AK Partili Zengin açıkladı: AIDS'ten ölen çocuğu babası istismar etmiş AK Partili Zengin açıkladı: AIDS'ten ölen çocuğu babası istismar etmiş

Oktay GÜÇTEKİN/ EGEDESONSÖZ - 30 Ekim 2020 tarihindeki Samos açıklarında yaşanan ve İzmir'de büyük yıkıma neden olan 6,9 şiddetindeki deprem 4'üncü yılında anıldı.

Bayraklı'da hayatını kaybeden 117 vatandaş anısına yapılan deprem anıtına karanfil bırakarak başlayan anma töreninde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

TUGAY: BAZI ŞEYLERİ KONUŞMAK İÇİN TAM ZAMANI
Törende konuşan Başkan Tugay, 'Geçmişe, 4 yıl öncesine dönüp buralarda olan her şeyi hepimiz bugün yaşamış gibi dün yaşamış gibi hatırlıyoruz. Gerçekten unutmak istediğimiz bir acıyı yaşadık. Çünkü çok sevdiğimiz, birbirinden masum küçücük çocukları, kardeşlerimizi, büyüklerimizi kaybettik burada. Hayatımız boyunca İzmir'de pek çok deprem yaşadık. Bazılarında çok korktuk. Günlerce dışarıda yattığımız zamanlar oldu. Ama bizim yaşadığımız dönemdeki bu zaman diliminde böylesine kötü bir yıkımın olduğu en üzücü depremi ne yazık ki 4 yıl önce tam bugün bu saatlerde yaşadık. Üzüntü tarif edilemez. En çok yakınlarını kaybeden insanların bitmeyen acısı var. Ne kadar paylaşsak da onlarınki kadar kalıcı ve derin hissedemeyiz. Bunu tarif etmeye çalışmanın bir anlamı yok. Ama bazı şeyleri konuşmak için tam zamanı. İzmir'in ve ülkemizin büyük bir kısmının deprem riskli alanlar olduğunu hepimiz biliyoruz. Anlatıyorlar hocalar işte Kuzey Afrika ana karası Anadolu'ya doğru Ege'ye doğru kayıyor. Arap Yarımadası'nın ana karası doğu Güneydoğu Anadolu'ya doğru kayıyor ve bunlar bir basınç yaratıyorlar. O basınç bir süre sonra bu fay hatlarında kırılmalara neden oluyor. Bu ölçülebilen, çaplanabilen doğru olduğu kesin olan bir bilimsel gerçek. Zaten bu hareket yüzünden, bu yeryüzü hareketi yüzünden bu depremler oluyor. Olaya nasıl bir bakış açısıyla bakmamız gerektiğini anlatabilmek için bunları söylüyorum. Neticede bu yeryüzünün yapısından dolayı ve içinde bulunduğumuz bölgenin yapısından dolayı depremler doğal olarak olacak. Durduramayacağız. Yani depremin olması bir şey olmayacak. Böyle ilahi bir durum değil. Tamamen yeryüzünün doğasından kaynaklanan bir durum. Dolayısıyla bazı insanların söylediği gibi kader de değil' dedi.



NE KADAR MESAFE ALDIĞIMIZI TARTIŞMAMIZ GEREK
30 Ekim günü depreme Karşıyaka Belediye Binasında yakalandığını söyleyen Tugay, 'Ve şu anda ne yazık ki en ürkütücü olan şey düşünün 4 yıl önce bu depremi yaşadığınız dakikaları düşünün. O günün sabahını, bir önceki akşamı düşünün. Ertesi gün ya da o gün böyle bir deprem yaşayacağımızı hiçbirimiz düşünebilir miydik? Ben belediye başkanı olarak Karşıyaka'da Belediye binasında odamdaydım. Yanımda bugün görüşmek için bulunan vatandaşlarımız vardı. Onlarla beraber yaşadık onu. Her zamanki o sallanma başladı. Bir süre sonra daha ağırlaşınca, 'eyvah, herhalde yıkıcı bir depremi yaşıyoruz' dedim. Yani deprem devam ederken ayağa kalktığımı pencereden Karşıyaka'da görebildiğim binalara baktığımı hatırlıyorum. Deprem durdu. Bir panik hali ve hepimizin hatırlayacağı o korkunç saatleri hep beraber yaşadık. Ben o gün ya da ertesi gün bana sorduklarında gazeteciler hazır mıymışız depreme dediklerinde 'hazır değilmişiz' dedim. 117 insanımızı kaybettik. 117 birbirinden kıymetli insanımızı kaybettik. Hiçbirinin kaybının telafisi yok. Bunları yaşadıktan sonra arkadaşlarımızla defalarca çalıştaylar yaptık, toplantılar yaptık. Yani adeta konuşmadığımız kimse kalmadı. Ve bazı adımlar atmaya çalıştık. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyesi de pek çok çalışmayı başlattı. Biraz önce izlediğiniz çalışmaların çoğu geçen dönemde başlayan, yıl dönemimizde de bir ölçüde devam eden çalışma. Bu konuda ne kadar mesafe aldığımızı tartışmamız gerek' ifadelerini kullandı.

BİR DEPREM MASTER PLANINA İHTİYACIMIZ OLDUĞUNU BİLİYORUZ
Deprem master planına ihtiyaç olduğunu ifade eden Tugay, 'Olayın görülmesi gereken bir başka boyutu da şu deprem yönetmeliği son senelerde olması gerektiği şeklini aldı. Ondan önceki yıllarda özellikle 1999 yılı öncesi yapılarda bugünkü standartlardan çok uzak ve o deprem yönetmeliğine göre yapılıyordu binalar. Denetimlerde, ruhsatlandırmalar da onlara göre yapılıyor. Yıkılan binaların büyük çoğunluğu olan ağır hasarlı binaların çok büyük çoğunluğu o günlerdeki standartlara göre yapılmış yapılar. Tam denen her şey olması gerektiği gibiydi. Ama bu şartlarda o binalar zemin etütleriyle binanın temeliyle betonarme yapısıyla, taşıyıcı yapısıyla istenilen güçte olmadığı için, dayanıklılıkta olmadığı için ne yazık ki burada hatanın nerede olduğunu, kimde olduğunu yine tartışmamız lazım ve bugün için yine biraz önceki sunumda gördüğünüz bina envanteri çalışması yani yapıların incelenmesi sonucunda muhtemelen dayanıksız olduğu belirlenen yapılarla ilgili samimi olarak bir karar almamız lazım. Hepimizin buna derhal ve acilen yapması lazım. 95 bin civarında bina Bayraklı Bornova bölgesinde incelendi. İnşaat Mühendisleri Odası'yla iş birliği içerisinde. Bunlarla ilgili raporlar hazırlanıyor, sonuç çıkmak üzere. Orada bazı yapıların dayanıksız olduğuna dair bir bulgu bulunursa bulunacak onlarla ilgili de neyi ne kadar dışı edeceğimizi nerede ne kadar acele edeceğimizi de konuşmamız lazım. Bunlar bugün İzmir'in yerel yöneticileri olarak bizlerin ama aynı zamanda bu ülkenin sorumluluk taşıması gereken bakanlığını da görebilir. Çünkü problemin ne olduğunu tanımlayabildiğiniz ama çözüm için kaynak yaratamadığınız pek çok durum yaşıyoruz. Biraz önce İrfan Başkan'ın söylediği gibi daha önce bir yerde daha konuşmuştum. Her bir binaya emsal artışı vermek zorunda kalmadan o depremde hasar görmüş alanı afet bölgesi mi ilan edersiniz? Oradaki dönüşüm için insanlara ücretsiz ya da ödenebilir şartlarda kaynak mı sağlarsınız? Ama her ne yapacak yapacaksınız. Biz de yapacağız. İnsanlarımızın bu risk altında yaşamasına engel olacağız. Burada samimi olacağız. Acele edeceğiz. Biz göreve geldiğimizden beri büyükşehir belediyesi olarak ne yapacağımızı bilen arkadaşlarımla birlikte bir yol veriyoruz. Hızlandırmak istiyoruz. Daha bugün konuştuk. Elimizden geleni yapıyoruz. İçinde bulunduğumuz şartlarda yapabildiğimiz kadar yapıyoruz. Üzerinde yaşadığımız toprağın bir deprem durumunda o binayla ilgili sorun yaratıp yaratmayacağını hesapladığımız bir mikro bölgeleme çalışmasını mümkün olan en hızlı şekilde öncelikli olarak riskli olduğu çok belli olan alanlarda yaparak bütün İzmir'de yapmak durumundayız yapıların özellikle resmi zeminlerde yapılmış olan yapıların belki 6,5 ile 6,7 şiddetteki bir depremde yıkılabilecek yapıların bir an önce eğer mümkünse yeniden yapılması değilse hiç olmazsa güçlendirilmesi için şeyler yapmak zorundayız. Kolonları, karbon liflerle sarıp binaların çökmesine engel olabiliyorsunuz. Böyle bir teklif var. Bu şekilde insanlar binalar zarar görse de arada can kaybı yaşamadan kurtulabiliyorlar. Bunu çok hızlı bir şekilde çalışmaya tartışıyoruz. Ve bir deprem durumunda ulaşımı, altyapısı şehrin bütün sosyal donatı alanlarını gözden geçirdiğimiz bir acil afet eylem planını da tarif dediğimiz bir deprem master planına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Onunla ilgili de çalışmaya başladık. Bunu da en kısa zamanda bitirmemiz gerektiğini biliriz, düşünüyoruz' dedi.

BİZE GÜVENMENİZİ VE İNANMANIZI TALEP EDİYORUM
Bilinçlendirmenin önemine de bahseden Başkan Tugay, 'Bunları bir taraftan yaparken, bir taraftan vatandaşlarımıza bu konuda bilinçli olmayı anlatabilmek, öğretebilmek zorundayız. Yapılarımızı inşaatlarımızı daha sıkı denetim altında tutmayı başarmak zorundayız. Bütün bunlar İzmir'de olacak. Umuyorum bu çalışma bitmeden Allah korusun herhangi bir sorun yaşamayacağız. Ama çok çalışmamız gerektiğini önümüzdeki günlerde şehrimizin bu tehlikelerden tamamen kurtarılması gerektiğini konuşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Öyle bir günde belki bu şekilde teknik içerikli bir konuşma yapmamız doğru değil ama bunu bir fırsat olarak görüyorum. Şehrimizi, vatandaşlarımızı uyarmak, bilinçlendirmek için o nedenle bu konuşmaları yapıyorum. Ve şunu söylüyorum; biz önümüzdeki dönemde, önümüzdeki aylarda, yıllarda en hızlı şekilde hem gereken önlemleri almak, hem vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, hem ilgili kurumları sorumluluk almaya çağırmak. Ve bu sorunu bertaraf etmek için üzerimize ne düşüyorsa yapacağız. Bize güvenmenizi talep ediyorum. Bize inanmanızı talep ediyorum. Ve tekrar bu acı günde kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum' diye konuştu.

ÖNAL: DEPREMSELLİĞİN ÖNÜNE GEÇMEK İSTİYORSAK...
Dönüşümün önemine vurgu yapan Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, 'Daha öncesinde onlarca depremi yaşayıp deprem sonrasında biz bu depremlerden ders aldığımızı, buna hazırlıklı olacağımızı defalarca söyledik. Ve maalesef bu uygulamada bunların hiçbiri bugüne kadar gerçekleşmedi. 4 yıl önce yaşadığımız depremin hemen akabinde yine depreme dayanıklı evlerin olması, depreme dayanıksız evlerin tahliye edilmesiyle ilgili birçok yerde birçok konuşma yapıldı. 6 Şubat'ta yaşadığımız depremde yine on binlerce canımızı yitirdik. Bizim yitirdiğimiz sadece 117 can değildi. Bunların umutları, yaşayacakları birçok şey vardı. Maalesef yine kusuru insanda olan hatalı olan yapılar yüzünden 117 canımızla birlikte geriye kalanların halen acısı yaşanıyor, yaşıyoruz. Bizim bunlara hazırlıklı olmanız gerekiyor ama bir yandan depreme dayanıksız bu kadar konut var iken depremde yıkılacak olan onlarca, binlerce yapı bulunurken imar barışlarıyla, imar aflarıyla yeni gelecek kaçakların önüne geçmedikçe ya da onları teşvik edici durumları yasalaştırdığımız müddetçe de hiçbir zaman çözülemediğini her birimizin bilmesi gerekiyor. O sebeple eğer samimi bir şekilde bu depremselliğin önüne geçmek istiyorsak hiçbir koşulda bu imar artışlarının, affedici ya da siyasi hesaplarla onları yarın hiçbir uygulamaya hiçbirimizin geçit vermemesi gerekiyor. Bizler bunları eleştirirken yaşadığımız acının sonrasında bunların ne tür acılara sebebiyet verdiğini görüyorken maalesef bu yıl benzer konuşmaların, benzer çalışmaların yapıldığını her birimiz yine duymaktayız. Bayraklı'da seçim sürecinde de dediğim gibi ve sonrasında da attığımız adımlarının en başında kentsel dönüşüm. Ben bu dayanıklı yapıların aslında bir an önce hayata geçirmesini diliyorum. Bunların sadece belediye eliyle yapılamayacağını biliyoruz. Bayraklı bölgesinde şu an gördüğünüz dönüşen yüzlerce bina büyükşehrimizin desteğiyle de arsa bazlı, ada bazında sağlanan inşaat artışları ile yapıldı. Bizler biliyoruz ki kamu eliyle desteklenmeyen hiçbir yapının vatandaşın kendi imkanıyla dönüştürülmesi mümkün değil. Bu yönüyle az önce büyükşehrimizin yapmış olduğu deprem sonrası ve depreme hazırlık olması binlerce sondaj çalışmasıyla deprem yaşandığında ne tr durumların neler oluşturabileceğinin ön tahminde bizlere sunmuş oldu. Büyükşehir ile birlikte dönüşüm kısmında irademizi sürekli ortaya koyuyoruz. Kenti inşaat artışlarıyla birlikte yeni alanlar depreme dayanıklı halde oluşturulması için bizde elimizden geleni yapıyoruz. Depremin olduğu andan itibaren afete hazırlıklı bir belediye olma noktasında tüm çabamızla alandaydık. Ama mesele olduktan sonra dayanışma ile atlatmak değil bu deprem yaşandığında binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi. Deprem gerçeği hiçbir zaman kurtulamayacağımız bir gerçek. Bizler depreme dayanıklı yapıla inşa ettiğimizde deprem gerçeğiyle acısız bir şekilde mücadele edebiliriz. Başkanımız teşekkür ediyoruz. başladığı günden bu yana dönüşmesi gereken alanlarla ilgili gösterdiği dayanışma ortada. Bende üstüme düşen görevi elimden geldiğinde sürdüreceğim. Bu tür olayların bir daha yaşanmamasını diliyorum'dedi.