır. Bunun sorumlularının ortaya çıkması gerekmektedir. Bunu oradan kabul eden ve oraya gömülmesini sağlayan kişilerin de sorumluluk alması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
HALKA KAZANDIRILSIN ÖNERİSİ
Alanın İzmir Büyükşehir Belediyesi eliyle halka kazandırılması önerisinde bulunan Akdemir şunları söyledi:
Burada ilginç kişisel bir önerme yapalım. Fabrika alanı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin olsun ve temizlendikten sonra kente kazandırsınlar. Oranın öncelikli olarak çevre ve insan sağlığına zararlı olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Sonraki süreçte de nükleer atıktan temizlenebilmişse halkın kullanabildiği bir alan dönüştürülmesi ihtiyacı var. Şirket temizlemeli, temizlemiyorsa da çekilip gitmeli, cezasını çekmeli. Orada ana sorumlu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’dır ama aynı zamanda da nispeten İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de sorumluluğu var. Birlikte yürütülmesi gerekiyor. Bunu bizim değil, Buca Cezaevi alanının yüzde 35’ini konuta açalım diyen aklın bunu önermesi gerekmez miydi ya da Çeşme’ye golf sahası yapacağım diyen aklın bunu düşünmesi gerekmez miydi? Bunu bizim düşünmemiz gerekmiyor. Bunu düşünmesi gereken sorumlu insanlar var, onlar düşünmeli.