Habertürk gazetesindeki işine son verilen yazar Bekir Coşkun, ülkenin medyayı değil, medyanın ülkeyi tartışması gerektiğini söyledi.’
BALIKESİR - 'Onuncu Köy' adlı köşenin yazarı Bekir Coşkun'un işine, geçtiğimiz günlerde Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'nın tebliği ile son verilmişti. Coşkun, AK Parti hükümetinin baskılarıyla işine son verildiğini iddia ederek, "İlk bertaraf olan ben oldum" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Habertürk'ten ayrıldıktan sonra eşi Andrea ile birlikte Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki yazlığına gelen Bekir Coşkun, konuyla ilgili olarak kimseye açıklama yapmıyordu. Coşkun, Habertürk'ten ayrılma sebebinin magazin dünyasına malzeme olmaması için açıklama yapmak istemediğini belirtti. Habertürk'ün işine son vermesinden çok, Türkiye'de medyanın tartışılması gerektiğini vurgulayan Coşkun, Türk medyasının içinde bulunduğu durumun iç açıcı bir halde olmadığını savundu.
Medyanın, ülke meselelerinin çözüme kavuşmasında önemli bir unsur olduğunu belirten Bekir Coşkun, "Olması gereken, medyanın ülke sorunlarını tartışmasıyken, ülke medyayı tartışmaya başlamışsa kötü bir durum bu. Ne yazık ki ben de bu kötü çarkın bir dişlisiyim sadece" diye konuştu.
"MEDYADAKİ KAYPAKLIK, İKİ YÜZLÜLÜK VE KORKAKLIĞI ANLAYABİLMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Kimseye herhangi bir kırgınlığının olmadığını söyleyen Coşkun, "Ben şu an bu kıyıda oturup denize bakarak başıma ne geldiğini düşünüyorum. Benim başıma gelenler derken, ülkenin içine düştüğü durum, yaşanılan rezillikleri düşünüyorum" dedi. "Neden medyanın sorunları ülkenin başına bela oluyor? Nedir bu kaypaklık? Nedir bu iki yüzlülük? Nedir bu korkaklık?" diye soran Coşkun, medyanın bir an önce kendisine gelmesi gerektiğini ifade etti. Coşkun, "Bu ülkeye 40 bin tane Bekir Coşkun feda olsun. Ben kendim için söylemiyorum tüm bunları. Lamı cimi yok. Genç kuşaklar var, onlar güzel yaşamak ve hayatın tadını almak istiyorlar. Onurlu ve kimlikli olarak bu ülkede yaşamak istiyorlar. Bunları tartışması gerekirken neden medya kendi bataklığında debeleniyor?" ifadelerini kullandı.
"BU ÜLKEDEKİ HERKES BİR DEĞERDİR"
Bu ülkede herkesin bir değer olduğunu belirten Coşkun, "Eğer ben bir değer olsaydım bu hale düşmezdim herhalde. Bizim insanımız, benim yaşadığım bu duruma bir magazinsel olaymış gibi bakıyor. Oysa ülkemizde şu an 25-30 tane aydın gazeteci hapiste yatıyor. 4 TV kanalı yöneticisi ve sahibi hapiste. Bunların yanı sıra bir sürü yazar, dergi sahipleri ve karikatüristler hapiste. Bunların yanında benim esamem bile okunmamalı. Bu yüzden de bu ülkede herkes bir değer. En aptal insan bile, en geri zekalı bir insan bile bu ülkede bir değerdir. Sonuçta biz bu ülkede iyisiyle kötüsüyle bir bütünüz" açıklamasını yaptı.
DİNLENMEK İSTİYORUM
Aslında çok keskin yazı yazmadığını kaydeden Bekir Coşkun, kendisine has bir üslupla yazdığı yazıları yüzünden işine son verilmiş olabileceğine inanmadığını belirterek, Habertürk'ten ayrılmasının ekonomik bir sebebe bağlı olup olmadığı yönündeki soruya ise yanıt vermek istemedi. Ciner Grubu'nun işine son vermesinin ardından kendisine birçok medya kuruluşundan teklifler geldiğini kaydeden Bekir Coşkun, "Şu an iyi bir tatil yapmak istiyorum. Sonra da sakin bir kafayla teklifleri değerlendirmeye çalışacağım. Ama şimdi dinlenmek istiyorum" şeklinde konuştu.