HABERLER>GÜNCEL
6 Ocak 2014 Pazartesi - 10:13

‘Aracı’dan Sulh mektubunun hikayesi ve tam metni

Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Gülen'in mektubunu, ABD'den Fehmi Koru'nun getirdiği ortaya çıktı. Koru, gelişmelerden rahatsızlık duyduğu için araya girdiğini anlattı.

‘Aracı’dan Sulh mektubunun hikayesi ve tam metni

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Cumartesi günü Dolmabahçe'de açıkladığı mektubun hikayesini Star Gazetesi yazarı Fehmi Koru yazdı. Çünkü Koru, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Fethullah Gülen'e mesajını iletmek üzere ABD'ye gitmiş ve dönüşte söz konusu mektubu getirmişti.
 
- MEKTUP 'VİRÜSLÜ' İDDİASI...

17 Aralık'taki olayların ardından Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la görüştüğünü sonra da ABD'ye hareket ettiğini yazan Koru, Fethullah Gülen'le aralarında geçen görüşmeyi şu sözlerle anlattı:
 
"Hocaefendi’yi, gelişmelerden olağanüstü huzursuz halde buldum. Kavga-gürültü ve savaş yerine kardeşlik hukukunun hâkim olmasını istiyor, hassasiyetlerine kulak verilmemesini anlamakta zorlanıyordu. ‘Örgüt’ sözcüğünün uluorta kullanılmasını başka niyetlere yoruyor, dershanelerin kapatılmak istenmesini yanlış buluyor, kendisine sempati duyan insanların başına dert açılmasından endişe ediyordu.
 
Cumhurbaşkanı Gül’e duyduğu saygı dolu hisleri saklamıyor, Başbakan Erdoğan için de ‘dostça’ ifadelerle dolu sözler sarf ediyordu. En fazla bazı gazetelerden ve özellikle sosyal medyada yazılanlardan şikâyetçiydi...
 
Başbakan gibi... Cumhurbaşkanı gibi...
 
En önemlisi, siyasi iklimden konuşurken, 'Biz bir yıl önce hangi noktadaysak, bugün de aynı yerdeyiz' demesiydi Hocaefendi’nin..."
 
Gülen'in görüşmede pazarlık veya şartlar gibi sözlerden ya da imalardan uzak durduğunu dile getiren Koru, "Konuştuklarımızı yazılı hale getirseniz?" teklifinde bulunduğunu bunun üzerine ise söz konusu mektubunu ortaya çıktığını belirtti.
 
Koru'nun, kapalı bir zarf içinde 'muhatabı'na ulaştırdığını kaydettiği mektubun tam metnini ise bugün Yeni Şafak yayınladı:
 
"22 Aralık 2013, Pennsylvania
 
Sayın Cumhurbaşkanım,
 
Aziz dost, kıymetli insan,
 
Saygıdeğer Abdullah Gül Beyefendi
 
En içten hürmetlerimi arz eder, gönülden selamlarımla sağlık ve afiyet üzere bulunmanızı dilerim.
 
Ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçıran her hadisenin Zat-ı âlilerinizi ne kadar üzdüğünün/üzeceğinin idrakinde olarak, aynı hüznü paylaştığımı ifade etmek istiyorum.
 
Başkaları 'Hizmet', 'Hareket', 'Cemaat' veya 'Câmia' gibi farklı isimlendirmelerde bulunsalar da aslında her tür, her anlayış, her renk ve her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan insanların misillü) bir makuliyette ve bir mantıkiyette buluşmalarının şahs-ı manevisi olarak gördüğüm adanmış ruhların faaliyetlerinin ve müesseselerinin hedef alınması karşısında çok mahzunum.
 
***
 
Daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk günlerde sayın Başbakanımıza da değişik vesilelerle ifade edildi; milletimiz için faydalı gördüğümüz müesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa etmeyi sürdürmesini arzuladığımız hususu kendilerine iletildi. Bu hareketin gönüllülerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden geldiğince nezaket çerçevesinde kendilerini ifade etmelerinin ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığı kamuoyunun malumu. Bu hususta kanunlar çerçevesinde hukukun gereklerinin seslendirildiğini düşünüyorum. Zamanla içtimai hayat içinde birçok insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket ölçülerinin dışına çıkan bir üslup ile çok çirkin söz ve karşılıklı isnatların gündemde olması hasebiyle bunun önüne geçilmesi gerektiği akl-ı selim sahiplerinin öncelikli bir zaruret olarak gördüğü bir husus. Özellikle bir kısım medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınları sona ererse, dost ve arkadaşlarımın da sükûtu tercih edecekleri kanaatindeyim. Fakir'in de bu meselenin önünü kesmek için elinden geleni yapacağını bilmenizi isterim. Sürekli çirkin şeyler neşreden bir kesimin o kötü neşriyatının durması hususunda Zât-ı alinizin de ciddi etkili adımlar atacağınıza, yeniden akl-ı selime dönüşü sağlayacağınıza inanıyorum ve sizden bunu kemal-i samimiyetle istirham ediyorum.
 
***
 
Muhterem efendim,
 
Devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım Zât-ı alinizin malumudur. Bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatime sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim.
 
Medyanın takip ettiğim kadarıyla, kamuoyunun da vakıf bulunduğu işleyen hukuki bir vetire ile ilgili olarak, bir taraftan görevliler kanunlar çerçevesinde vazifelerinin gereğini yerine getirerek suçluları tespit etmeye ve haklarında işlem yapmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan, bu konuda sadece görevlerini yapmakla meşgul bulunan veya herhangi bir şey yapmasa da başka illerde olan bazı kimseler hakkında belli bir itham olmadan işlem yapılıyor. Kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar çerçevesinde yerine getiren memurînin sırf belli bir yere nispet edilerek engellendiğini ve hatta süreçle hiçbir ilgisi olmadığı halde yine aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların) yapıldığını üzüntüyle izlemekteyim.
 
Devlet memurlarının üzerlerin gidip onları vazifelerini yapmaktan men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet ederek tasfiyeye/ kıyıma tabi tutma konusunda biz sussak bile zannederim maşeri vicdan susmayacaktır.
 
***
 
Sayın Cumhurbaşkanım,
 
Ayrıca, kamu kurumlarına giriş mülakatlarında ciddi bir eleme gayreti bulunduğu dillendiriliyor. Şu anda da eskiden beri olduğu gibi bazı insanlar hakkında 'Şu cemaatten, bu tarikattan; şu dershaneye gitmiş, bu okuldan mezun olmuş!' denilerek bilgi toplama ve engelleme yapıldığı ifade ediliyor. Bu haksız uygulamanın sadece genel müdür, müdür veya emniyet amiri konumunda da kalmadığı, ta memurlara kadar inmiş bulunduğu söyleniyor. Şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca 'falan yere, müntesip, falancı.. filancı..' görüldüğünden dolayı mağduriyete uğramış pek çok insanın yanımda gözyaşı döktüğüne şahit oldum. Fakat ben bunları hiç dillendirmediğim gibi o insanlara da sabır ve vifak tavsiye ettim. Belli bir yere nispet edilerek engellenen bu vatan evladı yakın çevrelerine, nazları geçen kimselere de üzülerek hislerini dile getirmekte, içlerini dökmektedirler. Bu ülkenin öz evladı, masum Anadolu insanlarının bir kısım kara listelere kaydedilmesine ve önlerinin kesilmesine matuf gayretlerin artık bütünüyle sona ermesi gerektiği kanaatindeyim.
 
Dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve Allah'ın inayeti, Zât-ı devletleriniz gibi kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen hizmet hareketinin -maalesef- önünü kesmeye matuf gayretler olduğu aşikar hale geldi. Bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin -önceden olmamakla birlikte- hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eş zamanlı olarak arttığı görülmektedir. Süleyman Efendi'nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti'nin, Menzil mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye maruz kalmayacağı nasıl söylenebilir?!.
 
***
 
Kıymetli efendim,
 
Göndermek lütfunda bulunduğunuz kıymetli misafirin aktardığı hususları dikkate alarak, ifade etmeliyim ki, dün neredeysek şu yaklaşan seçim sürecinde de aynı yerde ve çizgide duruyoruz. Diyaloğa her zaman açık bulunduğumuzu, binaenaleyh Zât-ı âlilerinizin ve sayın Başbakanın ortak tensiplerini tensibimiz sayacağımızı da belirtmek isterim. Bahse konu hususların sayın Başbakanla da paylaşılmasını arzu ederim.
 
Hayatını dinine, milletine ve insanlığa adama gayretindeki bir kardeşiniz olarak bütün samimiyetimle ifade etmeliyim ki, hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin yanında yer almaya, Fakir'e sevgi duyanları da bu yönde teşvik etmeye çalıştım. Gözümde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşımdan sonra da başka bir sevdam, düşüncem ve emelim olamaz. Devlet büyüklerimizin uzatacakları dostluk ellerini mutlaka tutacağımızı, bize karşı samimiyetle atılan her adıma -ilahi ahlaka iktîdaen- on katıyla mukabelede bulunacağımıza, arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve sevenlerimize itidal tavsiye ederek huzurun temini adına elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı ve her zaman sulhun takipçisi/destekçisi olacağımızı arz ederim.
 
Bu vesileyle, zât-ı âlilerinize, saygıdeğer Hayrünnisa Hanimefendi'ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hürmetlerimi sunarım.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC. Öz Vatandaş. 6 Ocak 2014 Pazartesi 16:10

Bir zamanlar can ciğer kuzu sarma olanlar şimdi birbirini yeme telaşına kapıldılar. Şeytan boş kaldımı oğlunu öpermiş.

Yorumu oyla      13      6  
İZMİRLİ... 6 Ocak 2014 Pazartesi 10:42

Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı bankasıyız,diye bir reklam vardı eskiden, nedense aklıma geliverdi...

Yorumu oyla      15      6  
ŞİRİNYERLİ 6 Ocak 2014 Pazartesi 10:26

ANAYASAL BİR DEVLET...NE OLDUGU BELLİ OLMAYAN **TÜZEL KİŞİLİĞİ**BİLE YOK ONU GÜCLÜ GİBİ GÖSTERMEYE CALIŞANLAR CANLI POSTA ARACI**FEHMİ** KURYELİK YAPIYOR.BAŞBAKANIMIZ BU KARMAŞIKLIĞA SON VERECEK,SEVGİLER..

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Flaş: Sis ve buz dehşeti: 60 araç birbirine girdi
Diyarbakır-Şanlıurfa Karayolu'nun Beşyüz Evler mevkiinde gizli buzlanma ...
Cemaatin mektubu için ‘virüslü’ iddiası
Hükümete yakın isimlerden Abdülkadir Selvi, Fethullah Gülen'in gönderdiği ...
Türkiye’nin yeni ‘Titan’ı: Sanal saadet zinciri
Türkiye’de ‘Mega Holding’ çatısı altında kurulan yeni nesil saadet zinciri, ...
 
İzmir'de oyun oynayan çocuklar el bombası buldu!
Kınık’ta oynayan çocuklar karayolu kenarındaki yağmur suyu menfezinde ...
Üniversite öğrencilerine 'ahlak' fişlemesi!
Tunceli Hozat’ta vatandaşların tümünün takibe alındığını belgeleyen fişlemelerle ...
Flaş: İzmir'de uçuşlara yine sis engeli!
İzmir’de iki gündür yoğun sis nedeniyle hava ulaşımı adeta durdu. Görüş ...
 
Gazeteci Bünyamin Aygün sonunda özgür
Suriye'de kaçırılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, MİT'in ...
Bebek yüzlü katil firar etti!
Gaziantep H Tipi Cezaevi’nde ’cinayet’ suçundan yatan, yakışıklı olması ...
Büyükşehir önünde 'imar andı ve duası'
Kamuoyunda "Balçova Arsa Mağdurları" olarak bilinen grup, beyaz önlük ...
 
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva