Yeşim YAVUZER / EGEDESONSÖZ - DİSK, KESK ve TMMOB Genel Merkezleri'nin çağrısı üzerine Türkiye genelinde "Savaşa karşı barış için" sloganıyla uyarı eylemi yapılıyor.
İzmir’de de saat 11.00’de iş bırakan sendika ve STK üyeleri ile çok sayıda vatandaş Konak'ta eski Sümerbank binası önünde toplandı.
Alanda kitlesel basın açıklaması okunurken büyük bir panik yaşandı.
Cübbeli-sarıklı ve elinde gazeteye sarılı bir paket olan vatandaş polis noktasından aranmadan geçerek kalabalığın arasına girdi. Kitle durumu fark edip tepki gösterince yön değiştirdi ve alandan uzaklaştı.
Ardından eyleme katılan grup ile polis arasında tartışma yaşandı. Kitle arama yapmayan polislere de tepki gösterdi. Polislerden aynı şekilde tepki gelince gerginlik arttı ve arbede yaşandı. Sendika üyeleri gerginliğin ardından polis noktasının biraz gerisinde durarak arama yapmaya başladı.
ABD BÜYÜKLEÇİLİĞİ UYARMIŞTI!
Öte yandan ABD Büyükelçiliği Türkiye'de bulunan ABD vatandaşları için bir uyarı yayımlayarak ABD'lilere bugün İzmir'de düzenlenecek gösteriye katılmama çağrısında bulunmuştu. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği yayınladığı ‘provokatif’ mesajda 29 Aralık tarihinde İzmir Konak'taki Sümerbank Binası'nda yapılacak gösteriye katılmamaları ve bu bölgeden uzak durmaları konusunda uyarmıştı.
Mesajda gösterinin KESK, DİSK ve TMMOB'un çağrısıyla yapıldığı belirtilerek, gösterinin barışçıl bir gösteri olarak kurgulandığını ancak protesto esnasında şiddet olaylarının yaşanabileceği belirtilmişti.
Eylemde ortak açıklamayı ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ‘Barış hemen şimdi’, ‘Saray savaş halklar barış istiyor’ sloganları arasında DİSK Genel Başkanı Kani Beko okudu.
Savaşın ortak yaşama, demokratik ve özgür geleceğe bir darbe olduğunu ifade eden Beko, “Savaş; ölüm, acı, gözyaşı, katliam ve yıkım demek, baskı şiddet ve sömürünün katmerlenerek artması, emekçilerin ekmeğinin küçülmesi, emeğin haklarının tamamen ortadan kaldırılması demek, özgürlüklerin, insan haklarının hukuk ve adaletin hiçe sayılmasıdır, çevrenin, doğanın kültürel değerlerin tahrip edilmesi demektir. Onun için AKP devletinin savaş politikalarına hayır demek, barışı haykırmak için alanlardayız. Saray diktasını ve AKP devletini hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanıp bugün iş bırakarak uyarıyoruz. Yaşamak ve yaşatmak için barışa ses veriyoruz ve tüm ezilenleri, ötekileştirilenleri sarayın savaşına hayır demeye çağırıyoruz” diye konuştu.
ULUSLARARASI ARENADA VE ÜLKE İÇİNDE ATEŞLE OYNANMAKTADIR
Türkiye’nin iç ve dış politikasını sert bir şekilde eleştiren Beko, “Türkiye tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen derecede uluslararası arenada ve ülke içinde ateşle oynanmaktadır. AKP devleti, kendi kurtuluşunu ülkeyi bataklığa sürüklemekte görmektedir. IŞİD çeteleriyle sürdürdüğü ekonomik, siyasi, askeri ilişki uluslararası kamuoyunda teşhir olmasına karşın bu macerayı değişik hamlelerle sürdürmekte, her gün kendisiyle birlikte ülkeyi de bataklığa sürüklemektedir. Rus uçağı düşürüldükten sonra kendi sınırları ile ilgili yaptığı açıklamaların tam tersini yaparak Suriye sınırına girmekte, Irak’a gizlice asker göndermektedir. Fakat bu yaptıklarıyla artık Arap ülkeleri tarafından bile uyarılır, tehdit edilir hale gelmiştir. ABD uyarılarıyla her gün yeni bir hüsran, yeni bir bozgun yaşamaktadır. AKP devletinin kendinden olmayan başta Kürt halkı olmak üzere, Alevilere, sosyalistlere, işçilere, kamu emekçilerine, yoksul halk kitlelerine katliam, açlık, yoksulluk ve imhanın dışında sunduğu bir seçeneğinin olmadığını bugün daha net görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
DEVLETİN SAVAŞ POLİTİKALARINA ‘DUR’ DEMEYİ ÖRGÜTLÜ MÜCADELELERLE BAŞARMAK ZORUNDAYIZ
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın verilerini paylaşarak, son dört ayda 17 ilçede uygulanan sokağa çıkma yasakları sonucunda 124 sivil insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Beko, “Bu katliam öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, insanlığından çıkan anlayış 7 gün boyunca öldürülen kadının cesedinin kaldırılmasına bile izin vermeyecek duruma gelmiştir. Barbarlık ve zalimlikle ‘kendi halkım’ dediği insanların evlerini tank, top ateşiyle yakabilmekte, 3 aylık yaralı torununu hastaneye götürmek isteyen insanları dahi öldürebilmektedir. Kürt illerindeki bu katliamcı politikalar batıya geldiğinde infazlara, ulu Türk’e hakaretten tutuklamalara, demokratik eylemlere saldırıya, dönüşmektedir. Son dönemde İstanbul’da 4 kadın devlet tarafından infaz edilerek öldürülmüş, Can Dündar ve Erdem Gül’ün hukuksuz bir şekilde tutukluluk süresi bir ayı aşmış durumdadır” dedi. Beko, devletin savaş politikalarına ‘dur’ demeyi örgütlü mücadelelerle başarmak zorunda olduklarını belirtti.
TÜRKİYE’NİN SURİYELEŞMESİNE ‘HAYIR’ DEMEK İÇİN ACİL BARIŞ!
Türkiye’nin Suriyeleşmesine ‘hayır’ demek için acil barış istediklerinin altını çizen Beko, sözlerini şu şekilde tamamladı: “KESK, DİSK, TMMOB olarak bugün hizmet üretmeyerek ‘Savaşa Karşı Barış’ diyoruz. Barış diyoruz, çünkü Sur’a, Cizre’ye, Nusaybin’e barış gelmeden İzmir’e barış gelmeyeceğini biliyoruz. Çünkü savaşın emekçilerin hak arayışını engelleyen, demokratikleşmeyi engelleyen, yoksullaşmaya neden olan yüzünü görüyoruz. Türkiye’nin Suriyeleşmesine ‘hayır’ demek için acil barış istiyoruz. Barışın, saray barbarlığının lütfuyla gelmeyeceğini biliyor, işçilerin, emekçilerin, halkların ortak kararlı mücadelesiyle geleceğine olan inancımız ve kararlılığımızla ‘tarihte son sözü hep direnenler söyler’ diyoruz.”