Tunç uyarmıştı, Türkmen yazdı: Buca’’da beklenen son’…

 

Milliyet Ege Gazetesi’’nin ve İzmir basınının güçlü kalemlerinden Hamdi Türkmen, Antalya Merkezli Kasırga 1 operasyonu kapsamından Buca Belediyesi’’nin üst düzey yetkililerinin de gözaltına alınmasını ve Buca Belediyesi’’nde yaşananları köşesine taşıdı.

 

Türkmen ’‘Beklenen son’’ başlıklı yazıda yazarımız Halit Tunç’’un haftalar önce Egedesonsöz satırlarında Buca Belediyesi’’nde yaşananları gözler önüne serdiği analize dikkat çekti.

 

 

İşte Türkmen’’in yazısı’…

 

Beklenen son...

 

BUCA Belediyesi’’nde sonunda   ’“lastik’” patladı.

Benim için pek sürpriz olmadı.

Hem çok konuşuluyor, hem de bekleniyordu.

Çünkü Buca’’daki ’“çöp ihalesi’”nde yaşananları, Antalya’’daki malum şirketi, hatta bu konuda Başkan Ercan Tatı ile, CHP’’nin eski bir Parti Meclisi ve MYK üyesi ile, istifa eden bir üst düzey milletvekili yöneticinin bu ihale için yaptıkları görüşme ve toplantıları siyaseten de, akçeli iş olarak da duymayan bir tek ’“sağır sultan’” kalmıştı.

Şubat ayında, CHP’’li iki Meclis Üyesi, Başkan Tatı’’yı bu konuda ciddi olarak uyardı.

Ercan Bey, her zamanki gibi olayı, siyasi çekememezliğe getirerek, iddiaları soruşturmak yerine kapatmayı, yani başından savmayı tercih etti.

*   *   *

Buca’’da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince dün sabaha karşı gözaltına alınan Buca Belediye Başkan Yardımcısı H.K.          aynı zamanda Buca CHP Belediye     Meclis Üyesi.

Belediye Başkanı Ercan Tatı, H.K.’’yi siyasi yardımcısı yapmak için hem ısrarcı olmuş hem de vermek istediği aylık 3 bin liralık maaşı da çok tartışılmıştı.

Gözaltına alınan Buca Mar Şirketi’’nin Genel Müdürü de Tatı tarafından atanmıştı.

Genel Müdür F.K.’’nın polis kaydındaki suç kayıtları, bir ara CHP grubu tarafından Meclis gündemine getirilmiş ve bu kişinin Buca Mar gibi bir belediye şirketine atanmasının yanlışlığına dikkat çekilmişti.

Ercan Tatı, bu iddiaları da önemsememiş ve atamayı partisinin seçilmiş üyelerinin muhalefetine      rağmen yapmıştı.

*   *   *

Bardağı taşıran son damla gazeteci Halil Tunç’’un, Ege’’de Son Söz’’de yayınlanan yazısıydı.

Tunç, Buca Belediyesi’’nde yaşanan sıkıntılı ilişkileri, ’“2 trilyoncuk bir hikaye’” başlığıyla yazdı.

Buca Belediyesi’’nde 2 ay önce Park ve Bahçeler için yapılan 2 trilyon liralık ’“hizmet alımı’” işinin, ihaleye çıkılmadan, kitabına uydurulurak Buca’’nın çöpünü toplayan Antalyalı şirkete pas ediliş öyküsünü yazan gazeteci Halil Tunç, şöyle demişti:

’“Buca Belediyesi’’nin Park ve Bahçeler Müdürlüğü’’nün kasasındaki 2 trilyoncuk için başkanlık makamı bir önerge verir:

Park ve Bahçeler Müdürlüğü’’nün 2010 Mali Yılı Bütçesi’’nde Hizmet Alımları ile ilgili gider tertibinde yer alan 2.000.000.00 TL ödenek tutarının, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği’’nin 36. maddesi gereği Temizlik İşleri  Müdürlüğü’’nün Hizmet Alımları Gider Tertibine aktarılmasını ister.

Kısacası bu 2 trilyoncuk sağ cepten sol cebe konulacak gibi gösterilir.

Sonra Mecliste ne mi olur?

Ak Partili meclis üyelerinin cılız muhalefetiyle, önerge kabul edilir.

Buraya kadar her şey kılıfına uydurulmuştur.

Ancak, köşe başında başka X firma pusuda beklemektedir.

X firma 01.04 2010 ile 31.12.2010 tarihleri arasındaki süre için Buca’’nın temizlik hizmet alım işini zaten almıştır.

Aldığı işin 9 aylık bedeli ise 6.810.000.TL’’dir.

İhale şartnamesine göre X firma 9 ay süreyle 260 işçi çalıştıracak.

Kısa bir hesaplamayla işçi başına aylık 2 bin 900 TL gider hesaplanmış...

Taşeron firmasının işçilerini bu rakamlarla baş başa bırakıp, 2 trilyoncuğumuzun izini sürmeye devam edelim.

Efendim...

Türk bürokratlarının üstün performanslarıyla X firmasına yüzde 20’’lik temizlik iş artışı yapılır.

Artık ihaleye gerek kalmamıştır.

Bu da tam olarak bizim 2 trilyoncuk paramıza denk geliyor.

Ve paracığımız ilgili adrese teslim ediliyor...

Halil Tunç yazısını Tevfik Fikret’’in ’“Han-ı Yağma’” şiiriyle bitirmiş.

Ben ise, başından beri Buca’’da işlerin iyi gitmediğini, bu ilçenin CHP’’nin başına büyük sıkıntılar açacağını yazmıştım.

’“İnşallah yanılırım’” diye de eklemiştim.

Aynı temennim bugün için de geçerli.

Dilerim gözaltılar bu kadarla kalır...