İZMİR - Belediyelere ait olan imar ve planlama yetkilerinin yeni kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na da tanınması, yerel yönetimlerin tepkisine neden oldu. "Devre dışı bırakılıyoruz" diyerek duruma tepki gösteren Egeli belediye başkanları, her ölçekteki imar planında yapılacak değişiklikten, parselasyonlara, inşaat ruhsatı ve yapı kullanım izin belgelerinin verilmesine kadar belediyelere ait olan tüm yetkilerin Ankara'ya da tanınmasının yerinde yönetim açısından sakıncalı olacağını kaydetti. Başkanlar "O zaman belediyelere ne gerek var. Tamamını bakanlık yapsın" diyerek uygulamadan bir an önce geri adım atılmasını talep etti. Başkanlara destek veren İzmir Şehir Plancıları Odası da Ankara'ya verilen böylesine büyük bir ayrıcalıkla kent planlarının yamalı bohçaya dönmesine neden olacağı uyarısında bulundu.
BÜTÜNLÜK KALKAR
12 Haziran seçimlerinin ardından 4 temmuz 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kanun hükmündeki kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kuruldu. TOKİ Genel Müdürü Erdoğan Bayraktar'ın başına getirildiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, plan yapma başta olmak üzere parselasyon, kat irtifakı, yapı ve inşaat ruhsatı, akaryakıt istasyonu ruhsatı gibi belediyelere ait olan birçok yetki de verildi.
ÇİFT BAŞLILIK ÇIKAR
Bu durumun planlama açısından çift başlılık yaratacağı endişelerinin yanı sıra, Bakanlığın her tür ve her ölçekteki planlara müdahale yetkisi de belediye başkanları başta olmak üzere birçok kesimi kızdırdı. Belediyelerin yaptığı imar planlarının, uygulamaların bu yolla delinebileceğini kaydeden başkanlar, kent planlarındaki bütünlüğün riske girebileceğini dile getirdi.
MERKEZİYETÇİLİK TEPKİSİ
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin savunulduğu bir dönemde, yetkilerin Ankara'da tek bir merkezde toplanmasının birbiriyle çeliştiğini kaydeden başkanlar, bu durumun merkeziyetçiliğe doğru bir gidiş olduğunu savundu. Bu zamana kadar Ankara bürokrasisinden hep yakınıldığı, en küçük bir iş için bile Ankara'ya gidilmesinin yanlışlığının vurgulandığı ancak bunun tersi yönde bir uygulamaya imza atıldığı vurgulandı. Başkanlar, bu uygulama ile yerel yönetimlerin güçlendirilmesi bir yana, ellerinin kollarının bağlanacağını ifade etti.
Ne dediler?
Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak: Bir taraftan yerel yönetimlerin güçlendirileceği söylenirken diğer taraftan yetkileri ellerinden alınıyor. Bu durum maalesef birçok suistimale de yol açabilir. Tamamen belediyelerin devre dışı bırakılması sonucu ortaya çıkar. Bu uygulamadan geri dönülmeli. Düne kadar yereli güçlendirmeyi savunan iktidar şimdi tam tersini yapıyor.
Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır: Bu uygulama belediyelerin devre dışı bırakılması anlamına geliyor. Ayrıca bu yasal düzenlemeyle iktidarın belediyeler üzerindeki egemenliği de pekiştiriliyor. Planlar üzerinde merkezi idarenin etkisi siyasi sonuçlara da neden olur. İktidardan olanlara farklı, CHP'li olan belediyelere farklı yaklaşım olabilir. Negatif ayrımcılığı körükleyebilir.
Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu: Söylenenlerle yapılan uygulamalar birbirine ters. Doğru bulmuyorum. O kentte yaşayan insanların oylarıyla yerel yöneticiler, belediye meclis üyeleri seçilmiştir. Şimdi yetkinin buradan alınıp Ankara'ya aktarılması doğru değil. Bu durum kentsel bütünlüğü de sıkıntıya sokar.
Manisa Belediye Başkanı Cengiz Ergün: Merkezi yönetim her zaman olumlu sonuçlar doğuramıyor. Yerel politikacılar yerel sorunları daha iyi bildiği için daha hızlı ve yerinde kararlar alabiliyorlar. Bakanlığın da yerel yönetimlerin görüşlerini dikkate alıp bu doğrultuda çalışmalar yapacağını ümit ediyorum. Aksi takdirde kentteki imar konularda dönüşü olmayan sorunlar yaratılabilir.
Bayındır Belediye Başkanı Mehmet Kertiş: Yetkinin bakanlık tarafından denetlenmesi bazı belediye başkanlarını tereddüte düşürebilir. Ancak ben endişeye yer olmadığına inanıyorum. Çünkü Şehircilik ve Çevre Bakanı olarak kendini TOKİ'de kanıtlamış bir Erdoğan Bayraktar var. Profesyonel ekibe sahip. Ufak tefek aksaklıklar olsa dahi işin kısa zamanda çözüleceğine inanıyorum.
Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok: İktidarın bu uygulamasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Yerelde sorunların çözümü için yerel yönetimlerin yetki artırımından bahsederken, yetkilerin alınmasını anlamak mümkün değildir. İktidarın bu yetki karmaşası yanlışından bir an önce dönmesini bekliyorum.
Şehir Plancıları: Kentler yamalı bohçaya döner
İzmir Şehir Plancıları Odası Gökhan Erkan, şunları söyledi: "Türkiye'de planlama mevzuatı çok dağınık. 20'nin üzerinde kurum plan yapma yetkisine sahipti. Şimdi bu daha da genişletildi. Üstelik Ankara'nın çok istisnai durumlarda kullandığı planlama yetkisi şimdi bu kanunla genel kaideye dönüştü. Her bakanlık ayrı ayrı planlama yaparsa kent bütünlüğü kalmaz. Planların yamalı bohçaya dönme riski vardır. Maalesef denetimsiz bir merkezleşme sürecine doğru gidiş var. Bunlar yerelleşme açısından büyük sıkıntı doğuracaktır. Türkiye'de ilk kez yapılan Kentleşme Şurası'nda alınan kararlarda sapma görülüyor. Maalesef doğru sonuca yanlış parmak basılmış."( Nihal AŞKIN / AHT)