HABERLER>ULUSAL MEDYA
21 Ocak 2011 Cuma - 00:00

Balbay ve Özkan'dan savunma

Balbay, ''Benim vicdanım, beynim özgür. Bedenimin de özgür bırakılmasını istiyorum'' dedi.’

Balbay ve Özkan'dan savunma

Balbay, ''Benim vicdanım, beynim özgür. Bedenimin de özgür bırakılmasını istiyorum'' dedi.’
 
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay, ''Benim vicdanım, beynim özgür. Bedenimin de özgür bırakılmasını istiyorum'' dedi.
 
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada konuşan tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü, bir iftira ve alınan ham duyum üzerine 2 yıldır tutuklu olduğunu belirterek, maddi ve manevi birçok şeyini kaybettiğini söyledi.
 
Köylü, suçsuz olduğunu ifade ederek, kendisine yöneltilen suçlamanın 4 yıl önce MİT'in aldığı ham duyuma dayalı olduğunu dile getirdi. Hava Harp Okluna öğrenci yerleştirmekle suçlandığını, 1985'ten beri buranın nizamiyesinden dahi içeri girmediğini vurgulayan Köylü, 10 yıllık telefon kayıtlarına göre hiç kimseyle irtibatı olmadığının görüldüğünü anlattı.
 
Tutuklu sanık teğmen Mehmet Ali Çelebi de geçen günlerde Ankara'daki helikopter kazasında şehit olan 5 kara pilot subayıyla birlikte kurs gördüğünü belirterek, ''Ruhları şad olsun'' dedi.
Çelebi, cep telefonunun emanette bulunduğu sırada açıldığının tespit edildiğini ifade ederek, ''Hizb-ut Tahrir'' üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefon kayıtlarının kendisine yüklendiğini ileri sürdü.
 
Dosyaya gelen HTS kayıtlarına göre telefonun bir dakika 23 saniye açık tutulduğunu belirten Çelebi, ''Emniyet metrodan baz veriyor. Bir dakika 1 saniyede 140 kayıt transfer edilmiş. Bir subayın telefonuna yasa dışı örgüt sempatizanının numarasını yüklemek kimin işi? Kim subayına böyle bir pusu kurar. Mahkemeden talebim, konuşun ve adalet yağdırın bunların mağaralarına'' dedi.
 
Çelebi'nin konuşmasının ardından bazı izleyicilerin alkışlaması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, uyarıda bulunarak, ''Burasının duruşma salonu olduğunu unutmayın. Mahkemeyi başka tedbir almaya zorlamayın'' ifadesini kullandı.
 
HİZBULLAH OPERASYONLARI
 
Tutuklu sanık Mustafa Balbay da 687 gündür tutuklu olduğunu anımsatarak, bu zamanın 3'te 2'sinin yargılanmayla geçtiğini bildirdi.
 
Hizbullah üyelerinin tahliyelerinden sonra, ''yargı nasıl işliyor nasıl işlemesi gerekir'' tartışmaları yaşanması gerekirken, kimin ne kadar tutuklu kalması gerektiğinin konuşulduğunu belirten Balbay, şu anda, Türkiye'de hukuk, can ve inanç güvenliği sorununun olduğunu, artık kimin ne zaman neyle suçlanacağını kimsenin bilmediğini dile getirdi.
 
Bu davada yargılananlardan nasıl bir örgüt çıkarılabileceğini bilemediğini dile getiren Balbay, ''Hizbullah davasında biri 'Pişmanlık yok' diyor herkes uyuyor, KCK davasında 'Kürtçe konuşuluyor' deniliyor herkes uyuyor, ama buradaki sanıklar, ancak iddia makamının bu iddianamesiyle bir araya getirilebilecek kişilerden oluşuyor'' dedi.
 
Son bir haftadır Hizbullah operasyonlarının yapıldığını dile getiren Balbay, ''Pek çok Hizbullahçı kaçtı diye tutuklamalar yapılmakta. Kaçanların suçlu ya da suçsuz olup olmadıklarını bilmiyorum. Bu sürecin içinden geçmiş biri olarak 'Hizbullahçılar serbest bırakıldı', imajının silinmesi için bu operasyonların yapıldığını düşünüyorum'' diye konuştu.
 
Önceki duruşmalarda Arif Doğan'ın sorgulaması yapılırken söz alıp Doğan'a buradakileri tanıyıp tanımadığını sorduğunda, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in kendisine ''Siz JİTEM'in neresinde bulunuyorsunuz?'' diye sorduğunu anlatan Balbay, şuları kaydetti:
 
''Sayın savcı bu mantıkla insanları suçluyorsa ben de kendi mantığımla diyorum ki bugün bu mantıkla bu insanları suçluyorsanız, yarın siz de aynı mantıkla suçlanırsınız.''
 
Mustafa Balbay, Uğur Mumcu'nun 24 Ocak günü ölüm yıl dönümü olacağına işaret ederek, şu anda Mumcu'nun köşesinde onun bayrağını yerde bırakmamak için yazdığını dile getirdi.
 
Bazı gazeteci arkadaşlarının, faili meçhul cinayetlerle öldürüldüğünü iddia eden Balbay, kendisinin de sonucu meçhul bir davayla tutuklu bulunduğunu anlattı.
 
Burada tutuklu bulunmalarının faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında ters etki ettiğini ifade eden Balbay, ''Araştıran bir gazeteci olarak söylüyorum. 1990'ların cinayetleri faili meçhul, 1990'lardan sonra faili hemen bulunan cinayetler. Ama katilleri 17-22 yaş arasında Dink, Santoro cinayetleri... Bunlar tesadüfi değil, araştırılması gereken şeylerdir'' dedi.
 
Cezaevi Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Karaman'ın Kurban Bayramı'nın arefesinde kendilerini ziyaret ettiğini anlatan Balbay, koğuşlarına bakarak, kitap ve raf sayısının çok olduğunu söylediğini anlattı. Balbay, bu ziyarette, Karaman'ın kendilerine ''TBMM İnsan Hakları Komisyonuna yazı yazmışsınız. Unutmayın kime giderseniz gidin onlar tekrar bize geliyorlar'' dediğini aktardı.
 
SİBER SUÇLAR
 
Tutuklu gazeteci Balbay, bilgisayarının el konulduktan 1 hafta sonra bilgilerinin kopyalandığını iddia ederek, 100'ü aşkın dosyanın da 2,5 dakika da oluşturulduğunu savundu.
 
Balbay, Avrupa'da bilişim suçları adıyla siber suçlar sözleşmesinin olduğunu, buna göre bilgisayarların evden sökülüp götürülemeyeceğini, bilgisayarların o kişinin mahremiyeti olduğunu ifade etti.
 
Türkiye'de ise bu sözleşmenin ilk 4 maddesinde yer alan bu kısımların uygulanmadığını savunan Balbay, mahkemenin dijital verilerle ilgili değerlendirmesini bu aşamada yapması gerektiğini vurguladı.
 
İlhan Selçuk'tan Tevfik Fikret'ten ilham aldığını dile getiren Balbay, yılda en az bir kitap üretme sözünü cezaevinde de tuttuğunu belirterek, ''Bu yolda 24 eser ürettim. 25'inci kitap maalesef yaşadığım yargılamayla ilgili. 26'ıcı kitap da maalesef yargılamayla ilgili olacak... Geç gelen adalet adalet değildir'' dedi.
 
Mustafa Balbay, ''Adalet çok büyük arazi değil, terazidir'' diyerek, ''Ne yazık ki adaleti arazi haline getirdiler. En büyük bina yüksek bina deniliyor. Ama hukuk yüksek değil, sayın heyet'' ifadesini kullandı.
 
Kaleminden başka silahı olmadığını bildiren Balbay, ''Benim vicdanım, beynim özgür. Bedenimin de özgür bırakılmasını istiyorum'' dedi.
 
TUNCAY ÖZKAN
 
Tutuklu sanık Tuncay Özkan da Arif Doğan'ın sorgusunu anımsatarak, şöyle devam etti:
 
''İddia makamı bize bu örgütü kabul ettirmeye çalıştı. Gazeteci olarak yazdığım kitaplar hayali örgütlerin adlarıyla dolu. O katiller, devletin gücünü kullanarak, o cinayetleri işledi. Katillerin katillikleri aklanmaya çalışılıyor. Bu iddianame AIDS'ten bile daha kötü bir virüsle zehirlenmiştir. Savcılığın mantığı, suç ve suçlu yaratmak, gerçeği aramak değil. Ben 900 faili meçhulün aydınlatılmasını istiyorum. Bu dava üzerinden katillerin aklanması işlemine karşı çıkıyorum.''
 
Kendisiyle birlikte bu dava kapsamında halkın da yargılandığını savunan Özkan, ''Biz dimdik ayaktayız. Hukuku yaşama geçirin'' dedi.
 
Cezaevinde çok üşüdüğü zamanlar olduğunu belirten Özkan, Bursa'dan bir destekçisinin çeyizinden getirdiği yün çorapları göstererek, ''Halka sığınıp, onun siperine sokulup, onunla ısınıyorum. Kızımın 15'inci doğum gününü cezaevinde kutladım. 18'inci doğum gününü de cezaevinde kutlamak zorunda kaldım. Kızım cezaevine beni ziyarete geldiği zaman, elbisesinin üzerine diktiği taşlardan güvercin motifini, güvenliğin uyarısı üzerine sökmek zorunda kaldı. Umut ederim hukuku uygulayarak bu dönemi sonlandırırsınız'' diyerek sözlerini tamamladı.
 
Bu arada duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Tansel Çölaşan da izledi. .

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Oktay Ekşi Basın Konseyi'nden de istifa etti
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Basın Konseyi başkanlığı ve Basın Konseyi ...
Erdoğan'dan Ahmet Altan'a dava
Başbakan, Taraf Genel Yayın Yönetmeni tarafından kaleme alınan 'Erdoğan ...
Uluç’’tan Kordon yazısı: Yunan Ordusu bile yapmadı!
Büyükşehir Belediyesi ile esnaf arasında süren ’‘tente savaşını’’ televizyondan ...
 
Ekşi: En ağır yaralayan Ahmet Hakan'dı’…
Hürriyet Gazetesi'nin eski başyazarı Oktay Ekşi, kendisini istifaya ...
ATV'ye ’‘paşa eşi kaydı’’ cezası
RTÜK, emekli Orgeneral Şener Eruygur’’un eşinin ses kaydını yayınlayan ...
Show TV’’ye ’‘muhteşem’’ saldırı
'Muhteşem Yüzyıl' isimli diziye gösterilen tepkinin dozu yükseliyor, ...
 
RTÜK'ten ATV'ye ceza yok
Ve Hürriyet için harekete geçildi
Doğan Yayın Holding'in ilk grup varlık satışında kısa listeye 3 yatırımcı ...
Özdil: Karşıyaka Türk Bayrağı'dır!
Hürriyet Gazetesi'nin usta kalemi Yılmaz Özdil, bugünkü köşesinde ...
 
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva