Egedesonsöz - Ege Tv’de yayınlanan ve gazeteciler Nedim Atilla, Gönül Soyoğul ve Ümit Yaldız’ın Söz Meclisten İçeri Programına Ankara’daki makamından canlı bağlantıyla katılan Ulaştırma Bakanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, kent kamuoyunda bomba etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu.
İzmir’in yeniden aday gösterildiği ve 4 önemli rakiple yarışacağı EXPO 2020 sürecinin perde arkasındaki gerçek patronu olduğunu sözleriyle ortaya koyan Yıldırım, 28 kişilik Yönlendirme Kurulu’na aralarında ESİAD’ın da bulunduğu 3-4 kurumun daha ekleneceğini, buna ilişkin ek kararnamenin imzaya açıldığını söyledi.
Konak Tüneli ve Sabuncubeli’ni mutlaka bitireceklerini savunan Yıldırım, Sabuncubeli’nin Manisa yönüne doğru biraz daha uzatılacağını ilk kez açıklarken, Konak Tüneli’nin de bu dönem mutlaka bitirileceğini söyledi. Geçtiğimiz hafta bir televizyon programında Konak Tüneli için ‘boşa yatırım’ yorumu yaptığı iddia edilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’na yüklenen Yıldırım, Kocaoğlu’nun Uçanyol Projesi’ni emrivaki derecesinde ihale ettiğini, Uçan Yolu yapıp yapmama noktasında incelemelerinin sürdüğünü kaydetti.
EXPO sürecinin sekreteryasını Kalkınma Ajansı’nın yürüteceğini ancak Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ergüder Can’ın ‘geçici atama’ olduğuna dikkat çeken Yıldırım, depreme hazır bir kent için İzmir’de 150 bin konutun acilen yıkılması gerektiğini, hükümetin yerel yönetimlerden gelen talepleri de dikkate alarak çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.
İŞTE YILDIRIM’DAN BOMBA GİBİ AÇIKLAMALAR:
EN UYGUN ADAY İZMİR, 4 RAKİP ÇIKMASI AVANTAJ!
EXPO çalışmalarının iki aşamalı olduğunu anlatan Bakan Yıldırım, sürecin EXPO’nun alınmasından önce ve sonraki süreç olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. Yıldırım, “2013 Kasım’ında yapılacak oylamaya kadar düşünülen bütün hazırlık çalışmaları, faaliyetleri organize edecek bir yapılanma öngörüyoruz. Ondan sonra bir süreç daha başlayacak. Biz kesinlikle kaybetmek için yola çıkmadık. Kazanmamamız için de hiçbir neden görmüyorum. Dört tane daha aday olması bizim için bir olumsuzluk değil avantajdır. En azından üyeler kıyaslama imkanı bulacaklar. Hangi adayın hazır olduğunu görecekler. Eğer iki aday olsa diyelim ki 160 üye oy kullansa 80’den fazla oy almak lazım. Aday sayısı 3-4 tane olursa almamız gereken oy sayısı da azalacak ve bölünecek. Bu durum da bizim avantajımıza. Adaylarımız içinde İzmir kadar bu işe münasip, uygun ve en yakın bir aday göremiyorum. Sao Poulo dediğiniz yerde sokakta tek başınıza yürüyemezsiniz. Tabancayı şakağınıza dayarlar sizi soyup soğana çevirirler. Böyle bir şehir aday olabilir mi?. Orada hiçbir şekilde güvenlik yok. Dubai ya da Rusya biz adayları kötülemeyiz. Herkes kazanmak için yarışacak. Bizim elimiz kolumuz bağlı değil. Tecrübemiz var. Uluslar arası organizasyonları başarıyla yapan bir ülkeyiz. Yakın zamanda Erzurum Kış Oyunları’nı, ondan önce İzmir Üniversiade Oyunları’nı yaptık. 2013’te Akdeniz Oyunları’nı yapacağız. Taha Aksoy’un orada görevlendirilmesi de bizim için bir şanstır. Bize düşen el ele, omuz omuza vermek ve kenetlenmektir.” diye konuştu.
BÜYÜK BİR KÖY HALİNE GELEN İZMİR EXPO İLE UÇACAK!
Yarışta her türlü durumun ortaya çıkabileceğini ifade eden Bakan Yıldırım, İzmir’in EXPO’yu alacakmış gibi son ana kadar tüm gayreti göstereceklerini söyledi. İzmir EXPO’yu alması halinde marka şehir olması için önemli bir vesile olacak. Biz 2020’ye kadar belirlenmiş bir takvim içinde çalışmalar yapacağız. Gerek şehir içinde altyapı projeleri gerekse İzmir’i Ankara’ya İstanbul’a, Akdeniz’e ve Avrupa’ya bağlayacak önemli projeleri gerçekleştirme şansı yakalamış olacağız. Bu projeleri daha hızlı bir şekilde tamamlama fırsatı bulacağız. İzmir’in sağlık altyapısı gelişecek. Zaten programımızda iki tane büyük şehir hastanesi var. Bugün İzmir Türkiye’nin 3. büyük şehri ve 8 bin 500 yıllık tarihe sahip ancak konaklama kapasitesi sadece Antalya’nın Belek Beldesi kadar bile değil. Belek’te 10 binden fazla kapasite var. EXPO bize İzmir’in turizm, konaklama altyapısını geliştirme fırsatı da verecek. Kurvaziyer limanı gelişecek. Körfez içinde yeni yat limanları ile kapasite en az 3 bin yat kapasitesine çıkacak. İzmir’e 6 ay boyunca 30-40 milyon civarında ziyaretçi gelecek. İzmir’in ekonomisine, kalkınmasına, tanınmasına katkı koyacak. Bunu da her İzmirli yakından görecektir. Kısaca EXPO 2020 demek ‘İzmir’in kalkınması’ demek. EXPO demek büyük bir köy haline gelmiş Dünya’nın sayılı Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olan İzmir’in Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gibi eski gösterişli yıllarına geri dönmesi demektir” dedi.
SİYASİ İRADE BÜTÜN GÜCÜYLE EXPO'NUN ARKASINDADIR
Türkiye’nin aynı dönemde Olimpiyatlar, Avrupa Şampiyonası ve EXPO gibi üç önemli organizasyona aday olmasının enerji kaybı yaşatıp yaşatmayacağı, hükümetin/siyasi iradenin gücünü hangi projede kullanacağı, bu süreçte İzmir için pozitif bir ayrımcılık yapılıp yapılmayacağına dönük soruyu da yanıtlayan Yıldırım, “Üçü birden olsa ne zararı var. Bize niye vermesinler. Üçünü de alalım. Başarıyla yaparız. Üçünü bize vermezler anlayışına katılmıyorum. Bu organizasyonları birbirleriyle ilişkilendirmek doğru değil. Bunların hepsinin konusu, amacı, getirisi ve götürüsü birbirinden farklı. EXPO’nun olimpiyatlarla benzeyen yanları zaten yok. Bugün adaylara bakıyorum. Diğer adaylar yeni ortaya çıktı. Başbakanımız aday olduğumuzu zaten Dünya’ya duyurdu. Siyasi irade bütün gücüyle bu projenin arkasındadır. Bize düşen görev çalışmaktır. Ayrılıklarımızı değil ortak hedefimizi öne alıp hareket edeceğiz” diye konuştu.
EXPO'YA 3-4 YENİ KURUM/KİŞİ DAHA EKLENECEK... CAN GEÇİCİ ATAMA!
İZKA Genel Sekreteri Ergüder Can’ın aynı zamanda EXPO Genel Sekreter Vekilliği’ne atanmasının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendiren Bakan Yıldırım, göreve asaleten başka birisinin atanacağını söyledi. Yıldırım, “ İşlerin kesintisiz yürümesi için, gecikmeye mahal vermemek için geçici çözüm olarak İZKA’nın Genel sekreterini görevlendirdik. Uygun bir aday bulunduğunda da asli atama yapılacaktır. Şimdi önemli olan önümüzdeki Kasım Ayı’nın ortalarında yapılacak toplantı için herhangi bir zafiyet oluşmasın diye bu yapılanmaya gidildi. EXPO ile ilgili artık yapılması gereken yasal altyapıyla ilgili işlerin hemen hemen tamamı yapıldı. Bir iki ufak tefek işimiz kaldı. Yönlendirme kurulunda 28 kurum ve kuruluşu temsil eden kişi var. Birkaç tane yer almamış olanlar oldu. Onları da dahil edeceğiz. Gelen önerilere göre biz 3 ya da 4 tane daha kişi ekleyeceğiz. Bunun için ilave bir bakanlar kurulu daha çıkartmamız gerekiyor. Valilik gerekli yazıyı yazdı. Konu da buradan takip ediliyor. Birkaç gün içinde o süreç de bitmiş olacak. Bu tip organizasyonlarda ne kadar dikkat edersiniz edin bazı şeyler atlanıyor. Yeni STK’larla birlikte daha da güçleneceğiz. Kurula ESİAD’ın dışında başka kurumlar da girecek ”dedi.
İZKA SEKRETERYAYI YÜRÜTECEK
EXPO’nun kazanılması halinde İzmir’de çok şeylerin değişeceğini ifade eden Bakan Yıldırım, “İzmir kamuoyu daha önceki EXPO’nun yapılanması ile bugünkü yapıyı karşılaştırabilirler. Bu bir ekip çalışmasıdır. İzmir’in işidir. Dört milyon insanın bu işle uğraşacak hali yok. İzmirlilerin vekalet verdiği milletvekilleri, belediye başkanları, valisi ve sivil toplum kuruluşları ile medyası var. Cumhurbaşkanımı, başbakanımız ve bakanlarımız bunca memleket işleri arasında günübirlik işlere ve EXPO’ya ne kadar yoğunlaşıp zaman ayırabilirler bunu da sizin takdirlerinize bırakıyorum. Madem ki bu organizasyon İzmir’de yapılacak biz de ‘İzmir’in yöneticilerinin birinci derecede bu işin içinde olsun’ dedik. Vali başta olmak üzere belediye başkanı ve bakanlık temsilcileri de bu yapılanmaya dahil oldu. Bu işin sonuna kadar İZKA çalışmaların sekretaryasını yapacak” dedi.
İŞE YARAMAYAN POLİTİKALAR
Van’da yaşanan 7.2 şiddetindeki depremin ardından gözlerin çevrildiği şehirler arasında bulunan İzmir ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bakan Yıldırım, önemli uyarılan yaptı. Yıldırım, “Seçim öncesinde yaptığımız kampanyada biz kent dönüşümü ve depreme hazırlık konusunda ‘Bu alanda siyaseti bırakalım. Bunun siyaseti olmaz’ dedik. İzmir’i çok büyük bir tehlike bekliyor. Kent genelinde binaların yüzde 60’ının elden geçmesi gerekiyor. Acil olarak en az 6 ilçede kent dönüşümü çalışmasının yapılması gerekiyor. Maalesef siyaset geçmiş dönemlerde bu kadar insan hayatını ilgilendiren durumda bile istismardan geri durmadı. Vatandaşlara ‘Elinizdeki gecekondunuzu alacaklar. Size ev de vermeyecekler. Buraya yüksek apartmanlar dikecekler. Zenginleri oturtacaklar’ dediler. Bunlar artık işe yaramayan politikalar. Artık bu tür konuşma ve açıklamalardan vazgeçmemiz gerekiyor. Hep birlikte Van depremini gördük. Ben depremden 2,5 saat sonra başbakanımız ve bakan arkadaşlarımız ile oradaydım. Deprem öldürmüyor. İnsanların aymazlığı, insanların inadı, insan hayatına önem vermemeleri ve hırsları, aç gözlülükleri ölümlere neden oluyor. O yüzden aynı sıkıntı, aynı tehlike İzmir’de de var. İlla ki bir deprem yaşadıktan sonra bunu konuşmayalım. Çalışmalara hemen ama hemen başlamamız gerekiyor” dedi.
150 BİN BİNA YENİLENECEK
Hükümetin İzmir’e yönelik yapacağı kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Yıldırım, meselenin çok büyük olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘kentsel dönüşüm projelerimiz bakanlar kurulu onayı bekliyor’ sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Yıldırım, “Bu mesele o kadar önemli ve büyük ki belediye başkanlarının altından kalkacağı mesele değildir. Söylenilen ‘ben yapacağım ama izin vermiyorlar’ anlayışını bir kenara bırakalım. Bununla bir yere varamayız. Kayıkçı kavgası ile olacak iş değildir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla seçimden hemen sonra hükümet kurulunca bu konuda toplantı yaptık. Şu anda buraya yönelik planlama çalışmaları devam ediyor. Biz bu çalışmaları yaparken ‘aman belediye yapmasın, bunun getirisi bize olsun’ anlayışında olmadık, olmayacağız. Belediyenin yapacağı iş varsa zaten yapar. Biz de yapacağız. Hatta bizim dışımızda üçüncü kişilere de yaptıracağız. Bizim kontrolümüzde çalışmalar olacak. Burada kısa ve orta vadede en az 150 bin konutun yenilenmesi gerekiyor. Yasal altyapısı tamamlandı. Şehir yenileme yapılacak alanlarla ilgili uygun yer tespiti yapılıyor. Birinci tercihimizde önce yeni şehri yapalım mevcutların ise gönüllülük esasıyla buraya taşınmalarını sağlayalım. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise öyle ilçelerimiz var ki bu çalışmayı yapma imkanınız yok. Oralarda ise bir tarafından başlayıp hak sahiplerinin binaları yapılıncaya kadar TOKİ’nin başka bölgelerde yapacağı depo konutlarda oturmalarını sağlayacağız. İsteyen temelli olarak da orada kalabilir. İsteyen de yapımın sonunda geldiği yerden evini alabilir. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyenin birlikte çalışması lazım. Zaman kaybettirecek bürokrasiden uzaklaşmamız gerekiyor” diye konuştu.
YAPACAKSA YAPSIN
TOKİ’nin geçtiğimiz dönemde 1 milyar TL’nin üzerinde bir harcamayla 15 bin konut yaptığını anlatan Bakan Yıldırım, İzmirlilerin çoğunun bunu bilmediğini söyledi. Seçim öncesinde açıklanan 35 Proje 35 İzmir çalışmasında bu konunun altyapısının hazırlandığını söyleyen Yıldırım, “Bu çalışma İzmir’in hem depreme hem de sağlıklı yaşam alanlarına hazır hale gelmesi anlamına geliyor. Bu konuda hiçbir şekilde siyaset yapılmayacak. Bile bile insanlarımızı tehlikeye atacak işlem yapılmayacak. Bu konuda kararlılık mevcuttur. İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘ben şurayı yapacağım’ diyorsa buyursun yapsın. İzmir’de ister belediyenin, valiliğin ya da başka bir kuruluşun işini takip etmek ve çözmek bizim görevimizdir. Bu görev aynı zamanda milletvekillerinin de görevidir. İzmir’de adaylığım belli olduktan sonra ‘konu hizmet ise gerisi teferruattır’ dedim. Bu görüşümü daha da güçlendirmiş olarak aynen devam ettiriyorum.
KONAK TÜNELİ’NDE GERİ ADIM YOK
Konak Tüneli’nin temelinin atıldığını yapımının ise tamamlanacağını söyleyen Bakan Yıldırım, “Bizde geri adım yok. SİT Kurulu’nun projeyi ret ettiği yönde haberler çıktı. Bu da doğru değil. Bazı ilave bilgiler ve projeler istendi. Bunu da Karayolları Bölge Müdürlüğümüz temin edecek. Bu da süreci birkaç hafta uzatabilir. Önemli değil. İzmir yıllarca bekledik üç hafta daha bekleyebilir. Beni üzen şudur. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı temel atma törenine geldi. Konuşma da yaptı. Sekiz yıldır yapmak için söz verdiği projeyi yani Uçan Yol’u bize emrivaki ile havale etti. Şimdi de eğer doğru ise umuyorum bu doğru değildir. ‘Bu yol bir işe yaramaz’ şeklinde bir değerlendirme yaptıysa bu bizi üzer. Doğru bir şey değil. Uçan Yol Projesi’ni İzmir benim bildiğim 8 yıldır konuşuyor. Son 3-4 yılı projenin kamulaştırma ve son aşamaya geldiği dönem. Bizim Konak Tüneli ise seçim kampanyasında gündeme getirdiğimiz projedir. Aslında iki proje birbirini karşılıyor. Bize, ‘Bu iki yol birbirini karşılamasın’ dediler. Bunun bir mantığı yok. Ne yol yapım tekniğine ne de trafik akış tekniğine uyar. Onun için birleştirdik ve yonca kavşak ile birbirine bağladık. Uçan Yol Projesi belediyenin projesidir. Belediye ‘madem ki tünelleri siz yapıyorsunuz bunu da siz yapın’ deyip geçti. Ben ne dedim? ‘Bu benim vaat ettiğim proje değildir. İnceleyeceğiz’ dedim. Yapılabilirliği varsa, kamulaştırma konusunda mutlaka belediyenin işin içinde olması lazım. Anlaşılıyor ki belediye bunu yapamayacak. Burada söylediği o. Bunu anlayışla karşılayabilirim. Ama kamulaştırmada mutlaka yanımızda olacak. Bugüne kadar yaptığı çalışmaları bizimle paylaşacak. Bir planlama içinde onu da yaparız. O gün söylediğim gibi. Belediye başkanının teklifi bizim için yenidir. Biz bunu inceleyeceğiz. Bu görüşümüzde bir değişiklik yok. Yapılan hizmetler üzerinden polemik yapmak İzmir’e zaman kaybettirir. İzmirlilerin zamanını çalmaya devam etmektir. Hizmette kıskançlık değil birliktelik olmalıdır. Birlikte olursak daha çok hizmet yazarız” dedi.
ÖRNEKKÖY’ÜN ARKASINDAYIZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Karşıyaka Spor Kulübü arasında uzun süredir tartışmalara neden olan Çiğli sınırlarında yapılması planlanan yeni stat projesi hakkında konuşan Bakan Yıldırım, “Karşıyaka’nın Örnekköy’de bir projesi var. Bu projede de belli bir noktaya gelinmiş. Projeyi sonuna kadar destekliyoruz. Gençlik ve Spor Bakanı ile görüştüm. Randevu verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile görüşme yapacak. Bu konuyu da değerlendirecekler. Biz Karşıyaka’nın Örnekköy’deki stadı ile ilgili gereken her türlü desteği vereceğimizi söyledik. Bu desteğimizi sonuna kadar da devam edeceğiz. Ama birinin aklına parlak bir fikir geliyor. Bir sürü zaman ve mesai harcadığın meselenin dışına çıkıp İzmir kamuoyunu başka konuya yönlendiriyorsun. Bu İzmir ve İzmirliye haksızlıktır” diye konuştu.
TRAMVAY PROJESİNE ONAY
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ın resmi kanal ile Ulaştırma Bakanlığı’na gönderdiği ve yapılması için destek istediği projelerle ilgili de konuşan Bakan Yıldırım, “İnsanlar gelip geçicidir. Bugün buradayız yarın başkaları gelecek. İzmir’e gelecek yatırımlar kalıcıdır. Dolayısıyla partisine bakarak, fikriyatına bakarak iş yaparsak İzmir’e haksızlık yapmış oluruz. O yüzden biz parti ayrımı gözetmeden bütün ilçelerin merkezin her türlü öncelikli konusunu topluyoruz. Bunun bir envanterini çıkartıyoruz. Gerek belediyeler adına takibini gerekse bizim müdahale edebileceğimiz işleri takip ediyoruz” dedi. İzmir’in iki tane tramvay projesinin olduğunu söyleyen Bakan Yıldırım, “Biri Karşıyaka’da diğeri de Konak’ta yani Kordon’da olan projelerle ilgili çalışmalar devam ediyor. Kordon ile ilgili olan projenin olurunu verdik. Karşıyaka’dakinin ise fizibilite etütleri ve proje yeterliliği ile ilgili bazı eksiklikler var. Onların tamamlanması için bakanlığımızdaki ilgili birimler belediyeye ilgili yazıyı gönderdiler. Süreç devam ediyor” dedi.
SERBEST ŞEHİR ÖNERİSİ ÇILGIN FİKRİN ÖTESİNDE
İzmir’in serbest şehir olup olmaması konusunda fikirlerini de söyleyen Bakan Yıldırım, “Serbest endüstri, ticaret bölgeleri var. Türkiye’de bir serbest şehir uygulaması yok. Serbest şehir olarak Honkong ve Singapur var. Onlar 100 yıl içerisinde çok büyük bir ilerleme kaydetti. Bu öneri çok cazip ve çılgının da ötesinde bir öneri olarak göz önünde duruyor. Bunun hukuki alt yapısı nedi?. Zihni hazırlık yapmadan, analiz yaptırmadan böyle bir fikre ‘ama çok güzel hemen yapalım’ demek benim iş yapma anlayışıma uymaz. Tabi ki bu ‘yapmayalım’ anlamına da gelmiyor. Böylesine büyük bir işin ve kararın mutlaka enine boyuna kuvvetli, zayıf yönlerinin incelenmesi lazım. Elde edilen çalışmaya göre adımların atılması gerekiyor. İlginçtir neden? Serbest şehir olunca İzmir’i başka bir ülke kabul edeceksiniz. O bölge içinde yapılacak tüm işlemler Türkiye’nin mevzuatından muaf olacak. Ne kadar büyük bir dönüşüm. Bunun siyasi, ekonomik, hukuki, sosyal sonuçları var. Bir başka il ‘İzmir böyle oldu ben de istiyorum’ derse ona da verecek cevabınız olması gerekiyor” diye konuştu.
SABUNCUBELİ UZUYOR
Konak Tüneli’nden önce temeli atılan ve önemli projeler arasında yer alan Sabuncu Tüneli ile ilgili de konuşan Bakan Yıldırım, çalışmaların iki yılda tamamlanacağını söyledi. Yıldırım, “Tünelin boyunun Manisa tarafından uzatılması ile ilgili talep var. Şu anda o değerlendiriliyor. Manisa çıkışı biraz yetersiz kalıyor. Yeni talebin projeye ilavesi için çalışmalar yapıyoruz. Yap işlet devret olduğu için yeni ekleme yapmamız lazım” diye konuştu.
TEK TİP KAMU PERSONELİ
Türkiye’de kamuda çalışan personelin birçok kanunu var. Hükümet kamu personel rejimi ile ilgili köklü bir çalışma yapıyor. Tek tip çalışma olacak. İmtiyazlılar ve imtiyazsızlar ayrılmayacak. Cumhurbaşkanlığında aynı işi yapan ile bakanlıklar ve belediyelerde aynı işi yapanların farklı farklı statüleri olmayacak. Statü makama, işin getirdiği sorumluluğa, kıdeme ve performansa göre belirlenecek. Bu personel rejimi el ata, değiştirile değiştirile içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. Bir kısmı geçici kadro. Sonra onu daimi kadroya alıyorsunuz. Ondan sonra bir gurup daha çıkıyor ‘bizi de alın’ diyor. Bu çok da sürdürülebilir bir yöntem değil. Bununla yapmamız gereken bir topyekun bir ıslahat yapılacak. Çok kısa zamanda memurların arasındaki farkları kapatacağız” dedi.