Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- 34.Grup Plastik Ambalaj Sanayi Meclis Üyesi ve Çevre Çalışma Grubu Başkanı Erdoğan Çiçekçi, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen İktisat Kongresi ile ilgili, EBSO Mart ayı meclisinde eleştirilerde bulunarak, kongredeki maddelerin iş hayatına olumsuz etkileri olacağını, kongre deklarasyondaki bazı maddelerin gelecekte iş hayatını olumsuz etkiye ifade etmişti.
Egedesonsöz'e konuşan Erdoğan Çiçekçi, eleştirilerinin detaylarını anlattı. Bu konunun EBSO'da Nisan ayı meclisinde yeniden değerlendireceğini de belirtti.
İkinci Yüzyıl İktisat Kongresi'nin İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlenmesini değerli bulduğunu ifade eden Çiçekçi, 'Kongre toplandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin örnek bir davranışı söz konusu. Bu kongreye karşı değilim. Zaten hiç kimseye karşı olamaz. İkinci yüzyılın iktisat kongresinin bir şekilde bu zor dünya şartlarında organize edilmesi çok güzel... Kongre konularının geniş kapsamlı ele alınması için ilgili tarafları bu kongreye çağırılmalıydı. Karşılıklı görüşmeler, hem taraflar hem akademisyenleri n katkılarıyla sonuç bildirgesine kadar götürülmeliydi diye düşünüyorum. Ancak bu kongrede, işçi başlığı bölümünde, işçi sendikaları kendileri için önemli olan görüşleri ve istekleri sıralamışlar. Sendikaların görüşleri ile ilgili yorum yapacak işveren sendikalarının bu toplantıda olmaması nedeniyle çıkan kararlar, tek tarafın görüşlerini belirten şekilde olmuştur' dedi.
'BU İŞİN UZMANLARI İŞVEREN SENDİKASIDIR DEDİM'
Kongrede sanayicileri temsil edenlerin işveren sendikası olduğunu vurgulayan Çiçekçi, 'Kongreye, işçi kanadının getirildiği yere, karşı fikir verecek, müzakere edecek zemin tam oturtulmazsa çıkan kararlar, sadece tek tarafın istediği gibi çıkmış olur. İşçi sendikalarının, özellikle DİSK'in çok ağırlıkta olduğu ilk iki toplantıda 60 madde hazırlanmış ve Tunç Bey kitapçık olarak geldiği EBSO meclis ziyaretinde bize dağıtmıştır. Kendisine o anda görmüş olduğum çok önemli 35 maddeyi söylemek arzusundaydım ama ev sahibi olarak konuşmaya hazır olmadığını, misafir olduğunu, gideceğini söyledi. Ben bir kelime söyleyerek 'sayın başkanım bu maddeler bize 35- 40 yıl geriye götürür. Bu işler öyle kolay olmamıştır' manasında bir söz söyledim ve dedim ki 'bunun karşılığı işveren sendikalarıdır ve Onlar da burada bulunmalıdır' dedim. Ama Tunç Bey, 'siz sanayiciler orada konuşacaksınız bunu' dedi. Kongreye çağırdığı zaman sanayici vardı, esnaf vardı ve tüccar vardı. Orada da ilk konuşmasında, yine işçi hakları konuşulmadı. O toplantıda ben söz alarak, 'sayın başkanım bizi temsil eden işveren sendikalarıdır, sanayiciyi temsil eden onlardır. Bu işin uzmanları onlardır. Biz sanayiciler bu işin uzmanı değiliz ama işçi sendikaları işinin uzmanı, işçi haklarını ve iş yasanının hükümlerini profesyonel olarak biliyorlar. Bizim işveren sendikalarımız da bunu biliyor. Onların da kadroları var. Kongrede bunları müzakere etsinler' dedim. Kongrede alınacak kararlar, kongrenin 4 uzman masası ve diğer paydaşların da görüşleri alındıktan sonra bir uzman masasından geçti. Bu alınan iş kanunları konuşmaları masalarından bir tanesi herhalde işçi masasıydı. O iki masada kim vardı bilemiyorum ama. DİSK'in genel başkanının kongrenin yüksek istişare kurulunda olduğu bir iktisat kongresi oldu bu kongre. Orada Arzu Çerkezoğlu yüksek istişare kurulu üyesi olarak iktisat kongresinde alınan tüm kararların en son noktasındaki en üst kademedeydi. Kapanış oturumunda da, aynı şekilde DİSK'in işçi sendikası konfederasyon başkanı ve yaklaşık 30 tane de sendika başkanı vardı. Orada hiç işveren sendikaları başkanı yoktu. İşveren sendikaları burada olmamakla bu kongrenin bu ayağı eksik oldu, bütün mesele bu. Yoksa orada onlar olsaydı da bu kararlar öne çıksaydı ben ağzımı açmazdım. Bence o konuda belki ilk iktisat kongresinin modeli alınmaya çalışılmış ama belki öyle diye düşünüyorum. Kötü niyet beslemiyorum. O kongreye, 1923 kongresinde sanayici, tüccar, çiftçi, amele adı altında 4 başlık vardı. O kongrede işçi kanadı amelenin yerine artık bundan böyle adımız işçi olsun dediler ve ilk defa 1923'te de sendika kurulsun istediler. 100 yıllık bir kongre yaptığınız zaman birebir nokta atışı yapılan maddelerin kongrenin içinde olmaması gerekirdi' dedi.
'35 SAATİ KOYARSAN ÖNLERİNE DİĞERİ 25 SAAT OLSUN DER'
Kongrede çalışma saatinin 35 saate indirilmesi ile ilgili kararın iş dünyasında karşılığı olmayacağını kaydeden Çiçekçi,' O 35 saat işçinin daha sosyal olabilmesi ailesine kendine daha fazla vakit ayırabilme adına refah ülkelerde, ekonomik, milli geliri yüksek, sosyal olmuş devletlerde bunun talep edildiğini konuşulduğunu biliyoruz. Ama bugün Avrupa'da şu anda bugün milyonlarca insan çalışma yaşının uzatılmasıyla ilgili yürüyüş yapıyor hükümete karşı . Avrupa devletleri vermiş olduğu pozitif hakları çalışanlarından geriye almaya çalışıyor. Böyle bir dünya yaşanıyor. Şu anda böyle bir dünya yaşanırken ülkede pahalılık, işsizlik, sorunlar varken, çalışma saatinin 35'e düşürülmesi ülkede çok ciddi sanayici maliyeti arttıracaktır. Kaliteli işçi ihtiyacını karşılayamayan Türkiye'nin yaklaşık 10 saatlik çalışma saatinin kaybolmasıyla o yere kadrolarını yetiştirip de koyabileceği insan bulması bile mümkün değil. 35 saat olsun, haftada 2 gün izin verilsin. İşçi ayrılırken kıdem tazminatını istifa ettiği zaman alabilsin. Bu maddeler yazılamaz. 35'e düştü diyelim, biri 2 gün ücretli izin istiyorsun. 16 saatten çıkar, haftada 2 gün çalış ondan sonra yat. Türkiye nasıl kalkınacak? Bu sadece işçi haklarını 'ben bak nasıl savunuyorum' gibi yaklaşımın liderler ifadeleri oluyor. Daha büyük sendikalardan TÜRK- İŞ, İzmir Büyükşehir Kongresinde bu 35 saati bir stratejik harita olarak koyarsa önlerine diğer sendikalar 25 saat ister çünkü rekabet halinde bunlar. Örnek olarak, 100 TL saat ücreti aldıysan senden sonra ücret talebinde bulunan kişi sendikası 110 TL ister. Dolayısıyla bu işi nasıl planladılar? İşveren sendikalarının çağrıldığını bilmiyorum. Ama çağrılmış olsaydı biz çağırdık, onlar gelmedi derlerdi. Böyle bir şey yok. Bence, taraf olarak çağrılması gerekir ve bu yanlışlığın sebebi o eksikliktir ayrıca. Uzmanlar, bunları inceleyecek dedi. Hangi uzman gruplarında incelendi ve 60 madde aynen çıktı. İşverenlerimizden bir tanesi işçi ayrıldığı zaman kıdem tazminatı ödenir maddesine evet demez. Dükkanı açmaz, adam sanayiyi kapatır' dedi.