Gaziemir’deki dönüşüm yargıya taşındı!

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziemir - Emrez Bölgesindeki kentsel dönüşüm projesi yargıya taşındı. Gaziemir Belediyesi Meclisi’nin AK Partili Grup Başkan Vekili Uğur İnan Atmaca ve MHP’li Grup Başkan Vekili Selahattin Şahin dönüşüm çalışmasını yürüten İZBETON ve İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi yöneticileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda şirket ve kooperatif yöneticileri hakkında “çıkar amaçlı organize suç örgütü kurmak, ihalesiz iş görme ve ihale kanununa muhalefet, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, usule aykırı işlem tesis etme ve yolsuzluk" iddiaları ileri sürüldü.

Suç duyurusunda yer alan iddialar şu şekilde:
‘USULE AYKIRI’
1 -Hava fotoğrafında da görüleceği üzere, pazarcı esnafı tarafından kaçak olarak yapılan 50 & 60 metrekare wc binasının riskli bina tespiti yapılarak, sanki 2348 ada 1 parsel üzerinde vatandaşın yaşadığı ve parselin afet riski taşıdığı izlenimi verilmiştir. Bu yöntem ile, 2348 ada parsel tabi olduğu 5393 sayılı kanun hükümleri dışına çıkarılarak, 6306 sayılı kanun hükümlerinden usule aykırı biçimde faydalanıldığı düşünülmektedir.

‘PROTOKOL DAYANAKSIZ’
2 - 5393 sayılı kanunu 73. Maddesine göre kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen Aktepe - Emrez bölgesi içerisinde yer alan, 1. Etap 2348 ada parselin afet riski altında olmadığı, bu sebeple İBB ve İZBETON arasında 6306 sayılı kanun hükümlerine göre yapılan protokolün geçersiz olduğu ve yasal bir dayanağının bulunmadığı düşünülmektedir.

‘DÖNÜŞÜMDEN BAHSEDİLEMEZ’
3 - Aktepe Emrez bölgesinde, 2012 yılında belirlenen 122 hektarlık kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanının bütüncül 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları 10 yıl gibi makul bir süre geçmesine rağmen halen yapılmamıştır. Bölgenin bütüncül imar planlarının yapılmaması sebebiyle, bölgede kentsel dönüşümden bahsedilemez. Bölgede sadece mülkiyeti İBB ye ait 2348 ada ve 2349 adanın 1/5000 ve 1/1000 imar planları yapılmıştır. Buradan çıkarılacak sonuç ise, İBB bölgenin dönüşümünü değil, mülkiyeti kendine ait boş parsellerde hülle yolu ile ihalesiz inşaat yapma/yaptırma hevesine kapıldığı düşünülmektedir. Birinci etap olarak nitelenen, 2348 ada 1 parsel üzerinde yapılacak tüm inşa faaliyetlerin, 2886 veya 4734 sayılı ihale kanunları çerçevesinde yürütülmesi gerekir.

‘İHALESİZ YAPTIRILAMAZ’
4 - İBB ve İZBETON arasında 6306 sayılı kanun hükümlerine göre 4734 sayılı kanun hükümlerine tabi olmadan protokol yapılmış olsa dahi, İZBETON bu işi, İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi'ne ihale kanunlarına tabi olmaksızın ihalesiz yaptıramayacağı düşünülmektedir.

‘KANUNA MUHALEFET’
5 - İBB Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı, İZBETON ve İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi tarafından tesis edilmiş tüm is ve işlemler, 2886 ve 4734 sayılı ihale Kanunlarına'na muhalefet ve ihalesiz iş görme olarak ele alınmalıdır.

‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA’
6 - İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi tarafından, söz konusu alanda inşaata başlanacağı ve şimdiden daire satışlarının başladığı haberlerinin kamuoyunda yer alması sebebiyle, bu alanda konut satın alacak vatandaşlarımızın mağdur olmaması sebebiyle, gerekli incelemelerin acilen yapılması, telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmemesi açısından, görevi ihmal ettiği veya görevi kötüye kullandığı tespit edilenler hakkında ivedilikle karar verilmesi önem arz etmektedir.

‘REKABET İLKESİNE AYKIRI’
7 - Yapılan tüm bu işlemlerde haksız kazanç ve kişilere menfaat sağlandığı düşünülmekle beraber, 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu ihale kanunlarına muhalefet edildiği gibi, TC Anayasası'nın eşitlik ilkesi ile ihale kanunlarının temel ilkelerden olan rekabet ilkesine de aykırı işlemler tesis edildiği düşünülmektedir.

‘YAPTIRIMLAR UYGULANMALI’
8 - İhale Kanunlarına göre Türkiye genelinde yeterli iş deneyim belgesine sahip onlarca firmanın haksız bir biçimde önü kesilerek, rekabetin ortadan kaldırıldığı, işin düşük fiyat ile verilebilmesi koşulunun sağlanmadığı tahmin edilmektedir. Bu sebeple; ortaya bir kamu zararı çıktığı, telafisi mümkün olmayacak zararların önüne geçilebilmesi adına, ilgili kurum - kuruluş ve tüzel kişiliklerden, dosyaların ivedi olarak celp edilmesi ve incelenerek sorumluların tespit edilerek gerekli yasal ve hukuki yaptırımların işleme konulmasını gerektiği düşünülmektedir.