Eski Vekil Hasgür’den yeni inciler!

FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ. Facebook üzerinden yaptığı yorumlar ve paylaştığı fikirlerle dikkat çeken Hasgür, Anadolu Birliği Derneği’nin yaptığı sert eleştiriye yine bir paylaşımı üzerinden cevap verdi. Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın gündeme getirdiği  açıklamalara gönderme yapan Hasgür, “Bakın arkadaşlar, Leyla hanıma göre Kürtler ne istiyorlarmış? Herkes okusun da ibret alsın... İşte demokratik açılımdan istedikleri ve kastettikleri bu...Ama bu bütün Kürt kardeşlerimizi bağlamaz...Ve biz o kardeşlerimizin bu vatan haini gibi düşünmediğini de gayet iyi biliyoruz ve o kardeşlerimizi tenzih ediyoruz...Ama bu şekilde sanki bütün Kürtlerin temsilcisi gibi ortaya çıkarak bölünmekten ve kendi devletini kurmaktan bahseden adı geçen kişi ve kişiler gibi zevatlara da bu milletin bölünmesini ve bu vatanın parçalanmasını istemeyen gerçek Kürt kardeşlerimizin de tepki koymasını, lanetlemesini istiyoruz...Haydi bakalım,hodri meydan! Bizim kısacık yorumumuz için ortalığı ayağa kaldıranlara sesleniyorum. Buyurun Leyla Zana’yı da bir basın toplantısı ile lanetleyin. Ona ‘sen bizi temsil edemezsin, biz bin küsur yıldır bu vatanda Türk kardeşlerimizle birlikte yaşadık, bizi kimse bölemez ve bu vatanı parçalayamaz’ deyiniz. Deyiniz ki ilk önce ben sizi alkışlayayım ve tebrik edeyim” ifadelerini kullandı.

 

Sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirten Prof. Hasgür, “Son zamanlarda artan bir şekilde gündeme getirilen ve sürekli pompalanan "Kürt insanın demokratik hakkı, kimlik hakkı, eğitim hakkı, ekonomik hakkı vs. gibi yayınlarla adeta ülkeyi oluşturan halklar arasında sanki bir ayrımcılık yapılıyormuş, birilerine daha fazla hak ve özgürlük, Kürt halkına da tam tersi olarak ezilme, asimilasyon ve yok etme politikaları uygulanıyormuş gibi bir hava verilmektedir. Halbuki, tek parti döneminde yapılan bazı uygulamaları dikkate almazsak ne geçmiş dönemlerde ne de özellikle AK Parti hükümetleri dönemlerinde bu türlü bir uygulamanın varlığından bahsetmek mümkün değildir.Tam tersi özellikle AK Parti hükümetleri dönemlerinde Doğu ve G.Doğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımıza yönelik çok büyük oranda iyileştirmeler yapılmış, adeta batıya bir yatırım yapılırken bu bölgelere 3-4 katı yapılarak bu bölgenin maddi ve manevi kalkınmasının gerçekleştirilmesi yolunda çok önemli adımlar atılmıştır.Söz gelimi Bugün Doğu ve Güney Doğu’da yapılmış yollar, köprüler, barajlar vs.nin pek çok batı ilinde olmadığı herkesin malumudur.Ayrıca nüfus ve coğrafi açıdan hiç de uygun olmamasına rağmen her Doğu ve Güney Doğu şehrine Üniversite açılarak buraların eğitim açısından da batıdan farkının kalmamasına özen gösterilmiştir.Adeta bütün bunlarla bir çok ekonomik teşvik paketleri sağlanmak suretiyle Doğu ve Güney Doğu bölgesindeki illerimiz ayrıcalıkla konuma getirilmiştir.Ayrıca vatandaşların kendi anadillerini serbestçe öğrenebilmeleri için dil merkezleri açılmasına imkan verilmiş,üniversitelerde Kürt dili araştırma enstitüleri açılmış,ayrıca resmen bir TRT kanalı da Kürtçe yayına başlamıştır.

Fakat bütün bu ya ve benzeri pek çok güzel adım birilerine yetmemiş hem bunları kendilerinin savaşmaları neticesinde elde edilmiş haklar olduğu şeklinde istismara girişmiş, hem de demokratik haklar adı altında kendi dillerinin resmi dil olarak kabul edilmesi, özerklik ve hatta bağımsızlık gibi farklı taleplerin içine girmişlerdir” dedi.

 

İfade özgürlüğü, demokratik hak, gösteri ve yürüyüş hakkı adı altında pek çok Doğu ve Güney Doğu illerinde terörün zemin bulduğunu anlatan Prof. Hasgür, “İstediği gün ve saatte insanları tehdit, şantaj ve korkutmak suretiyle sokağa dökmüş, çoluk çocuğunu dağa kaldırmış, dükkanlarına kepenk indirtmiş değişik isimler altında açtığı eğitim merkezlerinde de resmen terör örgütünün propagandasını, altyapı çalışmalarını yapmıştır. Buna örnek Türkiye’nin her tarafında açılmış ve mahkemeler tarafından da kabul edilmiş KCK davalarıdır. Terör örgütü demokratikleşme ve sivil siyaset adı altında her türlü terör eylem ve hazırlığını yapar hale gelmiş ve getirilmiştir. Biz yaptığımız açıklama ve yorum ile demokratik haklar adı altında ülkemiz ve milletimize yönelik bu türlü tehdit ve tehlikelere dikkat çekmek istedik. Yoksa bin yıldır birlikte kardeşçesine yaşadığımız, kız alıp kız verdiğimiz, adeta et ve tırnak haline geldiğimiz Kürt kardeşlerimizi aşağılamak, onlara hakaret etmek ve onların bir kısım haklarını ellerinden almak gibi ne bir derdimiz ne de bir arzumuz olabilir. Bu ülke, anayasamızın başlangıç ilkelerinde de ifade edildiği gibi birlik ve beraberlik içinde daha nice asırlar bölünme ve parçalanmadan yaşayacaktır. Bu birlik ve beraberliği bozmak isteyen, demokratik haklar kılıfı altında menfur emellerini gerçekleştirmeye çalışanlar her zaman karşılarında bu milleti bulacaklardır. Kimsenin kimseye üstünlük iddiasında bulunmadığı, kardeşliğin hakim olduğu, tek üstünlüğün hukukta olduğu bir ülkede yaşamanın herkesin ideali olması dileğiyle saygılar sunarım” ifadelerini kullandı.

 

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın yeni demokratik açılım paketi ile ilgili yaptığı açıklamalara “Bu arkadaş söylüyorsa eyvay eyvah” diyen Hasgür, Atalay’ı yine eleştirdi. Prof. Hasgür, “Evet, demokratik açılımla kimlerin nasıl kurtarılacağı ve terör örgütüne nasıl suni teneffüs kazandırılacağı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Sayın Çillerin bir zamanlar meşhur olan tabiriyle "Hayırlı olsun, hayırlı olsun" dedi. Hasgür aynı konu ile ilgili de “Eğer burada anlatılanları demokratik açılım adı altında hayata geçirirlerse, bir kaç yıl içinde Doğu ve Güney Doğu Anadolu’ya veda edebilirsiniz. Arkasından büyük şehirlerde de kurtarılmış bölgeler oluşturulur, zaten bazı yerlerde oluşmaya da başladı. Ondan sonra askerlere davetiye çıkarılır, haydi gel bizi kurtar diye. Artık demokratikleşme deyince korkar olduk. Tutuklu Ergenekon milletvekillerini kurtarma operasyonu ne zamandan beri demokratikleşme oldu? Bakalım ayrıntılar çıktıkça göreceğiz. Ama bunları yapanları milletin affetmeyeceği de unutulmasın. Demokratikleşme adı altında Ergenekon tutuklularını affedenler de Ergenekon’a yaranacaklarını hiç zannetmesin” açıklamaları yaptı.

BEN BİLE KURTARAMAM
Hasgür, Fransa’da 1915 olaylarının inkarını suç sayan yasa tasarısını meclise sunan iktidar partisi UMP Milletvekili Valerie Boyer ölüm tehditleri aldığını açıklaması konusunda ise, “Valla bu Türklerin sağı solu belli olmaz. Yaparlar mı yaparlar. Sonra kızım seni ben bile kurtaramam, bak söylemedi deme” notunu düştü.