HABERLER>ULUSAL MEDYA
14 Haziran 2010 Pazartesi - 00:00

Önder Sav röportajı hala gündemde

Genel Yayın Yönetmenimiz Ümit Yaldız’’ın geçtiğimiz hafta CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile gerçekleştirdiği ve Sav’’ın tarihi açıklamalarda bulunduğu röportajın yankıları sürüyor. ’

Önder Sav röportajı hala gündemde

Genel Yayın Yönetmenimiz Ümit Yaldız’’ın geçtiğimiz hafta CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile gerçekleştirdiği ve Sav’’ın tarihi açıklamalarda bulunduğu röportajın yankıları sürüyor. ’
 
Günlerce ulusal basının gündeminde kalan röportajı bugün de Radikal gazetesi yazarlarından Murat Yetkin köşesine taşıdı.  Yetkin, bugünkü köşesinde ’“CHP: Siyasette söz, sesten daha hızlı hareket eder’” başlığı kullanarak, Ümit Yaldız’’ın CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile yaptığı röportajı  kaleme aldı.
 
 
 
CHP’’nin partinin resmi internet sitesi www.chp.org.tr’’de manşetlere çektiği Murat Yetkin’’in yazısı şöyle;   
 
 
CHP: 'Siyasette söz, sesten hızlı gider'
 
Süleyman Demirel’’in ’“Siyasette 24 saat uzun bir süredir’”, ya da ’“Meşru zeminlerde çare tükenmez’” sözü kadar, Turgut Özal’’ın ’“Anayasa’’yı bir defa delmekle bir şey olmaz’” sözü kadar Türk siyasetinin doğasını anlatan bu söz ikisine de ait değil.
Bu söz şimdiye kadar kürsülerden çok, kulisleri, sahne ışıklarından çok gölgeleri tercih etmiş, siyasetin kontrolünün televizyon ekranlarından değil, parti teşkilatlarından yapılacağını anlamış bir siyasetçiye ait.
Bence Türk siyasetinin doğasını şimdiye dek en başarıyla özetleyen bu sözün sahibi CHP’’nin Genel Sekreteri Önder Sav.
Herkesi şaşırtan şekilde 5-6-7 Haziran 2010 tarihlerinde ’‘egedesonsoz.com’’ internet gazetesinden Ümit Yaldız’’a verdiği mülakatta kullandığı bu cümle, nedense çok kişinin dikkatini çekmedi.
Sav, bu cümleyi istifa etmiş Deniz Baykal’’ın dönmesine karşı bayrak açıp, daha birkaç gün önce Baykal’’a ’‘Dön’’ çağrısı yapan il başkanlarından destek imzası topladığı 18 Mayıs günü Elazığ İl Başkanı ile yaptığı bir diyaloğu aktarırken şöyle sarf etmiş:
* ’“Bak’’ dedim, ’‘Sen imza vermeden gittin. Hiç yadırgamıyorum. Siz 10 delegesiniz. Sen imza ya da oy vermesen de, 9 delegen takır takır Kemal Kılıçdaroğlu’’na oy verecek’’.
’‘Doğru abi’’ dedi. ’‘Ben bu illeri biliyorum’’ dedim; ’‘İl başkanı ayrı, delege ayrı düşünüyor’’. Ve odadan çıktı.
Siyasette söz, sesten daha hızlı gider. En geç yarım saat bile geçmeden Elazığ il sekreteri aradı. ’‘İl başkanı gelip böyle böyle yapmış. Dokuz delegeyle birlikte imzalı desteği hemen fakslıyorum efendim’’ dedi.’”
 
Gölgelerin gücü adına
Öncelikle, hukuk kökenli Sav’’ın, böylesine güçlü bir siyaset cümlesi kurarken, ses dalgasının havada saniyede 343 metre hızla yayılışı gibi bir fizik bilgisini kendisine dayanak yapmasının, dünyaya tek pencereden bakmadığını işareti olarak kayda geçmesi lazım; bu haslet her siyasetçide yok.
Sav’’ın daha önce Türk siyasetinde etkili olmuş bir cümlesini daha hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlıyorum. 1 Mart 2003 günü, AK Parti hükümetinin Irak tezkeresinin Meclis’’te görüşüldüğü gün CHP adına eski Dışişleri Bakanı Deniz Baykal, ne de emekli büyükelçi Onur Öymen yapmıştı. Kürsüye, Genel Sekreter Sav çıkmış ve AK Parti sıralarına dönerek ’“Amerika’’dan korkmayın, Allah’’tan korkun’” demişti.
O söz AK Parti sıralarında gerçi ses hızıyla yayılmış, ama yıkıcı etki yapmış, tezkerenin geçmemesinde pay sahibi olmuştu.
Gazeteci Yaldız soruyor: Hitabetinizi çok kullanmıyorsunuz? Sav yanıtlıyor: ’“Hayır, yerinde kullanırım.’”
Peki o zaman bu mülakatın yeri nedir? Neden şimdi konuşmaya gerek duymuştur?
Ahmet İnsel, 8 Haziran’’da Radikal’’deki ’‘CHP’’de Genel Başkan Naibi’’ yazısında hayretini gizlemeden edemiyor:
* ’“Bu tür mücadelelerde, kaybedenler başlarına geleni bu biçimde anlatır. Karşı tarafın yaptığı ayak oyunlarını, komploları teşhir ederek, kaybetmelerinin nedenlerini onlara belden aşağı vurulmasına bağlamaya çalışırlar. Kazananlar ise, hele olay bu kadar yakın tarihte olmuşsa, susmayı tercih eder. Ayrıca siyasetçiler, siyaset sahnesinden çekilmedikçe, nasıl kumpas kurduklarını, hangi hamleleri planlayıp uyguladıklarını açıkça söylemezler. Bunun bir sonraki mücadelede kendilerine karşı kullanılacak etkili bir silah olduğunu bilirler. Sav, bütün bunları fütursuz biçimde yapıyor bu söyleşide.’”
 
Öyle yapılmaz, böyle yapılır
Sav, bence bu mülakatı vererek CHP’’de kimin borusunun öttüğünü dosta düşmana göstermek istedi.
Özellikle de iki kişiye: Deniz Baykal ve Gürsel Tekin.
Sav, Baykal’’a yıllarca örgütün bütün yükünü kendisine taşıttıktan sonra kendisinden, üstelik partiye uzun dönemli zarar verebilecek bir komplo ortadayken geri dönüşüne kayıtsız şartsız destek bekleyemeyeceğini söylemiş oldu. Ayrıca Altan Öymen dönemine atfen, ’‘Aynı suda iki kere yıkanılmayacağını’’ hatırlattı.
Baykal’’ın geri dönüş planı içinde olduğunu düşündüğü Gürsel Tekin’’e de, bir mahalli seçimde yanında durdu diye Kılıçdaroğlu’’nun ’‘kral yapıcısı’’, akıl hocası rolünü ona yedirmeyeceğini göstermiş oldu. Nitekim Tekin, Dedeman Oteli’’nde sabaha karşı bir grup il başkanını toplayıp ’‘alternatif MYK listesi’’ hazırlamak istediğinde içlerindeki bir İzmir delegesinin Genel Merkez’’de Kılıçdaroğlu ile listeyi çoktan kesinleştirmiş olan Sav’’a  naklen yayın yaptığının farkında bile değildi.
Sav’’ın tavrı, siyasette yıkıcı olabilecek ’‘kibir’’ ile açıklanabilir. Ama bu yetersiz olur.
Sav sırlarını anlatırken, CHP’’deki siyasi yapının bir kişinin tersine çevirebilmesine imkan verecek sığlıkta ve kırılganlıkta olduğunu sergiledi. Sözün, sesten hızlı yayılmasına izin veren, örgüttteki bu örgütsüzlüktü aslında.
Öte yandan Sav, bu sırlarını ifşa ederek kendisini yeni Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’’na karşı bir anlamda ’‘şeffaflaştırmış’’ oldu.
Bunun anlamı CHP yönetiminin daha şeffaf, demokratik bir döneme, CHP’’nin de halkın ihtiyaçlarını daha çok cevap vermeye ve geçmişe yanmaktan çok geleceği kurmaya dönük siyaset üretilebileceği bir döneme gidişi midir?
Sav teşkilat sırlarını Kılıçdaroğlu’’na kamuya açık şekilde günah çıkararak ifşa ederken, dönüşüne engel olmayacağını, ama bir tür dengeleme unsuru olarak yer çalışacağını söylemiş olmuyor mu?
 
CHP’’nin dönüşün odaklı inşası
Çünkü Kılıçdaroğlu işbaşına geldiğinden beri değişimin yanı sıra CHP’’nin dönüşmesinin işaretini, halkın ’‘bu da benim gibi birisi’’ diye algılayabileceği bir lisan ve üslupla veriyor. Şöyle ki:
1- Seçildiği Kurultay’’daki konuşmasında ağırlığı ideolojik (rejim, laiklik) gibi konulara değil, siyasi (ekonomik durum, hükümetin yanlışları) gibi konulara vermesi, Ecevit’’in halkçı söylemine dönüş yapması,
2- Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusununu AB hedefi ve Batılılaşmanın asıl sahibinin CHP olduğu vurgusuyla yeni bir yola sevk edeceğini göstermesi,
3- CHP’’nin siyaset dışı müdahaleler ve siyaset-asker ilişkileri üzerine duruşundaki değişikliği ilk günden itibaren en açık ifadelerle vurgulaması,
4- İşbaşına geldiğinden bu yana her fırsatta Türkiye’’nin değişik yerlerinde halkın önüne çıkması, yeniden televizyon ekranı odaklı değil, meydan  ve bire bir temas odaklı siyasete dönüş yapması.
Öyle anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu, CHP’’nin bu siyaset dönüşümünü taşıyabilecek şekilde yeniden inşa edilmesi için Sav ile yakın çalışma içinde. Belki bu, CHP için de Türk siyaseti için de modern anlamda parti teşkilatlarına geçiş fırsatı olacaktır.  Türkiye’’de siyasetin evrimi açısından da ilginç bir örnek oluşturacak bu süreç.
 
 

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Özdil’’den İzmir’’e ve teröre anlamlı bakış: Balkon
Hürriyet Gazetesi’’nin usta kalemi Yılmaz Özdil’’ın son yazısı: Osmaniye’’de ...
Altın pusula sahiplerini buldu
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından düzenlenen 9. ...
Birand: Erdoğan ve Davutoğlu operasyonu!
Gazeteci Mehmet Ali Birand, Gazze’’ye gemilerle yardım götürülmesinin ...
 
Basında ’‘Erdoğan postası’’
’‘Altın objektif’’ sahiplerini buldu
Fi Yapı’’nın ana sponsorluğunda bu yıl 17’’ncisi gerçekleştirilen ’“Altın ...
İnternet Medyası Derneği’’nden ’‘İnternet Zirvesi’’
İnternet Medyası Derneği (İMD) 27 Mayısta Kadir Has Üniversitesi’’nde ...
 
Meslek örgütlerinden ’‘Gazetecilere özgürlük’’ kampanyası
Gazeteci meslek örgütleri, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ...
Basında yeni CHP
Kılıçdaroğlu önderliğindeki yeni CHP yönetimi gazetelerde "Baykalcılar'a ...
TV'den çocuğa 'Hadi yat' denecek
RTÜK, bundan böyle her gece 21.30’’da ekrandan çocukların uyku saatlerinin ...
 
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva