HABERLER>YEREL MEDYA
14 Haziran 2011 Salı - 09:48

İzmirli yazarlardan 12 Haziran yorumları

İzmirli yazarlar, bugünkü köşelerinde seçim sonuçlarının İzmir değerlendirmesini yaptılar.

İzmirli yazarlardan 12 Haziran yorumları

İZMİR – 12 Haziran genel seçimleri sonrası, İzmirli yazarlar köşelerinde seçim sonuçlarını ve İzmir’i yorumladılar…

Hamdi Türkmen: İzmir’e ne oldu?
 
İzmir neden böyle oldu?
Ya da;
Ne oldu da, ülke genelinde oylarını 3.5 milyon artıran CHP, İzmir’de “kadük” kaldı?
Sıkı durun...
Tek nedeni var:
Yerel hezimet!...
* * *
Başbakan, iki bakanı Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay ile İzmir’de CHP’nin resmen canına okudu.
12 Haziran’da kentin milletvekili sayısı 24’ten 26’ya çıkmıştı.
Yani, iki arttı.
MHP 4’tü; 1+1, yani ikide kaldı.
Yani iki eksildi.
Açığa çıkan 4 milletvekilliğini de CHP ve AK Parti; ikişer-ikişer bölüştüler...
İzmir’de seçimin matematiksel özeti böyle...
* * *
Ancak...
26 Mart 2009’da İl Genel Meclisi’nde oy dağılımına baktığınızda, İzmirli seçmen, 30 ilçeden 28’inde CHP’yi birinci parti yaptı.
Aynı dağılım belediye başkanlıklarına da yansıdı.
Tire-Bayındır hariç, tüm ilçeler CHP’nin oldu.
Yıl 2011...
CHP, iki yıl aradan sonra İzmir’de tam 11 ilçesini AK Parti’ye kaptırdı.
Hem de ne ilçeler!
Metrekareye vurulduğunda, kentin yüzölçümünün neredeyse 3’te 2’si AK Parti’ye geçti:
Karabağlar, Buca, Gaziemir, Bayraklı, Bergama, Menemen, Ödemiş, Tire, Kiraz, Torbalı ve Kemalpaşa...
Az kalsın, Bornova da düşüyordu.
Ne yazık ki bunların büyük bir kısmı belediye başkanlarının sorunlu olduğu ilçeler...
Halkın hizmet alamadığı, verilenden memnun olmadığı, yeterli bulmadığı CHP’li belediyeler...
CHP’li adaylar bunu seçim süreci boyunca yaşadılar.
Ben bile şikayet dinlemekten bıkmıştım.
Hiç genel seçimlerde bir milletvekili adayına, “Çöpümüz toplanmıyor, sokağımız yapılmıyor, üstgeçit istiyoruz, otobüs seferleri artırılsın” diye sorulur mu?
Sorulmaz...
Ama İzmirliler CHP’li adayların başını hep bu tür şikayetlerle ağrıttılar.
Sonuç:
Başarısız, beceriksiz, yeteneksiz belediye başkanlarının faturası, vekillere kesildi...
* * *
Bitmeyen metro... Trafik keşmekeşliği... Otopark çilesi... Yeterli günlük hizmetin alınamaması... Yatırımcılara çıkartılan zorluklar... İnciraltı ve Alsancak-Bayraklı arasındaki Yeni İzmir Projesi’nin neredeyse 6 yıla yakın süredir sürüncemede kalması... Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistem hattı boyunca yaya ve araçlar için üstgeçitlerin yapılamaması, gecikmesi... Toplu ulaşımda, devre dışı kalan; taksi, minibüs ve özel otobüs esnafının, cımcıslak ortada bırakılması ve kaderlerine terk edilmesi... Kaldırım işgalleri...
Ve belediyelerdeki iç çekişme ve kavgalar ile ihale ve alım satımlarda rüşvet yolsuzluk iddiaları...
Seçmen bir çırpıda hesap kesti.
Kesmeyip de ne yapacaktı ki?
* * *
Durun daha bitmedi...
Başka faktörler de var.
Büyükşehir’e haklı ya da haksız yapılan son operasyon...
AK Partili iki bakan Yıldırım ve Günay’ın, İzmir’de hizmete aç seçmene sundukları projeler...
CHP İl yönetiminin sadece bir kesimin güdümünde ve etkisinde kalarak, kendilerinden olmayan herkesi dışlaması, partiye sokmaması, görevlendirme yapmaması...
CHP’nin İzmir’de oturmayan, örgütle hiçbir bağlantısı olmayan, seçim sürecinde o otel, bu misafirhaneye yerleşen isimleri milletvekili adayı yapması...
Buna karşılık, AK Parti’nin iki bakan dışında, eski iki il başkanı, kadın ve gençlik kolları başkanlarıyla, kentin tanınmış, iş dünyasının önemli isimlerini listelere koyması...
Toplayın, alt alta tümünü...
“Neden İzmir böyle oldu?” sorusunun cevabını siz verin.

Feyzi Hepşenkal: Kimse hesabı şaşırmasın
 
Ak Parti’nin Türkiye genelinde yüzde 50 oy alması bazı arkadaşların kafasını mı karıştırdı, yoksa üçüncü dönem iktidar olması kiminde yeni formüller arama ihtiyacı mı yarattı?
Bilmem.
Bilinen, kimi köşelerde ve haberlerde “Ak Parti’nin İzmir’i de silip süpürdüğü, İzmir’de büyük başarı kazandığı” havasında yorumlar yapıldığıdır ki...
Hayret vallahi!
Benzer yorumları yapanlara “Pardon, sizin matematik hocanız kimdi?” diye sormak, yeter mi?
Onu da, bilmem.
Bilinen:
Mal meydanda, hesap ortada.
* * *
2007 yılındaki genel seçimde, İzmir Birinci Seçim Bölgesinde
CHP yüzde 35,08’lik orana karşılık 371.706 oy almıştı.
Ak Parti yüzde 31,54’lik orana karşılık 334.152 oy.
Ne demek oluyor bu?
CHP ile Ak Parti arasındaki oransal fark 3.54 puandı.
Oy farkı da 37.554.
Ya şimdi, 12 Haziran 2011’de ne oldu?
CHP yüzde 43,21’e yükselirken, oy oranını 8.13 puan arttırdı.
Ak Parti de yüzde 37.26’ya çıktı, oy oranı 5.72 puan arttı.
Böylece...
CHP ile Ak Parti arasındaki oransal fark 3.54 puandan, 5.95 puana; oy farkı da 37.554’ten 72.936’ya çıktı.
* * *
Aynı “somut hesabı” İzmir İkinci Bölge’de de yapalım.
2007’de CHP yüzde 35,81’lik oy oranına karşılık 367.675 oy almıştı.
Ak Parti yüzde 29,37’lik oy oranına karşılık 301.534 oy.
2011’de ise CHP yüzde 44.39’lik orana karşılık 572.289 oy; Ak Parti de yüzde 36.50’lik orana karşılık 470.574 oy aldı.
Yani...
2007’de iki partinin oy oranları arasındaki fark 6.44 puandı, 2011’de 7.89 puan oldu.
2007’de iki parti arasındaki oy farkı 66.141’di, 2011’de fark 101.715’e çıktı.
* * *
İsteyen “Neden daha başarılı olamadı?” diye, “Niçin 2009 yerel seçimlerindeki oranlara ulaşamadı?” diye; CHP’yi yerden yere vurabilir.
Hiç itirazım yok.
Ama iki genel seçim arasındaki farklara baka baka “Ak Parti İzmir’de kazandı” veya “İzmir’de fark kapandı” falan diyen olursa tekrar.
İşte onlar...
Ellerindeki kalemi kâğıdı bırakıp, hemen çelik çomak oynamaya başlasınlar!
 
Bağımsızlık başa belâ!
 
Yapacağım daha çok hesap var.
Sırayla.
Ama öncelikle sorulması gereken bir hesap var.
İş işten geçse de, kendilerine büyük haksızlık yapılan bağımsız adayların hakkını aramak gerekiyor.
Abdüllatif Şener “oy pusulasında adı küçük yazıldığı” için isyan etmiş ya...
“Üstelik o kadar küçük yazılmış ki biliyorsunuz 45 yaş üstü vatandaşlarda biyolojik olarak yakını görme sorunu oluşur. 45 yaş üstünün gözlük takmadan göremeyeceği kadar küçük puntolarla yazılmıştır. Türkiye’de de belli yaşın üzerinde gözlük kullanma alışkanlığı zaten yoktur” demiş ya...
Yerden göğe kadar haklı Şener.
Nitekim bir arkadaşımın eşi sandığa gittiğinde, yanında gözlüğü olmadığı için, oy vermeye kararlı olduğu Doğu Perinçek’in adını seçememiş pusulada.
O da mecburen, CHP amblemine nişan alıp, vurmuş mührü!
Bağımsız adaylara uygulanan ayrımcı ve baskıcı yöntemler, organize yapıları pek etkilemiyor. Onlar bir şekilde amacına ulaşıyor.
Ama “gerçekten bağımsız” aday olanlar, kurulan tuzakları aşamıyor.
Sonra, neymiş?
Demokrasi.
Sevsinler böyle demokrasiyi!

Erdal İzgi: Formül bulundu yol açıldı...
 
İzmir’in Cumhuriyet Meydanı’nda...
Davul-zurna çalıyor.
Ellerinde bayraklar, AK Partililer halay çekiyor.
Oy oranı artmış, bir öncekine göre iki vekil fazla çıkarmış, şen-şakrak kutlama yapıyorlar.
* * *
AK Parti il Başkanı Ömer Cihat Akay farklı mutlu:
“Biz kendimizi, hizmetimizi, projelerimizi iyi anlattığımız sürece, halkın bizi daha iyi anladığını gördük, hissettik. İzmir artık kimsenin kalesi değildir.”
* * *
Ivırmadan, kıvırmadan, “Şu böyleydi, bu böyleydi” lafını dolandırmadan bihakkın teslimini yapalım.
AK Parti, İzmir’i çok istedi.
Başarıyı yol değil, yolculuk olarak gördü.
İki pasif bakan yerine aktif bakanları aday olarak gönderdi.
Gece-gündüz ayrımsız koşturdular.
* * *
Gittiler, gördüler ki; ön yargıları yanlışmış.
İzmir’in demokrat insanına değince, konuşunca, dalına basmayınca fikri sabit, fanatik olmadığını anladılar.
Din eksenli politika yapmak yerine, sosyal, ekonomik, ileriye yönelik konuları açtıkça desteği buldular.
Bunun için de...
Değişik görüşteki isimleri listeye aldılar.
Dışarıdan aday getirmedi, İzmir’in içinden çıkardılar.
* * *
Görebilecekleri noktaya gittiler. Oraya varınca, daha ilerisini gördüler.
İzmirliyi daha çok tanıdılar.
Formülü bulmanın sevinciyle; gideceği yeri bilerek, varacağı noktaya inanarak takım oyununa giriştiler.
Yeteneğin maçı, takım oyunu ve zekânın şampiyonluğu kazandıracağı inancıyla!
Şansları vardı.
Rakipleri dağınık, kimisi şaşkın, kimisi ise azimsizdi.
* * *
O boşlukta yürüdüler.
Anladılar ki; kişilerin bakışı genel havayı değiştiriyor.
Eskinin muhafazakâr söylemini bıraktılar, arzu edilen eylemlere döndüler.
Seçim sonucunda İzmir’de birinci olamadılar ama...
Zafer kazanmış mutluluğunu yaşadılar.
Çünkü bu seçim İzmir örgütüne ‘oy’un ötesinde yarınlar için özgüven verdi.
* * *
Davul-zurna çalıyor, halay çekiyorlar.
“Yenilmekten korkanların, daima yenileceğini” fark etme coşkusuyla...
İki yıl sonra yapılacak yerel seçimin belki de erken zaferini kutluyorlar.
* * *
Hak ederek, hakkını vererek.

Deniz SİPAHİ: Kılıçdaroğlu çalıştı teşkilat ayak uyduramadı

Bazen üçüncü göz olmak; olayları dışarıdan yorumlamak çok önemlidir. Biz gazetecilerin şansı da biraz bu...
 
Tabii, sadece bir grubun sözcülüğünü yapmıyorsanız; objektif kalıp, sadece haberin peşinden koşabiliyorsanız...
Birçok farklı çevreyle birlikte oluyoruz, kent kent dolaşıyoruz, toplumun değişik kitleleriyle bir araya geliyoruz. Mitingleri izliyoruz, kalabalıklarda dile getirilenlere kulak kabartıyoruz, sessizliğin sesini deşifre etmeye çalışıyoruz. Bu seçimde de böyle oldu.
İzmir’de oturmadık; farklı şehirleri, bölgeleri gezdik. Buraların fikir önderleriyle buluşup konuştuk.
Ve kendimize göre bir sonuca vardık.
Ve dedik ki...
Bu seçimde de tablo değişmez. AK Parti birinci parti olur, tek başına iktidara gelir. Yeni CHP; çok konuşulur, sokaktaki heyecanı arttırır. Ama bir önceki referandumdaki “Yetmez ama evet”çiler gibi, “Önce bir bakalım” diyenler gibi... 2007’den daha iyi sonuç alır, ama bu oylar iktidarın yolunu açmaz. Hükümet olmak için Türkiye’yi iyi analiz, bugüne kadarki siyasi geleneğin çok dışına çıkıp farklı bir CHP yaratmak gerekirdi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bunu zorladı. Ama ne yakın ekibi, ne de teşkilatları henüz buna hazır değildi.
MHP’nin baraj problemi olmadığını gördük. Ama statükoyu koruyan, kendi iç dengelerini oturtamamış, yeni öneriler getirmeyen, ideolojik bir bakıştan sıyrılamayan MHP’nin de yerinde sayacağını fark ettik.
Gelelim BDP’ye... Türkiye belki de ilk kez ve daha gerçekçi olarak Kürt meselesini bu Meclis’te tartışacak.
Üçüncü gözler önemli... Siyaset yapanlar için de siyaseti yorumlayanlar
için de...
 
AK Parti’nin İzmir formülü tuttu
“İki bakanın İzmir’den aday gösterilmesi kentin kimyasını bozdu” demiştik. Sonuçlar bunun doğru olduğunu gösterdi. Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, başarılı bir seçim kampanyası süreci geçirdiler. İzmir’in sivil toplum örgütleriyle iyi diyalog kurdular, fikir önderleriyle bir araya geldiler, ilçe ilçe dolaştılar, sıkmadık el bırakmadılar. CHP örgütü, iki bakanın açıkladıkları projelere, projelerle cevap verme ihtiyacı hissetti. Oysa CHP’nin daha önceki seçimlerdeki teması laiklik ve yaşam biçimine karışılmasıydı. Bu iki konu seçim boyunca hiç dile getirilmedi. Böyle olunca vatandaşın aklı karıştı. “Hangisinin projesi daha iyi, daha gerçekçi” demeye başlandı. Sonuçta; AK Parti’nin İzmir formülü tuttu, CHP ise, seçimi garanti görmenin rehavetini üzerinden bir türlü atamadı.
 
Kocaoğlu aktif olamadı örgüt uyumsuz çalıştı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyon, CHP’nin kendi içindeki dengelerini de bozdu. Operasyonun ilk günlerinde CHP teşkilatı kenetlenirken, ilerleyen günlerde bu ahenk bozuldu. Seçim kampanyasının en önemli kişisi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, aktif rol alıp sahada olamadı. Moral bozukluğu kampanyayı da etkiledi. Aziz Kocaoğlu ile Mehmet Ali Susam arasında yaşanan gerginlik de bunun en güzel kanıtlarından biriydi. Aile içinde halledilmesi gereken bir konu bile seçim gerginliği ve biriken problemlerden dolayı kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Bu kavga sonuçları etkilememiş olabilir, ama teşkilatta da bir uyumun olmadığını gösteren bir örnek olarak hafızalara kazınır.
 
Psikolojik üstünlük AK Parti’de
CHP’de herkes yerel seçim sonuçlarına göre bir hedef koydu. Oysa adı üstünde o belediye seçimleriydi. MHP tabanı, Aziz Kocaoğlu’na destek vermişti, Demokrat Partililer, Genç Partililer, Saadet Partililer hatta bazı AK Partililer de Kocaoğlu’nu desteklemişti. Böyle olunca ortaya çok farklı bir sonuç çıktı. Yüzde 56; CHP’nin gerçek oyu değildi. Referandumda “Evet”lerin oranı yüzde 37’lere gelmişti, bu önemli bir detaydı. Sonuçta CHP; önceki genel seçime göre oylarını 36’lardan 44’lere, AK Parti de 30’lardan 36’ya çıkarmış oldu. Her ikisinin de milletvekili sayısı iki arttı. İki parti de göreceli olarak başarılı gibi gözükse de AK Parti’nin psikolojik üstünlüğü ele geçirdiği bir gerçektir.
 
Hedef bu kadar mı şaşar
CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’ın seçim tahmini “9 artı 9”du. Hatta “10 artı 10 olabilir” diyordu. CHP’nin İzmir’deki vekil sayısı 13’te kaldı. Siyaset bir iddia işidir kabul... Ama bu kadar hedef şaşarsa, gereğini de yapmak gerekir.
 
Gerçek mağlup MHP
Hiç kuşkusuz, İzmir’de seçimin en büyük mağlubu MHP’dir. MHP, liste değişikliği yapmadan aynı adaylarla seçime gittiği gibi Ege’nin politik hayatına da yeni önerilerle gelmedi. Seçimden seçime gelen siyasetçilerle, kampanya yürütülürse sonuç da bu olur.

Kadrolar sınıfta kaldı
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu kazanmış, ancak kadroları sınıfta kalmıştır. Bu açıktır. CHP oylarındaki yüzde 5 yükseliş, beklentilerin altında bile olsa, bu sonuçları iyi analız etmek gerekiyor. Örneğin CHP; en iddialı olduğu kentte, İzmir’de kamuoyunu hiç tatmin etmeyen bir listeyle seçimlere gitmiştir. Sonuç... Ortadadır...

Nedim BUBİK: 12 Haziran geçti şimdi hesap zamanı

Ve, uzun süredir merakla beklenen, siyasal partilerin tüm kozlarını kullandığı, adaylarda heyecanın doruğa ulaştığı 12 Haziran da geçti. Türkiye, seçimini yaptı.
 
Ege ve İzmir de. Öncelikle, herkes için iyilik, mutluluk getirmesini diliyorum. AK Parti, Türkiye genelinde üçüncü kez iktidar oldu. Bölgemizde de kimi yerde AK Parti, kimi yerde CHP sevindi
 
.* * *
 
Ege genelinde 2007 seçiminde 32 milletvekili çıkaran AK Parti, oylarını artırdı, birinciliğini korudu. AK Parti’nin vekil sayısı bir arttı. CHP’nin de oyları arttı, milletvekili sayısı ise 24’ten 30’a yükseldi. MHP’ninkilerse 14’ten 8’e düştü.
 
* * *
 
İktidar partisinin bölgedeki adayları arasında ağır toplar vardı. Denizli’de Nihat Zeybekci, İzmir’de Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay gibi. Milletvekili seçilen üçüne de bakan adayı gözüyle bakılıyor. İzmir’de AK Parti vekil sayısını da oyunu da artırdı. Yoğun kampanyanın ve adayların etkisi büyük tabii ki. AK Parti’liler mutlu.
 
* * *
 
Gelelim CHP’ye. Özellikle İzmir’de CHP, 2007’ye göre oy oranını artırmasına karşın, 2009’daki İl Genel Meclisi düzeyini yakalayamadı. CHP’lilerin dünkü gazetelere yansıyan fotoğrafları, hayal kırıklığının göstergesiydi. “İşte CHP’nin fotoğrafı” dedirtti herkese. “İki bölgede 7’şer milletvekili garanti, 8’i zorlarız” diyen CHP’liler, 13’ü bulunca şükretti sanki.
 
* * *
 
Bence CHP’liler, “AK Parti devlet olanaklarını kullandı, iki bakanlı kampanyayla çok asıldılar” gibi bahanelere sığınmamalı. Öncelikle öz eleştiri yapılmalı. İzmir’e, “Çantada keklik” gözüyle bakanlar, yeterince çalışılıp çalışılmadığını sorgulamalı. Seçime bir gün kala, medyanın, kameraların, fotoğraf makinelerinin önünde, öfke denetimini yitirip, kendi milletvekiline ağzına geleni söyleyen, “Seni aday yapanı....” diye bağırıp adeta genel yönetimi fırçalayanlar, kendilerini iyi hissediyorlardır herhalde.
 
* * *
 
Bana göre CHP’de, bu seçim sonucunu fırsat bilip genel yönetima talip olma zamanı değildir. Nitekim Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da seçim gecesi konuşmasında, “Daha güçlü bir CHP var” mesajı vermesi de meydanı boş bırakmayacağının göstergesidir. Daha ötesi de CHP’nin kendi iç sorunudur
 
* * *
 
AK Parti’ye gelince. Özellikle İzmir’de çok sevindi AK Parti. Nitekim dün il merkezinde kutlama pastası bile kesildi. Evet, “İzmir CHP’nin, solun kalesidir” söylemi giderek çürümektedir. Binali Yıldırım, “Bundan sonra maç çift kale oynanacak” diye özetledi sonucu. Öyle anlaşılıyor ki, TBMM’deki yemin töreni, hükümetin kurulması aşamalarından sonra AK Parti, İzmir’e asılmayı sürdürecek, hedef de yerel seçimdir.
 
* * *
 
Neyse, fazla da lafa gerek yok. Bize düşen, verilen sözlerin yerine getirilmesini, projelere başlanmasını (Öyle dağların delinmesi falan ertelenebilir) beklemek. Doğru hizmet, yaşamın kolaylaşması hepimizin hakkı, değil mi?

Seda Kaya Güler: Yine sınıfta kaldık!
 
En kötü tahminimiz gerçek oldu ve Meclis'e 78 kadın vekil girdi. AKP'den 45 (% 13,8), CHP'den 19 (% 14,07), MHP'den 3 (% 5,6) ve Bağımsız 11 (% 30,5) kadın TBMM'ye girdi. Böylece Meclis'teki kadın oranı % 6 artarak % 8,8'den % 14,18'e yükseldi.
Yeni Meclis, yine kadınların iradesi yok sayılarak, Türkiye'nin yarısını "eksik" temsil edecek şekilde oluşturuldu.
Yüzde 20, hatta yüzde 15 bile değil Meclis'teki kadın oranı. Olması gereken yüzde 50 iken yüzde 30'luk orana yaklaşmak bile imkansız görünüyor.
Bu önemli mi? Hem de çok. Eğer nüfusun yarısı kadınsa ve vekiller halkı temsilen Meclis'telerse kadınların dilinden ve halinden anlamaları için kadın olmaları şart.
Yasaları yaparken kadın bakışını göz önüne almaları için Meclis'te göstermelik değil, etkili olmak için gerekli sayısal oranı yakalayacak sayıda olmaları gerekiyor. Bunun için de yüzde 30 oranında kadının Meclis'e girmesi gerekiyor.

TBMM'DEN TALEPLER

Seçimlerden önce "275 kadın vekil" kampanyası yürüten KA.DER Başkanı Çiğdem Aydın, "Dünyada kadın temsili oranı ortalama % 19,3, Avrupa'da % 21,5 ve Asya'da % 18 iken bu oran yeterli midir? Elbette Hayır! KA.DER olarak, tüm kadınlar adına, nüfusun yarısı adına yeni TBMM'den taleplerimiz var" diyerek bu talepleri şöyle sıraladı:
1. Yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın adına ve görev tanımına "Kadın" kelimesi ve kadınlarla ilgili politikalar eklenmelidir. Bu çalışma yapılırken kadın örgütlerinin görüş ve önerileri alınmalıdır.
2. Başta Anayasa ile ilgili komisyon olmak üzere, TBMM'de kurulacak tüm komisyonlarda üyelerin yarısı kadın milletvekillerinden oluşmalıdır.
3. Yeni kurulacak hükümette bakanların ve bakan yardımcılarının yarısı kadın olmalıdır.
4. Yeni Anayasa yapılırken seçimle ve atamayla gelinen her türlü görev için Eşit Temsil'e uymak bir zorunluluk olarak Anayasa'ya konmalıdır.
5. Yeni Anayasa yapılırken kadın örgütlerinin görüş ve önerileri alınmalıdır.
6. Şu anda "Sıfır" olan kadın vali oranı % 50 olmalıdır.
Kadınları TBMM'den uzak tutmak için çaba sarf eden ve yeni Meclis'in % 86'sını erkeklerden oluşturan liderlerin bu talepleri ne kadar ciddiye alacaklarını tahmin etmek hiç de zor değil!
Ama biz TBMM'yi ciddiye alıyoruz. TBMM'de ve kamu görevlerinde kadın oranı % 50 olana dek mücadelemizi sürdüreceğiz."
KA.DER Yönetim Kurulu adına konuşan Çiğdem Aydın'ı destekliyor ve söylediklerinin altına imzamı atıyorum.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İZMİR RUMUZLU 14 Haziran 2011 Salı 15:51

gavurluk izmirlinin ruhunda var... izmir demek biat etmeyen demek, kucağa oturmayan demek... sen gavurluktan din ya da milliyet mi anlıyorsun... adam sana ucubik dedi, sümüklü dedi, gavur dedi... izmir ucube evet, izmir sümüklü eevet, izmir gavur evet... ve izmir izmirdir... tartışmayı anlamadan lafı evirip çevirmeyin.. iyi okuyun iyi anlayın... siz türksünüz ben türküm... bunu başbakana da söyletin de göreyim... üstelik levanten olsam, müslüman olmasam ne farkeder... izmirliyim kardeşim izmirli... başbakan ise gürcüyüm gürcü diyerek türkü söylüyo... sonra da neymiş aynı bağın gülüymüş.. hadi oradan.. saf millet...

Yorumu oyla      16      7  
hamdi 14 Haziran 2011 Salı 15:30

HAMDİ TÜRKMEN FATURAYI YEREL YÖNETİMLERE KESMİŞ. BRAVO HEMEN KONUYU KAVRAMIŞ. PEKİ ESKİŞEHİR'DE NE OLDU? % 44 AKP, % 35,5 AKP 3, CHP 2 MİLLETVEKİLİ ÇIKARDI. ORADA DA KABAHATLI YILMAZ HOCA MI? YILMAZ HOCA VE ESKİŞEHİR ÖRNEK GÖSTERİLMESİNE RAĞMEN CHP ORADA DA KAYBETMİŞ.BU ŞUNU GÖSTERİYORKİ BU SEÇİMDE FARKLI DİNAMİKLER ROL OYNAMIŞ.FATURAYI YEREL YÖNETİMLERE KESMEK İŞİN KOLAYCILIĞI VEYA YEREL DE YAKIN OLDUÜĞUN POLİTİKACIYA YARANMA, PROBLEMLİ OLDUĞUNA DA SALDIRMA FIRSATI. HAMDİ BEY AYIP OLUYOR BİRAZ.

Yorumu oyla      16      6  
izmir 14 Haziran 2011 Salı 14:32

izmir laiktir ve gavur kalacak olan arkadaşa söylüyorum tayyip izmire de gavur dediğinde neden gavur dedidiye kızdınız ne kadar çelişik bir yorum hayretler içindeyim izmir gavur değil siz levantenmsiniz ben türküm...

Yorumu oyla      13      10  
feyzi bey 14 Haziran 2011 Salı 13:50

HARİÇ HEPİNİZ YANILIYORSUNUZ... ADAM MATEMATİK HESAP YAPMIŞ VE GERÇEK ORTADA... İZMİRLİ GAZETECİLER ARTIK PARAYA TAMAHTAN VAZGEÇİN DE BİRAZ BAĞIMSIZ YAZIN. BAKALIM YAZABİLİYOR ESKİ BAKANLARA KORKMADAN YALAKALANMADAN SORU SORABİLİYOR, ELEŞTİREBİLİYORMUSUNUZ... İZMİR LAİKTİR VE GAVUR KALACAKTIR... SAYIN HEPŞENKAL SİZİ KUTLUYORUM...

Yorumu oyla      19      8  
Gül 14 Haziran 2011 Salı 12:13

MHP nin 2.nci bölge adaylarından Mehmet Toptaş gibi sevilen birini 9.ncu sıraya koyarsan olacağı budur. Bugün Bayraklıda taraflı tarafsız sevmeyen insan yoktur. Adamcağızın değerini düşürenlere inat oy vermedik.

Yorumu oyla      18      7  
kınıyorum 14 Haziran 2011 Salı 11:59

bu yazarı kınıyorum.yazıya bak;NEREDEYSE BORNOVADA DÜŞECEKTİ.ne demek bu,sanki düşman burayı işgal etmiş.insanları kutuplara bölmeyin.kınıyorum sizi.

Yorumu oyla      18      12  
sak 14 Haziran 2011 Salı 11:28

Başta Hamdi Türkmen olmak kaydıyla hepinizi kutlarım.Başardınız.İzmir de sarı ya boyanır.Sonra onuda siz düşünün herşeyi biliyorsunuz ya.

Yorumu oyla      24      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Perinçek Milli Takım gibi oldu'
Cumhuriyet Güçbirliği adayı olarak İzmir 2. bölgeden Bağımsız Milletvekili ...
Star Gazetesi yeni bürosunu açtı
Star Gazetesi ve Kanal 24 Televizyonu Ege Temsilciliği'nin yeni hizmet ...
Nurhayat Talay yeniden SKY TV'nin başında
SKY TV'nin genel müdürlüğüne gazeteci yazar Nurhayat Talay getirildi.
 
İzmir'de kent kartlı fayton dönemi
Milliyet Ege yazarı Hamdi Türkmen'in yazısına göre Büyükşehir yeni bir ...
İnan Kıraç’a sürpriz destek
Oğlu, İzmir AK Parti milletvekili adayı olan Ekrem Pakdemirli’den Kıraç’a destek geldi.
Nevzat Erdağ Ege'de Son Söz ailesine katıldı
Mali Müşavir ve Yönetim Danışmanı Nevzat Erdağ, bundan böyle bilgilendirici ...
 
Fatih Yapar Ege'de Son Söz ailesine katıldı
İzmir Medyası'nın genç yeteneklerinden Fatih Yapar, gündem yaratan haberlerini ...
İnternet ve öfkeliler
Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler toplumları derinden etkiledi. ...
İzmir'e neden yatırım gelmiyor? İşte kanıtı...
Hep söyleriz, İzmir kocaman bir köy..Türkiye’nin üçüncü büyük kenti ama ...
 
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva