‘Fiyatlardaki artış sektörü ümitsizliğe itiyor’

İZMİR - Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden inşaat, demir fiyatlarındaki inanılmaz yükselişlerin sancısını yaşıyor. 2010 yılı Temmuz ayından bu yana yüzde 45’e yaklaşan fiyat artışları, inşaat maliyetlerini de önemli ölçüde yükseltirken demirdeki spekülatif hareketlere “dur” denilmesi istendi.

 

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, geçen yıl Temmuz ayında tonu 1000 lira civarında olan inşaat demirinin bu yıl Temmuz ayında 1490 TL’den satışa sunulduğuna dikkat çekti. Demirin, inşaat sektörünün en önemli girdilerinden ve maliyet kalemlerinden birini oluşturduğunu belirten Yorgancılar, “Demir fiyatlarındaki artış, Türkiye ekonomisinin büyümesinde, diğer sektörleri de harekete geçirerek işsizliğin azaltılmasında büyük payı olan inşaat sektöründe gelecek açısından ümitsizliğe neden oluyor” dedi.

 

2010 Temmuz ayından bu yana geçen dönemde enflasyonun yüzde 6, işçilik maliyetlerinin yüzde 10, petrol fiyatlarının ise yaklaşık yüzde 20 artış gösterdiğini hatırlatan Yorgancılar, demir fiyatlarında yüzde 45’e yaklaşan artışları anlamakta zorlandıklarını söyledi.

Ender Yorgancılar, demirdeki fiyat artışlarına gerekçe olarak döviz kurlarındaki yükselişin gösterildiğini vurgularken, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sözkonusu dönemde dolardaki artış yüzde 7’dir. Demir fiyatları iç piyasada hurda maliyeti, kurlar ve enerji fiyatlarından bağımsız şekilde spekülatif olarak daha fazla artış gösteriyor. Asıl sıkıntı da bu noktada yaşanıyor. Kurlardaki artışın yanısıra üretim tesislerinin bakıma girdiği, komşu ülkelere ihracatın devam ettiği gibi söylemlerle fiyatların mesnetsiz olarak yükselmesi, inşaat ve müteahhitlik sektöründe yatırımları bulunanları karamsarlığa itiyor. İnşaat demiri üretiminde rekabetin ortadan kalktığı, serbest piyasa koşullarının dikkate alınmadığı izlenimi yaratıyor. İnşaat sektörünün önünün açılabilmesi için demir fiyatlarının serbest piyasa koşulları içinde makul oranlara düşürülmesi gerekiyor.”

 

Konut projelerinde kullanılan demirin inşaat maliyetleri içinde yaklaşık yüzde 20’lik bir orana karşılık geldiğini, konut dışındaki inşaatlarda bu maliyetin daha da yüksek olduğunu bildiren EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, “Sadece demir fiyatlarında yüzde 45’e varan artış, konutun toplam maliyetini de yüzde 10’dan fazla artıracak. Bu da konut fiyatlarına zam olarak yansıyacak. İnşaat sektörü lokomotif sektördür ve lokomotifin ilerlemesi için demir fiyatlarındaki artış mercek altına alınmalıdır” diye konuştu.

 

Ender Yorgancılar, demir fiyatlarının sadece inşaat sektörünü değil onun etki alanındaki 200’den fazla sanayi dalını da olumsuz yönde etkilediğine, üretimin gerilemesine neden olduğuna işaret ederken, “Halbuki üretmek zorundayız. Üretmeliyiz ki ülkemizin yaşadığı tarihi işsizlik oranını minimuma çekebilelim. Üretmeliyiz ki ihracat yapabilelim ve ülkemize döviz kazandırabilelim. Yatırımcının baz aldığı ilk 3 kriterin; işçilik, hammadde ve enerji fiyatları olduğunu biliyoruz. Ülkemizde ne yazık ki, her 3 başlıkta da sanayicimiz yalnız bırakılmıştır. Söz konusu maliyetler ile sanayicimizin üretimini arttırarak, küresel piyasalarda rekabet etmesi her geçen gün güçleşmektedir. Bugün Türkiye, dünya çelik üretiminde 10’ncu sırada yer almaktadır. Böylesine potansiyele sahip ülkemizde, sanayicimiz beklediği desteği görememektedir” dedi.