HABERLER>EGE
15 Aralık 2015 Salı - 14:52

Soma davası kaldığı yerden: Duruşma raporu

301 kişinin yaşamını yitirdiği dava 45 günlük ara sonrası yeniden başladı. Madenci Metin, "Benim maskem çalıştı ama bazı arkadaşlarımınki çalışmadı. Tıpkı ekmeğin küflenmesi gibi maskelerin küflendiğini gördüm. Maskelerin bazıları da bozuktu. Arada kullanmayı bilmeyen arkadaşlarımız da oldu" dedi.

Soma davası kaldığı yerden: Duruşma raporu

Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaklaşık 45 günlük aradan sonra tekrar başlandı.

Duruşma öncesinde, Gar önünde toplanıp topluca yargılamanın yapılacağı kültür merkezinin yakınına kadar yürüyen Somalı iççilerin aileleri ile onlara destek veren STK üyeleri, polisin arama noktasından geçip davayı izlemek üzere salona girdi. Bu sırada, kısa açıklamalar yapan ölen madencilerin aileleri, adalet nöbetlerinin, mücadelelerinin sonuna kadar süreceğini, söyledi.
 
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşması, yoklamayla başladı. Duruşmada ilk olarak bant görevlisi Ercan Metin, mağdur olarak dinlendi.


Yaklaşık 8 yıldır madenci olduğunu anlatan Metin, vardiya sonunda bantta ek yapacakları sırada, bomba patladığı anda çıkan şekilde alev topunu gördüklerini söyledi. Ancak bir koku yada ses duymadığını da vurgulayan Ercan Metin, alevi gördükleri anda güvenli bölgeye kaçtıklarını, ifade etti. Dumanların güvenli bölgeye kadar ulaştığını, burada bulunan 140 kişiden bazılarının hayatını kaybettiğini söyleyen Ercan Metin, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın 'gaz maskelerinin çalışıp çalışmadığına yönelik' sorusuna ise "Benim maskem çalıştı ama bazı arkadaşlarımınki çalışmadı. Tıpkı ekmeğin küflenmesi gibi maskelerin küflendiğini gördüm. Maskelerin bazıları da bozuktu. Arada kullanmayı bilmeyen arkadaşlarımız da oldu" dedi.
 
Olayda ihmal olduğunu, havalandırma sisteminden başlayarak hemen her şeyde bu ihmalin bulunduğunu da öne süren Ercan Metin, "Şikayetçi misin?" sorusuna ise "Suçlu kimse çeksin cezasını. Şikayetçiyim" dedi.
 
SANIK AVUKATLARI, MADENCİ AİLELERİNİN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
Megafon sisteminin olması durumunda faciada hayatını kaybeden arkadaşlarının kurtulma ihtimalinin bulunduğunu anlatan Ercan Metin'e, tutuklu sanıklardan İşletme Şefi Akın Çelik soru sorduğu sırada, avukatlar arasında soruların yöneltiliş şeklinden dolayı tartışma çıktı. Bu sırada sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit, mahkeme başkanından salonda bulunan ve kendilerine tepki gösteren ölen madencilerin ailelerinin kimliklerinin tespit edilmesini ve haklarında yasal işlem başlatılmasını istedi. Mağdur ailelerin avukatları da zaten acılı olan ailelerin, bir kez de bu şekilde cezalandırılmaya çalışılmasının derin yaralar açacağını, bu söylemlerle madenci yakınlarının provoke edilmemeleri gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine, tutuklu avukatları madenci ailelerini kastedip "Onlar da kaşınıyorlar" yanıtını verdi. Yaşanan tartışmaların sürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmaya ara verdi.
 
'ÇOCUKLARIMIZ BABA SORUYOR'
Salondan çıkan madenci yakınlarından Gülten Kavas, "Biz solonda tepki gösterdiğimiz için dışarıya çıkartıldık. İçimiz yanıyor, nasıl tepki göstermeyelim. Çocuklarımız bize. baba soruyor, baba. Onlara ne cevap verilim" dedi.
 
Mağdur ailelerin avukatlarından Sercan Arat ise "Tanıklara, sorularımızı yönelttiğimiz sırada, üretim zorlaması olup olmadığını öğrenmeye çalıştık. Sanık avukatları bizim bu yönde soru sormamızı istemiyor. Çünkü şunu biliyorlar, madende üretim baskısı olduğunu biliyorlar. Bunun için itiraz ettiler. Sanık avukatlarının bu talebi salonu sinirlendirdi. Mahkeme başkanının bu sırada madenci ailelerini salondan çıkarıp cezalandırması, salonu gerdi" dedi.
 
Duruşma başladıktan sonra salona gelen HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da yaptığı açıklamanda, "Yaklaşık 1.5 yıldır, adalet mücadelesi içindeyiz. İstediğimiz bu. Aslında ölenleri getirme şansımız yok ama büyük dava, sonunda adaleti bulup bir daha tekrarlanmamasını sağlamak. Ölümlerin sorumlularını arıyoruz. Ama orada daha fazla sanık olması gerekiyor. Kamu görevlileri de var ihmalde. Bakana kadar uzanan bir ihmaller zinciri var. Kamu görevlileri mutlaka yargılanmalı. Bu sağlanana kadar da mücadelemiz sürecek" dedi.
 


ACILI AİLELERİN MEKTUPLARI KİTAPLAŞTIRILDI
Duruşmaya verilen ara sırasında Türkiye Barolar Birliği'nin hazırlattığı, 'Soma Yeryüzünden Mektuplar' isimli kitabın da tanıtımı yapıldı. Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan'ın tanıttığı kitapta, 18 ailenin, kaybettikleri madenci yakınları için yazdıkları duygu dolu satırlar yer aldı. Basımı yeni tamamlanan kitaplar, duruşma salonunun önünde madenci aileleri tarafından incelendi. Ailelere bu kitap dağıtıldı.
 
DAVANIN GEÇMİŞİ
Manisa'nın Soma İlçesi'nde geçen yıl 13 Mayıs'taki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart tarihinde Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi.
 
DAVANIN SANIKLARI
Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 8 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 37 sanık ise maden mühendisleri Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor.

 
"ALEV PÜSKÜRÜR GİBİ YANIYORDU"
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davada, mağdur işçilerin ifadelerinin alınmasına öğleden sonra da devam edildi. Bant görevlisi Serdar Tavukçu, dinlendi. Çalıştıkları sırada, bantların durduğunu, arkadaşlarının sensör değerlerindeki aşımdan dolayı elektriklerin kesildiğini, bandın da bundan durduğunu kendisine söylediklerini aktaran Serdar Tavukçu, "4'üncü bant boyunda Ahmet Ercan, 'yangın var' dedi. 'Kablolar yanıyor, eğer alta düşerse, bant ta yanar' dedi. Ben de o tarafa baktığım zaman alevi gördüm. Alev püskürür gibi yanıyordu" dedi.
 
Alevi fark ettikten sonra güvenli olan bölgeye geçtiklerini, oraya da dumanın gelmesinin ardından içinden temiz hava geçen boruları kesip soluyarak hayatta kaldıklarını anlatan Serdar Tavukçu, "Yaklaşık 150 metre kadar sürünerek ilerledik. El ele yürüdük sonra. Uzaktan 'yaşayan var mı?' diye bağırıyorlardı. Biz de elimizdeki lambaları salladık. O zaman gelip bizi kurtardılar" dedi.
 
"MADENCİLİKTEN DE ANLAMAYA BAŞLADIN"
Olay anında koku hissetmediğini, patlama sesi de duymadığını vurgulayan Serdar Tavukçu'ya, tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan da soru sordu. Can Gürkan'ın daha önce verdiği ifadelerindeki çelişkileri sorması üzerine Serdar Tavukçu, "Olay anında alevleri görünce ve güvenlik amirleri de uzaklaşmamızı isteyince korkup kaçtık. Benim ifadelerimde çelişkiler yok. Aldığımız ilaçlardan dolayı zaman zaman soruları farklı anlayabiliyorum. Ne yaşamışsak onu anlatıyorum" dedi. Salonda bulunan madenci aileleri ise, sık sık finans eğitimi aldığını madencilik deneyimi olmadığını hatırlatan Can Gürkan'a, "Madencilikten de, anlamaya başladın" sözleriyle tepkilerini ifade etti.
 
AKIN ÇELİK'E, OKUL BİRİNCİLİĞİ TEPKİSİ
Can Gürkan'an sonra Serdar Tavukçu'ya bu kez tutuklu sanıklardan İşletme Müdürü Akın Çelik, sorularını yönetti. Ancak bu işlemin uzun sürmesi ve ayrıntılı bilgiler sorması üzerine, ilk olarak araya giren Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, "Kendi bilgiden şeyleri neden soruyorsun?" dedi. Madenci aileleri de, Akın Çelik'in, okulunu birincilikle bitirdiğini daha önceki duruşmalarda ifade etmesine atıfta bulunup, "Okul birincisiymişsin. Şimdi de, yüksek lisans mı, yapıyorsun?" tepkisinde bulundu.
 
"KADERİN ÜZERİNE KADER OLMAZ, ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM"
Serdar Tavukçu'dan sonra yine aynı bölgede bant görevlisi olarak çalışan Mustafa Elibol, tanık olarak dinlendi. Yerüstüne 15 yıl çalıştıktan sonra 4 yıldır da yeraltında çalışmaya başladığını anlatan Elibol, şunları söyledi:
 
"Sabah işe başladıktan sonra, saat 14.00'e kadar bize verilen görevleri yerine getirdik. Daha sonra bize vardiya bitiminde, bant tamiri yapılacağı söylendi. Ben de tamir için gerekli malzemeleri, getirdim. Bu sırada bant durdu. Bir arkadaşım, 'elektrik arızası var' dedi, bir diğeri ise, dinamit patlatılacağı için durdurulduğu söyledi."
 
Kısa süre çalışan bandın sonra tekrar durduğunu, ağır bir malzemenin yere düşmesi gibi ses duyduğunu söyleyen Mustafa Elibol, o yöne baktığı zaman, püskürür şekilde alev topunu gördüğünü anlattı. Bu andan itibaren kurtulana kadar verdiği mücadeleyi de anlatan Mustafa Elibol, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
" Alev hızla bizim yüzümüze doğru vurdu. Siyah duman çıktı. Arkadaşlar 'bu yangın çok büyük söndüremeyiz' dedi. Güvenli alana geçtik. Burada sayım yaptığımız zaman 146 kişi vardı. Saat 18.00'e kadar bekledik. Bu anda havanın yön değiştirilmesiyle, duman bizim tarafımıza geldi. Bizler de bulunduğumuz bölgeden ayrıldık. Bazı arkadaşlarımız dumandan etkilenip bayılmaya başladı. Onları kurtarmaya çalıştığımız sırada zorlandık. Sonra dumanın da etkisini arttırmasıyla, herkes kendi derdine baktı. Arkadaşlarımızı kurtarmaya çalışmayı bıraktık."
 
Bir arkadaşıyla birbirlerine destek olarak yukarı çıkmaya çalıştıklarını, bu anda 10 dakika kadar baygınlık geçirmesinin ardından kendisine geldiğini ve yanan bandı kesip yollarını açtıktan sonra da kurtarma ekiplerince çıkartıldıklarını, ifade etti.
 
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın sanıklardan şikayetçi olup olmadığına yönelik sorusuna, "Kaderin üstüne kadar olmaz, şikayetçi değilim" yanıtı veren Mustafa Elibol, mağdur avukatlarının, kurtarma çalışmalarına yönelik sorusuna da, "Eğer erken başlanılsaydı, ölenlerin sayısı yarı yarıya düşerdi" ifadesini kullandı. (dha)
 
 

 
Milli Yelkenci CHP yönetiminde!
 
Kırşehir’deki kitapevini ‘üzüntü’den yakmışlar!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Soma davasında iki haftalık maraton başladı!
Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu ...
Hukuk öğrencisine 5 bin lira 'telekulak' tazminatı
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan ve Denizli'de oturan ...
82'lik antrenörle kupa kazandılar
Hayatını atıcılık sporuna adayan ve bugüne kadar yüzlerce sporcunun yetişmesine ...
 
Meme kanserini fotoğrafla yendi!
Manisa'da yaşayan 45 yaşındaki Mehtap Kayın, 2 yıl önce yakalandığı meme ...
AK Partili başkan kazada yaralandı
Muğla’nın Yatağan İlçesi'nde, yönetimindeki otomobille refüje çarpan AK ...
Kumar masasında kan aktı: 2 ölü, 1 yaralı
Balıkesir’in Burhaniye İlçesi'ndeki bir kahvede kumar oynayan 4 kişi arasında ...
 
Facia denizi Ege 3 kişiye daha mezar oldu
Antalya’nın Kaş İlçesi'nden denize açılan kaçakların içinde bulunduğu ...
Türkler'in Denizli'ye gelişi kısa film oldu
Denizli'de Kaleiçi Çarşısı'nda esnaf İskender Damgacı, geçen yıl Macaristan'da ...
Engellilere özel yüzme eğitimi
Kütahya'daki Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva