Öyle bir yapı düşünün ki, her şeyleri yalan. Kimlikleri yalan, vatan sevgileri yalan, millete saygıları yalan, muhafazakarlıkları yalan, dürüstüz demeleri yalan, kul hakkı yemeyiz demeleri yalan, haram yemeyiz dedikleri yalan, yaptıkları yalan, ettikleri yalan, söyledikleri yalan. Kısaca hayatları yalan.
Yalan rüzgarı gibiler.
Yalan rüzgarı gibiler.
'Usta' olduklarını söylediler, millet te bunları iş yapmada eser bırakmakta usta sandı! Bunların usta oldukları da yalan. Türk Milleti çok yalancı gördü ama bunlar gibi, yalan söylerken yüzleri bile kızarmayanları görmedi…
Sebahattin Önkibar 'Takkeli Firavunlar' adlı kitabının 138. Sayfasında şu olayı anlatır;
'Bir gün Gaziosmanpaşa'da Hemşin kökenli Ardeşenlilerin lokantasında öğle yemeğine oturmuşken, içeri Tayyip Erdoğan yanında Hayati Yazıcı, Sadık Yakut ve şimdi Sabah ile ATV'yi alan Kalyon Grubunun kurucusu rahmetli Hasan Kalyoncu ve 10-15 kişilik bir kalabalıkla girdi. (Kalyon Grubunu şimdi, Cemal Kalyoncu yönetiyor)
Bizi de masaya ısrarla davet etti. Yemek bitince, rahmetli Hasan Kalyoncu hesabı ödemek istedi. Fakat lokanta sahipleri Ogün ve Bahadır Babaahmetoğlu kardeşler hesabı almadılar ve Tayyip Bey' seslenerek; 'Tayyip Bey, Başbakan olduğunuzda yemek parasını sizden alırız' dediler.
Tayyip Bey o söz söylendiğinde aynen şu karşılığı verdi;
'BİZ BAŞBAKAN OLDUĞUMUZDA BUGÜNKÜNDEN ÇOK FAKİR OLACAĞIZ, HABERİNİZ OLSUN'…'
'Bir gün Gaziosmanpaşa'da Hemşin kökenli Ardeşenlilerin lokantasında öğle yemeğine oturmuşken, içeri Tayyip Erdoğan yanında Hayati Yazıcı, Sadık Yakut ve şimdi Sabah ile ATV'yi alan Kalyon Grubunun kurucusu rahmetli Hasan Kalyoncu ve 10-15 kişilik bir kalabalıkla girdi. (Kalyon Grubunu şimdi, Cemal Kalyoncu yönetiyor)
Bizi de masaya ısrarla davet etti. Yemek bitince, rahmetli Hasan Kalyoncu hesabı ödemek istedi. Fakat lokanta sahipleri Ogün ve Bahadır Babaahmetoğlu kardeşler hesabı almadılar ve Tayyip Bey' seslenerek; 'Tayyip Bey, Başbakan olduğunuzda yemek parasını sizden alırız' dediler.
Tayyip Bey o söz söylendiğinde aynen şu karşılığı verdi;
'BİZ BAŞBAKAN OLDUĞUMUZDA BUGÜNKÜNDEN ÇOK FAKİR OLACAĞIZ, HABERİNİZ OLSUN'…'
14 Ocak 2014 günü Mustafa Mutlu köşesinde şunları yazmıştı;
'1999 yılında Tayyip Erdoğan şunları söyler; Eğer bir gün duyarsanız ki, Tayyip çok zengin olmuş, bilin ki HARAM YEMİŞTİR.'
Mustafa Mutlu şu soruyu sorar; Haram yediniz mi, zengin oldunuz mu?
'1999 yılında Tayyip Erdoğan şunları söyler; Eğer bir gün duyarsanız ki, Tayyip çok zengin olmuş, bilin ki HARAM YEMİŞTİR.'
Mustafa Mutlu şu soruyu sorar; Haram yediniz mi, zengin oldunuz mu?
*Müslüman, sadaka paralarını metresleriyle pavyonlarda yiyen adamları
korur mu? Elbette korumaz. Korursa o adama Müslüman denmez.
Demek ki Müslümanlık yalanmış!
korur mu? Elbette korumaz. Korursa o adama Müslüman denmez.
Demek ki Müslümanlık yalanmış!
*Muhafazakar insan, hiç parasını-servetini Kanada- İsviçre diyarında muhafaza eder mi, bizim bankalarımızın suyu mu çıktı? Muhafazakarlık da palavra imiş!
*Dürüst insan, Ana Muhalefet Liderinin 'Oğlunun banka hesabına kim ve ne karşılığında 99 Milyon 999 Bin Dolar yatırdı' sorusuna belgeleriyle cevap vermez mi?...
Dürüst insan böyle bir iddiayı 15 gündür görmezden gelebilir mi? Dürüst bir baba, benim oğlum eroin mi satıyor ki bu kadar büyük miktardaki para hesabında olsun, tüm bunlar yalan, deyip iddia sahiplerini mahkemeye
vermez mi? Anladık ki dürüstlükte tirişkadanmış…
Dürüst insan böyle bir iddiayı 15 gündür görmezden gelebilir mi? Dürüst bir baba, benim oğlum eroin mi satıyor ki bu kadar büyük miktardaki para hesabında olsun, tüm bunlar yalan, deyip iddia sahiplerini mahkemeye
vermez mi? Anladık ki dürüstlükte tirişkadanmış…
*Yüreğinde vatan sevgisi olan adam, bu ülkenin 54 bin insanının ölümüne, çocuklarımızın hakkı olan milyarlarca dolarlık ekonomik kaynağın yok olmasına sebep olmuş bir terör örgütünü ülkesinde barındıran, besleyen bir eşkıya ile sırf aynı tarikattanız diye karşılıklı oturup sıra gecesinde eğlenebilir mi, onunla yakınlarının ticaret yapmasına izin verir mi? Vatan sevgisi de yalanmış!
*Vakfa yatırılan avanta para karşılığında, imar sahtekarlığı yapmak, kul hakkı yemek değil midir? İnsanlara tuzak kurup, suçsuz-günahsız kişilerin özgürlüklerini ellerinden haksız yere almak kul hakkı yemek değil midir?
Başbakan Erdoğan geçen hafta şunları söyledi;
'Hırsızlığın, yolsuzluğun her türlüsü kötüdür, ama en büyük hırsızlık Milli İrade Hırsızlığıdır.'
Erdoğan'ın bu sözünün ertesi günü kendisinin, bir gazetenin anketine müdahale edişinin ses kaydını dinledik. Erdoğan, 'O üç puanı MHP' den alın BDP' ye ekleyin' diye emir veriyordu.
Başbakan Erdoğan'ın bu yaptığı, tam tamına Milli İrade Hırsızlığıdır.
Önce kurgulanmış anketleri şereften yoksun kişilere yaptır, mükerrer oy kullanmayı önleyen parmak boyamayı kaldır, seçimlerde yüzde kaç oy alacağını milletin hafızasına yandaş-satılmış-korkutulmuş-sindirilmiş gazete ve televizyonlarla aylar öncesinden kazıt, sonra 'Seçsis' denen sahtekarlığa açık sistemle istediğin oy kaydırmasını yaptır ve sözde seçimi kazan!
Böyle Milli İrade olur mu?
Böyleyse, yapılan sadece Milli İrade Hırsızlığı değil, Milli İradeye doğrudan doğruya tecavüzdür.
Bu olay hırsızlığın katmerlisidir. Yakında bunun kanıtlarını da Türk Milleti olarak seyrederiz…
Not; Başbakan Erdoğan dün konuştu; 'Biz hep doğruları söyleriz!...'
He, valla öyle söyledi!
'Hırsızlığın, yolsuzluğun her türlüsü kötüdür, ama en büyük hırsızlık Milli İrade Hırsızlığıdır.'
Erdoğan'ın bu sözünün ertesi günü kendisinin, bir gazetenin anketine müdahale edişinin ses kaydını dinledik. Erdoğan, 'O üç puanı MHP' den alın BDP' ye ekleyin' diye emir veriyordu.
Başbakan Erdoğan'ın bu yaptığı, tam tamına Milli İrade Hırsızlığıdır.
Önce kurgulanmış anketleri şereften yoksun kişilere yaptır, mükerrer oy kullanmayı önleyen parmak boyamayı kaldır, seçimlerde yüzde kaç oy alacağını milletin hafızasına yandaş-satılmış-korkutulmuş-sindirilmiş gazete ve televizyonlarla aylar öncesinden kazıt, sonra 'Seçsis' denen sahtekarlığa açık sistemle istediğin oy kaydırmasını yaptır ve sözde seçimi kazan!
Böyle Milli İrade olur mu?
Böyleyse, yapılan sadece Milli İrade Hırsızlığı değil, Milli İradeye doğrudan doğruya tecavüzdür.
Bu olay hırsızlığın katmerlisidir. Yakında bunun kanıtlarını da Türk Milleti olarak seyrederiz…
Not; Başbakan Erdoğan dün konuştu; 'Biz hep doğruları söyleriz!...'
He, valla öyle söyledi!