Soner Çağlar/Egedesonsöz - Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir’de faaliyet gösteren 2010 yılının en büyük 100 sanayi kuruluşunu açıkladı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 29 yıldır sürdürdükleri çalışmada bu yıl değişiklik yaparak, Ege Bölgesi kapsamı yerine sadece EBSO’ya üye 4 bin 500 firma arasından yapılmış olan büyük sanayi kuruluşlarının değerlendirmesini yaptıklarını açıkladı.
Ege Bölgesi'nde 2010 yılındaki üretimden satış rakamlarına göre en büyük firma Tüpraş İzmir Rafineri Müdürlüğü oldu. Sıralamada ikinci Habaş İzmir Şubesi, üçüncü Petkim Petrokimya Holding oldu. Şirketlerin 2010 yılındaki üretimden satışlarına göre Tüpraş 8 milyar 123 bin lira ile birinci oldu. Habaş, 2 milyar 827 milyon lira ile ikinci, Petkim 2 milyar 789 bin lira ile üçüncü olurken dördüncü Philsa Philip Morris A.Ş ile beşinci İzmir Demir Çelik A.Ş'nin rakamları açıklanmadı.
İhracata göre yapılan sıralamada ise Habaş birinci, Tüpraş ikinci ve Petkim üçüncü oldu. İstihdama göre yapılan sıralamada da İmbat Madencilik birinci, Hugo Boss ikinci, BMC üçüncü ve Petkim dördüncü oldu. Ar-Ge harcamalarında ise BMC, DYO Boya ve Schneider Elektrik ilk üçte yer aldı.
2010 yılında ilk 100'un karlılıklarında 2009'a göre yüzde 11, ihracatlarında yüzde 5, Ar-Ge giderlerinde yüzde 28, üretimden satışlarında yüzde 21, istihdamda yüzde 7.8 ve borçlarda yüzde 26 artış gözlendi. Şirketlerin zarar, ithalat ve faiz rakamlarında da önemli düşüşler dikkat çekti.
Değerlendirmede dikkati çeken diğer bir rakam ise şirketlerin borçluluklarında gözlendi. İlk 100 firmanın borçlarının özsermayesine oranı yüzde 107'ye, borçların aktiflere oranı ise yüzde 52'ye ulaştı.
Ender Yorgancılar, yaptığı değerlendirmede 2010 yılının EBSO üyeleri açısından, Tükiye'nin büyümesine paralel bir gelişme sağlanarak başarılı bir yıl olarak geçtiğini, bu rakamların 2011 yılında da devam etmesi halinde 2008 rakamlarının geçilebileceğini ifade etti. Yorgancılar, “Önemli olan bu ivmenin devamıdır. 2011 yılında da bu başarıyı yakalamak zorundayız. Firmalarımızın borçlanma yapısındaki bozulma kritik düzeyde. Bunun çözümünün altında karlılık yatıyor. Firmaların karlılığı düşük olursa borçların ödenmesinde zorlanırlar. Borcu borçla ödeme yolu büyük sıkıntı yaratır. Olası bir devalüasyon büyük kayıplara neden olabilir. Türkiye üreterek büyümek zorunda'' dedi.
YORGANCILAR’DAN MESLEK LİSELERİNE DAVET
Kendi firması İZELTAŞ’a bu yıl 100 kişiyi işe aldığını anlatan Yorgancılar, hala nitelikli işçi aradığını söyledi. Meslek lisesi mezunu nitelikli işçi aramayı sürdürdüğünü özellikle bir kez daha vurgulayan Yorgancılar, sadece kendisinde değil görüştüğü bir çok sanayicinin nitelikli eleman bulamamaktan dert yandığını kaydetti. Ege Bölgesi'nde de nitelikli eleman sıkıntısı bulunduğunu, kendi tesislerine de meslek lisesi mezunu eleman aramasına rağmen bulamadığını, bunun genel bir sıkıntı olduğuna dikkat çeken Yorgancılar, kendi tesisleri için “Meslek lisesi mezunları gelsinler başvursunlar. Nitelikli işgücüne ihtiyacım var” dedi.
İTHALATA ÖNLEM
Cari açık riskine karşı iç tüketimin yavaşlatılması gerektiğini, ancak 2008 yılında Türkiye'nin krizden iç tüketimin dinamikliği sayesinde kurtulduğunu kaydeden Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yurt içini frenlersek üretilen mal nereye satılacak? İhracata. Yurtdışında işler nasıl? Kuzey Afrika siyasi sorunlarla boğuşuyor, AB pazarında Yunanistan ve diğer bazı ülkelerdeki sorunlar ortada. Bu ortamda bizim ihracatı teşvik etmemiz gerekiyor. Örneğin navlun primi verilebilir, geçmişte olduğu gibi ciroya göre destekler verilebilir. Ben Eximbank'tan kredi müracaatında bulundum, hatlar dolu olduğu için 3-4 aydır kredi çıkmıyor. Eximbank'ın sermayesinin artırılıp ihracatçının kolay rekabet edebilir ortamın sağlanması gerekiyor.''
Yorgancılar, artık tüm dünyada gizli bir korumacılığın bulunduğunu, ülkelerin döviz kurunun yanında koydukları fonlarla ithalatı engellemeye çalıştığını belirterek, Türkiye'nin de bu konuda sektörler bazında çalışma yaparak fonlar, analiz şartları gibi önlemlerle ithalatı zorlaştırması gerektiğini savundu.
Yorgancılar, iş garantisi bulunmayan tüketicilere kredi kartına 12 ay vade yapılmasını anlayamadığını, maydanoz alırken bile kredi kartı kullanılmasının ekonomi için risk oluşturduğunu savundu.
İZMİR’İN RAKİBİ DÜNYA
İzmir’in geri kaldığı yönündeki söylemlerin de doğru olmadığını, kentteki büyüme ile diğer iller arasında uçurum olduğunu açıklayan Yorgancılar, İzmir’in dünya ile yarıştığını söyledi. Diğer illerinde büyüme performanslarını inceleyeceklerini ifade eden Yorgancılar, “Kayseri, Gaziantep, Konya bizim rakibimiz değil. O illerde büyüyor ama İzmir’de büyümeye devam ediyor. Rakamlara baktığımızda o illerle İzmir arasında uçurum var. Bizim rakibimiz dünya. Bundan sonra da dünyanın en gelişmiş ülkelerini örnek alarak büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Yorgancılar, genel seçimlerin ardından oluşan meclisin yeni anayasa hazırlama konusuna öncelik vermesi gerektiğini belirterek, bu konuda Oda olarak üzerlerine düşen görevi yapacaklarını ifade etti.