İZMİR - Kocaoğlu'nun önemli açıklamalarda bulunduğu işte o köşe yazısı:
’İzmir’deki iki operasyonu Başkan Kocaoğlu, “Genel sekreterim çete üyesiyse ben ne oluyorum çete reisi mi? Başbakan ‘İzmir’i Diyarbakır’ı, Çankaya’yı istiyorum’ dedi” diye değerlendirdi.
Yılbaşından beri baskıların arttığını, tacizlerin başladığını belirten Kocaoğlu, “İzmir’i İSKİ’ye benzeterek düşürmeye çalışıyorlar. Bizi de bu işe bulaştırmak istedikleri kesin”ifadelerini kullandı.
Tarihi Asansör sokağında sanatçı dostları Dario Moreno’yu anıyorlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile söyleşi için İzmir’deyiz. Çıkışta güzel bir sürpriz bekliyor. “Deniz ve mehtap” yükseliyor akordeondan. Ünlü sanatçının ölüm yıldönümüymüş. Köşede lokma dağıtılıyor. Sancar Maruflu bir konuşma yapmış. “Abdi İpekçi’ye de andık, Dario Morena’yı çok severdi” diyor. Aziz Kocaoğlu’nun çevresinde kümeleniyor sokaktan geçenler. İzmir’in kavakları çalınıyor. Çakıcı ile zeybeğe geçiliyor.
O soruşturmanın muhattabı değiliz haberi için tıklayınız
Başkanın başı epeydir dertte.
Özel yetkili savcılığın 12 Haziran seçimleri öncesinde (2 Mayıs’ta) başlattığı operasyonun ikinci dalgası da (22 Kasım’da) geldi. 80’den fazla belediye bürokratı gözaltına alındı. Genel Sekreter Pervin Şenel Genç, yedi aydır tutuklu. Yolsuzlukla ve ihalelerde kamuyu zarara uğratmakla suçlanıyor belediyenin üst düzey yetkilileri. Henüz iddianame hazırlanmış değil. Yasaya göre “Çete kurmaktan suçlanıyor” İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanları. Başkan Aziz Kocaoğlu, “Genel sekreterim çete üyesiyse ben ne oluyorum çete reisi mi?” diye soruyor?
Özel Kalem Müdürü’ne “zarf içinde” iletilen resmi evrak açılmadı diye sorgulanmışlar.
İzmir taciz ediliyor
Kocaoğlu, ‘Özel kalemimi aldılar bu ne demek?: Kapıya dayandınız o zaman gel benide al’ şeklinde tepki gösteriyor. Soruşturmadaki kısıtlılık nedeniyle iddialar hakkında ancak polis ifadeleri, avukatlar ve bilirkişi raporlarından durumu anlamaya çalıştıklarını anlatıyor.
Aziz Kocaoğlu’nun değerlendirmesi şöyle:
“İzmir’de bu işler ilk defa olmuyor. Daha önce de Urla’da, Alaçatı’da soruşturma açtılar. Gözaltı ve tutuklamalar oldu. Hepsi aklandı. Sayın Başbakan’ın balkon konuşmasını anımsayın. ‘Diyarbakır’ı, Çankaya’yı, İzmir’i istiyorum’ dedi. Bu yılbaşından itibaren İzmir’e yönelik baskılar arttı. Tacizler başladı. İzmir’i İSKİ’ye benzeterek düşürmeye çalışıyorlar. Bizi de bu işe bulaştırmak istedikleri kesin. Belediye başkanlarının dokunulmazlığı yok, her yurttaş gibi isterlerse beni de alırlar. Benim ağrıma giden, en çok üzen her iki operasyonun da ‘zamansızlığı’ üzerine yapılan yorumlar. Mayısta seçime gidiyorduk. Şimdi de Expo tanıtımı vardı. Bu nedenle ‘zamanlama’ yorumu yapanlar, yargıya müdahale etmiş olmuyorlar mı?”
‘Bakanlığa açsınlar’
İzmir’e dün Kocaoğlu ile görüşmeye giderken, medyada bu kez Urla’daki nazım plan düzenlemesi nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da içinde olduğu yöneticiler hakkında soruşturma açılması yönünde İçişleri Bakanı’nın izin verdiği haberler yer alıyordu.
Kocaoğlu’na bu yeni kararı sorduk:
Başkan, “Eğer bir soruşturma açılacaksa bu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ilgilendiriyor, eski ve yeni bakanlar Eroğlu ve Bayraktar kapsama girer” diye tepki gösterdi.
Yolsuzluk iddialarındaki toplam rakama gelince.
Bugüne dek medyaya yansıyan bilgilere göre -ki bunlar, durak alımı, konser organizasyonu, okullara dağıtılan sandviç, meyve, süt gibi sosyal hizmetler- iptal edilen otopark ihalesiyle birlikte 40 milyon lirayı buluyormuş.
İzmir Belediyesi’nin bütçesi ise 4 milyar liranın üzerinde.
Aziz Kocaoğlu, yolsuzluk iddialarını tümüyle reddediyor.
Bir senaryo yazıldığını ve buna göre bir oyun oynandığını savunuyor.
Buna rağmen moralinin bozulmadığını, İzmir’i geleceğe hazırlayan liman, körfezin temizlenmesi, metro ve tramvay projelerinin devam ettiğini anlatıyor.
‘Kredi çıktı’ dedi ama
Peki bu süreçte “eski belediyeci” Başbakan Erdoğan’ın tutumu ne olmuş?
Kocaoğlu, en son Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’le İzmir’e gelen Başbakan Erdoğan’ın kendisine Hazine garantili 110 milyon liralık bir kredi için “Başkan senin kredin çıktı” dediğini, ancak Hazine yetkililerini defalarca aramasına karşın telefonların açılmadığını anlatıyor.
2007’den bu yana Başbakan’dan randevu istemediğini ancak görüşmesi halinde “Durak, otopark gibi ihalelerde kendisini en iyi anlayacak kişinin Erdoğan olduğunu” söylüyor. İzmir’e mafyayı sokmadığını anlatıyor. Dürüstlüğü nedeniyle hedef seçildiği inancında. CHP yönetimi 12 Haziran seçimlerinin “telaşıyla” olsa gerek mayıstaki operasyonda sessiz kalmış.
Türmen’in çıkışı
Bu defa “yalnız bırakılmamış” Kocaoğlu. Eski AİHM Yargıcı İzmir milletvekili Rıza Türmen’in çıkışı ilginçti. “İzmir dosyası” üzerinde etkili Cumhuriyet Başsavcısı, PKK girişleri sırasında “eski Habur savcısı” imiş. Yargıç ise İlhan Cihaner’le ilgili Erzincan soruşturmasını açan hâkim!
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 22 Kasım’daki tutuklamalardan sonra pazar günü İzmir’de yapılacak adalet ve özgürlük mitingi için kente geliyor. Büyükşehir Belediyesi’ni de ziyaret
edecektir!’