ANKARA - Şok karara AK Parti ve CHP'den ilk yorumlar da geldi. BDP, desteklediği 7 aday için Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından veto kararı vermesi ardından izleyeceği yolu 2-3 gün içinde belirleyecek. Seçime bağımsız girebilmek için BDP Genel Başkanlığı’ndan istifa eden Selahattin Demirtaş, YSK’ya itirazda bulunacaklarını, sonuç alamazlarsa, kesin kararlarını 2-3 gün içinde vereceklerini söyledi.
SEÇİME GİRMEYEBİLİRİZ
YSK’nın kararı, Kürtlerin demokratik siyasete katılımını engelleyen bir karardır" diyen DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise , parti olarak ne yapacaklarına karar vereceklerini ancak eğilimin seçimlere girmeme yönünde olduğunu söyledi.
AK PARTİ VE CHP'DEN YSK'YA TEPKİ
Selahattin Demirtaş, "Faşizan bir tutum ve siyasi bir komplo, devlet komplosu” derken, Meclis’teki iki parti de YSK’yı eleştirdi ama AK Parti’den BDP’ye de suçlama geldi. CHP adına konuşan Sezgin Tanrıkulu ise, YSK'nın veto kararını siyaseten meşru görmediklerini söyledi. AK Parti ise hem YSK'yı hem BDP'nin tavrını eleştirdi. Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, siyasi katılımları engelleyen bütün tasarrufların karşısında olduklarını söyledi. BDP'lilerin "Bu bir komplo" yorumuna da tepki gösteren Çelik, "Bu bir komplo ise BDP'nin de buna ne kadar teşne olduğu ortaya çıkıyor" dedi.
"BDP KARARI KULLANIYOR"
BDP'nin Yüksek Seçim Kurulu kararını kullanarak AK Parti ile çatışma zemini yaratma gayretinde olduğunu savunan Çelik, "Gerçekten Kürt sorununu çözmek istiyorlarsa, yapmaları gereken terörü adres göstermek değil, demokratik taleplerin ivmesini yükseltmektir" diye konuştu.
YSK KARARI GÖZDEN GEÇİRMELİ
YSK'nın kararını değerlendiren TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de, "Karar parlamentonun misyonunu zayıflatmıştır" dedi. Şahin, "Demokratik vicdanın kabul edilebileceği bir karar değil. Şartlar müsaitse YSK kararı gözden geçirmeli" diye konuştu.
TUZAK MI KURUYORSUN?
Kararla ilgili bir değerlendirme de eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan geldi. Baykal, kararın Türkiye'nin nasıl ciddi bir yönetim kriziyle karşı karşıya bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Kararın üzüntü verici olduğunu kaydeden Baykal, "Hata olduğunu önceden ilan et de aday olmasın. Onu da yapmayacaksın. Tuzak mı kuruyorsun?" diye sordu. Bu arada, YSK'nın 12 bağımsız milletvekili adayının, adaylıklarının iptaline ilişkin kararı ilgili il seçim kurullarına gönderildi.
SEÇİLME VE SEÇME HAKKINA DARBE VURULDU
Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, yazılı açıklamasında, verilen karardan kişilerin sorunu olmadığını, seçilme değil seçme hakkına "darbe" vurulduğunu öne sürdü.
"YSK’nın bu kararı, bütün Türkiye’yi ilgilendiren vahim sonuçlar doğurabilecek niteliktedir" diyen Kurtulmuş, "Demokratikliği ve adilliği yüzde 10 barajı nedeniyle zaten tartışma konusu olan 12 Haziran seçimleri, YSK’nın bu kararı ile demokratik meşruiyetini bütünüyle kaybetme noktasına gelmiştir. Endişe ederiz ki, seçimin güvenliğini, hatta ülke barışını ciddi bir şekilde tehdit edecek sonuçlar doğurabilir" ifadelerini kullandı.
Mecliste temsile engel olunmamalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: Siyasal hiçbir mahkumiyetin Mecliste temsil edilmeye engel olmaması gerekir. Bu nedenle doğru bir karar değil. Ayrıca hukuken de ben doğru olduğunu düşünmüyorum. Memnu hakların iadesi kararı af dahil bütün sonuçları ortadan kaldıran bir yetkiye sahiptir. Ayrıca daha önce vekillik yapmış Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in de 4 yıl sonra bir daha milletvekili seçilmeyecekleri yönündeki YSK kararı da Türkiye'de hukukun garabetini ortaya koymaktadır. Bu karar bana göre sadece adayların adaylıklarının iptali ile sınırlı kalmayacaktır. Biz öteden beri bütün bunları görerek, Türkiye'de sorunların Mecliste çözülmesi açısından, seçim barajının düşürülmesini ve siyasal partiler yasası ile seçim yasasının değiştirilmesini ve demokratik hale getirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bütün bu öngörülerimiz bugünler içindi ve Türkiye içindi. Türkiye'de sorunların barış içerisinde toplumsal uzlaşma içerisinde çözülmesiydi. Bu nedenle CHP'nin bu öngörüsü bir kez daha doğru çıkmıştır, sivil toplum örgütlerinin öngörüsü doğru çıkmıştır. AKP'nin bu inattan vazgeçmesi gerekir.
İÇİŞLERİ BAKANI MESAFELİ DURDU
İçişleri Bakanı Osman Güneş: Anayasamıza göre, seçimler yargı organlarının denetimi altında yürütülür. YSK bağımsızdır. YSK'nın kararını değerlendirecek değilim. Bu YSK'nın aldığı bir karardır. Bu karar doğrultusunda şiddetin artacağı yönünde bir kaygı oluşmasın. Ne tedbir alınması gerekiyorsa alıyoruz. Ama şu an için olağanüstü tedbir almamızı gerektiren bir konu yok. Biliyorsunuz, Anayasamıza göre seçimler YSK'nın yargı organlarının genel yönetim ve denetimleri altında yürütülür. YSK ve yargı bağımsızdır. YSK'nın aldığı kararı değerlendirecek değilim. Ancak huzur ve güvenlik tesisi hususunda görev bize aittir. Her alanda, her konuda hangi sebeple olursa olsun bir suç işlendiğinde bir düzensizlik ortaya çıkarıldığında bunu bertaraf etmek, bunu önlemek bizim yasal görevimizdir. Şu anda bizim olağanüstü bir tedbir almamızı gerektiren hiçbir şey yoktur. Biz mevcut arkadaşlarımızla her zaman aldığımız tedbirleri almaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın bir kaygısı olmasın. Devletin her şarta göre tedbiri vardır. Ama şimdi biz ülkemizin genelinde ne tedbiri alıyorsak bu tedbirlerle bu işi yürüteceğimizi görüyoruz. Eğer ilave bir tedbir almak gerekirse onu da alırız. Ama şu anda bunu görmüyoruz.
LİSTEYE İTİRAZ EDİLEBİLİR!
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker: Orada arkadaşlarımız karar vermiş, yani YSK. Mutlaka mevzuat açısından bir değerlendirme yaptılar. Bilemiyorum. Şu anda detayını daha bilemediğim için bir şey söylemek imkanım yok. Konuyu tam bilmeden bir şey söylediğiniz zaman yanlış değerlendirme yapmış olabilirim. Listeler kesinleştikten sonra ilan edildi. Yanılmıyorsam. Onlara itiraz edilebilir, yeniden incelenebilir. Ama YSK kararları kesindir biliyorsunuz. Ancak maddi hata varsa düzeltme olabilir. Oradaki arkadaşlarımızın bilecekleri, değerlendirecekleri bir konu.
MİLLET İRADESİNİN ÖNÜNÜN KESİLMESİ SAVUNULAMAZ!
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın: Biz siyasetin millet iradesiyle şekillenmesinden yanayız. Seçim barajı gibi antidemokratik uygulamalarla millet iradesinin önünün kesilmesi hiçbir şekilde savunulamaz. YSK'nın bu kararı üzerine başta iktidar ve anamuhalefet olmak üzere bütün partileri bir kez düşünmeye ve vakit geçirmeden harekete geçmeye çağırıyoruz. Gelin hala 12 Eylül darbesinin izlerini taşıyan Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu'nu yeniden ele alarak Türkiye'yi bu demokrasi ayıbından kurtaralım.
SEÇİM SADECE 39 GÜN ERTELENEBİLİR
YSK’nın, ikisi milletvekili 12 bağımsız aday hakkındaki ‘’Veto’’ kararı ortalığı karıştırırken Ankara’da ‘’Seçimin ertelenmesi’’ tartışmaları başladı. Ancak Anayasa gereği 12 Haziran seçimleri en çok 39 gün süreyle ertelenebiliyor.
Anayasa’daki 4 yıllık seçim dönemi nedeniyle seçimin en geç 22 Temmuz 2011’e kadar yapılması gerekiyor. Anayasa, savaş durumu hariç, seçimlerin daha uzun süreyle ertelenmesine olanak tanımıyor. TBMM seçimleri en fazla 39 gün süreyle erteleme kararı alsa dahi, yasal engelleri aşmak için yapılması gereken Anayasa değişikliği 227 milletvekilinin yeniden aday gösterilmemesi nedeniyle imkansıza yakın bulunuyor. Anayasanın referandumsuz kabulü için 367 oy gerekiyor.
Seçimlerin 39 gün süreyle ertelenmesi de Anayasa ve yasalar gereği sorunu çözmüyor. 39 günlük sürede TBMM’nin acil yasal düzenlemeler ile soruna çözüm getirmesi çok zor görünüyor. Yeniden aday gösterilmeyen AKP’li 167 milletvekili ile diğer partilerdekilerle birlikte 227 vekil, Anayasa’da yapılması gereken değişikliklere onay vermeyeceği, hatta Genel kurula dahi gelmeyeceği için değişiklik zora giriyor.(Milliyet, ajanslar)