Vergiler genel olarak dolaysız (doğrudan)-dolaylı vergiler olarak ikiye ayrılır.
Dolaysız Vergiler; kişi ve kurumlardan gelirlerine göre alınan vergilerdir. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, emlak vergisi dolaysız vergilerdir.’¶
Dolaysız Vergiler; kişi ve kurumlardan gelirlerine göre alınan vergilerdir. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, emlak vergisi dolaysız vergilerdir.’¶
Dolaylı Vergiler; harcamalar üzerinden alınan vergilerdir. Vergiye tabi mal ve hizmetlerden yararlanan herkes, gelir düzeyi ne olursa olsun eşit oranda vergi öder. KDV, ÖTV dolaylı vergilerdir. Dolaylı vergiler zengin-fakir ayrımı yapmaksızın harcama yapan herkesten aynı oranda alınır. Milyoner Ahmet'le- Gariban Mehmet ekmek alırken aynı vergiyi öder. Adaletsizdir.
Vergi Denetmenleri Derneği'nin hazırladığı ’“Kamu Giderlerinin Finansmanı, Kayıtdışı Ekonomi ve Vergi Denetimi’” adlı rapora göre: Türkiye'de vergi yükü son 12 yılda %67 artmış. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı %72 olmuş. Dünya sıralamasında Türkiye'den sonra Danimarka (%33), İngiltere (%32) ilk üçü paylaşırken ABD %17 ile son sırada yer alıyor. Rapora göre ABD'de her 100 mükelleften 97'si gelirini doğru beyan ediyor.
Türkiye'nin dolaylı vergilerde dünya şampiyonu olmasının temel nedeni Kayıtdışı Ekonomi. OECD ülkelerinde Kayıtdışı Ekonominin milli gelir içindeki payı %0-10 arasında değişirken Türkiye'de bu oran %70 seviyelerinde.
Kayıtdışı ekonominin hükümet ve halkımız açısından farklı sorumlulukları var.
Esanaftan fabrikatöre kadar herkes bir şekilde gelirini düşük gösteriyor. Dolaylı vergiler yıllar itibariyle artarken kar ve kazançtan alınan vergiler düşüyor. Hükümet de bütçe açığını kapatmak için dolaylı vergilere yöneliyor. Yani Kayıtdışı Ekonomi ile Dolaylı Vergiler doğru orantılı hareket ediyor. Vergi yükü sabit ücretlilerin sırtına biniyor. Vergi adaleti bozuluyor.
Anayasası'nın 73. maddesi; "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." der. Anayasaya göre vergi adaletini sağlama görevi Hükümetlere verilmiştir.
Peki Hükümetler niçin vergi adaletsizliğine neden olan Kayıtdışı Ekonomi ile gerçek anlamda mücade etmiyor?Kıldan ince kılıçtan keskin bir köprü de ondan! Cesaret edemiyor, işin kolayına kaçıyorlar. Bütçedeki delikler halka fatura ediliyor. Sabit ücretliler ağır vergiler altında ezilirken sosyal adalet gittikçe bozuluyor.
Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı 2001'de %59 iken 2009'da %72'ye çıkıyor. 50 milyar TL'lik bütçe açığı düşünüldüğünde dolaylı vergilerin 2010'da daha da artması bekleniyor.
İşin anlaşılmaz tarafı ise şu: 2001'den bugüne kaç seçim oldu değişen birşey yok. Ne hükümet yüksek vergilerin bedelini ödüyor ne daha dürüst davranıyoruz ne de adaletsizliğin hesabı seçimde soruluyor. Sanırım herkes halinden memnun...
Tavuğun biri yolda, karşıdan karşıya geçerken Mercedes'in biri hızla gelip tavuğu altına alır. Feryat figan... Etrafa dağılan tüyler... Otomobil acı bir gıcırtıyla fren yaptıktan sonra metrelerce ötede güç bela durur...
Kenardan olayı görenler, "Eyvah, gitti zavallı tavuk" diye hayıflanır fakat o da ne?
Tavuk biraz sersemlemiş ama memnun, şen tavırlarla doğrulur ve kendini seyredenlere hitaben şöyle der:
"Çok şükür hiç birşey olmadı. Horoz dediğin işte böyle olur!"
Vergi Denetmenleri Derneği'nin hazırladığı ’“Kamu Giderlerinin Finansmanı, Kayıtdışı Ekonomi ve Vergi Denetimi’” adlı rapora göre: Türkiye'de vergi yükü son 12 yılda %67 artmış. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı %72 olmuş. Dünya sıralamasında Türkiye'den sonra Danimarka (%33), İngiltere (%32) ilk üçü paylaşırken ABD %17 ile son sırada yer alıyor. Rapora göre ABD'de her 100 mükelleften 97'si gelirini doğru beyan ediyor.
Türkiye'nin dolaylı vergilerde dünya şampiyonu olmasının temel nedeni Kayıtdışı Ekonomi. OECD ülkelerinde Kayıtdışı Ekonominin milli gelir içindeki payı %0-10 arasında değişirken Türkiye'de bu oran %70 seviyelerinde.
Kayıtdışı ekonominin hükümet ve halkımız açısından farklı sorumlulukları var.
Esanaftan fabrikatöre kadar herkes bir şekilde gelirini düşük gösteriyor. Dolaylı vergiler yıllar itibariyle artarken kar ve kazançtan alınan vergiler düşüyor. Hükümet de bütçe açığını kapatmak için dolaylı vergilere yöneliyor. Yani Kayıtdışı Ekonomi ile Dolaylı Vergiler doğru orantılı hareket ediyor. Vergi yükü sabit ücretlilerin sırtına biniyor. Vergi adaleti bozuluyor.
Anayasası'nın 73. maddesi; "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." der. Anayasaya göre vergi adaletini sağlama görevi Hükümetlere verilmiştir.
Peki Hükümetler niçin vergi adaletsizliğine neden olan Kayıtdışı Ekonomi ile gerçek anlamda mücade etmiyor?Kıldan ince kılıçtan keskin bir köprü de ondan! Cesaret edemiyor, işin kolayına kaçıyorlar. Bütçedeki delikler halka fatura ediliyor. Sabit ücretliler ağır vergiler altında ezilirken sosyal adalet gittikçe bozuluyor.
Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı 2001'de %59 iken 2009'da %72'ye çıkıyor. 50 milyar TL'lik bütçe açığı düşünüldüğünde dolaylı vergilerin 2010'da daha da artması bekleniyor.
İşin anlaşılmaz tarafı ise şu: 2001'den bugüne kaç seçim oldu değişen birşey yok. Ne hükümet yüksek vergilerin bedelini ödüyor ne daha dürüst davranıyoruz ne de adaletsizliğin hesabı seçimde soruluyor. Sanırım herkes halinden memnun...
Tavuğun biri yolda, karşıdan karşıya geçerken Mercedes'in biri hızla gelip tavuğu altına alır. Feryat figan... Etrafa dağılan tüyler... Otomobil acı bir gıcırtıyla fren yaptıktan sonra metrelerce ötede güç bela durur...
Kenardan olayı görenler, "Eyvah, gitti zavallı tavuk" diye hayıflanır fakat o da ne?
Tavuk biraz sersemlemiş ama memnun, şen tavırlarla doğrulur ve kendini seyredenlere hitaben şöyle der:
"Çok şükür hiç birşey olmadı. Horoz dediğin işte böyle olur!"