İZMİR - Bülent Akgerman yaptığı açıklamada, ‘‘Yaşam mücadelesini ne yazık ki sürdüremeyen Berkin Elvan'ın ve yaşanan olaylarda hayatını kaybeden Burak Can Karamanoğlu ile polis memuru Ahmet Küçüktağ'ın ölümlerinden duyduğumuz üzüntü büyüktür. Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar dileriz. Berkin ve Burak Can'ın ölümüne neden olanların en kısa sürede adalete teslim edilmesini, ilgili kurumlara duyulan güvenin yeniden tesisi için gerekli görüyoruz.
Yerel seçimler öncesinde ülkemizde yaşanan siyasi kutuplaşma ve gerginlik, maalesef tehlikeli bir boyuta gelmiş bulunmaktadır. Meydanlardaki konuşmalar, suçlamalar ve bazı siyasetçilerin düşünmeden kullandıkları dil ve uslup, ortamı daha çok gererek her türlü provokasyona açık hale getirmekle kalmayıp emniyet güçlerimizi de protesto gösterilerine karşı daha ölçülü ve hoşgörülü davranmaktan alıkoymaktadır. Unutulmamalıdır ki, geçmişte ülkemiz benzer olayları fazlasıyla yaşamıştır ve hiç kimse artık yürek burkan evlat acılarına ve tarihe yazılmış yeni kara sayfalara şahit olmak istememektedir. Sorumluluk taşıyan herkesin ortamı geren tutum ve davranışlardan özenle kaçınması gerekmektedir. Buna barışçı gösteri yapanlar da dahildir. Onlardan beklenen, demokratik haklarını kullanırken şiddet yanlılarını aralarına almamaları, sandığa giderek oy kullanmanın, huzur ve barış içinde bir seçim geçirmenin çok daha önemli olduğunun bilincinde hareket etmeleridir.
Demokrasilerin 'olmazsa olmaz'ı kuvvetler ayrılığı prensibi ve yargı bağımsızlığına yönelik artan kaygıları giderecek önlemler bir an önce alınmalı ve Avrupa Birliği ölçülerinde demokratik standartlara ve özgürlüklere kavuşmanın yolu açılmalıdır. Bu bağlamda, davalarda fiili infaza dönüşen uzun tutukluluk sürelerinin azaltılarak tutuksuz yargılanmaya olanak tanınmasını memnuniyetle karşılıyor, kaygıları bir nebze olsun gidermeye yönelik bir adım olarak görüyoruz. Ne var ki, bu yönde daha fazla gelişme beklerken, seçim öncesi gerilim atmosferinde yapılan yeni HSYK düzenlemesi ile internet erişimine getirilen, getirilmesi düşünülen kısıtlamalar ve medyaya yönelik uygulamalar, maalesef alıştığımız demokratik standartlardan bile uzaklaşma anlamına gelmektedir. Oysa, 'ileri demokrasi'yi hedefleyen bir ülkenin, yargı bağımsızlığını, şeffaflığı, medyayı ve haber alma özgürlüğünü kontrol altına alma gibi bir kaygısı ya da ihtiyacı olamaz, olmamalıdır’’ dedi.