Yıldız tarihi, 1 Ekim 2018 Pazartesi…
Görev süresinin bitmesine tam altı ay kala…
'Veda' etti…
Yani, 'esenleşme zamanı'nı iyi ayarladı…
'Kimseye kırgın değilim…' dedi…
'Adayların önü açılsın istedim…' dedi…
'Zaten bu işin zirvede bırakılması gerekir…' dedi…
'Partimi değil, siyaseti bırakıyorum…' dedi…
Ve…
'Adayım deseydim CHP beni yüzde 99.9 aday gösterirdi…' dedi…
Hem gerçekçi hem duygusaldı…
***
'Veda' ile iş bitmiyordu…
Sıra 'Elveda'ya geldi…
Yani…
Bir daha görüşemeyeceğini…
Belki de…
Bugünkü gibi sık sık…
Kucaklaşamayacağını…
Hatta…
Kavuşamayacağını düşündüğü için…
'Elveda' turuna başladı…
İzmir'in kırsalında yaşayanlarla başladı…
***
Oysa…
Her veda elveda değildir!
Bunu gördü, yaşadı, duygulandı…
Menderes'ten başladı, 'teşekkür turu'na…
Ama…
Herkes biliyordu ki…
Bu bir 'elveda' turuydu…
Ahmetbeyli, Çile, Ataköy, Çamönü, Sancaklı ve Çileme köylerinde…
O'nu 'Bizi bırakma, kolumuzu kanadımızı kırma!' diye karşıladılar…
Çok duygulandı…
***
İki gün sonra Selçuk'taydı…
Kravatı filan atmıştı…
Çok zor bir soru sordu köylü kadınlar:
'Sen bizi bırakıyorsun ama biz seni bırakmak istemezsek ne olur?'
Kelimeler boğazında düğümlendi, cevap veremedi…
Baktı olmuyor, 'elveda'yı renklendirdi…
Şirince'de herkesle hatıra fotoğrafı çektirdi…
Sultaniye Köyü'nde Eyice Sultan Türbesi'ni ziyaret etti…
Emekli gazi ile tavla bile oynadı…
***
Hava serindi…
Kazak giyerek gitti, Tire'de Işıklar, Ayaklıkırı, Mehmetler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı ve Akyurt köylerine…
Vatandaş O'nu konuşturmaya çalıştı…
Susturdu herkesi, seçim'deki rotasını çizdi:
'İsterse babamın oğlu olsun, kefilim demediğim adamın semtine uğramam. Bu yaştan sonra yere bakmak istemem…'
80 yaşındaki Kamile Bulgurca, koştu geldi yanına…
Ne dedi, beğenirsiniz?
'Geldiğini duydum, namaz kılıyordum… Bitirdim, sana koştum… Senin gibi dürüst, çalışkan başkan bi'daha gelmez… Bizi bırakma…'
Gözyaşlarını zor engelledi…
Kasvetli havayı Büyükkale Köyü sakinlerinden Metin Kaya dağıttı:
'Türk Hava Yolları'na telefon ettim… Uçakları havada arızalanırsa bizim köyün ova yollarına inebileceklerini söyledim…'
Dayanamadı, O da kahkahaları koyuverdi…
***
'Koca Başkan'ın teşekkür turları sırasında…
Köylü seçmenin gözlerine yansıyan özeti şudur:
'Veda' içtendir, söylenmez 'hissedilir'…
Nice 'Vedalar' vardır, 'Elveda' denmeden…
Anlarsınız vaktin geldiğini…
Kelimeler uçup gider kafanızdan…
İçinizdeki burukluğu anlatamazsınız…
Çabalarsınız düzeltmek için…
Fark edilmesinden korkarsınız…
Umutlarınız bile 'cılız bir mum ışığı' gibidir…
'Bu da geçer!' dersiniz…
'Veda'yı görüp, 'Elveda'yı yaşamamak için!
Çünkü, 'Elveda'…
'Veda'nın söze dökülmüş halidir…
'Veda' etmeden…
'Elveda' diyemez yürekler…
Bi'adım daha ileri gidelim…
'Elveda' kesin bitirilişi simgeler…
Boyunlar bükülmüştür, elden bi'şi gelmez…
Umutların tükenişidir 'Elveda'…
Çünkü…
'Veda' edilir…
'Elveda' denir!
Bir çok kez 'veda' edebilirsiniz…
Ama…
Sadece bir kez…
'Elveda' diyebilirsiniz!
'Veda' sıradan ayrılıktır…
'Elveda'nın dönüşü yoktur!
Hepsinden önemlisi…
'Elveda' zamanı geldiğinde…
'Bitmeseydi keşke…'
Diyecek durumunuz asla olamaz!
***
Bitiriyoruz, Nazım Hikmet ile…
Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın!
Sizi canımda, canımın içinde,
Kavgamı kafamda götürüyorum…
Hoşça kalın dostlarım benim, hoşça kalın…
Resimdeki kuşlar gibi,
Dizilip üstünde kumsalın,
Mendil sallamayın bana…
İstemez…
Ben dostların gözünde kendimi,
Boylu boyumca görüyorum…
A dostlar…
A kavga dostu, iş kardeşi…
A yoldaşlar a…
Tek hecesiz 'elveda'…
Yine görüşürüz dostlarım benim,
Yine görüşürüz…
***
71 yaşındaki Aziz Kocaoğlu…
Güngörmüş haliyle…
Bizden daha iyi bilir ki…
Her veda 'Elveda' değildir!
Sonsöz: 'Vedalar, gözleriyle sevenler içindir; çünkü gönülden sevenler elveda demez! / Hz. Mevlana…'