Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - ‘Silahlar sussun, barış hemen şimdi’ sloganıyla dört haftadır her Cumartesi günü Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde eylem yapan İzmir Barış Bloku, bu hafta ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ için sessiz bir eylem yaptı.
Barış Bloku adına kısa bir açıklama yaparak basın açıklaması okumayacaklarını söyleyen Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Bahri Akkan, düşüncenin özgürce ifade edilmesine yönelik saldırıları kara bir leke olarak gördüklerini belirterek İzmir Emniyeti’nin basın açıklamalarına yönelik müdahaleleri ile Eğitim-Sen’e yönelik baskıları protesto ettiklerini bildirdi. Siyah bantlarla ağızlarını kapatıp 15 dakika susarak eylem yapan Barış Bloku üyeleri ‘Düşünce ve ifade özgürlüğü engellenemez, barışın sesi susturulamaz’ diyerek eylemi sonlandırdı.
![](/images/image/asdsad213.jpg)
DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLERDEN BAHSEDİLEMEZ
Basın mensuplarına dağıtılan basın açıklamasında savaşın derinleştirilerek devam ettiği vurgulanarak, “Televizyon programına katılıp barış isteyen Ayşe Öğretmen ve program yapımcıları linç edilmekte, düşüncelerini ifade eden akademisyenler AKP beslemesi mafya bozuntularına kanda boğulmakla tehdit ettirilebilmektedir. Bir ülkenin demokrasi ile yönetilip yönetilmediği, yurttaşlarının anayasal haklarının kullanılıp kullanılmadığı o ülkedeki düşünce ve ifade özgürlüğüne verilen önemle ölçülür. Bir ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü yoksa o ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden bahsedilemez” ifadelerine yer verildi.
İZMİR’DEKİ KISITLAMALARA TEPKİ
Metinde, İzmir’de yaşanan kısıtlamalar şu şekilde dile getirildi: “Baskı imparatorluğunun İzmir ilinde uygulandığı özel politika sonucu en demokratik hak olan basın açıklaması yapma hakkımız kısıtlanmaktadır. Barış için imza toplamak için masa kurma isteğimiz yasaklanmaktadır. Parti binaları ve dernekler baskınlarla aranmaktadır. Eğitim Sen örgütüne yönelik link kampanyası başlatılmıştır. Bunun sonucu olarak Eğitim Sen Kiraz temsilciliğinin şair Şükrü Erbaş ile yapacağı etkinlik yasaklanmış, yasak ileriye götürülerek şairin ayakta şiir okuması bile yasaklanmıştır. İzmir Valiliğinin ve Emniyet Müdürlüğünün hukuk tanımaz saldırgan tutumu, basın açıklamalarında atılan slogandan, açılan pankarta kadar müdahale ve müdahale sonucu şiddet ve gözaltına dönüşmektedir. Artık kurumların kamuya açık olmayan kendi iç toplantılarına bile emniyet zorla girerek çekim yapmak istemekte, toplantıları sabote etmektedir. Yapılan düzmece tutanaklarla zorlama hakaret ve 301. maddeden kurum temsilcilerine davalar açılmaktadır. Barışı, eşitiği, özgürlüğü ve halkların kardeşliğini sessiz bir çığlık olarak haykırıyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü engellenemez. Barışın sesi susturulamaz.”