HABERLER>ULUSAL MEDYA
11 Mayıs 2010 Salı - 00:00

Yazarlar istifa için ne dedi?

Deniz Baykal’’ın ülke gündeminde bomba etkisi yaratan kararının ardından gündemi belirleyen kalemlerin köşelerine bakış’… ’

Yazarlar istifa için ne dedi?


Baykal’’ın istifası bugün köşe yazarlarının da gündemini belirledi. Kimisi ’“ben zaten istifa et demiştim’” diye yazdı.

Kimisi de Baykal’’ın istifasının aslında geri dönmek için yaptığı bir adım olduğu iddiasının altını çizdi.
 
İşte köşelerden Baykal’’ın istifası ve ardından beklenenler:
 
 Oktay Ekşi (HÜRRİYET): ÖTEKİ İHTİMALLER
Olayı saptırmayalım. Deniz Baykal’’ı CHP Genel Başkanlığı’’ndan istifa etmek zorunda bırakan görüntülerin bire bir gerçeği yansıttığında kuşku yok.
 
Belli ki profesyonelce hazırlanmış bir tuzağa düşmüşler. Nitekim Baykal, aldığı siyasi terbiyenin gereğini yaparak Genel Başkanlık’’tan çekildi.
 
Ekşi’’nin yazısının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
 
Fikret Bila (MİLLİYET): BAYKAL: ’“GÜLEN’’İN VE SARIGÜL’’ÜN İLGİSİ YOK’”
Genel başkanlıktan istifa ettikten sonra Deniz Baykal’’la evinden telefonla konuştum. Sesi rahatlamış geliyordu. ’“Kararınız hayırlı olsun’” dedikten sonra sordum:
 
İstifa kararını nasıl aldınız? Duygularınız nelerdi?
 
- Evden hiç çıkmadım. Dört gün boyunca telefonun başından kalkmadım. Bütün telefonlara ben cevap verdim. Her kesimden insanlar, partili, partisiz vatandaşlar aradı. Hepsini dinledim. Bu oyuna gelme, istifa etme dediler. Ben zihnimde sürekli değerlendirme yaptım. Zihnimde şekillendirdim. İstifa etmemin bu komplonun ortaya çıkarılması açısından; kendim ve partim için en doğru yol olacağına karar verdim.
 
Bu kararınızı ailenizle birlikte mi aldınız?
 
- Ailem hep yanımdaydı. Olcay hep yanımdaydı, hepsi destek oldular. Kızım geldi, oğlum geldi. Onlar da kararımı saygıyla karşıladılar.
 
Mehmet Altan (STAR): BORSA NEDEN YÜKSELDİ? 
Olanlara bu elbise giydirilince sonrası belli... Nasıl belli? Baykal, 22 Nisan 1999’’daki seçim sonuçları nedeniyle Genel Başkanlıktan istifa etmişti... Ne oldu? 1 Ekim 2000’’de gerçekleştirilen 11. Olağanüstü Kurultay’’da, yaklaşık 15 ay aradan sonra yeniden Genel Başkanlık görevine döndü.
 
***
 
Şimdi de aynısı olacak gibi gözüküyor... Önce, Baykal’’ı adaylığa zorlamak için kurultay tarihi olan 22-23 Mayıs’’a kadar bir ’“geri dön’” kampanyası başlatılacak. İlk olarak örgütlerden gelen partililer Baykal için ’“geri dön, Genel Başkanımız sensin’” kampanyası yapacak. Baykal’’ın tekrar dönmesi için örgütlerden imza toplanacak. Ayrıca...
 
CHP Tüzüğü’’ne göre kurultayda aday olmak için 245 kişinin imzası gerekiyor. Baykal’’ı aday gösterecek partililer de 1252 delegenin büyük bir bölümünden imza toplayacak. Deniz Baykal, tekrar Genel Başkanlığa dönmesi için ikinci adım olarak da kurultayda aday gösterilecek. Baykal, kurultaya katılmayacak ama aday olarak ismi okunacak. Ve...
 
Baykal’’ın yakın çevresi örgütlerden gelen baskıya karşılıksız kalmayacak ve ’‘sivil diktaya’’ karşı canla başla direnmek için görevi kabul edecek.
 
Fatih Altaylı (HABERTÜRK): GİDERAYAK VİRAJ ALMAK
Deniz Baykal, isteneni ama beklenmeyeni yaptı.
İstifa etti.
 
Dürüstçe götürülmüş bir siyasi kariyeri, bir anda berbat etti ama noktalarken de ’“doğru’” davrandı.
 
’“Hakkınızı helal edin’” dedi ayrılırken.
 
Varsa bir hakkım, helal olsun.
 
Gerekeni, son rezalet dışında o kariyere yakışanı yaptığı için.
 
Erdal Şafak (SABAH): DÖNMEMELİ
Hayır, Baykal dönmemeli.
 
Yine kendisinin ifadesiyle "İstifasının Türkiye'de yeni bir uyanışın başlangıcı olması" için.
 
Sadece kamusal değil özel yaşamları da alt-üst eden yasadışı dinlemelere, gizli kameralara, elektronik eşkıyalığa "Dur" diyecek dinamiklerin harekete geçmesi için.
 
Erdemli duruşunun tüm toplumda uyandırdığı saygıyı ve ona getirdiği ek saygınlığı zedelememesi için.
 
CHP'yi kendi haline bıraksın. Nice badireler atlatmış olan Atatürk'ün mirası nasıl olsa yoluna devam eder. Kim bilir, belki de daha bir ivmeyle, daha bir hırsla...
 
CHP'nin Onursal Genel Başkanlığı da Baykal'ın çocuklarına, torunlarına gururla bırakabileceği bir övünç madalyasıdır.
 
Ertuğrul Özkök (HÜRRİYET): SADECE O MU ’‘GEREĞİNİ YAPACAK’’
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendince uygun gördüğü şekilde ’“gereğini’” yaptı.
 
Peki, bu görüntüleri kaydedip sızdırmanın ahlaksızca ve alçakça olduğunu düşünen insanlar da ’“gereğini’” yapmak zorunda değil mi?
 
Bu olay karşısındaki tepkisini sessiz kalarak gösterenler; ’“alçaklık’” diyenler; yapılan işi siyasette ’“belden aşağı inmek’” olarak niteleyenler; Türkiye’’nin ’“illegal yollarla muhalefeti susturmaya çalışan bir diktatörlüğe gittiğine’” inananlar; böyle bir tehlikenin bulunduğuna inanmayanlar, demokrasiye inananlar...
 
Onlar da gereğini yapmak zorunda...
 
Hasan Cemal (MİLLİYET): BAYKAL NE YAPMAYA HAZIRLANIYOR?
Bazı yazılar zordur, kolay yazılmaz. Şu günlerde Deniz Baykal üzerine yazmak da öyle...
 
Baykal’’ın kendi iç dünyasında yaşadıklarını hissetmeye çalışarak ve ’‘isyanı’’nı anlamaya gayret ederek her sözcüğümü özenle seçmeye çalışıyorum. Bu yüzden, geçen haftaki ilk yazımı Baykal’’ın adını geçirmeden yazmıştım.
 
Ama artık bu imkansız. Ok yaydan fırladı.
 
Konu, siyasal sonuçları açısından da çok boyutlu ve karmaşık. Bizim siyasetin klasik deyişiyle:
 
Bu pilav daha çok su kaldırır!
 
Mehmet Barlas (SABAH): İSTİFALARIN KALICILIĞI AÇISINDAN DA DÜN DÜNDÜR BUGÜN BUGÜNDÜR
Ben ilke olarak bu kasetin yok sayılmasından yanaydım ve bu kasetin Baykal'a karşı kullanılmasının hem ahlaki hem de hukuki açıdan doğru olmadığını savunanlardandım.
 
Ama madem Baykal bu kaseti vesile edip Genel Başkanlık'tan istifaya kadar işi taşıdı, bu durumda kasetin düzmece ya da gerçek olduğu da bilinmek durumundadır.
 
Yani CHP Genel Başkanı dün "Ben partimin bir kadın milletvekili ile birlikte hiç olmadım. Bu kaset montajdır" deseydi, hem istifasına gerek kalmazdı, hem de bu kasetin düzmece olduğu anlaşılırdı.
 
Şimdi gözlerin kasette görüntüleri bulunduğu iddia edilen CHP'li kadın milletvekiline de dönmesi gerekiyor.
 
O görüntülerin komplo olduğu iddiası genel kabul görmüşken ve bu olay yine de Baykal'ı istifaya sürüklemişken, acaba CHP'li kadın milletvekili istifayı düşünmeyecek midir?
 
 
Mehmet Ali Birand (POSTA): BAYKAL KAZANDI, CHP KAYBETTİ
Ancak gelinen bu noktanın CHP’’ye büyük zarar vereceğini de söylemeliyim.  Kim ne derse desin,  beğenen beğensin, beğenmeyen eleştirsin, Deniz Baykal bu partiyi tek başına götürüyordu. Şu anda da onun yerini tutacak cerbezede bir başka lider adayı göremiyorum.
 
CHP’’de mutlaka amansız bir mücadele yaşanacak ve sonunda biri kazanacak. Ancak iki ay sonraki referandum ile on ay sonraki bir genel seçime kadar geçecek sürede, bu partiyi yeniden örgütleyecek,  müthiş bir rüzgar estirecek ve yarıştan düşmesini önleyecek bir başka aday görebiliyor musunuz?
 
Ben göremiyorum...
 
CHP ile birlikte ne yazık ki, muhalefet de kayba uğrayacak ve koşullar  AKP’’ye yarayacak.
 
Her neyse, olan oldu. Şimdi CHP yangından neleri kurtarabileceğine bakmalı.
 
Yavuz Donat (SABAH): BAYKAL ÇEKİLDİ VE... "KÖTÜ BİR YOL" AÇILDI
Deniz Baykal istifa etmemeliydi.
 
İstifa etti ve...
 
Türkiye'de "kapanması gereken kötü bir yol" açıldı. Artık "herkes için komplo kurulabilir."
 
Herkes "bu yolla" gönderilebilir.
 
Can Dündar (MİLLİYET): BU FİLM BURADA BİTMEZ
Baykal, aleyhine gelişen durumu, bir manevrayla lehine çevirmeye çalışıyor. İstifası, iki adım ileri atılabilmek için bir adım gerileme anlamı taşıyor.
 
Kurultayda 81 il başkanı ortak imzayla Baykal’’ı yeniden göreve çağırabilir, O da ’“taban baskısıyla ısrarlara dayanamayıp’” genel başkanlığa dönebilir. ’“Ülkenin bu kritik döneminde partiyi lidersiz bırakamazdım’” diyebilir.
 
Ya da partiyi bir süre bir emanetçiye devredip, daha sonra olağanüstü kurultayla dönebilir.
 
Ama tanıdığım Baykal, evde oturmaz; ne yapar eder, bu istifadan istifade eder; bunu bir fırsata dönüştürmeyi dener. İşe yarar mı? İşte orası soru işareti...
 
Cengiz Çandar (RADİKAL): BAYKAL’’IN İSTİFA ŞİFRELERİNİN ÇÖZÜMÜ
Deniz Baykal’’ın CHP Genel Başkanlığından istifa ettiğini açıklamasının ardından gazetelerin internet sitelerini dolaşmaya başladım. İlk tepkilerin ne olduğunu merak etmiştim. Hürriyet internet sitesinin manşetine yerleşen değerlendirme dikkatimi çekti: ’“Bir tarih sona erdi’”! Hürriyet, Deniz Baykal’’ın defterini şimdiden dürüvermişti.
 
Şaşıracak bir yan olmasa gerekti, zira ’“kaset skandalı’”nın patlak vermesinin hemen ertesi günü özellikle Hürriyet, CHP yanlısı yazarlarıyla birlikte konuyu öne çıkarmakta, büyük göstermekte ve Baykal’’ın istifa etmesi gerektiğini vurgulamakta ön almıştı.
 
Deniz Baykal ile ilgili kasete ilişkin medyada başlıklar ve köşe yazarı yorumlarındaki ’“ahlaksızlık’”tan ötürü sert kınama cümleleriyle dolu, diş kirası niteliğindeki girizgahlardan sonra ’“istifa etmelidir’” çağrıları dikkat çekiciydi. ’“Komployu kınama’” Baykal’’ın içine düşürüldüğü durumdan ötürü akıtılan ’“timsah gözyaşları’”ndan başka bir şey değildi.
 
Nitekim Baykal’’ın istifa açıklaması üzerine, aynı çevreler televizyon ekranlarına fırlayıp Baykal’’ın kararını ’“örnek’” ve ’“onurlu’” bulduklarına dair övgü dolu açıklamalar yapmaya başladılar.
 
Yalçın Doğan (HÜRRİYET): BAYKAL KOMPLONUN RÖVANŞINI FENA ALDI
Türk siyasal yaşamında pek çok istifa var, ama böylesi bir ilk.

CHP Tüzüğünün 4. maddesinin başlığı Siyasal Yaşam Anlayışı. Bu maddenin son paragrafı şöyle: ’“Toplumsal ve siyasal yaşamda erdemli olmak, erdemliliği savunmak, korumak ve gerçekleştirmek Cumhuriyet Halk Partili olmanın önkoşuludur.’”
 
CHP’’li olunca, erdemli olacaksın, erdemli olmayı savunacaksın.
 
Erdem ne demek? Sözlüğe göre, ahlakın övdüğü doğruluk, iyi olma, demek.
 
Deniz Baykal o iğrenç kasedi, dün komplo olarak niteliyor, yine de parti tüzüğünün bu kuralını yerine getiriyor ve istifa ediyor.
 
Daha önce, benzer skandallar nedeniyle istifa etmiş siyasiler var. Ama, bir parti genel başkanı yok. Baykal bir ilk’…
 
Yılmaz Özdil (HÜRRİYET): BENDEN SÖYLEMESİ...
O koltuğa oturan...(Uyarmadın demeyin.)
O koltukta oturamaz.
 
*
O koltuğa bu şartlarda oturmaya kalkan, mezar soyucusudur... O koltuğu, sahibine, yani Deniz Baykal’’a geri vermeyenin, Anıtkabir’’e girmesi yasaklanmalıdır!
 
O koltuğa oturan...
İstediği kadar ’“istemedim’” desin, ’“istemem yan cebime koy’” diyendir.
 
*
O koltuğa oturan...
Ne kadar hisli ağıt yakarsa yaksın, timsah gözyaşları dökmüş olacaktır.
 
*
O koltuğa oturan...
Ömrünün sonuna kadar, aynanın karşısına geçip, kendine bile soracağı, ’“yoksa, tezgahın tezgahtarı mıyım acaba’” merakının muammasıdır.
 
*
O koltuğa oturan...
Bileğinin hakkıyla değil.
El kasediyle gerdeğe girendir.
 
*
O koltuğa oturan...
Liderini ardı arkası kesilmeyen yalanlarla, iftiralarla, sahte belgelerle oradan göndermek isteyenlerin zaferidir.
 
*
O koltuğa oturan...
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir hesabı, ’“durmak yok yola devam’” diyendir.
 
*
O koltuğa oturan...
’“İstifa istifa’” diye linç çığlıkları atıp, amacına ulaşanların rehinesidir.
Kucağa oturur.
 
*
O koltuğa oturan...
İktidarın doğrularını bile desteklese, gizli işbirlikçi olmakla suçlanacaktır.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Dündar’’dan şok iddia: Bana bir kaset geldi!
Baykal'ı istifaya sürükleyen "kaset olayı"ndan sonra bir iddia da ...
Şok istifanın manşetleri’…
Baykal'ın istifasını bütün gazeteler manşetten verdi. "Baykal'ın ...
’‘O kaset 8 yıllık!’’
Baykal’’ın ülke gündemine oturan kaseti üzerine en çarpıcı yorum CHP’’den ...
 
Ekranda kadın gazeteciye hakaret
32. Gün programında şoke eden bir kavga yaşandı. Şamil Tayyar kendine ...
Vakit 312 generale tazminat ödeyecek
Aralarında eski 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312 general, "Onbaşı ...
Oylama karmaşasına komik bakış
Hürriyet Gazetesi çizeri Karikatürist Latif Demirci, TBMM Genel Kurulu’’nda ...
 
Kırıkkanat: Gülen'den korkuyorum
  Balçiçek Pamir'in sunduğu Karşıt Görüş programında konuşan ...
Hakan'dan Başbuğ'a tepki
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, karakol baskınının ardından "Mütareke ...
Dünyanın en kötü basın düşmanları...
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü ...
 
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva