İZMİR - Ege'deki tarihi zenginlik, birbirinden değerli güzellikleri insanoğluna sunmaya devam ediyor. Bu kez arkeolojik açıdan büyük bir değere sahip eser, Urla'da gün yüzüne çıkarıldı. Urla kıyılarında 12 yıldır yürütülen Limantepe Kazı Alanı'ndaki sualtı çalışmalarında M.Ö 6. yüzyıla ait paha biçilmez bir parfüm şişesi bulundu. Üzerinde miğfer giymiş bir asker kabartmasının yer aldığı seramik şişenin 2 bin 600 yıllık olduğu açıklandı.
Ankara Üniversitesi Sualtı Arkeoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (ANKÜSAM) tarafından yürütülen sualtı kazılarında ortaya çıkan eserin arkeolojik değerinin çok yüksek olduğunu belirten uzmanlar, neredeyse ilk günkü gibi duran şişenin, deniz suyu sayesinde zarar görmeden bugüne kadar geldiğini belirtti.
DENİZ SU SAYESİNDE
ANKÜSAM Kurucusu ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Hayat Erkanal, seramik şişeyi Anadolu dışından gelen bir tüccarın getirdiğini düşündüklerini söyledi. 2000 yılında Limantepe'de başlatılan sualtı kazılarında şu ana kadar bulunan eserler arasında en iyi korunanın bu parfüm şişesi olduğunu ifade eden Erkanal, şu bilgileri verdi: "Denizden çıkardığımızda gerçekten bizleri çok heyecanlandırdı. Tam 2 bin 600 yıldır denizin altında, batık limanda zarar görmeden beklemiş. Deniz suyunun koruması sayesinde bugüne kadar gelebilmiş.
Özelliklerine baktığımız zaman bu parfüm şişesinin Anadolu medeniyetlerinin özelliklerini taşımadığını söyleyebiliriz. Muhtemelen ticari yollarla İzmir'e gelmiş ve bir tüccar tarafından satılmış. Küçük olması da korunmasına fayda etmiş. Bu güzel eseri gün yüzüne çıkarmak bize gerçekten heyecan verdi. Arkeolojik değeri çok yüksek. Yaklaşık 2 bin 600 yıllık olması değerini artırıyor."
AYRINTILAR DAHA SONRA
Denizden yeni çıkan bir eser olduğu için şişenin arkelojik araştırmasının önümüzdeki aylarda yapılacağını ifade eden Erkanal, "Biz genelde yaz aylarında kazı çalışmalarını, kış aylarında ise araştırmalarını yaparız. Bu nedenle şimdilik ayrıntılı bilgi vermemiz mümkün değil. Şişenin özelliklerini, ayrıntılı araştırmadan çıkacak sonuçlara göre söyleyeceğiz. Ancak Anadolu'da yaşayan medeniyetlerden olmadığı görülüyor. Daha çok Yunanistan ve çevresinden geldiğini tahmin ediyorum" diye konuştu.
DENİZİN ALTI DAHA DEĞERLİ
ANKÜSAM olarak Urla Limantepe kazılarında bugüne kadar su altında kalmış birçok değerli eseri gün yüzüne çıkardıklarını anlatan Erkanal, Ege Denizi'nin altında karadakilerden çok daha değerli tarihi kalıntıların olduğunu söyledi.
Ege'nin hem Akdeniz hem de Anadolu ile bağlantısı olan, altın madenlerinin bulunduğu bir bölge olması nedeniyle yüz yıllardır deniz ticaretinin merkezi konumunda olduğunu belirten Erkanal, şunları söyledi: "Bilinmeyen tarihte meydana gelmiş fay çöküntüsü nedeniyle birçok liman kenti sular altında kalmış olabilir. Her biri ticaret merkezi olan bu şehirlerin kalıntıları suların altında çıkarılmayı bekliyor. Ege'de denizin altında karada olduğundan çok daha değerli kalıntılar var. Bunları gün yüzüne çıkarmak için çalışıyoruz. Tek sorunumuz deniz altından çıkan eserlerin restorasyonunun zor olması. Tuzlu sudan çıkan eserler gün yüzüne alışması için uzun süre havuzlarda bekletiliyor. Aylarca havuzlarda arındırılarak restorasyonu yapılıyor. Bu da çok masraflı oluyor."
KURS VERİLİYOR
ANKÜSAM olarak sualtı kazı çalışmalarını yaygınlaştırmak amacıyla öğrenci ve araştırmacılara sualtı arkeolojik kazıları için kurs verdiklerini de anlatan Erkanal, "Sadece Ankara Üniversitesi'nden değil, Türkiye'nin farklı üniversitelerinden ve yurt dışından gelen kişilere su altında kazı yapma kursu veriyoruz. Şu anda da Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı 12 personelimize su altına dalış, su altı dökümantasyonu, su altı resim çekme ve teknik çizim ile su altında kazı eğitimi veriyoruz. İki haftalık kurs eğitiminin ardından bu arkadaşlarımız sertifika alacak ve bölgelerinde sualtı kazı çalışalarına katılabilecek" şeklinde konuştu.
Kazı için sigarayı bıraktı
1992 yılında Limantepe'nin kara bölgesinde kazı çalışmalarına başlayan Prof. Dr. Hayat Erkanal, sualtı kazı çalışmalarına 2000 yılında başlandığını kendisinin de dalış eğitimi alarak kazı çalışmalarına bizzat katıldığını anlattı. Kazılar sebebiyle su altında uzun süre kaldığını dile getiren Erkanal, bu nedenle sigarayı bile bıraktığını söyledi. Erkanal, önümüzdeki yıllarda Urla'da sualtı arkeoloji alanında çalışmalar yapan bir araştırma merkezi de kurmak istediğini de sözlerine ekledi. (Fırat SOYLU/ fotoğraflar:Soner ÇAĞLAR/Egeli Sabah)