İZMİR - Malatya'da vali yardımcısıyken Çeşme'ye atanan İzmir'in ilk kadın kaymakamı İnci Sezer Becel, Yeni Asır'a konuştu. Çeşme'yi ilk gördüğünde, sahilde kamu binalarını görünce şaşkınlık geçirdiğini söyleyen Becel, "Bu kadar kamu binasının sahilde işi ne? Buralar halkın kullanacağı yerler olmalı" dedi. Çeşme için ilginç saptamalarda bulunan Kaymakam Becel, bir yandan ilçeyi olduğu gibi muhafaza etmek, diğer yandan ise ilçenin büyümesini isteyenler olduğunu belirterek, "Çeşme'nin kafası çok karışık" dedi. Yılın 2 ayı dışında terkedilmiş bir Çeşme görüntüsüne izin vermeyeceğini söyleyen Kaymakam Becel, "Eğer siz değişmezseniz, zaman ve mekan sizi değiştirir. Ben Çeşme'yi koruyarak büyüyeceğim" dedi.
DOKTORA YAPIYOR
Doğu'da 7 yıl ile en fazla görev yapan kadın kaymakam ünvanına sahip olan İnci Sezer Becel, Malatya Vali Yardımcısı iken son kararnameyle turizm merkezi Çeşme'ye atandı. Evli ve bir çocuk annesi olan, siyaset bilimi üzerine halen doktorasını sürdüren Kaymakam Becel, "Çeşme" ve "Kadın" üzerine sorularımızı yanıtladı.
* Çeşme'de gözünüze ilk ne battı?
- Çeşme'nin ismi, kendisinden daha büyük, ilk bunu gördüm. Burası çok güzel ancak daha güzel olabilir. İlk gözlemlerim sokaklarda numarataj hala sağlıklı değil, kısa süre öncesine kadar su problemi varmış, altyapı da belki sıkıntılar vardır. Örneğin kamu binalarının hepsinin sahilde olması bana çok tuhaf geliyor.
* Tuhaf olmasının nedeni nedir?
- Sahilin en güzel yerinde tamamen kamu binaları var. Jandarma, askerlik şubesi, kaymakamlık, özel idare, DPT, bu kadar dar alanda bu kadar kamu binası olması bence yanlış, bunları daha arkaya kaydırıp oraları daha ziyade hizmet verebilecek restoran, kafe gibi insanların oturabileceği alanlara çevirmek lazım. Çünkü Çeşme merkez alanı çok büyük değil, bunların kaldırılması yazım.
* Çeşme, turizmini hala 12 aya yayamadı, bu açıdan sorun nedir?
- Burada en büyük mesele bir bütün olarak hareket edememe. Burada her şey yaza göre senaryolanmış. Buraya gelen turist ne yapabilir. Yapabileceği fazla şey yok aslında. Birkaç yıl öncesine kadar marina da yokmuş. İnkilap Caddesi'nde işyerleri birbirini tekrarlıyor, seçenek yok.
* Çeşme'de durumun düzelmesi için ne olması lazım?
- Çeşme'nin kafası karışık biraz. Bir kısım 'Biz çok fazla büyümeyelim, bu halimizle kalalım' diye düşünüyor. Bunu muhafaza olarak görüyor. Bir kesim de 'Hayır biz büyüyelim. Buraya sadece İzmir'in, İstanbul'un zenginleri gelmesin, bir çok insan gelsin, yatak kapasitemiz artsın, turizm 2 ay olmasın 12 ay olsun' diyor. Diğer kısım 'Büyüme demek beton yığınların oluşması demek, Çeşme bozulacak, Çeşme elden gidecek' diyerek karşı çıkıyor. Ya yok böyle bir şey. Büyümenin sonucunda ille bu olması gerekmiyor. Büyümenin bedeli aslında kaybetmek olmamalı. Bunu yapan devletler var. İtalya, İspanya öyle. Turizm merkezleri olduğu gibi, aynı zamanda doğal yapısını da koruyorlar. Paris, Londra, Yunan adaları öyle. Kocaman metropoller ama doğal yapıları en güzel şekilde devam ediyor. Sadece mantelite ile ilgili bir konu bu. Ben koruyarak büyüyeceğim. Doğama ve kendi değerlerime sahip çıkarak ama önümü de açacağım. Unutmayın siz değişmediğiniz zaman; zaman ve mekan sizi değiştirmek zorunda kalacak. O zaman da değişimin gerisinde kalmış olacaksınız.
* Çöp sorunu hakkında görüşünüz nedir?
- Çok büyük problemler elbette 2 günde aşılamaz ama basit problemler var. Mesela duyduğum "en büyük problem" çöp sorunu. Bunlar aşılmayacak şeyler değil. Evet, belediyelerimizin kadrosu yok ama belediyeler her zaman özel hizmet alımı yöntemiyle eleman alabilirler. Sadece istemek önemli, bunu istediğiniz ve düşündüğünüz zaman yaparsınız. Yapılmaması için bir sebep yok.
* Alaçatı kışın da dolu.
- Alaçatı için seviniyorum. Çeşme'de de bunun olması lazım. Geçen cumartesi Alaçatı'ya gittim o kadar yoğundu ki, dop doluydu. Bakın kış, deniz yok, sahil yok. Hiçbirşey yok. Ama insanları çeken 2 sokak var. Çok güzel düzenlenmiş 2 sokak. Biz buraya öyle 2 sokak yaparsak, buraya da insanlar gelir.
'TUHAFIMA GİDİYOR'
* Doğu'da 7 yıl ile en uzun kalan kadın kaymakamsınız, şimdi ise İzmir'in ilk kadın kaymakamısınız...
- Ben bazen söylüyorum yanlış anlaşılıyor. Şimdi Çeşme'ye kadın kaymakam geldiği için ilgi uyandırıyor. Tuhafıma gidiyor bu. Yani Türkiye'nin en batısındayız, eğitim seviyesi de son derece yüksek ancak buna karşın kadın kaymakam ilgi uyandırıyor. Bu ilgi uyandırmamalı ama nasıl uyandırmaz biliyor musunuz? Rutin olursa uyandırmaz. Savcı, kadın olur; belediye başkanı kadın olur ya da ilçe milli eğitim müdürü kadın olursa ilgi uyandırmaz.
* Devletana olarak Doğu'da nasıl karşıladılar sizi?
- Bizim Doğu'da çalışmamız çok önemli, çünkü bizleri gören kızların hedefi değişmeye başladı. Bizim önümüzde bir örnek yoktu, kadın kaymakam nasıl olunurla ilgili bir bilgi yoktu. Ama bugün okullara gidiyoruz, kızların fikri değişiyor, 'evet, ben kaymakam olmak istiyorum' diyorlar. Örnek var çünkü önünde. Kızlar artık "öğretmen olmak istiyorum" demiyorlar. Önlerinde başka seçenekler de var.
* Orada kadın olmanız nedeniyle sıkıntı yaşadınız mı?
- Ne kadar doğru bilmiyorum ama tecrübelerime dayanarak ben hep şunu söylüyorum. Toplum, belirli kesimdeki insanlardan daha aydın bu konuda. Kabullenme noktasında. Ben en Doğu'da da görev yaptım, bir sıkıntı ile karşılaşmadım. Üstelik içine kapanık bir insan da değilim. İşten eve evden işe bir tarzım da yok. İnsanların içine giren onlarla bir arada olan biriyim. Bir kahveye gittiğimde 'ne işiniz var' burada ile karşılaşmadım ama üst düzeyde daha fazla direnç var.
* Kim direnç gösteriyor?
- Biraz şöyle okumuş kesime gittikçe sanki direnç daha fazla. Özellikle üst düzeye çıktığımızda kadın yöneticilerden ürküyoruz. Hem kamu hem özel sektörde durum böyle. (Şafak İnce/Yeniasır)