Soner Çağlar / Egedesonsöz- MHP İzmir Milletvekili ve 2. Bölge Milletvekili Adayı Ahmet Kenan Tanrıkulu, iktidar partisi AK Parti’nin İzmir’e çarpık bir bakış açısıyla baktığını belirtirken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım’ın İzmir’den aday gösterilmesini de İzmirlilere hakaret olarak gördüğünü ifade etti. Tanrıkulu, anamuhalefet partisi CHP’de de yerel yönetim ile genel merkez arasında senkronizasyon bozukluğu olduğunu söyledi. Tanrıkulu, EXPO 2015 seçimlerinin kaybedilmesinin de yerel yönetimin kabahati olduğunu dile getirdi.
Ziyarette Ekrem Demirtaş, Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun TBMM’de İzmir’in sesi olduğunu belirterek, verdiği soru önergeleri ve çalışmalarıyla önemli görevler yaptığını ifade etti. Ülkedeki iki partili siyaset içerisinde MHP’nin 3. parti olarak gerçekten bir denge ve istikrar unsuru olduğunu belirten Demirtaş, siyaset konusunda görüş belirtmeyiz ama Türk demokrasisinin istikrarı için MHP’nin Meclis’te olmasından memnuniyet ve güvence duyacağını ifade etmek istediğini dile getirdi. Demirtaş, Oktay Vural ve Ahmet Sezgin Tanrıkulu’nun İzmir’den yeniden aday gösterilmesi konusunda basına yaptığı bir açıklamada ‘Onlar bizim canımız’ dediğini hatırlattı. Demirtaş, Tanrıkulu’na İzmir’in ekonomik durumu ve kentin sorunları ile çözüm önerilerini içeren iki ayrı dosya sundu.
İthal adaylar
Demirtaş’ın ifadelerine katıldığını ve Selami Özpoyraz ise, ithal adaylara yönelik eleştirilerde bulundu. Özpoyraz., “İthal adaylara bakıyoruz, seçildikten sonra ne İzmir’i tanıyorlar, ne de İzmir’e gelip gittikleri var” dedi.
Ahmet Kenan Tanrıkulu, MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde Ulaştırma Bakanlığı’nda Enis Öksüz ve Oktay’ın bulunduğu zaman şehir içi ulaşımda kullanılacak tren hatlarının o dönemde yerel yönetimlere devrolduğunu hatırlatarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu konuyu dile getirdiğini ancak iktidar partisinde böyle bir kadirşinaslık olmadığını söyledi. İzmir insanın vefalı olduğunu kaydeden Tanrıkulu, pazarcılarda olan iki küfeli terazileri anımsatarak, MHP’nin bu terazinin tam ortasında, dengede tutma noktasında bulunduğunu ifade etti. Ayrıca Demirtaş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 7 Mayıs'ta İzmir'e geleceğini hatırlatarak, Gül için fraklı bir program hazırladıklarını dile getirdi.
2023’ü ilk Devlet Bahçeli gündeme getirdi
Tanrıkulu, gazetecilerin partilerin seçim beyannamelerine ilişkilen sorularına yanıt verdi. MHP’nin seçim beyannamesini ilk açıklayan parti olduğunu kaydeden Tanrıkulu, ‘2023 Lider Ülke Türkiye’ seçim beyannamesi ile ilgili polemik yaşandığını hatırlattı. MHP’nin yer aldığı 57. Hükümette Devlet Bahçeli’nin başkanı olduğu Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nda 2023 vizyonu dile getirildiğini, devlet politikası haline getirildiğini ve daha sonrada 8. 5 yıllık kalkınma planı ile kalkınma stratejisi içerisine konulduğunu belirten Tanrıkulu, Devlet Bahçeli’nin 1997’de MHP’ye genel başkan olurken bu stratejiyi ortaya koyarak seçildiğini kaydetti.
“İnandırıcı olsun diye küsurat koyuyorlar”
Önemli olanın burada konulan hedeflere bütün siyasi partilerin sahip çıkması olduğunu kaydeden Tanrıkulu, “Bu hedeflere 3 siyasi parti de o kadar çok yaklaşmış durumdalar ki, kimisi işte küsurat koyuyor. Daha gerçekçi gözüksün diye. Biz DPT’te de çalışırken ‘işte 2 bin 500 demeyin 2595 deyin’ derlerdi. ‘Daha gerçekçi oluyor’ derlerdi. Bir takım siyasi partiler böyle yapmaya gayret ediyorlar. İşte ihracat hedefi 500 milyar dolar değil de 487 milyar dolar gibi. Bu böylede olsa, şöyle de olsa Türkiye adına sevindirici bir şey. Bir vizyon koyma noktasına geldi bir çok siyasi parti” diye konuştu.
“İktidar İzmir’e çarpık bakıyor”
Seçim beyannamelerinde şehirlere yer vermenin yeni bir uygulama olduğunu ifade eden Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Galiba birazcık şundan endişe duyuluyor; İzmir illerimiz içerisinde siyasi hayatta çok büyük yeri var. 1946, 1950’lerden itibaren İzmir’de siyaseti şekillendiren tüm siyasi partiler, ülke siyasetini şekillendirmiştir. Bütün partilerde bu noktada İzmir’e karşı farklı bir algılama içerisinde. Demokrat Parti, Adalet Partisi daha sonra ANAP, bir ara DYP sonra tekrar CHP, şimdilerde AKP… Hepsi bir şeyler yapma gayreti içerisinde ama bu yarışta en geriden gelen Adalet ve Kalkınma Partisi. Çünkü şansız bir söylemle başladı. Birazda bakış açısı açısından, farklı bir mercekten bakıyorlar. İktidar İzmir’e çok farklı bir gözlükle bakıyor. Ama çarpık bir bakış açısı bu. Bu bakış açısını düzeltmek için iki tane bakanı buraya liste başına alıp getirmekle İzmirlilerin gönlünü kazanamazsınız.
Bu bir yöntem değil. Bu İzmir’li’ye de hakaret bir yöntem. ‘Ben size 2 tane bakan getiririm. İzmir’in çok önem verdiği iki tane sektör var. İşte biri turizm, birisi ulaştırma… Burada yatırımlar yarım kaldı’ diyerek bunlara tatmin edici cevabı iki tane bakan getirerek, geçici bir süre için buraya montajlayarak yapmak doğru bir şey değil. Dolayısıyla kararlılık ve inandırıcılık olması gerekiyor.”
“EXPO 2015’de kabahat yerel yönetimin”
Anamuhalefet partisi CHP’ye yönelik ufak tefek şikayetler bulunduğunu ancak aslında bu şikayetlerin çok büyük olduğunu nezaketen böyle söylediğini vurgulayan Tanrıkulu, şunları söyledi:
“Genel hükümetle, yerel iktidar arasına sıkışmış bir kentte yaşıyoruz. Yerel yönetim açısından da burada yaşadıklarımız, çok da sevimli gelmiyor. Mesela burada bir EXPO çalışması yapıldı. Bir sivil toplum örgütü başladı. Ticaret Odası bir şeyi forsa etmeye çalıştı. Ama Yerel yönetim onu aşağıya çekti. Doğru değil mi? Hepimiz yaşamadık mı? Bunları biliyoruz, yaşadık. Elimizin ucundaki güvercini kaçırdık. Salondan çıkan insanların buraya telefon edişlerini biliyoruz, ‘Aldık’ diye… Sonradan tak diye olay değişti. Burada kabahat kimin? Aynı hedefe aynı noktadan vuramayan yerel yönetimin değil mi? Yerel yönetim sadece festival yapmak değil ki. Kentte bir takım katkıları da sunabilmek lazım.”
“CHP’de senkronizasyon bozukluğu var”
“Bence burada galiba CHP açısından böyle bir dezavantaj var” diyen Tanrıkulu, “Buranın yerel yönetimleri ile CHP Genel Merkezi arasında bir senkronizasyon bozukluğu var. Bu siyasi fraksiyon farklılığından olabilir, kişilerden olabilir. Bir başka parti tabi, etik olarak benim bir şey söylemem doğru değil. Sadece İzmir açısından söylüyorum. Bu anlamda da her iki partinin burada handikapları var. Bu handikapları aşmak için suni metodlar kullanıyorlar” şeklinde konuştu.