İZMİR - İzmir'de üniversite öğrencisi Necmi Çelik (26), tatil için gittiği arkadaşının evinde tuz ruhunu su zannedip içince hayatı karardı. Yemek borusunda oluşan yara ve yanıklardan dolayı karnından midesine sokulan hortumlar yardımı ile sıvı gıdalarla beslenen Çelik, bir yılda 107 kilodan 60 kiloya düştü.
Erenler mahallesinde oturan ve bundan bir yıl önce Çeşme'deki arkadaşının yanına tatile giden Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümü 3. Sınıf öğrencisi Necmi Çelik, havaların sıcak olması nedeni ile mutfak tezgahı üzerinde duran pet şişede su olduğunu zannederek tuz ruhu içti. Bir süre sonra boğazında ve midesinde yanmalar hisseden Çelik kan kusmaya başlayınca, önce Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, oradan da Gasteonteroloji Servisi olmadığı için Yeşilyurt'taki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
CİHAZLARA BAĞLI
Koroziv (yakıcı) madde içtiği için 56 gün boyunca hastanede tedavi gören Çelik, yemek borusundaki yanıklar ve büzülmelerden dolayı ince bağırsağına takılan gastrostomi yardımı ile hortumlarla midesinden beslenmeye başladı. Talihsiz gencin aylık 2 bin 500 liralık mama ve poşet masrafı SSK tarafından karşılanırken, kiradaki evlerinde cihaza bağlı olarak yaşayan Çelik'in yemek borusunda oluşan iltihap ilerleyerek soluk borusuna da sıçradı.
AİLESİ ÜZGÜN
Soluk borusundaki ödem nedeni ile ameliyat olan ve 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde boğazına tronoskomi takılan Çelik, iddiaya göre daha fazla ilerleme kaydedilemeyeceği gerekçesi ile taburcu edildi. Emekli fabrika işçisi Necdet Çelik (52) ve ev hanımı Menekşe Çelik (44) varını yoğunu evlatları için harcarken kız kardeşi Funda Çelik (25), "Ağabeyimin daha rahat nefes alabilmesi için İstanbul ve Ankara'daki bazı özel hastanelerde ameliyat olabileceğini öğrendik ama bunun için maddi gücümüz yok. Ağabeyim bir yıldır zorla nefes alıp veriyor. Bazen soluk borusunda tıkanma oluyor ve ölümle burun buruna geliyor. Konuşamıyor, mama ile besleniyor. Sosyal yaşantısı yok. Bir şey olsa bize seslenemiyor. Çöp atmaya bile dışarı çıkamıyoruz. Bir yıldır annem ve ben sürekli başında bekliyoruz" diye konuştu.
"Yardım bekliyoruz"
Anne Menekşe Çelik ise hayırseverlere seslenerek; "Oğlum gözümün önünde eriyip gidiyor. Her gün bir nefes daha fazla alabilmesi için çabalıyoruz. Tedavisi var ancak yeterli maddi gücümüz yok. Kirada oturmasak evimizi satardık. Böbrek olsa, göz olsa hiç düşünmeden oğluma verirdim ama şu an çaresisiz ve elimizden bir şey gelmiyor" dedi.(Yeniasır)