‘Sipariş bebek’ hayat kurtardı

İZMİR - İzmir’de, ‘sipariş bebek’ olarak dünyaya gelen 14 aylık kardeşi Gülçin’den kemik iliği kök hücre nakli yapılan 13 yaşındaki lösemi hastası Gizem Güvenkaya taburcu oldu. Prof. Dr. Savaş Kansoy, "Erken ve güçlü kemik iliği tutuluşu oldu" müjdesini verirken, Gizem, kendisine can aşısı olan kardeşi Gülçin’e ve ailesine kavuştu. Minik kardeşini öpücüklere boğup, yaşama sevincini karşılıklı ’çak’ yaparak ifade eden Gizem, "Kardeşimi, iliği tutsa da tutmasa da çok seviyorum" dedi, kardeşiyle oynayacağı bir barbi bebek hayali kurduğunu söyledi.

 

İzmir Kadifekale’de harap, bakımsız bir evde oturan ev kadını 35 yaşındaki İlknur Güvenkaya ile eskiden garsonluk yapan ancak şu sıralarda işsiz olan Ziya Güvenkaya’nın üç kızından ortancası olan Gizem’e, 2001’de henüz 2 yaşındayken ‘akut lenfoblastik lösemi’ tanısı konuldu. Güvenkaya çitfi ve büyük kızları Gamze, yuvalarına ateş gibi düşen hastalık yüzünden perişan oldu.

 

Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Gizem, ağır geçen kemoterapileri göğüsledi, yılmadı. İyi olduğu zamanlarda uzak kaldığı arkadaşlarının oyunlarına katıldı. İnkılap İlköğretim Okulu’na başladığı yıl hastalığı nüksetti. Bir kez daha kemoterapiye başlanan Gizem, eve gelen öğretmenler sayesinde hem eğitimini sürdürdü hem de yaşama bağlandı. 5 yılı geride bıraksa, doktorlarından "Artık herkes kadar risk altındasın, kurtuldun" müjdesini alacaktı, olmadı.

 

5 yılı tamamlamasına 45 gün kala bir kez daha kötü haberle yıkıldı. Gizem, Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi Pediatrik Onkoloji Birimi’ne sevk edildi. Kemik iliği kök hücre nakli yapılması kararı alındı.

 

Nakil için Gizem’e uygun donör arayışına gidildi. Ancak ne ailesinden ne de akrabalarında verici çıktı. Bunun üzerine önce yurtiçinde, sonra yurtdışında donör taraması yapıldı. İki kez tekrarlayan hastalığından tek kurtuluşu ilik nakli olan talihsiz Gizem ve ailesi çaresizlik içinde kıvranırken, uygun verici olabileceği olasılığıyla ’sipariş kardeş’ önerildi. Nitekim adını Gizem’in koyduğu kardeşi Gülçin, 2 Mayıs 2010 tarihinde dünyaya geldi. Doğumun ardından anneyle bebeği birbirine bağlayan kordondaki kan alınarak saklandı. Verilere göre kardeşlerin donör olma şansı yüzde 25 olurken, Gülçin ablasına tam uyumlu çıktı.

 

Nakil için Gülçin’in büyümesi beklendi. Nitekim geçen 2 Mayıs’ta yaşına basan Gülçin, Haziran başında ablası Gizem ile birlikte ’büyük görev’ için hastaneye yatırıldı. Gizem’le KİT (Kemik iliği transplantasyon) Ünitesi’nde ablası Gamze yakından ilgilenirken, 22 Haziran’da bebek Gülçin’den kemik iliği kök hücreler alındı. Gülçin’in kordon kanıyla birlikte abla Gizem’e nakledildi.

 

2 yaşında teşhis edilen hastalıktan 11 yıl sonra ilk kez tam anlamıyla kurtulma şansını yakalayan Gizem ve ailesi ’iliğin tutması’ ile büyük mutluluk yaşadı. Dışarıyla ilişkisinin kesildiği odada daha uzun süre kalacağı düşünülen Gizem, iliğin tutması üzerine erken taburcu edildi. Evlerinde sağlıklı yaşam koşullarının bulunmaması nedeniyle geçici olarak Hastaevi’ne yerleştirilen aile tekrar bir araya gelirken, Gizem kendisine hayat veren kardeşi Gülçin’e sarıldı, öpücükleriyle teşekkür edip hasret giderdi.

Yaşadığı zor yılları, özlemlerini anlatan Gizem, "Ben hiç yaşıtlarım gibi sağlıklı olmadım, onlarla birlikte doyasıya koşup oynayamadım. Tam ’İyileştim’ derken yine hastanelik oldum. Okula başladım, sevincim yarım kaldı. Eğitimimi evde sürdürdüm. Şimdi de en az üç ay evden çıkamayacağım. Dolayısıyla bu yıl ve gelecek yıl da okula gidemeyeceğim. Artık lisede tam iyileşip arkadaşlarımla birlikte ders görmek, okullu olmak istiyorum. Benim ömrüm hastanelerle ev arasında geçti. O yüzden de bir kardeşim olmasını çok istiyordum. O da oldu. Gülçin’i bana ilik verdi diye değil kardeşim olduğu için çok seviyorum. İliği tutsa da tutmasa da onu çok seviyorum" dedi.

 

Babasının işi varken kendisine bir doğum gününde çok istediği için barbi bebek aldığını, hep bir siyah saçlı barbi bebeğe sahip olmak istediğini utanarak ifade eden Gizem, "Gülçin’le beraber oynamak istiyorum" diye konuştu.

 

Baba Ziya Güvenkaya, iliğin tutmasından dolayı çok mutlu olduklarını, tüm yokluklara rağmen ayakta durmaya çalıştıklarını belirtirken, şunları söyledi:

 

"Evimizin durumu çok kötü. Arkamızdaki evden lağım suları karışmış, rutubetli. Yani Gizem’in kalamayacağı kadar kötü bir ortam. Doktorlar ’Enfeksiyon kapmasın’ diyor. O evde mümkün değil. Şimdi doktorlarımız sağolsun geçici olarak bizim Hastaevi’nde barınmamızı sağladı. Ama bu eve ihtiyacı olan hasta çok. O nedenle bizim evimizin düzeltilmesi gerek. Konak Belediyesi’nden söz verilmiş. Şimdi bu sözün yerine getireleceği günü bekliyoruz."

 

Öte yandan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı, KİT Sorumlusu Prof. Dr. Savaş Kansoy, Gülçin’den alınıp nakledilen kemik iliği kök hücrelerin abla Gizem’e uyduğunu ve hem beklenenden erken hem de güçlü bir tutuluş gerçekleştiğini söyledi. Gizem’in hastane kontrolleri dışında üç ay evden çıkmamasını istediklerini belirten Prof. Dr. Kansoy, "Kemik iliği çalışıyor. Bu çok sevindirici. Gizem’in enfeksiyondan koruma, kemik iliği ile vücut arasında uyumsuzluğu önleme ve bağışıklık sistemini güçlendirmeyle ilgili tedavisi ve kontrolleri sürüyor. Ekim ayına kadar hastaneye gelip gitme dışında evde, steril ortamda kalmasını istiyoruz" dedi. (DHA)