Ender ALDANMAZ
Yardım kolisine darbe!
29 Temmuz 2024 Pazartesi

Kitabın ortasından başlamak gerekirse fakirliğimiz, yoksulluğumuz siyasetçilerin siyaset malzemesine dönüşmüş durumda…

Ülke gündeminde belediyelerin SGK borçlarını ödemesi var.

Çalışma Bakanlığı tarafından yayınlanan tabloda en borçlu belediyeler kamuoyuna duyuruldu. Sırasıyla Ankara, İzmir, İstanbul, Adana, Şişli en borçlu 5 belediye…

Türkiye çok ciddi bir darboğazda. Acı reçete başta emeklilere ve dar gelirlilere kesilmiş durumda… Erdoğan hükümeti ise oldukça zorda, toplumun ilgisini çekecek bir Türkiye hayali yaratamıyor. Günü kurtarmak bir için argümana ihtiyaç vardı. O argüman da başta SGK olmak üzere kamu kurumlarına borcu olan belediyeler oldu. Erdoğan belediyelere “borcunu öde” diyor, ödemezsen kabaca borç karşılığı elindeki taşınmazları o da yoksa makam koltuğunu alırım diyor.

Erdoğan’ın bunu yapması kendi açısından çok normal. Çünkü 22 yıllık iktidarı hiç olmadığı kadar sarsıldı. Bu sarsıntıya bir türlü düzelmeyen, dizginlenemeyen ekonomik kriz de bindi. Erdoğan iktidarını sarsan CHP’ye ve onun belediyelere pekala tolerans göstermez ve “borcunu öde” der.

Peki Erdoğan neden şimdi borçlar konusuna girişti?

Çünkü Erdoğan, siyasetin parayla insan satın alma sanatına dönüştüğünü en iyi bilenlerden…

AK Parti’nin önceli Refah Partisi dönemlerinde oy oranlarının çok çok düşük olduğu günlerde fakir-fukaraların kapısını çalarak onlara gıda, erzak, kömür vb yardımları yapılıyor, onlara kol kanat geriliyordu. Bu durum Refah’a ciddi bir taraftar kazandırdı da…

AK Parti yıllarında ise bu daha da sistematik hale geldi. Kamu kaynakları sosyal yardım adı altında yapılan çalışmalara ayrıldı ve özellikle alt gelirlilerin sempatisi kazanıldı, oya dönüştürüldü. Muhalif seçmen nezdinde “makarnaya, kömüre oyunu satanlar” olarak nitelendirilen bu durum ise artık tersine dönmüş durumda…

Ankara Büyükşehir Belediyesi en borçlu belediye olarak gösteriliyor. En beğenilen başkan olarak gösterilen Mansur Yavaş yaptığı harcamaların büyük bölümünü sosyal yardımlara harcadı ve seçimde karşılığını oldukça kuvvetli aldı. Bu durum İstanbul’da da benzer… Bütçenin önemli bölümü sosyal yardımlara ayrılıyor. Kent Lokantaları açılıyor, 50 liraya 4 çeşit yemek satılıyor.

Ve SGK borçlarının ödenmesi demek bu yardımların kesilmesi demek. Kısacası hükümet kendi yaptığı şeyin yani siyasetin parayla insan satın alınmasının CHP tarafından yapılmasını istemiyor ve buna ‘dur’ diyor. Belediyelerin yardımlar yapmasını ve başkaca da işlerin yapılmasını engelleyerek muhalefeti iş yapamaz hale getirme çabası var.

Erdoğan açısından bunun adı olsa olsa çaresizliktir.

Gözden kaçan bir nokta var; Bakanlığın açıklamasında göre 17 milyon kişi sosyal yardım alıyor. Bu bir çok ülkenin nüfusunun çok çok üstünde bir rakam… Darda olana yardım eli uzatmak evet önemli. Konu darda olan insan bırakmamak değil mi? Üreten, ürettikçe kazanan bir toplum olmaktan sadaka toplumuna dönüşüyoruz. Memleketteki fakirliği yardım kolisi dağıtarak değil üretime dayalı bir sistemle çözmek gerekiyor. Yoksulluğu kalıcı hale getiren argümanları “dayanışma” adı altında ambalajlayıp siyaset yapılmasının bu ülkeye uzun vadede sakıncası vardır.

İZMİR’İN BU TABLODA NE İŞİ VAR?
Bir diğer anketod… İzmir Büyükşehir Belediyesi yakın döneme kadar kredi derecelendirme kuruluşlarının en yüksek not verdiği devlet kurumuydu. Borç sıralamasında da ilk 10’da bile değildi. Şimdi ise sıralamada ikinci sırada ve megakent İstanbul’un bile neredeyse 2 kat önünde…

Aziz Kocaoğlu, özellikle kamu borçları konusuna oldukça önem veriyordu. Çünkü bu borç bir kamçı gibi her an sırta vurulabilir. O dönem CHP’nin elindeki en büyük kamu kuruluşu İzmir Büyükşehir Belediyesi idi. Kamu borçları ödendikçe, İzmir Büyükşehir Belediyesi ekonomik olarak bağımsızlaştıkça sosyal belediyecilik alanında başta kırsal kalkınma olmak üzere örnek işler ortaya çıkmaya başladı. Ve uluslararası kredi değerlendirme kuruluşları İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Türkiye’deki en güvenilir kurumlardan birisi olarak gördü.

Tunç Soyer’in göreve gelmesi ile işler aynı ritimde yürümedi. Yaz tahtaya al haftaya denildikçe borçlar birikti. Borçların ödenmesi için yıllardır belediyenin gözü gibi baktığı taşınmaz araziler peşi sıra satıldı. Bir borç kapanırken diğer taraftan açık çıktı. Alacaklılar kapıya dayandı. Öyle ki belediye çalışanların maaşını güç bela ödeyecek duruma geldi.

Bu krizin üzerine bir de merkezi hükümetin borç dayatması yapması yeni yönetimi oldukça zorlayacak. İzmir, bu tablonun altından geçmişte kalktı. Böyle bir deneyim yaşandı, borçlar ödendi ve belediye iktidar baskısına rağmen kendi nazarında iyi hizmetler de üretti.

Yeter ki doğru yönetilebilsin.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
29 Temmuz 2024 Pazartesi 21:30

"Güncel Yargıtay kararlarına göre soytarı ifadesi hakarettir. Bu nedenle soytarı demek suçtur." Sol tarafta ne yazıyor?

Yorumu oyla      0      0  
Baran 29 Temmuz 2024 Pazartesi 12:41

Beld. yönetemeyen soytarılar. Ülkenin genel durumu diye başlayıp seçme saçma zırvalarsa bunların peşine de takılan olur da bunlardan iş beklerse sadece batarsınız. NOKTA. Türk milleti çaresiz değildir. Yoksul da değildir. Abartmayın. Tatil yerleri eylüle kadar ful rezarvasyon. Ayıp oluyor bu kadar abartmayın. Zaten fakirler de chp ye yine oy vermez. Hiç merak etmeyin. İzmir ile Türkiye her zaman ters orantılı olmuştur.

Yorumu oyla      0      3  
Personel 29 Temmuz 2024 Pazartesi 11:04

geri dönük olarak tunç soyer in yaptığı satın almalar ve işe alımlar incelenerek gerekli zimmetlerin ve aksiyonların alınması gereklidir. bankalara finansör olacak bir bütçe ile bırakılan ibb nin bu duruma getirilmesi içler acısıdır. kooperatifler, işem alımlar, doğrudan teminler... kesinlikle tek tek incelenmeli.

Yorumu oyla      1      2  
“ Toplumsal eşitlik ve adalet “ Yeni nesil belediyecilik ‘ miş . 29 Temmuz 2024 Pazartesi 10:05

“ CHP’nin elindeki en büyük kamu kuruluşu İZMİR BB ‘ idi . Kamu borçları ödendikçe , İzmir BB’si ekonomik olarak bağımsızlaştıkça sosyal belediyecilik alanında başta kırsal kalkınma olmak üzere örnek işler ortaya çıkmaya başladı . “ İzmir merkez ilçelerindeki metro , otobüs , vapur ve tramvaylarda 90 dakika ücretsiz aktarma hakkı VAR . İzmir çevre ilçe otobüslerinde aktarma hakkı YOK . Çevre ilçe otobüslerindeki 90 dakika ücretsiz aktarma iptal tarihi : 10.02.2016 - İzmir BB Meclisi karar no : 179 - İptal gerekçesi “ Kırsalda oturan vatandaşlarla şehir merkezinde oturan vatandaşlar arasında kira , harcama gibi farklılıklar var. Biz bunu adil bir şekilde uyguladığımızı düşünüyoruz .” Nasıl , kırsal kalkınmada örnek işler ortaya çıkmış değil mi ! Kırsalın otobüslerdeki 90 dakika ücretsiz aktarma hakkı iptal . Bugün yine 22 Temmuz’da merkez ilçelerde uygulanmaya başlayan 90 dakika ücretsiz aktarma , İzmir çevre ilçe otobüslerinde ( Menemen , Menderes , Torbalı ‘daki bir kaç hat hariç ) 90 dakika ücretsiz aktarma hakkı YOK . İzmir BB Başkanı sayın Cemil Tugay duraklara afiş astırmış . “ İzmirliler istedi 90 dakika geri geldi. “ 90 dakika nasıl geri gelmiş , çevre ilçe otobüslerinde aktarma hakkı YOK . Algı yaratmayın . İzmir BB’ne göre IZMİR neresi . Güzelbahçe’den Bornova’ya , Çiğli’den Gaziemir’e kadar mı ? Çevre ilçe otobüslerinde 136 km. lik İZBAN hattındaki tarife ve ücretlendirmeyi (BEDAVA DEĞİL - PARAMIZLA ) uygulayın , sorun çözülsün . “ Başta kırsal kalkınma olmak üzere örnek işler ortaya çıkmaya başladı “ çok güzel bir örnek kırsalda kiralar ucuz , harcamalar az bu nedenle kırsala otobüslerde aktarma hakkına gerek yok .

Yorumu oyla      1      1  
29 Temmuz 2024 Pazartesi 09:39

Geçtiğimiz dönemde belediyelerin borçlarının artması tamamen genel ekonomi ve pandemi dönemi sebebiyle olduğunu tahmin ediyorum. Kocaoğlu döneminde dolar, enflasyon böyle değildi. Son yıllarda enflasyon-doların nerelerden nerelere geldiği malum. 3 büyük şehrin ilk sıralarda olması da gayet doğal. SGK borç meselesi de tamamen gündemi değiştirmek gibi görünse de aslında bir bakıma halkla da inatlaşmak oluyor. Ayrıca belediyelerin SGK'ya borcu olmadığı bir dönem var mıydı? Şimdi mi akıllarına gelmiş?

Yorumu oyla      1      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Dinimiz Âmin
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Kim hazırsa penaltıyı o atar!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yeni bir Susurluk mu?
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva