Bugün bayram…

Birazdan kapının ziline dokunacak minik parmaklar…

Önce apartmandaki komşu çocukları…

Ardından…

Mahallenin dünya tatlıları…

Mendil modası geçti…

Minik avuçları dolduran şekerler, varsa çikolatalar…

Tabii, olmazsa olmaz bayram harçlıkları…

Haberiniz olsun…

Deneyimle sabit; artık madeni para minikleri mutlu etmiyor…

10'ar kağıtları hazır tutun, bi'zahmet…

***

Bilir misiniz?

Bu güzel ülkenin çocukları en çok…

Bayramlarda büyürler…

O nedenle bayramları en çok çocuklar sever…

Mesela…

Mini miniler ilk kez bayramlarda parayla tanışırlar…

Ve de ilk kez para saymasını öğrenirler…

Mahalledeki yaşıtları arasında…

'Benim param daha çok!' deyip…

Yine ilk kez 'nispet' yapmasını öğrenirler…

Bayram sabahları…

Yepyeni giysi ve ayakkabı ile uyanmak demektir…

(Artık o lezzetleri tatmak giderek imkansızlaşıyor ya, neysa…)

Çocukların gülümsemesi bile…

Ömre bedeldir…

***

Bayramlar'da güzel şeyler yazmak…

Güzel şeyler söylemek…

İçten dileklerde bulunmak adettendir ama…

Ne kadar büyüseniz de…

Bayramlar'ın hatırlattığı 'tarifsiz hüzünler' de hayatımızın parçası…

Veda ettiğiniz…

Kalplere sığmayan sevgilerin sahipleri gibi…

***

Bu güzel ülkenin…

'Bugün Bayram' diye bir şarkısı var…

Sözüyle, müziğiyle…

Ölümsüz sanatçı Barış Manço'nun eseri…

38 yıl önce yaratmış bu şarkıyı…

Çok güzel bir eser…

Aradan bunca zaman geçti…

Türkiye, ne 23 yıl önce yitirdiği Barış Manço'yu unuttu…

Ne de ilk kez 38 yıl önce plağa okuduğu…

O marş gibi şarkıyı…

Çünkü…

Hikayesi, muazzam…

Tam da bugüne uygun…

Az biraz hüzünlü ama…

Bazı şeyleri hatırlattığı için önemli…

***

Biz milletçe hareketli şarkıları pek severiz…

Barış Manço da bunu bilirdi…

Eserlerinin önemli bölümü bu nedenle coşkuludur; akılda kalır…

Ancak…

'Bugün Bayram Çocuklar' diğerlerine benzemiyor…

Zaten…

Dinleyeni coşturan kısmı da…

Nakaratı…

Hatırlayalım:

'Bugün bayram…
Erken kalkın çocuklar…

Giyelim en güzel giysileri…

Elimizde taze kır çiçekleri…

Üzmeyelim bugün annemizi…'

O tarihlerde bile…

'Yav, bu neşeli müzik eşliğindeki nakarat neden (Üzmeyelim bugün annemizi) diye bitiyor?' diye merak bile etmedik!

Çünkü…

Sadece bu beş satır, dinleyenin coşmasına yetiyordu…

Oysa…

Şarkının sözlerine az biraz dikkat edilirse…

Eşini kaybeden bir babanın…

Çocuklarını mutlu etmeye çalışması ve…

O bayram sabahında…

Annelerinin kabrini ziyaret edecekleri anlaşılıyor…

Diğer hüzünlü nakarat…

Dramatik tabloyu hepten göz yaşartan hale getiriyor…

Şarkının başlarında…

Kaybettiği eşine seslenen adam, 'Sen gittin gideli içimde sızı var' diyor…

Sonrasındaki nakaratta ise…

Çocuklara…

Annelerinin mezarına gideceklerini hatırlatan o baba ne diyor?

'En güzel giysileri giyip kır çiçekleri ile annemiz bizi bekler, annemizi üzmeyelim…'

***

Aslında…

İçinde acayip hüzünlü bir hikaye barındıran…

Eğlenceli bir ritimle söylense de…

Biz bu şarkının diğer 'çarpıcı' sözlerini…

Yıllarca neden dikkate bile almadık acaba?

***

Bugün bayram…

Rahmete kavuşmuş anacığının kabrine gidenler…

Bu şarkıyı hatırlasın, istedim…

Göz pınarlarımızda yaşlar birikse bile…

Final bölümündeki şu sözlerle:

'Bugün Bayram…

Çabuk olun çocuklar…

Annemiz bugün bizi bekler…

Bayramlarda hüzünlenir melekler…
Gönül alır bu güzel çiçekler...'

***

Dinleyenlerin üstünde derin izler bırakan…

Böylesine etkili o şarkıyı…

Rivayet odur ki…

Rahmetli Barış Manço…

1957 yılının Ramazan ayında yitirdiği ve çok sevdiği babaannesi Nimet Hanım için yıllar sonra yazdığı 'Gülpembe' parçasından farklı olarak bu defa melodisine aykırı ve hüzünlü olacak bir şekilde aramızdan ayrılmış tüm annelere ithaf ederek yarattığı iddia edilir…

***

Bitiriyoruz…

Can Yücel, hayat dersi verir gibi anlatıyor…

Bayramlar'ın kıymetini:

'Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan... / Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... / Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır…'

Nokta…

SonSöz: 'Bayramınız kutlu olsun; mutluluklar sizinle olsun…'