Kaçırılan askerden şok eden ifade

İSTANBUL - Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu ile birlikte 12 Ağustos’ta PKK tarafından kaçırılan piyade er Aykut Çelik’in askeri makamlara verdiği ifadede çarpıcı ifadeler yer aldı.

 

Zaman gazetesinin haberine göre; PKK’lı teröristlerin iki saat kadar yürüdükten sonra kamp kurduklarını söyleyen Aykut Çelik, helikopterler geçince de sığınağa saklandıklarını söyledi. Çelik, PKK’lıların “Heronlar” geçerken “hareket etmeyin” talimatı verdiklerini de kaydetti.

 

Çelik, "Bu bölgede kaldığımız süre zarfında her gün gündüz ve gece devamlı olarak değişik terör örgütü mensupları, 3-4 kişilik gruplar halinde kaldığımız yere gelip gidiyorlardı" diye konuştu.

 

Katır sırtında yapılan yolculuktan sonra bir sığınağa geldiklerini belirten piyade er Aykut Çelik, "Ayağımı zincirle bağladılar. Sığınak içerisinde 12 Temmuz'da kaçırılan sağlık memuru Aytekin Turhan Uz'un da olduğunu öğrendim. 19 gün bu sığınak ta tutuldum. Sığınağın başında 2 terörist bekliyordu” dedi.

 

Sığınaktan çıkartıldıktan sonra arabayla Şehit Kendal adlı bölgeye geldiklerini ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Kaldığımız yerin ilerisinde geceleri ışıkları gözüken biri solda, diğeri sağda olmak üzere iki askeri birlik bulunmaktaydı. Teröristlerin gündüzleri her iki birliği dürbünle gözetlediklerini gördüm. Ayrıca 'Reber' kod adlı terörist akşamları havanın kararması ile birlikte 5-6 kişilik terör örgütü mensubunu yanına alarak gidiyordu. Sabahları para toplayarak geri dönüyordu. Çok miktarda parayı saydıklarını gördüm. Bu paraları 4 ayrı cam kavanozun içerisine koyup ormanlık alana bir yere sakladılar.”

 

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaşanan çatışmanın olduğu yerden bir kaç kez geçtiklerini de söyleyen Çelik, "Dolapdere bölgesindeki çatışmanın meydana geldiği alana geldik. Arazi yanmış durumdaydı" dedi.

 

Çelik, PKK’lıların elinden nasıl kaçtığını ise şöyle anlattı: "Tuvalet için örgüte yeni katılan 'Hamza' kod adlı teröristten izin istedim. Önce sessizce yürüyerek daha sonra koşarak bölgeden uzaklaştım. Hazro-Silvan-Kulp üçgenindeki yolda durdurduğum bir araçtan cep telefonu istedim. Önce jandarmayı, sonra da babamı aradım."