Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ- Temizlenmesi için ön çalışmaların başladığı İzmir'in Çernobil'i olarak anılan Gaziemir Emrez Mahallesi'ndeki nükleer atıkların gömüldüğü arazide yoğun dumanların çıkmıştı. Halk sağlığı açısından endişelere neden olan atık alana ilişkin TMMMOB, İzmir Barosu, İzmir Yaşam Alanları, EGEÇEP ile ortak olarak Gaziemir Eski Kurşun Fabrikası'nda basın açıklaması düzenledi.

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ile birlikte siyasi parti temsilcileri ve çevre örgütleri de düzenlenen basın toplantısına katılım gösterdi.



IŞIK: BAKANLIĞI ARADIM, AÇIKLAMA OLACAK DENDİ, BUGÜNDE KADAR OLMADI
Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık konu ile ilgili söz alarak 'Kesinlikle bu sürecin içerisinde yerel yönetimlerin ve bilim insanlarının, çevre örgütlerinin mutlaka ve mühendis odalarının ve bu birleşenlerin mutlaka bu sürecin içerisinde olmasını günlerdir biz de istiyoruz. Ancak geçtiğimiz hafta içerisinde başlanan çalışmaları biz zabıtamızla, meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla günbegün izledik. Bir bilgilendirme alamadık. Geçtiğimiz cuma günü Çevre Şehircilik Bakanlığı'nı benim aramam üzerine bir firma yetkilisi gelip bir açıklama yapacağını söyledi. Ancak bugüne kadar açıklama olmadı. Yarın Ankara'dan firma yetkililerinin gelip bu konuda bu bahsettiğimiz birleşenlere bir açıklamada bulunmasını bekliyoruz. Bu taleplerimiz yerine getirilinceye kadar da bu sürecin takipçisi olacağız. Örgütlerimizin, derneklerimizin ve çevre platformu birleşenlerinin yanında olduğumuzu ben de beyan etmek istiyorum' şeklinde konuştu.



KINAY: BİR DAHA YAŞANMAMASI İÇİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ise şunları söyledi:

'Karabağlar'a bağlı Aydın Mahallesi'ni de etkileyen ve sınırımızda olan bir alanla ilgili bugün sorulan tüm soruların meslek odalarının uzmanlıklarıyla beraber bilimsel ve teknik altyapı raporları, bilgi ve belgeleri ile yıllardır sorduğumuz sorularla birlikte olduğunu tekrar hatırlatarak bu soruların cevapları verilmeden kamuoyu aydınlatılmadan bu sürecin içerisindeki her bir çalışmanın doğru ve planlı şekilde yapılmadan yürütülmesi halinde bu sorunların büyüyerek devam edeceğini bir kez daha paylaşmak istiyorum. Bizler kamusal ve toplumsal sorumluluğumuz gereği belediye başkanları olarak da kentimizin sağlığını bu kentte yaşayan her bir vatandaşımızın her bir canlımızın sağlığını ama Gaziemir örneğinin Türkiye'nin atık politikası sürecinde atık yönetimiyle ilgili bu atıkların nereden geldiği, kim tarafından nasıl getirildiği, denetim süreçlerinin neden yapılamadığı gibi yıllardır sorulan tüm soruların cevaplanması ve bu soruların cevabı verilmeden bu ülkenin hiçbir yerinde hiçbir vatandaşımızın sağlığından güvenliğinden emin olmadığımız cümlesini de tekrar altını çizerek paylaşmak istiyorum. Gaziemir'deki 17 yıldır yaşanan örnek Türkiye'nin atık çöplük örneğinin daha önce yaşadığımız örneklerinde bir benzeridir. Bir daha yaşanmaması adına buradaki mücadelenin buradaki soruların cevaplarının verilmesi bizlerin de kent savunucuları, yaşam savunucuları, belediye başkanları ve bu ülkenin her bir birleşeni olarak bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. '



'İZMİR HALKI 17 YILDIR RADYOAKTİF ATIKLARLA YAŞAMAK ZORUNDA BIRAKILDI'
Ortak metni TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Üyesi Ahmet Avni Atayol okudu.
Metinde şu ifadeler yer aldı:

'İzmir Gaziemir'de; dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen, Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklar ile ilgili, kamuoyunun ise ancak 2012 yılında bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğu ve 'İzmir'in Çernobil'i olarak anılan atık alanına ilişkin süreç tarafımızca yakından takip edilmektedir. Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile birlikte 17 yıldır devam etmektedir. Alanda atıkların tespitinden sonra yalnız 260 ton radyoaktif atığın TAEK' e depolanmak üzere gönderildiği bilinmektedir. 'Radyoaktivite Bulaşmış Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması, Sahanın Temizlenmesi ve Elde Edilen Kurşunun Geri Kazanımı Projesi' için hazırlanan ÇED raporuna, eksikleri olmasına rağmen 10 Ağustos 2017 tarihinde ÇED Olumlu Kararı verilmiştir. Ancak geçen süre içinde atıkların bertarafı için herhangi bir çalışma yapılmadığı gibi hiçbir güvenlik önlemi alınmamış; İzmir halkı 17 yıl boyunca Radyoaktif ve Tehlikeli Atıklarla yaşamaya devam etmek zorunda bırakılmıştır.

'ŞEFFAF VE DENETLENEBİLİR BİR SÜREÇ YÜRÜTÜLMÜYOR'
2023 yılına gelindiğinde arazi sahiplerinin bir şirketle anlaştıkları, temizlik çalışmalarına başlanacağı haberleri basında yer almış; çevre güvenliğinin sağlanması için alanın sac duvarlarla çevrildiği görülmüştür. Alanda yürütülecek çevresel iyileştirme faaliyetlerine dair Nükleer Düzenleme Kurulu'nun 2023-15/4 sayılı kararı ile bir firmanın yetkilendirildiğinin bildirildiği, firma tarafından hazırlanan 'Çevresel İyileştirme Planı'nın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına iletildiği bilinmektedir. İş termin planına göre 2023 yılı Ağustos ayında başlaması planlanan faaliyetin çevresel sunulan planlardaki eksiklikler nedeni ile başlatılamadığı da daha önce basına yansımıştır. Bugün yine bir kez daha; şeffaf ve denetlenebilir olmayan, yerel yönetimler ve uzman meslek odaları gibi paydaşlarla paylaşılmayan, 17 yıldır atıklarla iç içe yaşayan halk bilgilendirilmeden yürütülmek istenen bir 'temizlik' süreci başlatıldığına şahit oluyoruz. 23 Temmuz 2024 Salı günü itibarı ile alanda iş makinaları ile çalışmalara başlandığı görülmüştür. Aynı gün basında; alanda gömülü tehlikeli ve radyoaktif atıkların Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Denetleme Kurumu gözetiminde 'konusunda uzman ekipler' tarafından bulunduğu yerden kaldırılacağına ve yapılacak çalışmaların finansmanının 'araziyi satın alan firma' tarafından sağlanacağına ilişkin haberler yer almıştır.

Alandaki atıkların çevre ve halk sağlığına yönelik daha fazla tehdit oluşturmaması için temizlik süreci ile ilgili yapılacak çalışmaların baştan sona her aşamada şeffaf bir şekilde yürütülmesi, bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.

BAKANLIĞA VE NÜKLEER DÜZENLEME KURUMU'NA SORULAR
23 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla alanda başlatılan çalışmalarla ilgili olarak aşağıda belirtilen sorularımızı yetkili ve görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Nükleer Düzenleme Kurumu başta olmak üzere ilgili kurumlara soruyoruz:

- Çalışmalar 10.08.2017 tarihli ÇED Olumlu Kararı verilen proje kapsamında mı yürütülecektir?
-Projede değişiklikler yapıldıysa yeni bir Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci yürütülmüş müdür?
-Alandaki radyoaktif ve tehlikeli atıkların uzaklaştırılması konusunda yapılacak çalışmalara ilişkin planların inceleme ve onay süreçleri nasıl yürütülmüştür?
-Çevresel İyileştirme Planı kapsam ve içeriği nedir?
-Bu planda daha önce tespit edilen eksiklikler nelerdir?
-Bu eksiklikler hangi ilave önlemlerle giderilmiş ve planlar onaylanmıştır?
-Alanda hangi teknik ve yöntemlerle çalışma yapılacaktır?
-Alandan uzaklaştırılacak atık miktarı ve niteliği nedir; bu atıklar nasıl taşınacak, nerede ve nasıl bertaraf edilecektir?
-Atıkların ayrıştırılması ve taşınması sırasında ortaya çıkacak çevresel etkilerin önlenmesine yönelik nasıl bir çalışma yürütülecektir?
-Gerek işçi sağlığı ve güvenliği gerekse çevre ve halk sağlığı konularında alınan önlemler nelerdir?
-Alandaki çalışma hangi kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülmektedir?
- Alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin program, takvim ve süreç nedir?
-Çalışmaların denetimi hangi kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmaktadır?
-Alanda çalışan ve çalışmaları denetleyen özel kuruluşlar bünyesindeki 'konusunda uzman ekiplerin' bu alandaki geçmiş deneyim ve uzmanlıkları nelerdir?
-Atıkların miktarına, niteliklerine ve alandaki dağılımına ilişkin tespitleriniz nelerdir?
-Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?
-Çalışmalarda gömülü atıkların çıkarılması sırasında karşılaşılabilecek acil durumların anında tespiti amacıyla, alanda radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere yönelik anlık yersel ve atmosferik izleme yapılmakta mıdır?
-Yapılıyorsa şu ana kadar tespit edilen değerler nedir?
-23.07.2024 tarihinden itibaren alanda ne kadar kazı çalışması yapılmış ve malzeme çıkarılmıştır? -Alan dışına çıkarılan malzeme var mıdır, varsa nitelik ve miktarı nedir?
-Çalışmada çıkarılan malzemede radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere yönelik anlık izleme yapılmakta mıdır ve daha detaylı analizler için numune alınmakta mıdır?
-Yapılıyorsa şu ana kadar tespit edilen değerler nedir? Başlatılan 'temizlik' çalışması sonrasında alanın kullanımı için, 'arazinin yeni sahipleri' tarafından ilgili kurumlara iletilen bir talep ve planlama var mıdır?

Sağlıklı Kentlerde Yaşama Hakkımızı' savunan uzman meslek odaları ve kent bileşenleri olarak Gaziemir sürecini dikkatle takip ettiğimizi vurgulayarak; yetkili kurum ve kuruluşları, şeffaf ve denetlenebilir bir süreç yürüterek çevre ve halk sağlığını korumaya ve kamuoyunu sürekli bilgilendirmeye davet ediyoruz. Bu amaçla;

Yukarıdaki soruların tamamının eksiksiz olarak cevaplandırılması, çevresel iyileştirme planı, iş termin planı, analiz raporları ile birlikte konu ile ilgili belgelerin tamamının kamuoyuyla paylaşılması; Alandaki tüm çalışmaların, radyoaktif kirlilik yaşanan alanların temizlenmesi ve rehabilitasyonu konusunda uzman ve benzer iş deneyimine sahip uluslararası akredite kuruluşların denetiminde; ayrıca uzman meslek odaları ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile bağımsız uzman/akademisyenlerin katılımıyla kurulacak bir komisyonun gözetiminde gerçekleştirilmesi; Alandaki tüm kirleticilere (radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik sürekli izleme yapılarak ölçüm sonuçlarının paylaşılması ve alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli izlenebilir duruma getirilmesi; İlk 3 maddedeki koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların durdurulması; taleplerimizi ve çağrımızı yetkili ve görevli kurumlara buradan bir kez daha iletiyoruz.