Susam: İzmir’e 4 yılda çağ atlatacağız

İZMİR - CHP PM Üyesi Mehmet Ali Susam, artık geri sayımın başladığı seçimlerin çok ciddi sürprizlere gebe olduğu düşüncesinde. Hürriyet Ege Yazı İşleri Müdürü Adnan Kaya’ya verdiği röportajda, toplumun büyük kesiminin işsiz ve yoksul olduğunu, buna paralel esnafından sanatkarına, üreticisinden köylüsüne, emeklisinden gencine iktidara karşı tepki olduğunu gördüğünü dile getiren Susam, “AKP yeni şeyler vaat etmiyor, heyecanlandırıcı şeyler söylemiyor. Biz ise yeni bir dünya, yeni bir Türkiye, yeni bir gelecek, insanlara yeni bir umut vaat ediyoruz. Onun için de bu seçimde farkı sonuçlar çıkacağını, yeni bir Türkiye’nin şekilleneceğini, yeni bir Türkiye’de bu kesimlerin oylarıyla AKP’nin ciddi kayıp içinde olacağını düşünüyorum” diyor. İzmir’de dokuz yıldır iktidarın iradesini göremediklerini, sunulan projelerin dokuz yılda yapılmayanların üstünü örtmeye yönelik olduğunu ifade eden Mehmet Ali Susam, “Şimdi CHP’yi iktidar yapıp, İzmirlilere bugüne kadar bizlere olan desteği için borcumuzu ödeyeceğiz. Hazır projelerin hayata geçmesi için İzmir’e kaynak aktaracağız. İzmir’in hak ettiği değeri vereceğiz. Hem yerel yönetimde hem merkezi iktidarda olmanın verdiği avantajla da İzmir’i dört yıl içinde müthiş değişime tabi tutacağız, çağ atlatacağız” diye konuşuyor.

 

 

· İzmir’in bilinen yatırımları tamamlansın, çılgın projeye filan ihtiyacı kalmaz. İzmirliler zaten proje üretim merkezi gibi çalışıyor.

· Biz İzmir’de dokuz yıldır iktidarın iradesini göremedik.

· İşte CHP onun için gerekli. Şimdi CHP’yi iktidar yapıp, İzmirlilere bugüne kadar bizlere olan desteği için borcumuzu ödeyeceğiz.

· Hazır projelerin hayata geçmesi için İzmir’e kaynak aktaracağız. İzmir’in hak ettiği değeri vereceğiz.

· Hem yerel yönetimde hem merkezi iktidarda olmanın verdiği avantajla da İzmir’i dört yıl içinde müthiş değişime tabi tutacağız, çağ atlatacağız.

 

 

· Mitinglerde görünen o ki, Türkiye’de huzuru sağlayacak parti CHP.

· Düne kadar bize “Sivas’ın ötesine gidemiyorsunuz” diyen AKP, tüm iktidar gücüne rağmen seçim kampanyalarını sakinlik içinde götüremiyor.

· CHP’nin gerginlik değil barış, çatışma değil uzlaşma, sorunları örtmek değil çözmek isteyen bir siyasi parti olduğunu gösteren; hayal değil proje üreten, insanları sorunları çözme konusunda samimiyetine inandırmış bir genel başkanla seçime gidiyoruz.

· Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, dürüstlüğüyle, halka olan sevgisiyle, insancıl yaklaşımıyla, efendi kişiliğiyle Türkiye’de barışı, kardeşliği, huzuru, kalkınmayı, demokrasiyi, refahı artıracağına; yoksulluğu, yolsuzluğu ve işsizliği önleyeceğine inancım tam.

 

 

 

· İzmir’in iki değil en az üç bakan çıkarabilecek kadroları olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda İzmir’in buna hakkı olduğunu düşünüyorum.

· Seçim sonrası sayın genel başkana bu konudaki düşüncelerimi aktarmaktan hiç çekinmem.

· Hangi bakanlıklar olabilir? İzmir’in özeliklerine uygun, İzmir’i tanımladığımız özelliklere (turizm kenti, liman kenti, ticaret kenti, sanayi kenti, demokrasi kenti) uygun bakanlıklar olabilir.

· İzmir için vekil sayısı noktasında bir şey söylemem ama oyumuzun 2009’daki il genel meclisinin üzerinde çıkacağını biliyorum.

 

 

 

· Oturup proje açıklamakla ne kentlerin ne ülkenin sorunları çözülebilir.

· Projeleri önemsemediğim anlamına gelmesin. Ancak İzmir’in, İzmirlilerin önceliği nedir ona bakmak lazım.

· Benim iddiam şu: Bu projelerin tamamı İzmirliler tarafından biliniyor.

· İzmir’in hangi ihtiyaçları olduğu, ne yapılırsa bunların çözüleceği, kalkınmanın gerçekleşeceği bu kentte yaşayanların bizzat görüp tespit ettiği ve zamanında Başbakan’a ilettiği projeler.

· Girin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İTO’nun, EBSO’nun, İZKA’nın vs internet sitelerine Başbakan’ın açıkladığı projelerin bir ikisi hariç hepsini görürsünüz.

· Kardeşim siz dokuz yıldır iktidar değil misiniz? İzmir, ülkenin üçüncü büyük kenti değil mi? İzmir özerk bir yer mi? İzmir, KKTC gibi bağımsız bir yer mi? İzmir bu ülkenin bir parçası değil mi? Onca senedir İzmir’i görmediniz de şimdi mi aklınıza geldi? Uçuracaktınız da niye uçurmadınız?

· Yaptıkları, yapmadıklarının üstünü örtmek. “Cambaza bak cambaza” der gibi yeni projelerle insanlara sözde farklı şeyler sunmaya çalışıyorlar.

· İzmir’e yatırım seçimden seçime hatırlanacak bir mesele değildir. İzmir’e yatırım, Anadolu’nun bağrına yapılan yatırımdır. Bu bölgenin değerlerini, özelliğini görmeyen bunu anlamaz, anlayamaz.

· “Bizi birinci parti yaparsanız, yerel yönetimlerde başa geçirirseniz size yatırım yaparız” söyleminden İzmirliler hiç de mutlu olmuyor.

· Biz de özeleştiri yapacağız. Bizim de eksiklerimiz var. Biz de zaman zaman yanlış yapıyoruz. Ama İzmir’in değerlerini, hayata bakışını ve hayal ettiği Türkiye’yi hiçbir zaman aklımızdan çıkarmıyoruz. Biliyoruz ki, Türkiye’nin daha iyi bir Türkiye olması, biraz da İzmir’i iyi algılamasından geçiyor.

 

 

 

· İzmir hem büyük potansiyeli olan hem de çok ciddi sanayileşme, ticaret ve turizmin olduğu bir kent.

· Bu nedenle son dönemde İzmir’i küçümseyen, “Köy oldu, geri kaldı” anlayışlarını reddediyorum.

· İzmir’in rakamlarına baktığınızda durum öyle değil, İzmir köy olma noktasında değil.

· İzmir tam tersine İstanbul’dan sonra ikinci büyük ihracatı yapan liman.

· İki serbest bölge, 19 OSB, beş liman var. Dünyada yatırım yapılabilecek 100 şehirden biri kabul ediliyor. Türkiye’nin yükünü sırtlıyor.

· Fuarlar, kongreler, üniversite, sağlık turizmi açılarından potansiyeli olan iddialı bir kent.

· Aynı şekilde silikon vadisi olabilecek alanları olan, bilişime önem veren bir kent.

· Her şeyden önemlisi sanayi birikimi, ticari vizyonu, insan kaynağı, tarihi geçmişi olan çok önemli bir kent. Türkiye’nin Anadolu’da dünyaya açılan çağdaş büyük bir penceresi.

· İzmir’e bu değerleriyle baktığınızda küçümsemek mümkün değil.

· Çok açık söylüyorum, İzmir ah vah denecek bir kent değil.

Peki, tablo sizin çizdiğiniz gibiyse neden hak ettiği yeri bir türlü alamıyor?

· Çünkü AKP teşvikleri, yatırımları doğru şekilde, kentlerin ihtiyaçlarına göre yaymıyor. Her şeyi İstanbul’a yığıyor.

· Biz ise yatırımı ve değişimi Türkiye geneline yayacağız. 25 kenti cazibe merkezi haline getirip yerel kalkınmayı sağlayacağız.

 

 

 

· Seçim kimse için garanti değil.

· Herkesin şunu bilmesi lazım: Seçimi şu parti alacak diye önceden kamuoyu oluşturulması kadar yanlış bir olay olamaz.

· Ben bu seçimin çok ciddi sürprizlere gebe olduğuna inanıyorum.

· Anketlerin toplumun değişim ihtiyacını doğru olarak yansıtmadığına inanıyorum.

· Toplumda ciddi bir işsizlik ve yoksulluk olduğunu görüyorum.

· Bu yoksulluk ve işsizlikle birlikte esnafından sanatkarına, üreticisinden köylüsüne, emeklisinden gencine bu iktidara karşı ciddi bir tepki olduğunu görüyorum.

· Kamuoyu araştırması yapanlar birazcık sosyal medyaya baksın.

· İhtiyaçları sonsuz yeni ve genç bir seçmen kitlesi geliyor.

· Bu kitlenin sandığa gittiğinde nasıl oy kullanacağını kamuoyu anketleriyle tespit edebilmenin çok kolay olduğunu zannetmiyorum.

· Onun için de bu seçimde farkı sonuçlar çıkacağını düşünüyorum.

· Yeni bir Türkiye’nin şekilleneceğini, yeni bir Türkiye’de bu kesimlerin oylarıyla AKP’nin ciddi kayıp içinde olacağını düşünüyorum.

· Bunun da ülkenin istikrarı, ekonominin ve demokrasinin gelişmesi için daha yararlı olacağına yürekten inanıyorum.

· Tüm seçmenleri de bu noktada bir silkinişe, iktidar değişimi konusunda oy kullanmaya davet ediyorum.

· Geçmişte AKP’ye oy vermiş arkadaşlarımıza da sesleniyorum. Bu iktidar değişiminin AKP için de gerekli olduğuna ve doğru olacağına inanıyorum.

· Üç dönem iktidar yerine, sınırsız güç kullanmak yerine bir dönem muhfalefette kalmanın onlara da (hem demokrasi kültürü açısından hem de Türkiye’nin bundan sonraki demokrasi geleceği açısından) yararlı olacağını, bu noktada yeni bir iktidarı denemenin ülkeye çok şeyler kazandıracağını düşünüyorum.

· CHP iktidarıyla 13 Haziran’a uyanan bir Türkiye’de hem siyasal (Kürt sorunu) hem de sosyal sorunların çözüleceğine (yoksulluk), kalkınmada çok önemli yeni hamlelerin başlayacağına, dünyayla entegrasyon ve demokrasi standartlarını yülksetme konusunda önemli bir dönem başlayacağına inanıyorum.

· AKP yeni şeyler vaat etmiyor, heyecanlandırıcı şeyler söylemiyor. Sadece Türkiye’de her şeyin yeterli olduğunu belirtip, mevcut istikrarın devam etmesini ve bu şekilde iktidarlarının sürmesini istiyor.

· Biz ise yeni bir dünya, yeni bir Türkiye, yeni bir gelecek, insanlara yeni bir umut vaat eden, ülkenin sorunlarını kavramış, iddialarımızı gerçekleştirmeye hazır kadrolara sahip bir parti olarak seçmenin karşısına çıkıyoruz.

· Ve seçmen bunu doğru değerlendirecek diye düşünüyorum.

 

 

 

· Nasıl Türkiye genelinde seçimin bir garantisi yoksa İzmir’de de yok.

· Bu bilinçle çalışıyoruz, işimizi sıkı tutuyoruz.

· Ama biz daha çok halkın içindeyiz, halkla birlikteyiz.

· Salonlarda değil, Kemeraltı’ndayız. Tire’nin pazarındayız, Mavişehir’in göbeğindeyiz, Karşıyaka çarşısındayız. Buca’nın, Bornova’nın, Çiğli’nin, Karabağlar’ın, Alsancak’ın sokaklarındayız. Bu sefer daha çok evlerdeyiz. Özetle CHP, halkın içinde.