FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ- Kanal 35'te yayınlanan Halit Tunç'un sunduğu Farklı Yorum programına konuk olan Başkan Kocaoğlu, “ Eşim ve çocuklarım başkanlığı bırakmamı istiyor. Eğer arkandan ‘iyi insandı’ diyorlarsa yeter. Siyaseti bir daha seçilmek için, kaygılarla yapmıyorum” dedi. Başkan Kocaoğlu cezaevindeki arkadaşlarından bahsedilince göz yaşlarına hakim olamadı.
Kocaoğlu'ndan iş dünyasına 'tarihi' çağrı
Eşi ve çocuklarının kendisine ‘başkanlığı bırak’ dediğini söyleyen Başkan Kocaoğlu, görevden ayrıldıktan sonra yapmayı planladıklarının anlattı. Diğer eski belediye başkanları gibi kesinlikle danışmanlık yapmayacağını anlatan Kocaoğlu, “Onların danışmanlığı mesleklerinden dolayı. Benim böyle bir birikimim yok. Zaten 30 yıl önce yaptığım muhasebe sistemi de kalmadı. Ne yapacağımı bilemiyorum da boş durmam. Tek başıma oturur aynı eski zamanlardaki gibi iş yapabilir miyim zannetmiyorum. Zaten eforum da yetmez. Bundan sonra partime çalışırım. Park bahçe, fidanlık işleri yaparım. Belki işin başında olan çocuklara da yardım edebilirim. Eskisi gibi eforlu iş yapamam. Zaten başkanlık da bitiyor. Şurada ne kaldı eli kulağında. Ben mesleğimle ilgili danışmanlık yapamam. Hiçbir patron bana parayı vermeyeceği için orada boş boş konuşmuş olurum. Ailem ve çocuklarım kesinlikle sağlığım için ‘başkanlı bırak’ diyor. Belediye başkanlığı yıpratıcı bir durum ve görev. Onlar ‘bırak’ diyor. Şu anda 64 yaşındayım 10 yıl sonra 74 olacak. Nereye kadar gideceğiz zaman gösterecek” diye konuştu.
Büyükşehir operasyonu tutuklularının cezaevi isyanı! haberi için tıklayın
Kocaoğlu'nun göz yaşlarını tutamadığı o anlar için tıklayınız
GÖZ YAŞLARININ TUTAMADI
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bürokrasisinin eleştirildiğini söyleyen Başkan Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bir takım şeylerle suçlandı. Belediyeyi 80 müfettiş inceledi. Hiçbir belediyede yapılmayan bize yapıldı. Belediyenin dürüstlük vesikası olarak bu iddianame hazırlandı. Bürokrasi artık yoğurdu üfleyerek yiyor. Zaten yaptığımız belli. Ne olduğu ortaya çıktı. İzmir’in bu belediyesine bunu yapmasınlar. Yargı sonuçlansın. Bıraktılar da daha önce kimse kaçmadı. Burası bizim vatanımız, nereye gideceğiz. Çok üzülüyorum. Tek isteğim var. Ne cezamız varsa çekmeye hazırız. Ama bu arkadaşlarım niye içeride yatıyor. İnsanlar başka cezaevlerine götürüldüler. Onları bıraksınlar. Göreve başladığımdan beri uygunsa, yasalsa şu yapılsın demedim. Hiç kimseye bunu yap demedim. Hep ‘nasıl yapabiliriz’ dedim. Belediye olarak halkın yararı için çalışıyoruz. Bunları yaparken maruz kaldığımız durum ağrıma gidiyor” Başkan Kocaoğlu cezaevindeki arkadaşlarından bahsederken göz yaşlarının tutamadı.
SİYESET VE KAYGI İLE KARAR VERMEM
İzmir’in farklı ve zorlayan bir yapısının bulunduğunu söyleyen Başkan Kocaoğlu, kenti yönetenlerin antenlerinin sürekli açık durması gerektiğini söyledi. Kocaoğlu, “İş yapmanın zevki de burada zaten. Ben baskı grubu falan bilmem. Doğru bildiğimi yaparım. Bu kimseleri takıp takmamak meselesi değil. Siyaset, itibar için inanmadığım bir şeye karar vermem. Siyaseti kaygılarla, bir daha seçilmek için yapmam. Karar vermede önceliğim yapacağım şeyin bu kente yararı olmasıdır. İnsanları mutlu etmek için, onlara fayda olmak için çalışmıyorsam niye belediye başkanlığı yapıyorum. Günde 18 saat çalışırsam bir amacım vardır. O amaç da halka hizmet etmek. Benim inancıma göre siyasette para kazanılmaz. Ben 30 yaşında ticarete başladım. Öncesinde 4 yıl memurluk yaptım. Ticareti kafamızı vura vura öğrendik. Bornova’da eş dosttan çok büyük destek gördüm. İşe sermayesiz başladım. Bana destek oldular. Bu işin tılsımı para bir tarafa insan bir tarafa koyacaksın. İnsan ile para karşı karşıya geldiğinde zarar edeceksin ve insanı kırmayacaksın. Ben hep insan kazandım ve fazla ciro yaptım. Müşteriye çok düşkündüm. Bana müşteri ‘nasıl istiyorsan yap’ dediği zaman daha çok ıskonto yaptım. İcraya verdiğim durumlar da oldu. Ama insan zor durumdaysa üzerine gidilmez. Her yılbaşında yanıma elemanı alır alamadıklarımı benden düş derim. Bugünkü para ile 50 TL alacağım varsa onu da alırım” dedi.
ZİMMET ÇIKARSA PARAYI ÖDEYEMEM
Danıştay Daireler Kurulu’nun yazısının ardından Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği’nin görüşünün ardından iptal edilen 60 yaş kartı ile ilgili de konuşan Başkan Kocaoğlu, “60 yaş kartının 8 yıldır uygulayan belediye başkanı bu işi kaldırma projesine girmez. Burada menfi bir propaganda var. Mecliste temenni kararı aldık. Yetki Bakanlar Kurulu’nda. Kanun belli kişilerin ücretsiz yararlanmasını öngörüyor. Bakanlar Kurulu gönderdiğimiz öneriyi onaylasın. Bu kadar polemiğe girilmesine gerek yok. Karar verilir hep beraber rahatlarız. Bu para yarın zimmet çıktığında benim karşılayabileceğim bir miktar olsa bu imzayı tek başıma atacağım. Bir zimmet çıktığında 15-20 milyon TL’ye kadar yükseliyor. Benim bu kadar büyük servetim yok. Hatta hukukçularımızla bugün yaptığımız görüşmede ‘kartı versek verirken de olası zimmet çıkma durumunda parayı ödemeyi kabul ediyorum’ yazısı alalım dedik. Onlar da bu kararın hukuki bir bağlayıcılığı olmadığını söylediler. Çıkış yolu bulamıyoruz. Bana bir hanımefendi ‘60 yaş kartını kaldırdın mutlu musun’ dedi. Ben mutlu olamam. Yasalara uyduğum halde başıma gelenler hatırı sayılır hale geldi. Hiç yalan söylemedim. Ben buradan çağrıda bulunuyorum. İmzalansın Bakanlar Kurulu’ndan gelsin biz de rahatlayalım” diye konuştu.
BELEDİYE BAŞKANLIĞININ OKULU YOK
Belediye başkanı olarak yüzlerce taleple karşı karşıya kaldığını anlatan Başkan Kocaoğlu, “İşsizlik konusunda dayanılmaz bir talep var. Belediye İzmir’in işsizlik konusuna çare bulamaz. En çok yıkıldığım bir konu bu. Alsak da maaş veremeyeceksen ne yapacaksın. Ben işten güçten korkmuyorum. Kentin birçok problemi var. Onları bitiriyorum. Daha sonra iki önemli konu var. Kent dönüşümü ve tarihi yerlerin ayağa kaldırılmasıdır. Belediye başkanının arkasından ‘insan’ diyorlarsa yeter. Zaten çalıştı, kimsenin malına tenezzül etmedi, belediye kaynaklarını kimseye vermedi, hak yemedi derlerse bu yeter. Yaptıklarınız bir yere yazılacaktır. Yapılmayanlar da olabilir tabi ki. Bu son 8 yıl bana büyük bir tecrübe kazandırdı. Belediye başkanlığı ayrı bir iş. Her konu ile uğraşıyorsunuz. Milli Savunma hariç her bakanlığın işini yapıyorsunuz. Belediye başkanlığının okulu yok. Bu işi sırtınızda boza pişe pişe öğreniyorsunuz. İlk göreve başladığınızda 15 dakikada imzaladığınız bir evrakı şimdi 1 dakikada imzalıyorsunuz. Tabi ki uzman mühendis, teknik eleman olamazsınız ama kontrol edecek birikime sahip oluyorsunuz” dedi. Başkan olmadan önceki halinin devam ettiğini de anlatan Kocaoğlu, “Belediye başkanlığı olunca benim niye tavrım değişsin. Tavrım kesinlikle değişmez. Niye şımarayım. Patronumuz, üstümüzde bir şey varsa 4 milyon İzmirlilerdir. Bizi buraya onlar getirdi” ifadelerini kullandı. Kocaoğlu ayrıca, belediye başkanı olarak ‘yüzülebilir körfez’ ile anılmak istediğini söyledi.
ÖRDEK OLDUK
Yeni belediye hizmet binası ile ilgili çalışmalar yaptıklarını söyleyen Başkan Kocağlu, belediyenin mülk fakiri olduğunu ve arazisinin bulunmadığını dile getirdi. Kocaoğlu, “Kamu yararına fuar alanı yaptık fakat mahkemelerde sürünüyoruz. Mevcut belediye binasının yıkmam. Önce bankalar, vergi dairesi ve Emekli Sandığı binası yıkılacak biz daha sonra yıkacağız. Belediyenin elindeki tek binayı yıkarsam nereye gideceğim. Çadırda mı kalalım? Konak Meydanı’nda mı oturalım? Belediye binası ya Yeni Kent Merkezi’ne ya Basmane’ye ya da Konak’a yapılır. Başka yere gidemez. Uzağa giderse işlevi kalmaz. Bize ‘belediye örnek olsun, önce yıkılsın’ diyorlar. Biz çok örnek olduk. Daha sonra örnek olamadık hatta ördek olduk” dedi. Kocaoğlu ayrıca, itfaiye erlerini Danıştay kararının ardından göreve başlatacaklarını söyledi.
BABAMI ÖRNEK ALDIM
Siyasette babasını örnek olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, babasının kendisine entelektüel birikimi, tarzı ile örnek bir model olduğunu söyledi. Kocaoğlu, “Babam 1920 doğumludur. Cumhuriyet’in ilk neslidir. Bana siyasette örnek oldu. Siyaseti 1980’li yıllarda bıraktı fakat sevgi ve saygıdan geride kalmadı. Siyasette millet, vatandaş için çalışacaksın. Haram yemeyecek, kul hakkına bakmayacaksın. Bu çok basit bir durum. Babam evde etkiliydi. Biz hayatta pişe pişe geldik. Yazın arazide çalışırdık. Babam toleranslı biriydi. Demokrat bir babam vardı. O günleri özlüyorum. Babamlar şimdi memlekette kaloriferli eve geçti ama eski evi her gittiğimde dolaşır oralara bakarım. Ben babamı örnek aldım ve 52 yaşına kadar siyasete girmedim. İsteyerek girmedik. Bu işler alın yazısı. Çocuklarıma karışamam. Onlar istedikleri zaman istedikleri yerde karar verebilir. Bizim aile geleneğimizde bir kişi alanda olur. Ben de arka planda çalışıyordum. Çocuklarımım yanında görünmemeleri doğru. Onlar bu kentte belediye başkanları oğlu diye gezmeyecekler. Ayrıca ayrıcalık da tanınmayacak. Onlar babalarının makamını kullanmıyorlar. Siyasette bu bir başarıdır. Büyük oğlum mermer işi yapıyor. Hatta gittiği bir yerde belde belediye başkanının birisi görüyor. Ve orada anlatıyor. Mal aldıkları kişiler de şaşırıyor. Oğlumu kimse tanımıyor. O da zaten anlatmaz. Herkesin böyle yapması gerekir. Bir toplumda siyasete, işadamları topluluklarına soyunmuş kişilerin görevi örnek olmalıdır. Eşi de çocukları da örnek olmalıdır” dedi.